• Sonuç bulunamadı

Merhaba ben Ege Üniversitesinden, Özge Özdemir Fark ya ratmakla ilgili olarak dünden beri gelen konuşmacıların hepsi, fark ya-

dönüşüm projeleri, tekstil mühendisliğinden çok

Konuk 6: Merhaba ben Ege Üniversitesinden, Özge Özdemir Fark ya ratmakla ilgili olarak dünden beri gelen konuşmacıların hepsi, fark ya-

ratmakla ilgili konuşuyor. Evet, siz de dediniz. Siz ne zaman fark yarat- tığınızın farkına vardınız?

Gökhan Azakpur: Hepsini sayayım mı? Şöyle bir şey, 2001’den beri fark yaratıyorum tüm katıldığım organizasyonlarda; farklı proje, farklı bir iş, o güne kadar yapılmamış bir şey. Böyle baktığımda, mesela bir ön- ceki ya da iki önceki Türkiye’deki tek dijital inşaat platformunu kurdum. Bu farklı bir işti. O en sonlardan bir tanesi. Onun dışında ufak tefeklerde bir sürü var. Ama her seferinde mevcudu korumak değil, mevcudu iyileş- tirme kafasıyla yaklaşınca fark yaratıyorsunuz.

Sunucu: Sıradaki konuğumuz Hakan Akkaya Couture’den Desinatör Sayın Nisanur Hapil’i, “It is up to you” konulu sunumunu bizlerle paylaş- mak üzere sahneye davet ediyoruz.

Nisanur Hapil: Merhaba herkese. Ben Süleyman Demirel Üniversitesi Tekstil Mühendisliği 2008 mezunuyum. 2004 giriş. Şimdi fark yaratın demeyeceğim. Çok spontane gireceğim arkadaşlar. Ben birkaç bir şey ne yaptım, onları anlatayım, nasıl buraya geldim. Sonra da interaktif devam ederse beni çok rahatlatırsınız. Biraz destek çıkın bana. Ben en önce şey- den başlayayım, neden tekstil mühendisliği… Benim tasarıma hep bir merakım vardı, birazcık yeteneğimde vardı herhalde. Ama benim babam başarı odaklı bir insandı ve “kesinlikle matematik-fenden şaşmayacak- sın” dedi. Güzel Sanatlar Lisesi yok falan filan derken; o zaman annem de tekstil mühendisi olacaksın işin temeline ineceksin” dedi. Böylece ben de tekstil mühendisi oldum. İyi ki de Süleyman Demirel Üniversitesine gelmişim. Çok büyük şanstı, gerçekten. Bu arada hala destek alıyorum hocalarımdan, tekrardan çok sağ olun. Laboratuvar dersleri haricinde

pek yoktum ortalıkta. Ama hocam sağo- lun dört senede bitirmem de yardımcı oldu. Ama ben de sürü psikoloji vardı ta- kım çalışması, Erasmus için İngilizce sına- vına mı giriliyor hadi gir, ALES’e mi girili- yor hadi gir… Yaptığım en güzel şeylerden bir tanesi Erasmus’a gitmekti. Hocam çok sağolun. Bu arada gerçekten çok güzel bir deneyimdi. Ben Latin seviyorum biraz. İs- panya’ya gittim, arkadaşlar varsa öyle bir şansınız. Erasmus’u kesinlikle deneyin, bu bir fark yaratmaktır. Ondan sonra biz gittik; hocam şimdi iki tüyo vereceğim ar- kadaşlara, sır. Yalnız sene uzatmayı, şöyle bir şey oldu; hocam kulaklarınızı kapatın. Biz gittik şimdi, bize aldığımız dersleri ve- recekler. Tabii sene bu arada 2008. Ben dedim ki, sene kaybedemem kusura bak- mayın. Bu arada gitmeden önce İspanyol- ca özel ders aldım ki işim daha rahat ede- yim orada iletişimim kolay olsun. Sonra hocalarla konuşuyoruz, bizimkiler bastı- lar gittiler Paris’e falan. Ben dedim ki, sene kaybedemem kusura bakmayın. Ho- calara gittim, İspanya’da ki hocalara. Böy-

