• Sonuç bulunamadı

Merhaba ben İrem Ege Üniversitesinden geliyorum Ben de az önce söylediğiniz yarışmalardan birine katılmak istiyordum Dokuma

eleman alırken Tekstil Mühendisliği Odasına

Konuk 2: Merhaba ben İrem Ege Üniversitesinden geliyorum Ben de az önce söylediğiniz yarışmalardan birine katılmak istiyordum Dokuma

kumaş yarışmasına katılmak istiyordum. Kafamda bir tasarım var ama ben tekstil mühendisliği okuduğum için pafta hazırlamayı bile bilmiyo- rum. Bu konularda eksiğim olduğunu biliyorum ama nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum. Aslında tasarıma yönlenmek istiyorum. İlk baş- larda üniversiteye girmeye çalıştığım dönemlerde güzel sanatları dene- dim. Olmayınca mühendis olabilirim dedim. Puanım yetiyordu, tekstil ilgilendiğim bir alandı. Buraya geldim. Ama nereden başlamam gereki- yor? Hani buraya nasıl kayabilirim? Hem benim tekstil mühendisliği bil- gim olacak bunun yanında tasarımcı da olursam, ikisinin birlikte daha güzel olacağını düşünüyorum. Ama ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Bunu size sormak istedim.

Ümit Temurçin: Birincisi aslında hedefi belirlediysen artık… Murat Bey buna cevap vermek istiyor...

Murat Şimşek: Sadece okuduğunuz bölümle ilgili değil, özellikle tekstil mühendislerinin tasarımla ilgili hikayesi varsa İstanbul için ko- nuşuyorum, İstanbul Moda Akademisi var. Sizleri de şartsız koşulsuz destekleyecek bir kuruluş bu arada. Yani tekstil mühendisleri mezunu

veya okuduğunuz okulla ilgili o yüzden söylüyorum yani. Buralara, İstanbul’daki bu birliklere üye olmanız lazım. Hepsinin internet sitelerini, duyurularını, etkinlik- leri bir şekilde takip ederseniz bu soru- ların bütün cevabı var orada yani senin söylediğin hikâye ile ilgili İMA’nın belirli aralıklarla, ayda iki defa mı, üç defa mı siz daha iyi biliyorsunuz…

Ümit Temurçin: Var, evet. Programları var.

Murat Şimşek: Programları var. Hız- landırılmış programlar. Oradan çok ciddi destekler alabilirsiniz. Yani on beş gün- de. Anlayamazsanız bir on beş gün daha bir kurs. Yani bu İMA’dan bu destekleri alabilirsiniz. Herkes mühendislik okudu diye, mühendislik yapacak diye bir du- rum da yok. Bu anlamda İMA’nın başka da destekleri var bu konuda. Yani İstanbul Moda Akademisi’nin çok ciddi bu anlam- da yani pazarlamayla ilgili, okulu bitirdim ama ben mühendis olmak istemiyorum, evet o bilgiler bende saklı kalsın; ben bir de pazarlama ile ilgili kendimi geliştirmek istiyorum. Ya da satın almayla ilgili ken- dimi geliştirmek istiyorum. Veya Ümit’in yaptığı gibi marka danışmanlığı ile ilgili… Bu çok ciddi işte, on beş günde hem serti- fika anlamında hem de sizi doğru yerlere, doğru firmalara yöneltecek şekilde sizi yönlendirebilirler.

Ümit Temurçin: Teşekkür ederiz Mu- rat Bey’e. Arkadaşlar artık sosyal medya çağında yaşıyoruz, bu yarışmaya katılmış. Bir gireceksiniz sayfalarına en son fina- listler kim bir bakın. Finalistler orada eti- ketleniyorlar ve onlara ulaşın, bir yandan özelden mesaj atın. Nasıl bir dosya hazır- ladın, nelere dikkat ediyordun, ben de ka- tılmak istiyorum; ben cevapsız kalacağını düşünmüyorum. On finalistten muhak- kak iki tanesi cevap verecektir size. Yani

bu kadar basit, gerçekten bazen illa hoca- larımızdan o yönlendirmeyi beklememizi gerektirmiyor. Bana inanın ben biraz önce bahsettim, karnaval kostüm tasarım ya- rışması yapıyoruz, mesela seni gelecek yıl orada görmek isterim. Yapacağın ne bili- yor musun? Tek bir kostüm. Uçabildiğin kadar uç. Diğer büyük yarışmalar kadar acımasız şeyler de beklemiyoruz. Bir çi- zim, bir hikâye, bir de gerçekten istiyorsan ortak çalışabileceğin bir terzi bulacaksın. Mahalledeki terzin bile olabilir. Ödülü ne? Para kazanıyorsun, İstanbul Moda Aka- demisi’ne girme şansın var, orada eğitim ödülü veriyoruz. İşte bir ay sonra, bu yı- lın birincisini Floransa’ya, dünyanın en önemli giyim fuarına götüreceğiz. Yani bir anda yapabileceğin, bir gün ayıraca- ğın çizim ve hikâye, sonra terziyle üç yüz beş yüz liralık kumaşla hazırlayacağın bir kostüm seni bir an böyle güzel bir noktaya taşıyabiliyor. İyi bir platformda, iyi bir de- filede yer alıyorsun. O atmosferi görüyor- sun, deneyimliyorsun. Ben geçen gün bir arkadaş geldi Fashion Week’deydik. İlk fi- nalistleri açıkladık. Finalistleri açıkladık- tan sonra, dedi ki ben de sizin yarışmanıza katıldım ama finale kalamadık dedi. Baktı, çizimini bana gösterdi. Güzelmiş ama dedi neye göre değerlendirdiniz Ümit Bey falan dedi. Ben dedim tek başıma değerlendir- miyorum herkes puanlama yapıyor. Kimi hikâyeden yüksek puan alıyor, kimi çizim- den, kimi bütünden, sonrasında elendi. Ama benim bir kız arkadaşım var dedi, hemşire dedi. Hemşire hanım ne yapmış biliyor musunuz? Finalist olamamasına rağmen kostümünü hayata geçirmiş, ta- sarlamış. Çünkü içinde tasarım aşkı var ve yapmak istiyor. Hastanede çalışan bir ka- dın. Özellikle rica ettim, dedim numaramı ver, ulaşsın. Ben gelecek yıl onun katılma- sı için özellikle ben arayacağım. Ben teşvik edeceğim. Bir şekilde ona bu geri dönüşü sağlamak istiyorum. Yani ben veya bir başkası sizin içinizde gerçekten bir istek,

