• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

2.8. MERSİN: KUŞATILMIŞ KENT

Türk toplumu, kırsal toplumdan kentsel topluma doğru bir geçiş yaşamaktadır. Tarım ve hayvancılık sektörlerinden, sanayi, ticaret ve hizmetler sektörlerine geçmiştir.

Kentleşme, “kent sayısının artması ve kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplumda artan oranda örgütleşmeye, uzmanlaşmaya ve insanlar arası ilişkilerde kentlere özgü değişikliklere yol açan nüfus birikimi süreci” olarak tanımlanır. Kentleşme oranı, bir toplumun en önemli gelişmişlik ölçütlerindendir.162

Kentleşme, toplumların inançlarında, değer yargılarında ve tutumlarında değişiklikler yaratan bir süreçtir. Kentleşme süreci bir zaman aralığında yaşanan değişimi, bir süreci anlamlandıran bir kavramdır. Bu nedenle, kente özgü yaşama biçimi yalnızca nüfus faktörüyle açıklanamaz. Ayrıca nüfus formasyonunun ve nüfusa bağlı faktörlerinde dikkate alınması gerekmektedir (Nüfus hareketi, birimi, yığılması, kentleşme).

Kentleşme kavramı, sosyo-ekonomik değişmelerin sonucunda oluşmakta ve sosyal değişimin önemli bir öğesi haline gelmiştir. Göç ve göçün yol açtığı kentleşme süreci iki temel varsayım üzerine kuruludur. Bunlar;163

a-Türkiye toplumunun gelecek yazgısı önemli bir ölçüde kent nüfusu ve özellikle de kente yeni gelen nüfus tarafından belirlenecektir. Kentlerde yaşayan nüfus siyasal olaylarla son derece yakından ilgilidir. Bunlar (kentliler ve kente yeni gelenler) ülkenin toplumsal, kültürel, ekonomik gelişimi üzerinde etkili olma konusunda güçlü bir eğilim geliştirmişlerdir.

b-Kentlere doğru hızla akan ve kentlerin çevresinde yığılan bu nüfusun gereksinimleri karşılanmazsa yakın bir gelecekte büyük kentler başta olmak üzere

161 Yılmaz, Mehmet, http://www.milliyet.com.tr. , (18.04.2005)

162 Erol, Metin, Nesrin Özdemir, Güney Nairsoy, “Kentsel Bütünleşme Üzerinde Köy Kent Farklılaşması

ve Aile Kurumunun Etkileri: Sivas Örneği”, II. Ulusal Sosyoloji Kongresi “Toplum ve Göç” , Ankara, 1997, s.342

163 Barut, Mehmet, “Kuşatılan Kent Mersin”, II. Ulusal Sosyoloji Kongresi Mersin Üniversitesi Sosyoloji Derneği “Toplum ve Göç”, Mersin, 1996, s.13

kentsel yerleşim alanları çevresinde toplumsal, siyasal patlamalar yaşanabilir.

Kısaca söylemek gerekirse; Mersin ili Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinden (özellikle Şırnak, Adıyaman, Mardin) aldığı göçlerle bir nüfus patlaması yaşamıştır. Ve nerdeyse, göçle gelen bu kişiler, ilin belli kesimlerinde yeni bir Mersin ve Mersinli yaratmışlardır.

2.9. 1990’LI YILARDA MERSİN’E YAPILAN GÖÇ

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden yapılan göç ve ona bağlı olarak yaşanan hızlı nüfus artışı, Mersin’in 1980 sonrası dönemde gelişimine damgasını vuran önemli bir olaydır. Göçle birlikte yaşanan hızlı nüfus artışlarına kuruluşundan bu yana pek de yabancı olmayan, hatta nüfusu 1980 – 1990 arasında neredeyse iki katına çıkan Mersin’de göçün 1990’larda gündemde olmasının iki nedeni vardır. İlki kentin bu hızlı ve yoğun göçü kaldıracak ekonomik canlılığa ve istihdam olanaklarına sahip olmaması, ikincisi ise sözü edilen göçmen kitlesinin göç nedenlerinden ve göç biçimlerinin niteliğinden dolayı kentte nasıl bir yaşam tarzı getireceklerine duyulan toplumsal ve kamusal bir meraktır. Bunların yanında, göçmenlerin işgücü piyasası küçük ve orta burjuvazinin etkinlik alanlarında yarattıkları arzın yerlilerde nasıl bir tepki doğuracağı bu kitlenin siyasal tavır alışlarının ve pratiklerinin ne yönde olacağı konuları da göç konusunun kentin gündeminde ön sıralarda bulunmasının nedenlerindendir.164

Mersin’e Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden yoğun göç olmasının sebebi, eskiden bu kente gelenlerin sermaye ve iş gücü sahibi olmalarıdır. Ayrıca, bu insanların batıya göç etmelerinde şiddet ve terör olayları en büyük etkenlerden biri olmuştur. 1991 yılında Körfez Krizi’nin patlak vermesiyle de insanlar can güvenlikleri için batıya özelliklede Mersin’e zorunlu göç etmişlerdir.

