• Sonuç bulunamadı

Merkez Hıfzısıhha Müessesi‟nin Kurulması ve Faaliyetleri

5. Tanzimat sonrasında Osmanlı Sağlık Hizmetleri

1.3. Merkez Hıfzısıhha Müessesi‟nin Kurulması ve Faaliyetleri

Halk sağlığı hizmetlerini önemli bir kısmını koruyucu sağlık hizmetleri teĢkil etmektedir. GeliĢen teknik ve sanayi, nüfusun hızlı artması, hızlı ĢehirleĢme beraberinde alt yapı eksikliğini getirmiĢ, eğitimin yeterli olmaması, beslenme yetersizliği ise sağlık sorunlarının artmasına neden olmuĢtur. Bu noktada koruyucu sağlık hizmetleri önem kazanmıĢtır.

BulaĢıcı ve salgın yapan hastalıklarla savaĢmak, aĢı ve serum uygulamaları ile mümkün olmuĢtur. Toplumun hastalıklara karĢı dirençli kılınmasında, tüketilen gıda maddelerinin denetimi önemli rol oynamıĢtır. Ayrıca insan sağlığı ile ilgili her türlü laboratuar çalıĢmaları ve kullanılan ilaçların kontrolleri de önemlidir110

.

Ülkemizde aĢılama çalıĢmaları, 1982‟de Ġstanbul‟da AĢı hane‟nin kurulmasıyla baĢlamıĢtır. Bunu daha sonra 1894‟de NiĢantaĢı‟nda bir konakta kurulan Bakteriyoloji Müessesesi ve 1900 yılında Etfal Hastanesi‟nde kurulan bir laboratuarda yapılan çalıĢmalar izlemiĢtir. Bu dönemde çiçek ve kuduz aĢıları, kızıl ve difteri serumları hazırlanmıĢtır.

1914‟te Sahra Genel MüfettiĢ Muavini olan Dr. Refik Bey, Ġstanbul Bakteriyoloji hane‟sini yeniden yapılandırmıĢtır. 1916‟da Ġzmir, 1917‟de Sivas ve ġam Bakteriyoloji haneleri kurulmuĢtur. Bu kuruluĢlarda I. Dünya SavaĢı yıllarında ordunun aĢı ve serum ihtiyacına yönelik yoğun çalıĢmalar yapılmıĢtır111

. Ġstiklal Harbi‟nde (1918-1923) Bakteriyoloji hane, çalıĢmalarını arttırarak ürettiği aĢı ve serumları her hafta muntazam olarak Hilâl-i Ahmer aracılığı ile Anadolu‟ya göndermiĢtir112

.

Dr. Refik Bey, 1925 yılında ele alınan Bakanlık ÇalıĢma Programında Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi‟nin kurulmasını öngörmüĢtür. Hıfzıssıhha Müessesesi, halk sağlığı ile yakından ilgilenerek hastalık ve salgınların önüne geçecek, bütün biyolojik maddeleri üretecektir. Gerektiğinde devlete sağlık hizmetlerinde yardımcı olacaktır. Bu programda aynı zamanda sağlık personeli yetiĢtirmek ve mevcut personeli eğitmek amacıyla bir Hıfzıssıhha Okulu açılması da planlanmıĢtır113. Dr. Refik Bey‟in Türkiye

110 Uğur Gönülalan, Murat Dizbay, Gül Ruhsar Yılmaz, Fatih Bakır, Banu Bayar, Tahir Uzunmehmetoğlu-Nilgün Özen- Oktay Cansız; “Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi KuruluĢu ve Tarihçesi”, S.1, T.C. Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi BaĢkanlığı, Ankara, 2002, s. 4. 111 Gönülalan, Dizbay, Yılmaz; a.g.e. , s. 5.

112 Sağlık Hizmetlerinde 50 yıl; Ankara, 1980, s.142. 113 Gönülalan, Dizbay, Yılmaz; a.g.e. , s. 6.

Büyük Millet Meclisi‟ne sunduğu 17. 5. 1928 gün ve 1267 sayılı yasa tasarısıyla Sıhhat ve Ġçtimai Muavenet Vekâleti‟ne bağlı olarak Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi‟nin kuruluĢu gerçekleĢmiĢtir114

. Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi binasın inĢaatı 1929 yılında baĢlamıĢ ve 1933 yılına kadar sürmüĢtür. ĠnĢaat için bir buçuk milyon lira harcanmıĢtır.

