• Sonuç bulunamadı

4. BÖLÜM: SONUÇ VE ÖNERİLER

4.1. Sonuçlar

4.1.1. Meme Kanseri Hastası Yoksul Kadınların Genel Özelliklerine

Kadınların büyük çoğunluğunun ilkokul mezunu olduğu görülmektedir. Yine büyük çoğunluğunun bir mesleği yoktur ve düzenli bir işte çalışmamaktadır. Düzenli bir işte çalışamamanın sebepleri arasında, kadınların mesleğinin olmamasının yanı sıra meme kanseri hastalığının kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığına olan etkisi de düşünülmelidir.

Kadınların yarıdan fazlası evli; beşte biri boşanmış, onda birinin ise eşi ölmüştür. Literatüre bakıldığında meme kanseri hastası kadınların en önemli sosyal desteklerinden birinin eş desteği olduğu görülmektedir. Meme kanseri hastası yoksul kadınların yaşadıkları sıkıntının yanında bir de boşanma ve eşin ölümü sonucunda yalnız kalması baş etme pratikleri üzerinde etkili olmaktadır.

Kadınların yarısından biraz fazlasının eşi düzenli bir işte çalışmakta iken yarıya yakını düzenli bir işte çalışmamaktadır. Kadınların yarıdan fazlası ikamet ettikleri evin sahibi değildir.

Kadınların aylık gelirleri ise 450 TL ile 2300 TL arasında değişkenlik göstermekte olup aylık ortalama gelir 1324, 53 TL olarak hesaplanmıştır.

Kadınların çok büyük çoğunluğunun sağlık güvencesine sahip olduğu; 14 kadının ise sağlık güvencesi olmadığı görülmüştür. Özellikle böyle bir hastalığın tedavi masraflarını düşündüğümüzde sağlık güvenesinin olmaması ve görüşülen kadınların yoksul olması dolayısıyla tedavi masrafları büyük bir maddi külfeti de beraberinde getirmektedir.

Kadınların hastalık teşhis ve tedavi süreleri 6 – 240 ay arasında değişmektedir. Kadınların büyük çoğunluğu hastalık tanısı aldıktan sonra ameliyat olmuştur.

Kadınların üçte ikisinden fazlası geçirdiği hastalığın yaşamlarında değişikliğe yol açtığını belirtmiştir.

Kadınların yaklaşık üçte biri, geçirdiği hastalık hakkında yeterli bilgi düzeyine sahip olmadığını belirtmiştir.

Kadınların yarısından az fazlası hastalıkları ile ilgili sosyal hizmet uzmanı, psikolog gibi meslek elemanlarının yardımına ihtiyaç duyarken, diğerleri böyle bir yardıma ihtiyaç duymadıklarını belirtmişlerdir.

Kadınların yalnızca beşte biri hastalıkları ile ilgili sivil toplum kuruluşlarından destek almaktadır.

Kadınların büyük çoğunluğu hastalıkları ile ilgili ailelerinden olumlu bir destek almaktadır. Bir başka ifade ile beşte birinden fazlası ailelerinden yeterli olumlu destek alamadıklarını ifade etmişlerdir.

Benzer şekilde akrabalarından olumlu destek alamayanların oranı üçte birden biraz fazladır.

Kadınların %40'ı komşularından ve arkadaşlarından yeterli olumlu destek alamadıklarını ifade etmişlerdir.

Kadınların yaklaşık üçte biri hastalıkları ile ilgili kamu kurumlarından olumlu destek alamadıklarını ifade etmektedir.

Kadınların büyük çoğunluğu, hastalık sürecinde kendilerini çaresiz hissettiği anlar olduğunu belirtmiştir.

Kadınların yaklaşık dörtte biri ailelerinde daha önce kanser teşhisi alan birey ya da bireyler olduğunu belirtmiştir.

Kadınların büyük çoğunluğu hastalıkla karşılaşabileceği konusunda bilgi sahibi olmadığını ifade etmiştir.

Kadınların beşte üçünden fazlası sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarından hiç yardım almamıştır. Benzer oranla, kadınların çoğunluğu SYDV’ den aldıkları yardımın ihtiyaçlarını karşılamadığını belirtmiştir.

Kadınların büyük çoğunluğu teşhis ve tedavi aşamasında ve sonrasında faydalandığı tıbbi hizmetleri yeterli görürken; yine kadınların büyük çoğunluğu teşhis ve tedavi aşamasında ve sonrasında faydalandığı tıbbi sosyal hizmeti ve psikolojik hizmetleri yetersiz bulmaktadır.

