• Sonuç bulunamadı

II. ÖRGÜTSEL ADALET VE İŞ DOYUMU

2.2. İş Doyumu

2.2.1. İş Doyumunun Önemi

2.2.2.1. İçerik Kuramları

2.2.2.1.1. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı

Güdülenme kuramları içinde en yaygın olarak bilinen ve kullanılanlardan biri Amerikalı psikolog Abraham H. Maslow’un geliştirdiği, günümüzde de günceliğini koruyan, bireysel gereksinimlerin en kapsamlı biçimde incelendiği ve bunların bir hiyerarşik (düzen) içinde olduğunu öne süren kuramdır. Maslow, bireylerin gereksinimlerini beş başlıkta toplayarak konuyu açıklamıştır. Maslow, insan gereksinimlerinin aşağıdan yukarı olmak üzere bir hiyerarşi düzeni içersinde olduğunu ifade etmektedir. Maslow’a göre, insanlar daha iyi durumda olmayı arzu eder ve sahip olmadıkları şeylere de sahip olmak isterler. Giderilen bir ihtiyaç güdülenmez. Yüksek düzeyli bir gereksinimin ortaya çıkması için alt düzeydeki ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini belirtmektedir (Çetinkanat, 2000, s. 12).

29

Şekil 2. Maslow’un Gereksinim Hiyerarşisi Kuramı. Kaynak: Ralp W.Reber, Gloria E. Terry Behavioral Insights for Supervision, Prentice-Hall, Inc. Englewood Cliffs, New Jersey,1975,s.33. : Akt: Aydın,(2007), Çağdaş Eğitim Denetimi, s.87.

Yukarıdaki şemada görüldüğü gibi, birinci basamakta fizyolojik ve en üst basamakta ta kendisini gerçekleştirme gereksinimleri yer almaktadır. Gereksinim sıralamasının temelinde bulunan fizyolojik ve onu takip eden güvenlik gereksinimleri, öncelikli ya da temel gereksinimler olarak da adlandırılmaktadır. Toplumsal, saygı ve kendini gerçekleştirme gereksinimleri de ikinci grup gereksinimleri olarak görülmektedir. İnsanoğlu yaratılış gereği olarak sürekli bir şeyler istemektedir. Bu nedenle de ihtiyaçlar, hiçbir zaman tamamen karşılanmamaktadır. Bir ihtiyaç karşılandığında, hemen ondan sonraki devreye girer. Bu da insanı sürekli teyakuzda tutan ve ömrün sonuna kadar devam eden bir süreçtir.

Birçok araştırmacının değişik sınıflandırdığı insan gereksinimleri, iki kategoride ele alınabilir. Birinci kategoride; biyolojik görevleri üstlenmiş fizyolojik gereksinimlerdir, Bunlar sağlık ve hayatı devam ettirdiğinde, insan işlevi için önemli güdüleme meydana getirir. İkinci kategoride yer alan gereksinimler ise sosyal içerikli gereksinimlerdir. Şu şekilde sıralanabilirler; kendini kabul ettirme, kendine saygı, güvenlik, sosyal kabul, sevgi, arkadaşlık, başarı ve benzer gereksinimlerdir. Bütün bu gereksinimler birer güdüleme aracı sayılabilirler ( Bursalıoğlu, 2011, s.140).

Maslow’a göre, ihtiyaçlar kendi aralarında bir ilişki içerisindedir ve bireylerin yaşamını devam ettirebilme konusundaki önem sıralarına göre düzenlenmişlerdir. Bir

30

gereksinim ne kadar acil ise insan bilincinde diğer gereksinimlerin o kadar önüne geçer ve karşılanmak ister. Maslow’un teorisinin temelindeki gerçek şudur; alt seviyedeki gereksinimler doyuma ulaştıkça üst seviyedeki gereksinimler ortaya çıkar. Bu gereksinimler öncelik sırasına göre aşağıdaki gibi açıklanmaktadır (Çetinkanat, 2000, s.12-16).

Fizyolojik gereksinimler: Yeme, içme, uyku, nefes alıp verme ve boşaltım gibi organizmayı güdüleyen en temel gereksinimlerdir. Ancak, bu gereksinimler doyurulduktan sonra güdüleyici olmaktan çıkarlar. Bu sefer sıradaki diğer gereksinimler ortaya çıkmaya başlarlar.

Güvenlik Gereksinimi: Korunma, korku, kaygı, hastalık ve sosyal güvence gibi hissedilen gereksinimlerdir. Sağlıklı ve mutlu bireyler genellikle güvenlik gereksinimlerini karşılayan ve bu konuda doyuma ulaşan kişilerdir. Bu gereksinimler, daha çok çocuklarda görülür. Yetişkinler için de emeklilikten sonra bazı kaygılar örnek olarak gösterilebilir. Bu gereksinimler daha çok kanun ve yasalarla korunma altına alınarak bireylerin istifade etmeleri sağlanır.