Koruyucu sağlık hizmetlerine büyük katkıları olan Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi kuruluĢundan itibaren koruyucu hekimlikte büyük rol oynamıĢtır. KuruluĢundan bir yıl sonra üretilen serum miktarı ülke ihtiyacını karĢılamaya yetmiĢtir. Serum ithaline gerek kalmamıĢtır.1933 yılında kuduz aĢısı üretimine geçilmiĢtir. 1934 yılında Ġstanbul‟daki aĢı hane, Ankara‟ya Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi bünyesine nakledilmiĢtir ve çiçek aĢısı üretimi ülke ihtiyacını karĢılayacak düzeye gelmiĢtir115

. 1935 yılında ise Farmakoloji ġubesi kurularak yerli ve yabancı ilaçlar ile diğer hayati maddelerin üretimine geçilmiĢtir. 1936 yılında Hıfzıssıhha Mektebi açılmıĢ, 1937 yılında kuduz serumu üretilmeye baĢlanmıĢtır. Bu dönemde Yunanistan‟a, Suriye‟ye, Irak‟a tetenoz ve difteri serumları, Çin‟deki kolera salgını sırasında da bu ülkeye bir milyon kiĢiye yetecek kadar kolera aĢısı gönderilmiĢtir.

Hıfzıssıhha‟nın kurucusu olan ve halk sağlığı konusunda çok önemli hizmetleri bulunan Dr. Refik Saydam‟ın 1942 yılında vefatından sonra, TBMM, merhumun anısına 10 Ağustos 1942 gün ve 4288 sayılı yasa ile “Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi‟ne, “ T.C. Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi” adı verilmiĢtir116

. Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi onun ölümünden sonra da çalıĢmalarına devam etmiĢ, 1947 yılında, Biyolojik Kontrol Laboratuarı kurulmuĢ ve Enstitü bünyesinde bir aĢı istasyonu açılmıĢtır. Ayrıca aynı yıldan itibaren deri içi BCG aĢısı üretimine geçilmiĢtir117

.

1948 yılında ülkemizde ilk olarak boğmaca aĢısı üretimine baĢlanmıĢ, aynı yıl içerisinde Viroloji ve Virüs AĢıları ġubesi kurulmuĢ bu çalıĢmalar doğrultusunda ilk defa inflüenza virüsü, New-Castle virüsleri ve tavuk vebası üzerine araĢtırmalar yapılmıĢtır. 1950 yılında inflüenza Laboratuarı bölgesel Ġnflüenza merkezi olarak Dünya Salık Örgütü tarafından tanınmıĢtır118

.

114

BCA. 041.10.0.0 / 177.39.19

115 Erdem Aydın; Türkiyede Sağlık TeĢkilatlanması Tarihi, Ankara, 2002, s. 112. 116

BCA. 041.10.0.0 / 250.35.29 117

Feridun Frik; Cumhuriyet Devri Sağlık Hareketleri, 1923-1963, Ankara, 1983, s. 21. 118

Bugün Merkez Hıfzıssıhha Enstitüsü‟ne bağlı olarak hizmet veren Adana, Diyarbakır, Erzurum, Ġstanbul ve Ġzmir‟de Bölge Hıfzıssıhha Enstitüleri mevcut bulunmaktadır. Bu Enstitülerde AĢı ve Serum üretimi dıĢında kalan, halk sağlığı ile ilgili çeĢitli laboratuar araĢtırma ve incelemeler yapılmaktadır119

.

Ġlk kurulduğunda 54 personel ile görev yapan bu büyük müessesenin personel kadrosu bugün 1600‟ü bulmuĢtur çeĢitli düzeyde hizmet veren 10 laboratuar gurup baĢkanlığı ile 7 laboratuar gurup Ģefliği yer almaktadır. Bu hizmet ünitelerinde 1981 yılı itibariyle 4907 ilaç kontrolü, 71,565 kimyasal ve biyolojik analiz ile çeĢitli düzeyde 15,082 litre aĢı, 1,272 litre serum ve 560 litre antrijen allergen üretilmiĢtir.

1.3.1 Merkez Hıfzısıhha Mektebi’nin Açılması

Hıfzısıhha Mektebi‟nin kuruluĢu ile ilgili karar, 17.5.1928 gün ve 1268 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Hıfzısıhha Müessesesi Hakkında Kanun” da yer almıĢsa da, okulun fiilen kuruluĢ tarifi 23 Haziran 1936‟dır120.

