• Sonuç bulunamadı

Algı Kavramı ve Vergilerin Algılanması

C) Vergi Karşısında Mükellef Psikolojis

1. Algı Kavramı ve Vergilerin Algılanması

Algılama, bir olay veya fiziksel bir objenin dışsal veya içsel dürtüler yardımıyla, eskiden elde edilmiş tecrübe ve tutumlar dikkate alınarak kavranmasıdır (Baysal ve Tekarslan, 1998: 46). Algı, duyudan çok farklıdır. Algılama olayı, insana ulaşan bütün uyarıları biçimlendiren karmaşık bir süreçtir. Algılama sırasında beyin, bireyin içinde bulunduğu durumdan beklentilerini, geçmiş yaşantılarını, diğer duyu organlarından gelen başka duyuları, toplumsal, kültürel ve ekonomik etkenleri

9 “Poujade Hareketi” için bkz. Kenan Bulutoğlu, “Vergiye Karşı Tipik Bir Reaksiyon: Poujade Hareketi”, Maliye Enstitüsü Konferansları, Dördüncü Seri, İÜİFME Yayını, No: 6, İstanbul, 1958.

hesaba katar. Dışardan gelen her türlü duyuya anlam kazandırma bu aşamada olur (Cüceloğlu, 1999: 118-119).

Vergileme olayı açısından bakılacak olursa; vergilerin algılanması, mükelleflerin vergiler karşısında takındıkları tutum ve gösterdikleri davranışları belirleyen sürecin en başında yer alan aşamadır. Kısaca belirtmek gerekirse, vergi

karşısında gösterilen davranışlar algılama aşamasında büyük ölçüde

şekillenmektedir. Dolayısı ile vergilerin bireyler tarafından nasıl algılandığı tam olarak anlaşılırsa birtakım olumsuzlukları ortadan kaldırmak çok daha kolay olacaktır.

Sonuçtan hareket ederek bir örnekle açıklanırsa, vergiler karşısında gösterilen olumsuz davranışların en önemlilerinden olan vergi kaçakçılığı ele alındığında, bir insanın vergi kaçırması için öncelikle vergi karşısında büyük ölçüde olumsuz bir tutuma sahip olması gerekir. Bu olumsuz tutum, vergi kaçırmak şeklinde neticelenebileceği gibi, vergi kaçırmayı haklı gösterecek şekilde kamuoyu oluşturmak şeklinde de ortaya çıkabilir. Hatta bu kamuoyu oluşturma çabası, gazete, dergi veya görsel basın aracılığı ile yürütülüp, tüm ülkede vergiye karşı bir tepki dahi oluşturulabilir.

Peki, bu olumsuz tutuma neden olan nedir? Bu sorunun cevabı verginin birey tarafından nasıl algılandığında yatmaktadır. Önceden edinilmiş kötü tecrübeler, çevresel faktörler ve kişinin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durum, öncelikle verginin olumsuz bir anlam kazanmasına sebep olmaktadır. Bu oluşan algı daha sonra, vergi karşısında olumsuz bir tutum geliştirmekte ve fırsat bulunduğu zaman da vergi kaçırma gibi önemli bir suça yöneltmektedir.

O halde öncelikle yapılması gereken, vergilerin olumsuz algılanmasına engel olmaktır. Bunu gerçekleştirmek elbette kolay olmayacaktır. Öncelikle insanların vergilerin gerekliliğine inandırılması lazımdır. Kamu harcaması olarak geri dönen vergilerin, vatandaşların daha kolaylıkla görebileceği ve daha yüksek fayda elde edebileceği alanlara yapılacak yatırımlar sayesinde, vergilerin gerekliliğinin vatandaşlar tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamak mümkün olabilir. Bunun örneklerini çoğaltmak mümkündür. Ancak önemli olan, toplumun verginin gerekli

olduğunu düşünmesidir. Bir başka deyişle, toplumda vergi bilincinin ve vergi ahlâkının oluşmuş olması gerekmektedir. Böylece, daha en başta insanların beyinlerinde vergi ile ilgili olarak pozitif düşünceler yerleşmiş olacaktır. Yerleşen bu pozitif düşünceler, psikolojide bir sonraki aşama olarak kabul edilen “tutum” aşamasının da pozitif olmasına önemli derecede katkı sağlayacaktır.

Bu noktada, algılamaya etki eden faktörleri, sosyal psikoloji açısından incelemekte yarar vardır.

— Algılamaya etki eden faktörlerden birincisi, algılayan kişinin durumudur (Freedman, Sears ve Carlsmith, 2003: 111). Bireyin içinde bulunduğu psikolojik, sosyal, ekonomik ve diğer durumları algının yönüne etki edecektir. Vergi mükellefi açısından değerlendirecek olursak, mükellefin ihtiyaçları, beklentileri ve duyguları verginin algılanış biçimine yön verecektir.