Mersin’e yönelik göçlerin önemli niteliği, oran olarak büyük ve kısa bir zaman sürecinde gerçekleşmesidir. Ayrıca, göç edenlerin büyük çoğunluğunun Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nin kent, kasaba ve köylerinden olması dikkat çekici bir başka özelliktir. Bu bölge, terör ve şiddet olaylarının yaşanmakta olduğu ve güvenliğin çok düşük düzeyde olduğu bir bölge idi.165

Mersin ilini çekici bir kent haline getiren etkenler ise şunlardır: Tarım

164 Doğan, Ali Ekber, Küreselleşme Ve Kentlerin Dönüşümü: Mersin Örneği, Mersin Üniversitesi S.B.E.,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 1999, s.178

165 Kemerlioğlu, Eyüp, “Mersin’e Göç Edenlerin Göç Nedenleri ve Sosyal, Ekonomik ve Kültürel

sektöründeki mevsimlik iş imkanı sağlaması, iklim koşullarının ısınma ve barınma için uygunluğu, sebze ve meyve üretimi gibi gıda ucuzluğudur. Ayrıca Mersin ilinde birçok kente oranla ucuz konut bulunabilmektedir. 1990’lı yılarda o günkü Büyükşehir Belediye Başkanının (Okan Merzeci) Güney Kent Toplu Konut Projesiyle insanlara ucuz konut vermeyi taahhüt etmesi de doğudan göç edenlerin ilgisini bu şehre çekmesine yol açmıştır.

Göç edenlerin önemli bir bölümü tarım işçileri, topraksız köylüler ve azınlığı ise büyük toprak sahipleridir.166 Öte yandan, tarım işçilerine, topraksız köylülere her bölgede rastlanmasına rağmen, büyük toprak sahipleri daha çok toprak mülkiyetinde önemli dengesizliklerin bulunduğu bölgelerden büyük kentlere gelmiştir.

Tablo 2.5. : 1970’ten – 1990 Yılına Kadar Mersin’de Göç

1970 – 75 Dönemi 1975 – 80 Dönemi İç Göç Dış Göç Net göç Net Göç Oranı (%) İç Göç Dış Göç Net Göç Net Göç Oranı (%) 62. 257 49. 303 15. 954 24. 44 73. 699 33. 222 40. 477 51. 94 1980 – 85 Dönemi 1985 – 90 Dönemi İç öç Dış Göç Net Göç Net Göç Oranı (%) İç Göç Dış Göç Net Göç Net Göç Oranı (%) 89. 444 -39,751 49,693 52,92 131. 573 -56,856 74,717 64,94 Kaynak: “Göçler Ve Net Göç Oranları”, http:// www.dpt.gov.tr., (02.02.2005)

1985 – 1990 döneminde Mersin’in göç hızı % 0.68 dir. Ve ilk on il arasında yer almıştır.167 Mersin’e 1990 yılından itibaren göç edenlerin oranının(% 35. 8) en yüksek olduğu söylenmektedir. 1985-1990 arası göç edenlerin oranı % 33. 6 ve 1980-1984 arası göç edenleri oranı % 25. 1 olmuştur.168

166 Keleş, Ruşen, Artun Ünsal, Kent ve Siyasal Şiddet, A.Ü.S.B.F. Yayınları:507, Ankara, 1982, s.27 167 Bozkurt, Güvenç, “Göç Olgusu”, II. Ulusal Sosyoloji Kongresi “Toplum ve Göç”, Ankara, 1997,

s.133

168 Kızılçelik, Sezgin, “Mersin’e Göç Etmiş İnsanların Sağlık Koşulları Üzerine Bir Çalışma”, II. Ulusal Sosyoloji Kongresi, “Toplum ve Göç”, Ankara, 1997

Tablo 2.6. : Mersin İli’nin Nüfus Ve İşsizlik Oranları Mersin 1980 1985 1990 2000 Nüfus 843. 931 1. 034. 085 1. 266. 995 1. 651. 400 İşsizlik oranı (%) 5,6 7,1 8,3 10,2

Kaynak: DİE., İl Göstergeleri 1980-2003, DİE Yayın No:2902, Ankara, 2004, s.134

Ayrıca “Mersin Valiliği’nin Polor adlı araştırma şirketine 1997 yılında yaptırdığı göç araştırmasına göre kentin nüfusunun % 70’ini göçmenler oluşturmakta ve bu kitlenin % 70’i Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan gelenler oluşturmaktadır.”169

Bunlara ilaveten;

Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim elemanlarının gerçekleştirdiği çalışmaların kapsamında yer alan araştırmada ortaya çıkan sonuçlar ise şöyledir:170

1- Zorlama göçe konu olan göçmenlerin % 89’u ilçe ve daha küçük yerleşim birimleri doğumlu ve % 66’sı 25 – 35 yaşları arasındadır.

2- Çoğunlukla orta okul ve daha alt eğitim düzeyindedirler. Hiç okuma yazma bilmeyenlerin oranı %19’ dur.