4.1.2. Meme Kanseri Hastası Yoksul Kadınların Özellikleri ile Sosyal Destek Algıları Arasındaki İlişkiye Yönelik Sonuçlar

Meme kanseri olan yoksul kadınların yaş, eğitim durumu, düzenli işe sahip olma, eşin düzenli işe sahip olma, sosyal güvence durumu, aylık gelir durumu, ev sahibi olma, çocuk sahibi olma ve çocuk sayısı gibi sosyo-ekonomik özellikleri ve ilişkilerini değerlendirme biçimleri sosyal destek algısını etkilememektedir. Ayrıca ilkokul mezunlarının, eşinin düzenli işi olanların, sosyal güvencesi olanların, ev sahibi olanların ve çocuk sahibi olmayanların algılanan sosyal desteğinin diğer gruplara göre yüksek olduğu saptanmıştır.

Sonuçlara göre, mesleği olmayan meme kanseri yoksul kadınların daha çok evde olukları için sosyal desteye daha çok ihtiyaç duydukları bulunmuştur. Hastalık süresinde eşlerin desteğinin önemli olduğu görülmektedir. O yüzden hiç evlenmemiş ve ayrı yaşayan meme kanseri olan yoksul kadınların sosyal desteye daha çok ihtiyaç duydukları görülmüştür.

Araştırmada ameliyat olmayan bireylerde hastalıkla ilgili bir sürü sorunlardan dolayı sosyal desteğe daha çok ihtiyaç duydukları bulunmuştur. .

Hastaların teşhis ve tedavi aşamasında ve sonrasında aldıkları tıbbi hizmetleri yeterli (%80, 9) bulduğu, tıbbi sosyal hizmet ve psikolojik desteği yeterli bulmadığı saptanmıştır. Hastaların çoğunluğunun tıbbi sosyal hizmet birimini dahi bilmedikleri ve psiko sosyal destek almadıkları dikkate alındığında böyle bir sonuç çıkması aslında hizmetin tam olarak verilmediğini de göstermektedir. Ayrıca tıbbi sosyal hizmet uzmanından alınan desteğin yetersiz bulunmasının sosyal destek algılarını daha ön plana çıkardığı düşünülmektedir.

Meme kanseri olan yoksul kadınlarda psikolog veya sosyal hizmet uzmanı gibi bir meslek elemanından yardım alma gereksinimi duymayanlarda sosyal desteğin yüksek olduğu ortaya çıkmıştır; çünkü bireylerin bu meslek elemanlarının görevleri ile ilgili bilgileri olmadığı görülmüştür. Diğer taraftan sivil toplum örgütlerinden, SYDV’ den ve kamu kurumlarından yeterli profesyonel destek almayan meme kanseri hastası yoksul kadınların, algıladıkları sosyal desteğin yüksek olduğu bulunmuştur. Bireylerin desteği aileden aynı hanede yaşayan kişilerden, komşudan ve akrabadan sağladığı görülmektedir. Bu desteklerden dolayı birey kendini daha az çaresiz hissetmektedir.

Meme kanseri olan kadının memesi; kadınlığı, cinselliği, bebeğin beslenmesini, sevgiyi ve annelik duygularını ifade etmektedir. Bu nedenle kadınlar meme kanseri sonucunda; beden imajında bozulma duyguları, özsaygıda azalma, kadınlığı yitirme düşüncesi, cinsel işlevlerde azalma düşüncesi, anksiyete, depresyon, umutsuzluk, suçluluk ve utanç, tekrarlama korkusu, izolasyon ve ölüm korkuları gibi psikolojik yönden sorunlar yaşamaktadır; bu nedenle kendilerini çaresiz ve güçsüz hissettikleri görülmektedir. Sonuçlarda görüldüğü gibi meme kanseri hastalarının kendilerini çaresiz hissettikleri görülmektedir.

Araçsal sosyal desteğin meme kanseri olan bireylerin tedavi süreçleri açısından ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmaktadır. Ayrıca sosyal çevre, aile ve akrabalarla ilişkilerin sosyal destek algısına olumlu katkı sağlamasından hareketle bireylerin sahip oldukları bu sosyal destek kaynaklarının, hastalıklarına ilişkin tedavi süreçleri üzerinde etkili olacağı düşünülebilir.

4.1.3. Meme Kanseri Hastası Yoksul Kadınların Özellikleri ile Baş Etme Stilleri