— Algılamayı etkileyen ikinci faktör, algısal eğilimler yani yanlılıklardır. Bir obje ya da olayla ilgili olarak bir tek olumsuz özellik, bu obje ya da olayın başka da olumsuzluklar taşıdığı şeklinde algılanmasına sebep olabilmektedir. Bu gibi eğilimler, mantıksal hata (logical eror) şeklinde ifade edilmektedir (Freedman, Sears ve Carlsmith, 2003: 113). Bu tür hatalar, olumsuz yönü genele yayma şeklinde olabileceği gibi, olumlu bir yönünden hareketle bütünün tamamını olumlu olarak algılama şeklinde de olabilmektedir. Vergiler açısından baktığımızda, olumsuz bir yönü ön plana çıkan bir verginin olumlu yönleri genellikle görülememekte, dolayısıyla bu vergi daha baştan kötü olarak algılanabilmektedir. Algısal eğilimlerin (yanlılıkların) vergiler açısından en tehlikeli olanı ise, sistemde yer alan vergilerden herhangi birisinin olumsuz algılanışının, sistemin tamamına yayılarak, bütün vergi sisteminin olumsuz olarak algılanmasıdır. Bu nedenle vergi koyanların çok dikkatli olmaları gerekmektedir.

— Algılamaya etki eden üçüncü faktör, algılanan obje ya da olaya ilişkin bilgidir. Bu bilgiler totoloji olarak da ifade edilmektedir (Ayer ve diğerleri, 1984: 223). Bir insanın bir obje ya da olay hakkında herhangi bir kaynaktan edindiği bilgiler, bu obje ya da olayla karşılaştığı zaman aklına gelen ilk veriler olacak ve algılama bu bilgi etrafında şekillenecektir. Vergiler açısından bakıldığında, herhangi

bir vergi ile ilgili olarak edinilmiş bir bilgi, verginin algılanmasına yön verecektir. Vergi konusunda doğru kaynaktan ve yaygın bir şekilde verilen olumlu bilgilerin, toplumsal bilinç ve vergi ahlâkını olumlu etkileyeceği sonucuna ulaşmak mümkündür.

— Algıya etki eden başka bir faktör de kalıp yargılardır (Freedman, Sears ve Carlsmith, 2003: 117). İnsanların bilinçaltında yatan birçok sebepten dolayı, hakkında çok fazla bilgi sahibi olmamalarına rağmen, birtakım nesne veya olaylara karşı olumlu ya da olumsuz önyargılar taşıyabildiklerini sıklıkla müşahede etmek mümkündür. Vergilerin zora dayalı olarak tahsili ve bölünemeyen kamusal mallardan dolayı karşılığının doğrudan görülemeyişi nedeniyle, birçok toplumda vergiler karşısında olumsuz bir önyargının oluştuğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ne kadar gerekli olursa olsun, ne kadar iyi düzenlenirse düzenlensin, ne kadar adil olursa olsun yeni bir verginin toplumda algılanışı, bu önyargılar etrafında olacaktır. Dolayısıyla, toplumda vergi ahlâkının yükseltilmesi, bu önyargıları ortadan kaldırmaya yönelik uzun süreli ve istikrarlı çabalarla mümkün olacaktır.

— Algılama şekline etki eden bir husus ta eksik algılamadır. Eksik algılama seçmenlerin tercihlerinin siyasal sürece yansıması önünde de bir engel teşkil etmektedir. Vergiler açısından bakıldığında, eksik algılama mali saydamlığa engel olmakta ve bireylerin kamusal faaliyetler konusunda bilgi edinme imkânlarını sınırlamaktadır (Dileyici, 2006: 186).

Aynı şekilde, vergi ile ilgili olarak sahip olunan eksik algılama, bireylerin bu verginin yükünü tam olarak hissedememesine neden olacaktır. Bu duruma maliye literatüründe mali aldanma (mali anestezi, fiscal illusion) denmektedir. Mali aldanma ile bireyler, rasyonel bir şekilde hareket etme kabiliyetlerini yitirebilmektedirler (Empoli, 2002: 379). Dolayısıyla, mükelleflerin gerçek psikolojik ve ahlâki durumlarının tespit edilmesi zorlaşmaktadır.

Algılamayı belirleyen ekonomik, sosyal, kültürel ve demografik birçok faktör bulunmakla birlikte, bu faktörlerin birçoğuna vergi ahlâkını belirleyen faktörler incelenirken de değinileceği ve konunun çok detaylı olması nedeniyle burada bu kadarıyla yetinilecektir.