3- Göç edenler önemli ölçüde vasıf gerektirmeyen ve fiziki güce dayalı işler görebilecek durumdadır. Nitekim bunlar,tarım ve inşaat sektöründe işçi olarak çalışmaktadır.

4- Zorla göç etmek durumunda kalanların Türkçe, Kürtçe ve Zazaca dillerinden en az ikisini bildikleri görülmektedir.

5- Terör nedeniyle göç eden bu grup göçmenlerin Mersin’i tercih etmesi vasıf gerektirmeyen işlerin bulunması, mevsimlik işçi olarak gelinip gidilirken önceden bilinmesi ve eş-dost-akraba ve hemşerilerin bulunmasına dayanmaktadır.

6- Mersin’de önem sırasıyla iş bulamama, barınma ve halkla ilişki kuramama önemli birer sorun olarak görülmektedir.

7- Göç edenlerin %70’i geriye göç’ü düşünmektedir. Bu düşünceyi ekonomik

169 Doğan, Küreselleşme…., s.181

170 Gündüz, Mustafa, Nalan Yetim, “Terör ve Göç”, II. Ulusal Sosyoloji Kongresi “Toplum ve Göç”,

yaşamın yeniden organizasyonu ve can güvenliğinin sağlanması koşulları desteklemektir.

III.BÖLÜM

MERSİN’DE SOSYAL DEĞİŞME VE GÖÇÜN SEÇMEN TERCİHLERİNE ETKİSİ (1950-2004)

3.1. GİRİŞ

1945 sonrası dönem, tüm dünyada büyük sosyal ve siyasal değişimlere tanık olunan bir dönemdir. İkinci Dünya Savaşının sürükleyici etkisinden Türkiye’de kurtulamamıştır. Ve Cumhuriyet’in kurulmasından bu yana tek bir partinin egemen olduğu siyasal yapıda İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği ekonomik, sosyal ve siyasal zorlamaların sonucu büyük değişiklik gereksinimi hissedilmeye başlanmıştır. Öte taraftan, II. Dünya Savaşından özgürlükçü anlayışların galibiyetiyle çıkan batı bloğunda yer alma kararını veren yönetim, çok partili rejimi özgürlük garantisi sayan bu ülkelerin hoşuna gidecek bir sistem oluşturma yolundaki çalışmalarını ön plana almıştır.171

“İlk hareket CHP içinde, bir grup milletvekilinden gelmiştir. Ve giderek bu muhalefet, parti yönetimine parti tüzüğü ve yasalarda bir takım değişiklikler yapılmasını, seçimlerin serbestçe yapılmasının sağlanmasını isteyen bir önerge vermişlerdir. Önergenin kabul edilmemesi üzerine partiden ayrılan bu milletvekilleri 18 Temmuz 1945 tarihindeki Türkiye Kalkınma Partisinden sonra kurulan ikinci yeni partiyi, Demokrat Parti’yi (17 Ocak 1946) kurmuşlardır.”172

1950 seçimleri tüm Türkiye’de gözlendiği gibi Mersin’de de tüm dengeleri değiştirmiştir. Mersin’lilerin çoğu DP’ye yöneldiler. Bu ise, 1973 yılına kadar tam 23 yıl sürdü. Daha sonra 1973 yılında yapılan seçimlerle Mersin halkının siyasal eğilimleri değişiklik göstermeye başlamış ve sola eğilim olmuştur.

Bunun sebepleri ise şöyle sıralanabilir: 1970’li yılların başında CHP kendini “ortanın solu” olarak tanıtmaya başlamış ve ardından Bülent Ecevit’in başlattığı sosyal demokratlaşma sürecine girmiştir. Yani, Türkiye’de ortaya çıkan siyasal değişim Mersin’i de doğal olarak etkilemiştir. İkinci bir sebep ise, Mersin’deki sanayileşme süreci işçi sınıfı ve solun gelişmesine sebep olmuştur.

Diğer bir sebep ise, 1968 kuşağının üniversitede okuyan Mersin’li gençleri, doktor, avukat, öğretmen olarak Mersin’e dönmüşler ve Mersin’inin solculaşmasında etkili olmuşlardır. Bu durum, yıllardır DP ve AP gibi partilere oy veren arap ailelerinin çocukları içinde doğrudur. Onlar da üniversiteden solcu olarak Mersin’e geri

dönmüşlerdir. Son olarak da, 1960’lı yıllarda Mersin’e gelen Anadolu aileleri ve Güneydoğu’dan gelen Kürtler, o günlerde düzen karşıtı bir yol çizen CHP’ye yönelmişledir.

Özetleyecek olursak, 1950 seçimlerinde DP’ye yönelen Mersin tam 23 yıl DP ve AP geleneğine destek verdikten sonra, 1973 seçimleriyle beraber, CHP ve sola eğilim göstermeye başlamıştır. Ve bu durum hala devam etmektedir. İstisna olarak 1984-1994 yerel ve 1983–1995 genel seçimlerinde sağ bir parti olan ANAP’ın seçimleri kazanması ise, bu çizgiden bir sapma olarak gösterilmiştir.

Benzer Belgeler