• Sonuç bulunamadı

Medya ve Kitle İletişim Araçları (Televizyon ve İnternet)

2. BÖLÜM: ÇOCUK, SUÇ VE ÇOCUK SUÇLULUĞU

2.5. Çocuk Suçluluğunun Nedenleri

2.6.1. Çevresel Nedenler:

2.6.1.4. Medya ve Kitle İletişim Araçları (Televizyon ve İnternet)

Teknolojinin gelişmesi ile birlikte çocukların ve yetişkinlerin hayatında kitle iletişim araçlarının önemi artmaktadır. Medya ve kitle iletişim araçlarının özellikle çocuklar üzerindeki etkisi tartışılmazdır. Bugün hemen hemen bütün çocuk ve gençlerin telefonunun olduğu sosyal medya hesaplarının bulunduğu, buradan iletişim ve haberleşme, oyun ve benzeri bir çok aktivitenin içinde yer aldığı bilinmektedir. Aynı zamanda hemen hemen her evde televizyonun ve internetin bulunduğunu da ifade edilebilir.

Dilber (2014:65) çalışmasında, "Kitle iletişim araçlarının haber verme, bilgilendirme, eğlendirme, eğitme, toplumsallaştırma ve kültürlerarası köprü görevi gibi işlevlere sahip olması kitle iletişim araçlarının çocuklara olumlu katkı sağladığı da bir gerçektir" şeklinde görüş beyan etmiştir. Medya ve kitle iletişim araçlarının iki yönlü (pozitif-negatif) olduğundan bahsedilebilir. Bu durumda teknolojinin sunduğu imkanlarla birlikte medya ve kitle iletişim araçlarının olumlu katkılarının yanında olumsuz taraflarını da özellikle çocuklar açısından dikkate alınması gerekmektedir. Bu çalışmada medya ve kitle iletişim araçlarıyla daha çok suçla ilişkisi üzerinde durulmuştur.

Bu açıdan dünyada ve ülkemizde çocuklar dikkate alındığında özellikle şiddet davranışlarının oranının hızlı bir şekilde artış gösterdiği ifade edilmektedir. Medya ve kitle iletişim araçları, bir bakış açısına göre, günümüz sosyal hayatımızda negatif

52

etkiler oluşturmuştur. Buna ek olarak da kitle iletişim araçları, bireyleri ve çocukları endüstrisiyle eğlendirmek yoluyla uyuşturucu etkisi yaratmıştır. Ortaya konan çalışmalara göre bu durumda en belirgin etkinin medyanın olduğu belirtilmektedir. Medya olarak bakıldığında özellikle televizyon ve internet kullanımının kültür oluşturma açısından bir makine görevi gördüğü söylenmektedir. Televizyon başında olunması çocukların çoğu zamanını almaktadır. Bu durum çocuklarda şiddet ve anti-sosyal davranışların oluşmasına zemin hazırladığı belirtilmektedir (Küçüker ve Tokdemir, 2000:164).

Toplumsallaşma çocuk ve yetişkinlerin üyesi oldukları, yaşadıkları topluma entegre olmaları, uyum sağlamaları açısından önemlidir. Bu açıdan bakılacak olursa daha önce bilinen aile, okul, sosyal çevre, arkadaş vb. toplumsallaşma öğelerine medya ve kitle iletişim araçlarının da eklendiği söylenebilir. Ancak bu öğelerdeki negatif yüklü etkenlerin özellikle çocukları nasıl etkilediği konusu kaşımıza çıkmaktadır. Çocuğun çevreyi ve hayatı tanımasında TV ve hatta telefonun büyük bir önemi vardır. Ancak aşırı sınırlarda izlenen televizyonun ve internet kullanımının etkisinin gerçek dünya ile sanal dünya arasında denge kurulamamasına aslında gerçekte olmayan bir hayata sosyalleşme sağlandığı yönünde tartışmaların olduğu belirtilmektedir (Taylan, 2011:13-14). Bu durum etkisini gençler üzerinde fazlaca yaygın olan internet cafe alışkanlığında görülebilir.

Ergündüz (2010:45-46) çalışmasında; düzenli olarak internet cafelerde zaman geçiren çocukların gerçekten bir yanılsama durumlarının varlığını vurgulayarak, gündelik yaşamdan koparak gerçek yaşamla mücadele etmekten uzak, gerçek dünyadan tamamen bağımsız ve ilişkisi olmayan sanal alemde başarı, güven vb. diğer duyguları yakalama çabası içinde oldukları, bu şekilde devam etmesiyle birlikte ait oldukları gerçek dünyadan ciddi bir şekilde uzaklaşma yaşadıkları görüşündedir. İnternet cafede zaman geçiren çoğu çocuğun pornografik içerikli yayınlara ulaşabilme imkanlarının olduğu anlaşılmıştır. Cinsel duyguların şiddetle birlikte aktarıldığı, birer eşya olarak anlatıldığı bu internet ortamının, çocukların sağlıklı ahlaki ve cinsel gelişimlerini büyük bir sekteye uğrattığı ifade edilebilir.

