• Sonuç bulunamadı

VERGİ AHLÂKININ BELİRLEYENLERİ

E) Mesleki Durum

Mesleki durum, bireylerin toplumsal ve sosyal sınıfını belirlemesinin yanı sıra, bireyin ekonomik durumunu şekillendirmesi nedeniyle önemli bir demografik değişkendir. Vergi karşısında takınılacak tavır ve bireyin vergi ahlâkı açısından mesleki durumunun önemi ise özellikle sahip olunan meslek nedeniyle katlanılan objektif ve subjektif vergi yükünde kendini hissettirmektedir. Şöyle ki, her meslek grubunun vergi tazyiki aynı olmadığı gibi, her meslek grubunun gelir oluşturma elastikiyeti ve vergi matrahına uygulanacak indirim, muafiyet veya istisna tutarları da aynı olmayabilir. Bu nedenle meslek gruplarının vergiyi hissetme düzeyleri farklılık gösterebilmekte, bu da bireylerin vergi ahlâkını değişik şekillerde baskı altına alabilmektedir.

Bazı mesleklerin gelir oluşturma elastikiyeti diğerlerine göre daha yüksektir. Örneğin tüccarlar ve serbest meslek erbapları gelirlerini arttırma imkânları bakımından diğer gelir gruplarına göre daha avantajlıdırlar. Buna karşın ücret geliri veya zirai kazanç elde edenlerin gelirlerini arttırma imkânları daha sınırlıdır. Aynı

şekilde yükümlülerin sahip oldukları mesleklere göre gelir oluşturmak için katlandığı fedakârlık ve çaba düzeyi de farklılaşabilmektedir. Örneğin çiftçiler hemen her ülkede vergiye karşı daha fazla reaksiyon göstermektedir (Şenyüz, 1995: 44. Bunun

nedeni gelir elde etmek için sarf ettikleri çabanın diğer mükelleflere göre fazla olduğu düşüncesidir. Bu durum aynı gelir grubunda olmasına rağmen, farklı meslekler açısından değerlendirildiğinde daha belirginleşmektedir. Örneğin ücret geliri elde eden bir masa başı çalışanı ile maden veya inşaat işçisinin gelir elde etmek için katlanmak zorunda oldukları fedakârlık aynı değildir. Bunun bilincinde olan bir maden işçisi, kendisinden çok daha az çabayla gelir elde eden birisiyle aynı şekilde vergilendiriliyorsa, psikolojik olarak bu maden işçisinin vergi ahlâkı üzerinde negatif bir tazyik oluşacaktır.

Vergi mükelleflerinin sahip oldukları meslek nedeniyle daha fazla vergi yüküne maruz kalmaları durumunda, vergi teorisi açısından iki farklı tercih yapmaları beklenir. Mükellef verginin gelir etkisi ile daha fazla çalışarak vergiden dolayı oluşan refah kaybını telafi etmeye çalışabilir. Ancak mükellefin gelir etkisi tercihinde bulunması, vergi karşısında olumlu bir tavır takındığı anlamına gelmez. Bilakis, mükellefi daha fazla çalışmaya zorladığı için vergi karşısındaki direncini arttırabilir. Mükellefin yapması muhtemel ikinci tercih ise verginin ikame etkisi ile aylaklığı tercih etmesi veya daha az çaba sarf edeceği mesleklere yönelmesidir. Bu durumda da mükellefin vergi karşısındaki tutumunun olumsuz olması muhtemeldir. Sosyal ve ekonomik durumundaki değişikliğin sebebi olarak katlanmak zorunda olduğu vergiyi gören mükellefin, vergiye karşı olumsuz tutum ve davranışlar içinde olmasını beklemek yanlış olmayacaktır.

Kirchler (1999)’e göre, mükellefler genellikle vergi nedeniyle uğradıkları refah kaybının telafisi için verginin gelir etkisinden ziyade ikame etkisini tercih etmektedirler. Yani refah kaybını telafi etmek için daha fazla çalışmak yerine aylaklık tercih edilmektedir.