1936‟da neĢredilen Sıhhi TeĢkilat Kanunu Sıhhat ve Ġçtimai Muavenet Vekâletinin faaliyet sahasını Ģu suretle çerçevelemektedir: “Sıhhat ve Ġçtimai Muvanet Vekâleti; Ġcra Vekilleri Heyetine dâhil bir vekilin emir ve idaresi altında olup ve devlet hizmetleri arasında memleketin sıhhi Ģartlarının ıslah ve milletin ferdi ve içtimai sıhhatine zarar veren amirlerle mücadele ve gelecek nesillerin sıhhatli olarak yetiĢmesini temin ve halkı Sıhhi ve Ġçtimai Muavenete ulaĢtırmak ve iskân iĢlerini görmek için kanunlarla kendilerine verilen vazifeleri yapmakla mükelleftir.”

Bu dilekleri sağlam ve doğru bir Ģekilde yapabilmek için çizilen çalıĢma programının ana hatlarında Ģunlar göze çarpıyordu.

1. Devletin Sıhhat TeĢkilatını tevsi etmek. 2. Fazla miktarda doktor yetiĢtirmek. 3. Numune Hastaneleri açmak. 4. Ebe yetiĢtirmek.

5. Küçük sıhhiye memuru yetiĢtirmek 6. Çocuk Bakım ve Doğum Evleri açmak. 7. Verem Sanatoryumu açmak.

119

Dr Refik Saydam; Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Sağlık Propagandası ve Tıbbi Ġstatistik Genel Müdürlüğü, Ankara, 1982, s. 39- 40.

120

8. Sıtma ile mücadele etmek.

9. Frengi ve diğer içtimai hastalıklarla mücadele etmek. 10. Trahom ile mücadele etmek.

11. Sıhhi ve Ġçtimai TeĢkilatı köylere kadar götürmek. 12. Sıhhi ve Ġçtimai Kanunlar yapmak121.

Ve bunlara ilave olarak da:

- “ Türkiye Cumhuriyeti Merkez Hıfzıssıhha Müessesesinin teĢkili.”

- “ Devlet TeĢkilatına, milletimizin hayat ve sıhhatine müessir olacak esasları telkin edecek olan Hıfzıssıhha Mektebinin tesisi.” dir.

On beĢ senelik Cumhuriyet tarihinde programın bir dakika ĢaĢmadığını ve halkın hakiki ihtiyaçlarını daima göz önünde tutularak düzenli yaĢadığını görmekteyiz. Atatürk bu mesaiyi hassasiyetle takip etmiĢ her yıl açılıĢ nutuklarında hükümete yeni direktifler vermiĢlerdir122

.

1937‟de Ġkinci teĢrin Nutkunda Atatürk‟ün Ģu sözleri Hıfzıssıhha‟ nın 15 yıllık mesaisi için yüce bir iltifattır Mustafa Kemal Atatürk: “ Kendine, inkılâbın ve inkılâpçılığın çeĢitli ve hayati vazifeler verdiği Türk vatandaĢının sağlığı ve sağlamlığı, her zaman üzerinde dikkatle durulacak milli meselemizdir. Sağlık ve Sosyal Yardım Vekâletinin bu mevzu üzerindeki sistemli çalıĢmaları, bizleri memnun edecek mahiyette inkiĢaf etmektedir. Ayni vekâlet, kendine verdiğimiz göçmen iĢlerini de sosyal ve ekonomi politikamıza uygun olarak baĢarı ile görmektedir. Vekâletin “Sağlam ve gürbüz nesil, Türkiye‟nin mayasıdır” prensibini pekiyi değerlendirerek çalıĢmakta olduğunu takdire değer bulurum.” demiĢtir123

.

Bu hedef doğrultusunda Merkez Hıfzıssıhha Mektebi‟nin açılıĢında konuĢan Dr. Refik Saydam, doktorluk mesleğinin toplum hayatında çok önemli bir yere geldiğini söylemiĢ, ihtiyarlamanın insan yaĢamında kaçınılmaz olduğunu ancak sağlığı koruyucu tedbirlerin alınması ile sağlıklı ve uzun yaĢamanın mümkün olabileceğini belirtmiĢtir. Medeni dünyada bu konu ile ilgili çalıĢmalar yapıldığını ifade ederek, koruyucu sağlık hizmetlerini Türk halkına sunmanın, Türk doktorlarının görevi olduğunu vurgulamıĢtır.