Ait olma ve Sevgi Gereksinimi: Fizyolojik ve güvenlik gereksinimleri karşılandıktan sonra bireyin toplumsal gereksinimleri olan sevgi ve ait olma gereksinimleri ortaya çıkmaya başlar. Bireyin önce ailesinden başlayarak, arkadaşları, aynı ortamda bulunduğu diğer bireyler tarafından değer verilme, sevilme, kabul görme gibi ihtiyaçları ortaya çıkmaya başlar. Hemen hemen her birey insan olarak, bir eşi, çocukları, arkadaşları olmasını, toplum içinde kabul gören bir yere sahip olmak ister. Bu gereksinimleri karşılanmadığı zaman kişiler yalnızlık ve itilmişlik acısını hissederek mutsuz olurlar.

Saygınlık Gereksinimi: İnsanlar sevmenin ve sevilmenin dışında kendilerine saygı duyulmasını da arzu ederler. İnsanlar temel fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarının ardından sevgi ve aidiyet (ait olma) ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra tanınma, sosyal mevki ve statü sahibi olma, başarı elde etme, takdir edilme, saygı görme vs. türden ihtiyaçlara ilgi duyarlar. Maslow bu gruptaki ihtiyaçları saygı (itibar) görme ihtiyaçları olarak sınıflandırmaktadır. Bu aşamada tanınma, prestij sahibi olma, statü elde etme, önemli olma, üstün olma gibi gereksinimler yer almaktadır (Onaran, 1981, s. 15).

31

Kendini Gerçekleştirme Gereksinimi: Beşincisi olan kendini gerçekleştirme gereksinimi hiyerarşinin en üst basamağında yer alır. Bu gereksinim kendisinden daha önce olan bütün gereksinimlerin doyumundan sonra ortaya çıkar. Her insan belirli alanlarda araştırma, öğrenme ve hatta bilinmeyen bazı şeyleri keşfetme girişiminde bulunacaktır. Bazı yeni buluş ve yaratma çabalarında bulunulması kişiyi sadece örgüt içinde değil aynı zaman da ulusal ve uluslar arası alanlarda da tanınan biri yapacaktır (Eren, 2011, s. 537). Kendini gerçekleştirmenin anlamı çok fazla tartışma konusu olmuştur. En basit ifadeyle, kendini gerçekleştirme, kişinin olmak istediğini olması arzusu yaşamdaki yapmak istediklerini gerçekleştirmesi ve kişisel potansiyel ve yeteneklerinin farkına varmasıdır. Başkalarının ilgisini çekecek konulardan spor, politika, akademik çalışmalar, aile, hobiler veya iş gibi daha farklı konulardan birisi ile giderilebilir (Günbayı, 2000, s. 28).

Eğitimciler açısından bakıldığında, kendini gerçekleştirme gereksinimi eğitimcileri olabileceklerinin en iyisi olmaya teşvik eder. Bu gereksinim diğerlerine göre daha az sıklıkla ortaya çıkmakta ve bunun nedeni de birçok kişinin alt basamaktaki gereksinimlerle ilgili endişelerinin devam etmesidir. Buna rağmen Maslow açıkça okul gibi örgütlerin gereksinim doyumunda en üst basamaklarda yer almaları gerektiğini ve bunun nedeni olarak da kendini gerçekleştirmeyi en iyi icra edebileceklerin öğrenciler, öğretmenler ve yöneticiler olduğunu savunur (Hoy ve Miskel, 2010, s. 130).

Maslow’un gereksinimler sıra düzeni kuramı çıktığı günden beri çok eleştirilmektedir. Maslow’un hiyerarşisi oldukça basit bir yapıya sahiptir ve buna göre ortalama bir insan ancak % 10’unu gerçekleştirmektedir. Çünkü her birey beş ihtiyacının hepsini sırayla karşılayamaz. Ancak Maslow’un teorisi üç önemli katkı sunmaktadır. Birincisi, yöneticilerin etkili olumlu destekleyiciler sağlamasına yardımcı olacak önemli ihtiyaç kategorilerini ortaya koymaktadır. İkincisi, alt basamaktaki ihtiyaçların üst basamaktaki ihtiyaçlardan önce mutlaka karşılanması gerekir. Üçüncüsü, Maslow yöneticilerin, kişisel gelişim ve kendini gerçekleştirmenin önemi konusunda duyarlı olmalarını sağlamıştır (Şimşek vd, 2003, s.138).