Kitle iletişim ve Medya'nın belirgin yönü, çocuk ve yetişkinlerin duygu ve düşünceleri üzerinde tesir ederek ortak ortam oluşturmak ve bunu da sonraki kuşaklara aktarımını

53

yapmaktır. Toplumsallaşma teorisi, suç ve şiddet içerikli davranışları, cinsiyet, siyaset, ırk açısından fikirler konusunda bilgi alma yöntemiyle çocuk ve gençler açısından sosyalleşme araçları olarak görülmektedir. Televizyon ve kitle iletişim araçlarında ortaya konan sosyal hayat ve gerçekliğin bir çocuk ve bireyin gerçeklik algısında ciddi değişimlere yol açabilir (Taylan, 2011:15).

Başka bir etken olarak kitle iletişim araçlarındaki şiddet kavramının işlenmesinde değerlendirme yapılabilir. Televizyondaki programlarda sunulmakta olan karakterlerde sunulan özelliklerin çocukların örnek alarak özdeşim kurma açısından modeller oluşturdukları belirlenmiştir. Bu karakterler de çoğunlukla seks ve şiddet özellikleri yoğun bir şekilde işlenmektedir. Bu tür içerikli programların çocukların gelişimlerinde özellikle, ahlaki ve duygusal yönden ciddi tahribatlara sebep olduğu uzmanlarca birçok defa dile getirilmektedir. Cinsel içerikli suçlara yönelen çocukların hayatları incelendiğinde suç davranışı ortaya çıkmadan önce birçok pornografik içerikli materyallerin etkisinin önemli ölçüde olduğu söylenebilir (Ergündüz, 2010:45-48). Yapılan çalışmalara göre, ilköğretim çağındaki birçok öğrencinin çoğunlukla şiddet içeren dizileri takip ettikleri görülürken çok azının çocuk yayınlarını takip ettiği saptanmıştır. Aynı zamanda şiddet içeren programlara maruz kalan çocukların sosyal hayatlarında sorunlarının çözümünde çoğunlukla şiddet davranışı gösterdikleri de anlaşılmıştır. Çocuklar takip ettikleri dizilerdeki karakterleri taklit yoluyla model alarak günlük yaşamlarına aktarmaktadırlar. Bu belirtilen karakterlerin özellikleri çocuklardaki şiddete yönelimlerini kolaylaştırmaktadır (Dilber, 2014:64).

Bununla birlikte şiddet ve cinsellik bulunan yayınlar çocuklarda ruhsal sorunların oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Özellikle bulundukları özel dönem dikkate alındığında yaş ve gelişimlerine uygun olmayan şiddet ve cinsel içerikli yayınlar çocukların erken yaşta uyarılmalarına ve bu nedenle de cinsel sapkınlık, sadistlik ve şiddet durumlarının oluşmasına neden olmaktadır. Çocukların bu tür sorunlu davranışları okulda ve sosyal çevrelerinde arkadaşlarına üzerinde denemeye çalışmaktadırlar (Kunt, 2003:61).

Televizyonda kullanılan reklamların da çocukların sapma davranışı göstermelerinde önemli bir rol oynadığı yapılan çalışmalar göstermiştir. Öyle ki reklamlarda kullanılan tüketim üzerine albeni satış teknikleri ile özellikle çocukların gerçekten ihtiyaçları

54

olanla olmayanı ayırt etmekte zorlanmasına neden olmaktadır. Bu durum şöyle açıklanabilir. Yavuzer (2001-247), hırsızlık suçu sadece ekonomik durumu iyi olmayan aile üyelerine yüklenemez. Çoğu örneği olduğu gibi zengin aile üyelerinde de hırsızlık vakalarına rastlanılmaktadır. Yani hırsızlık suç sebebinde sorun sadece ekonomik kaynaklı değil içinde bulunan durum ve koşulların çocuklara anlatılması ve çocukların bu durumu nasıl algılıyor olmasıyla ilgilidir. Son yıllarda gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan araba, motosiklet, traş losyonu vb. hırsızlık suç davranışıyla çocukların mahkemeye gelmeleri reklamların etkisi açısından ciddi öneklerdir.

55