Mesleki durum ile vergi ahlâkı ilişkisini belirleyen önemli bir husus da ödenen verginin dolaylı-dolaysız vergi olmasıdır. Dolaylı vergilerin subjektif vergi yükü dolaysız vergilere göre daha düşüktür. Vergi yükü büyük ölçüde dolaylı vergilerden oluşan mükelleflerin, bu vergiyi hissetme derecelerinin düşüklüğünden dolayı vergi ahlâk düzeyleri genellikle daha yüksektir. Özellikle ücretlilerin maaşlarından peşin olarak kesilen vergileri pek hissetmemeleri nedeniyle, vergi

ahlâk düzeylerinin daha yüksek çıkması beklenebilir. Kuşkusuz bu tür vergi mükelleflerinin vergi kaçırma imkânlarının zayıf olmasının da bunda etkisi vardır. Kendilerinin vergi kaçırma imkânlarının olmaması, bu mükelleflerin vergi kaçıranlara karşı çok daha güçlü tepkiler vermesine de neden olabilmektedir. Yapılan ampirik alan araştırmaları, kendi işinde çalışan ve dolaysız vergi mükellefi olanların vergi ahlâkının, sürekli başkalarının işinde çalışanlara göre daha düşük olduğunu doğrulamaktadır (Torgler, 2003b: 56). Torgler’e göre bu durum özellikle gelişmekte olan ülkelerde çok daha belirginleşmektedir.

Mesleki durumun vergi ahlâkı açısından bir diğer önemi de, günümüzde hemen bütün meslek gruplarının çeşitli şekillerde örgütlü bir yapıya kavuşmuş olmalarıdır. Yapılacak bir vergisel düzenlemeye karşı herhangi bir meslek mensubunun tek başına reaksiyon göstermesi pek dikkate alınmamasına karşın, meslek odaları tarafından gösterilecek bir tepkinin kamu otoriteleri tarafından görmezlikten gelinmesi pek mümkün olmamaktadır. Günümüz demokrasi anlayışında çok önemli bir yeri olan baskı grupları içinde mesleki teşekküllerin yeri son derece önemlidir. Geçmişte ünlü Poujade Hareketi olarak tarih sayfalarında yerini alan reaksiyonun, perakendeci esnaf ve zanaatkârların ortak bir hareketi olduğu bu yargıyı doğrular niteliktedir (Bulutoğlu, 1958: 183). Devletin otorite kaybına dahi neden olabilecek bu tür reaksiyonlar, kamu otoritelerini vergisel düzenlemeler yaparken çok daha dikkatli davranmaya zorladığı günümüz yönetim anlayışı içinde kabul edilmesi gereken bir gerçektir.

Vergi ahlâkı ile mükellefin mensubu olduğu meslek grubu arasındaki ilişki bazı araştırmalarda istatistiksel olarak anlamlı bulunmasına karşın, bazılarında anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir. Bütün demografik değişkenlerde olduğu gibi, mesleki durumu da tek başına vergi ahlâkının belirleyeni olarak mütalaa etmek mümkün değildir. Mesleki durumun vergi ahlâkı üzerindeki etkisinin daha anlamlı olabilmesi için diğer değişkenlerle birlikte ele alınması gerekmektedir. Örneğin daha önce cinsiyet faktörü incelenirken görüldüğü gibi, yapılan pek çok araştırmada bayanların erkeklere göre vergi ahlâkı daha yüksek çıkmaktadır. Mesleki durum ile cinsiyet faktörünü birlikte düşündüğümüzde, daha çok bayanların çalıştığı meslek gruplarında vergi ahlâkının yüksek çıkması kuvvetle muhtemeldir. Bu durumda vergi

ahlâkının yüksekliği cinsiyet faktörüne mi yoksa meslek faktörüne mi bağlanmalıdır? Benzer şekilde gelir düzeyi, kültürel yapı, eğitim düzeyi, sosyal sınıf gibi pek çok değişken de mesleki grubun vergi ahlâkına etki edebilmektedir. Bu nedenle, doğru sonuçlara ulaşmak için diğer birçok değişkenin modele dâhil edilerek istatistiksel analizlerin yapılması gerekmektedir. Ayrıca, vergi ahlâkı alanında bu güne kadar yapılan araştırmaların meslek gruplarını hedef almaması nedeni ile somut yargılara ulaşmak pek mümkün görülmemektedir. Örneğin doktorların avukatlara göre veya ayakkabıcıların terzilere göre daha yüksek veya daha düşük vergi ahlâkına sahip olduğunu iddia etmek için bu meslek gruplarının ayrı ayrı vergi ahlâk düzeylerinin ölçülmesi gerekmektedir. Yaptığımız araştırmalarda, bu tür analizleri yapmanın güçlüğünden dolayı pek tercih edilmediği kanaatine ulaşılmıştır.