Ġlk aĢamada doktorun hastasına vereceği güven duygusunun öneminden söz eden Dr. Refik Saydam, doktor ile hastanın çok yakınlaĢabileceğini belirtmiĢ, doktorun

121 Dr Refik Saydam; Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Sağlık Propagandası ve Tıbbi Ġstatistik Genel Müdürlüğü, Ankara, 1982, s. 21.

122

A. Süheyl Ünver; Tıp Tarihi I, Ġstanbul, 1938, s. 116. 123

görevinin mevcut hastalığı tedavi etmekten ziyade, ağırlıklı olanların bu durumlarını muhafaza etmeleri yönünde çalıĢmalar yapmak olduğunu anlatmıĢtır. Türk Devleti‟ni halk sağlığı konusunda tedbirler almakla mükellef olduğunu belirten Dr. Refik Saydam, Hıfzıssıhha Mektebi‟nin bu amaçla kurulduğunu söylemiĢtir124

.

Hıfzıssıhha Mektebi, 23 Haziran 1936 tarihinde 3017 sayılı kanunla açılmıĢtır. Bu kanında tek bir kuruluĢ olarak yer alan Merkez Hıfzıssıhha Mektebi olarak iki ayrı kuruluĢ haline getirilmiĢtir125

.

4 Ocak 1941 tarihli ve 3959 sayılı 7. maddesine göre mektebin görevleri Ģunlardır:

1. Bakanlığın gerekli göreceği konularda hazırlayacağı program içerisinde,

sağlık ve yardımcı sağlık personeline teorik ve pratik eğitim - öğretim yapmak.

2. UğraĢı alanına giren bilimsel konularda araĢtırma yaparak modern tıbbın

ortaya koyduğu yeni bilgi ve davranıĢ kurallarını sağlık örgütüne kazandırmak amacı ile konferanslar, seminerler düzenlemek.

3. Bilimsel konularda Bakanlığa DanıĢmanlık yapmaktır126.

Vekâlet mecburi hizmet iĢini daha esaslı tutmak için 1924 Tıp Talebe Yurdunu tesis etmiĢ. Bu amaçla Yurt talebesini altı sene kendisi okutuyor. Buna mukabil dört sene mecbur vazife tahmil etmiĢtir. Bu çok insaflı iĢleyiĢ ve yurttaki Ģefkat ve alaka memleket gençlerini oraya toplamıĢtır127

.

Bu güne kadar, sekiz yüzden fazla hekim mezun olmuĢ Bu suretle anavatanın birçok kazalarına hekim yetiĢtirilmiĢtir. Yurt mezunları ihtiyaca kâfi gelince 1921 den itibaren serbest talebeden mecburi hizmet kaldırılmıĢ. Hükümet bir taraftan hekimleri yetiĢtirirken onların idaresini muayyen teĢkilatı düzenlemiĢtir. Bütün hekimlerin tayin ve Atamalarını merkeze bağlamak suretiyle devlet sıhhiyesinde disiplin ve kuralları temin ettirilmiĢ olup. Tıp Talebe Yurdu ile birlikte ebeler yurdu, küçük sıhhat memurları mektebi kurulmuĢtur. Bu sene ayrıca Balıkesir‟de bir köy ebe mektebi zorluklarla kurulmuĢtur. Nüfus politikasın da küçük sıhhat memuru ve ebenin ne kadar canlı rol oynayacağı düĢünülürse bu üç kurumun önemi daha da ortaya çıkarmaktadır128

.

124

Saim Ahmet Erkun; Türk Tababeti Tarihine Genel Bir BakıĢ, Ġstanbul, 1935, s.11. 125

Erdem Aydın; Türkiyede Sağlık TeĢkilatlanması Tarihi, Ankara, 2002, s. 79. 126

Kazım Öztürk; Türk Parlamento Tarihi, TBMM - II. Dönem,1923-1927, I.Cilt, Ankara, 1950, s. 318. 127 Tıbbiyeliler Bayramı 14 Mart 1938, Hıfzısıhha Okulu, Ġstanbul, 1938, s. 129.

128 Server Kamil Tokgöz; “Prof. Dr. Refik Saydam”, Türk Hıfzıssıhha ve Tecrübî Biyoloji Mecmuası, C. III, T.C. Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi Yayını, Ankara, 1943, s. 5-6.