lece bir bize de kredi olsun. Biz bir gittik bir geldik temel dersler alıyoruz. Biz bir döndük herkesin ortalama oldukça yük- sek. Dördüncü senemiz bitti. Bu arada ben stajlarımı Anteks ve Sarar’da yapmıştım. Evet staj biraz önemli. Sarar’da da ikinci stajımı yapıyordum. İş başvurusunda bu- lunuyoruz. Şimdi nasıl bilmiyorum ama ben bizim zamanımızda Kipaş’a da baş- vurmamıştım, Anteks’e başvurduk. Er- kekleri alıyorlar altı ay çalıştırıyorlar. On- dan sonra gönderiyorlar Anteks’de. Ben dedim o zaman madem ben İtalya’ya gidi- yorum. Babama dedim, al bu diploma se- nin, ben mühendis oldum. Dört senede de bitirdim. Ben fashion designer master yapmak için İtalya’ya gidiyorum. Kalktım Domus Akademi’ye gittim. Bir sene de Do- mus Akademi’de Fashion Design masteri yaptım. Şansınız varsa bunu da değerlen- dirin. Yani yurtdışına kesin gidin. Bir viz- yon olsun, bir şey olsun. Bu arada ben artı İtalyanca da katmış oldum yabancı dil re- pertuarıma. Orada çok güzel firmalarla çalıştık. Bitirme projemi çalışmıştım. On-

dan sonra dönmeden beni Anteks firmasından çağırdılar, bizimle çalışır mısın diye. Ben geldim işte. Halil Ataman vardı o zaman, Anteks’in sahi- bi. “Ne yapacaksın sen? Şimdi bir kırmızı bir mavi yan yana dizince tasa- rımcı mı olacaksın? İki iplik sayınca kendini mühendis mi sayacaksın?” dedi. Bu arada herkes çok korkuyor Halil Ataman’dan “Ben de fark yara- tırım, keşfedilirim siz merak etmeyin” dedim. İlk bir sene orada kumaş analizi yaptım ama parmağım falan iplik çekmekten yarılıyordu, burada aldığım derslerin hepsinin ekmeğini yedim hocam orda çünkü bütün köşe başları o zaman kapılmıştı ve ben oraya çok şans eseri ve İtalya’nın ekmeğini yiyerek girmiştim. Burada da danışmanlar geliyor. Herkes İngi- lizce biliyor İtalyanlarında şöyle bir özelliği vardır İngilizce bilseler de çok konuşmazlar. Ben de şansıma İtalyancamı konuşturuyorum danış- manlarla çalışıyorum falan derken bir yandan kumaş analizi yapıyorum, bir yandan benim iş gelişti ben Ür-Ge’ye geçtim ürün geliştiriyoruz, ka- dın koleksiyonu işte 100/1 iplikler, twistler falanlar filanlar deniyoruz sürekli. Ondan sonra Halil Ataman beni yanına çağırdı, dedi ki, “yani Nisanur sen hem mühendissin hem tasarım okumuşsun ben bir depart- man kurmak istiyorum. Gel sen bu işi yapar mısın?” Yaparım derken di- jital baskı departmanını kurduk. Bu sefer ben dijital baskının başına geç- tim. Ama bu beklenmedik bir şey. Dijital baskıda bu arada Türkiye’ye yeni geliyor, yani yeni gelmiş bir mevzu. İtalya’da onun eğitimini yeni biz aldık. Tekrar geldik kurduk. Ama yani bir şey yapın diyorum renk tuttur-

maya çalışıyoruz, bu arada Anteks’in çalış- tığı firmalar Zenya, Armani, Hermes, Cal- vin Klein böyle üst seviye. Yani sizin artık reklamasyon alamayacağınız, hata yapa- mayacağınız firmalar. Biz sabahlara kadar çalışıyoruz. Yani şöyle söyleyeyim ben size; baskıya geçtim, gece bir buçukta çıkı- yorum eve gidiyorum, sabah ezanıyla fab- rikaya dönüyorum, cumartesi pazarda ça- lışıyorum. Ama dijital baskıya geçene kadar da bu süreç böyleydi. Firmaların sizi motive etmesi diye bir şey yok arkadaşlar, hikâye o gerçekten, şimdi size kötü bir şey söylemeyeceğim ama çalışmak zorundası- nız yani fark yaratmanın ana şeyi bu. Evet yabancı dil almak zorundasınız ve bu İngi- lizce değil, İngilizce bilmek artık yabancı dil bilmek değil. Bu tenis oynamanın spor olmadığı gibi bir şey. İngilizce zaten sizin diliniz olmak zorunda ve siz buna bir şey- ler eklemek zorundasınız. İtalyanca olur, İspanyolca olur işte Rusça olur, ben sonra