bir yapılanma sezerse onun arkasından duracak insanlar vardır. Yani herkes görmezden gelmiyor. Çünkü biz de kişisel adımlarımızla bu nok- talara geldik. O yüzden de bugün inanın saat sabahın beşinde kalktık, uçağa bindik yol yorgunluğuyla. Dün gece koza yarışmasındayım, bir de evdeydim, beşte kalktım geldim. Benim de üç günlük, iki günlük mesaim var. Cumartesi sabah döneceğiz. İki günlük mesaimi harcadım, buraya gelebildim. Benim buraya gelmemin bir amacı olmalı. Burada birçok kişi burun kıvırıyordur. Evet anlatın çok güzel. Ama inanın bana, benim de hikayem sizin gibi dinlerken başladı. Üniversitede hocam dedi ki “Ümit, yurtdışında eğitim programları varmış. Gider misin? Git sen bunu dinle, ortaya bir şey çıkar sen ilgilisin dedi. Ben gittim dinledim, gerçekten de çok güzel eğitim programları sunuyorlar.” Babama dedim ki “Babacım şu kadar küçük bir bütçe ayırabilir miyiz?” “Ayırırız oğlum” dedi. Londra’ya, işlemlerimi başlattık. Londra konsolosluğu o yıl, 2004’te bombalandı. İşlemlerimizi durdurdular. Ben üzülmedim, ne yapabiliriz dedim onlara. Başka bir ülkeye gidebilir miyim? Ben gitmek istiyorum, Londra diye bir iddiam yok. Yeter ki yurtdışı deneyimi olsun benim için. Sağ olsun onlar da ilgilendi, Amerika’ya rotamızı çevirdik. İyi ki de çevirmişiz. Olay üzü- cüydü ama rotamızın Amerika’ya gitmesi çok iyi oldu. Bekleyip Lond- ra’ya giden arkadaşlarım her gün yumurta yiyordu. Orası çok pahalı her şey pound üzerinden olduğu için. Amerika gerçekten fırsatlar ülkesiydi. Ben dediğim gibi on iki saat çalışıyordum ama sonra Adana’dan Sabancı ailesinin çocuğuymuş gibi yaşadım. Sonra gel tekrar Boyner’de asgari üc- retle çalış. Hayat böyle tokatlar sunuyor ama bu benim seçimimdi. Güzel şeyler yaşadık. Bir gün inanır mısınız şöyle örneklendireceğim, hocam benim sizin gibi böyle oturumlara göndermeden önce Acun Firarda’yı iz- liyorum. Acun geziyor o zaman, Florida’nın Key West adasında. Boncuk festivali diye bir şey var, bir çılgınlık yapıyorsun ve bir kostüm giyiyor- sun; kişiler beğenirse boynuna boncuk takıyor. Herkes boncuk toplama- nın peşinde, Acun da gitmiş orayı tanıtıyor ben de evde kuzu kuzu izli- yorum. Sonra bir grubu durdu, üstü açık bir araba hiç unutmam. Beş altı tane çocuk ellerinde içkiler coşuyorlar. Herkese ülkesini sordu. Bir tanesi I am from Turkey İzmir dedi. Adın ne senin, “Türk müsün”, “Evet Efe” dedi. Efe, işte Amerika’da okuyormuş. Ben dedim ki hayata bak dedim. Florida’nın bilmem adasında gidip boncuk dağıtıyor, geziyor tozuyor.Ço- cuğa bak, çok kıskandım. İnanın bir sonraki yıl bende festivalde boncuk dağıtıyordum. Hayat bu kadar güzel. Gerçekten iyi tesadüfler var. O yüz- den bunları güzel değerlendirelim. Su akar yolunu bulur diyoruz değil mi? Soru var mı arkadaşlar, soru gelsin bak bugün buraya kadar geldik, bizi sorusuz gönderirseniz üzülürüz. Biz de size puan vermeyiz. Evet, oradan soru geliyor…

Konuk 3: Merhaba Senem ben. Gaziantep moda tekstil üçüncü sınıf