Rusça’yı denedim hocam o da güzel. On- dan sonra dijital baskıyı da çalıştık. Sonra birazcık orada fark yaratmış oldum her- halde, ben bir rest çektim. Dedim ki, bir şey yapalım bir değişiklik olsun. “Ben zam gelsin, istifa ediyorum” dedim. Eğer geri gelmemi istiyorsanız zam yaparsınız ve gerçekten kaç sene önce yani bu 2011 fa- lan baya iyi parayla ben geri dönüş yap- mıştım. Ama maalesef Anteks firması ka- pandı. Bu sefer bana Denizli’den teklif geldi. Aslı Tekstil dijital baskı fabrikasının başına yönetici olarak gelmek ister misi- niz dediler, isterim deneyelim dedik bu sefer oraya geçtik. Ben bir sene kadar bu sefer Aslı Tekstil dijital baskıda devam et- tim ama burada tabi photoshop dersleri aldım, İtalya’da biraz temel var. Hem de- senleri yapıyorum hem de renk ayarlıyo- rum hem üretimi takip ediyorum yani on- dan sonra sağlık sorunları nedeniyle bir sene sonra istifa ettim. Umreye gittim,

kanser oldum diye sonra biraz radyasyon tedavisi gördüm ondan sonra burada da çiftçilik yapmaya başladım. Perma kültür kursuna gittim, çift- çiliğe döndüm, şu an 150 hayvanlık sürüm var. Ondan sonra bir de tasa- rım dalı düşünen var mı? Bilmiyorum ama zevk olsun diyerek de yapıla- bilir. Tasarım yarışmaları var. Bunlarda yaş sınırı var. Benim yaşım da bu arada 32 oldu. Ben de son bir tane şans kalmıştı onu denedim Denizli İhracatçılar Birliğinin defile görüntüleri geçiyor. O koleksiyona katılmış- tım ev ve plaj giyimi jürilerden bir tanesi de Hakan Akkaya‘ydı, Atıl Ku- toğlu Boyner kadın grubu CEO’su, Derimod’un CEO’su falan o tip insanlar var. Yarışmaya girdik. Bana yarışma akşamı daha sonuçlanmadan “Nisa Nur Hakan Akkaya seninle tanışmak istiyor” dediler. “İyi tamam tanışa- lım” dedim. Ondan sonra tanıştık gerçekten Hakan Akkaya dedi ki vallahi abartmıyorum arkadaşlar, “Çok beğendim seninle tanışmak istiyorum, Nisa Nur İstanbul’a taşınmayı düşünür müsün, sen niye İstanbul’da değil- sin, İstanbul’a taşınmayı istemez misin?” dedi. Ben de dedim ki “İş verirse- niz düşünürüm, niye düşünmeyeyim?” “Tamam gel deneyelim” dedi ve şu an beraber çalışıyoruz. Biraz da birbirimize alıştık, alışmaya başladık hatta çarşamba günü Deniz Seki’nin bu giydiği kostüm pop starda çıkıyor, bu arada ben pop star falan izlemiyorum. Yani o kadar da aykırı alakasız bir dünya benim için ama benim tasarladığım kıyafeti giydi, herkes çok be- ğendi. Altına da Deniz Seki en sonunda beklenen kıyafeti giydi gibi yorum- lar alınca benim de böyle hoşuma gitti, bir güzel oldu konu başlığımı da burada bitirdim. Büyük hızla atladığım bir yer var mı bilmiyorum o yüzden “It is up to you” dedim yani mühendis olarak başlayabiliriz okey, o da olabilir, canımız sıkılabilir, çiftçilik de yapabiliriz, o da olmazsa tasarım- cılık yapabiliriz, başka bir şeye de geçebiliriz, yani tekstil mühendisliğin- de burada yapılmayacak diye bir şey yok. Ama hakikaten biraz çalışmak zorundayız. Benim anlatacağım bu kadar çok hızlı bir özet yaptım. Katıl- mak isteyen varsa ya da soru sormak isteyen varsa olur. Benim için bir sıkıntı yok.