Maslow’a göre, karşılanmamış bir gereksinim güdülemez. Birey örgüt düzeninde üst sıralara doğru çıktıkça ve gereksinim hiyerarşisinde de yükseldikçe kendisini güdüleyen durumlar da değişir. Maslow’un ifadesinde de anlaşıldığı gibi

32

bireyin örgüt içerisinde statüsü değiştikçe gereksinim güdülemeleri de değişir (Aydın, 2010, s. 23).

Gereksinim Düzeyleri Genel Doyum Etkenleri Örgütsel Etkenler 1. Fizyolojik Yiyecek, içecek, uyku vb.

a. Ödemeler

b. Hoş bir çalışma ortamı c. Kafeterya

2. Güvenlik Rahatlık, güvenlik, devamlılık, desteklenme

a.Güvenli çalışma koşulları b.Örgütsel olanaklar c. İş güvenliği

3. Sosyal Sevgi, iyi ilişkiler, ait olma

a.Birlikte iyi çalışılan iş grupları b. Arkadaşça denetim

c. Profesyonel ilişkiler

4. Saygınlık Kendine güven, kendine saygı, prestij, statü

a. Sosyal tanınma b. Unvan

c. Yüksek statülü iş d. İşten alınan geri bildirim

5.Kendini gerçekleştirme Gelişme, ilerleme, yaratıcılık

a.Anlamlı bir iş

b.Yaratıcılık için olanaklar c. İşte amaçlarına ulaşma d. Örgütte ilerleme

Şekil 3. Maslow’un gereksinim hiyerarşisinin örgütlere uygulanması. Kaynak: Steers ve Porter 1991:35; Akt: Çetinkanat, (2000), Örgütlerde Güdülenme ve İş Doyumu, s. 15.

Bazen bir ihtiyaç bir üst basamakta yer alan ihtiyaçtan önce hissedilebilir. Belirli oranda insanın içinde bulunduğu şartlara, kişilik ve davranış yapısına göre ihtiyaçların öncelik sırası değişebilir. İhtiyaçlar hiyerarşisinde tatmini etkileyen veya sınırlayan başlıca etmenlerden birisi toplumsal çevredir. Bu bağlamda, bir iş ortamında, işgörenlerin kendileri için önemli gördükleri ihtiyaçların bir bölümü, toplumsal çevrenin ihtiyaçlara verdiği önem ölçüsünde değişiklik gösterebilir. Şu halde, ihtiyaçları sınırlayan en önemli etken toplumun değer yargılarıdır. Bunlar ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye, gruptan gruba ve hatta kişiden kişiye farklılıklar gösterebilmektedir (Eren, 2011, s. 540)

İnsanların ihtiyaçlarını tatmin etmeleriyle alakalı olarak belki de en kolay söylenebilecek şey, insanın yeryüzünde yaşamaya başladığı günden beri daima gündemde olan ve bugün de yeryüzünde hakim ihtiyaç diyebileceğimiz fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarının hayatın devamı açısından taşıdığı önemdir. Tarih bu önemin mücadeleleri ile doludur. Ekonomik sistemlerin vaadi de bu önemi gerektiği gibi

33

algılamak ve değerlendirmek üzerine kuruludur. Bu nedenle kaynaklar, kaynakların nasıl kullanılacağı, örgütler, işletmeler ve birey, hep bu eksen etrafında ele alınmaktadır. Birey ve işletme sahiplerinin yönlendirildikleri ufuk da budur. Hep o iki kavramın büyüsüyle dönüyor dünya: İhtiyaçlar ve doyum ( Genç, 2003, s. 23-24)

Cherrington’e (1991) göre Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisi üç temel varsayıma dayanmaktadır. Bireylerin ihtiyaçları evrenseldir ve belli bir düzene göre düzenlenmiştir. Karşılanmayan gereksinimler kişileri bu gereksinimlere odaklamalarını sağlar. Üst basamaktaki gereksinimlerin algılanması ve elde edilmesi için alt basamaktaki gereksinimler büyük ölçüde karşılanması gerekir (Hoy ve Miskel, 2010, s. 131).

Sonuç olarak, insanoğlunun ihtiyaçları sonsuzdur ve yaşadığı sürece devam etmektedir. Şayet insanın doyumu tam olarak sağlanırsa, o zaman mücadele etmenin ve yaşamın bir gayesi olmaz. İnsanoğlu yaşadığı sürece yeni ihtiyaçları ortaya çıkmaya devam eder. Karşılanan ihtiyaçlar, yeni başka ihtiyaçları doğurur. Bu ve buna benzer teorilerle ihtiyaçları sınırlamak hatalı olur. Maslow'un önerdiği ihtiyaçlar hiyerarşisinin herkes için geçerli olmadığını gösteren örnekler bulmak mümkündür. Bununla birlikte, normal koşullarda, bazı ihtiyaçların karşılanması herkes için öncelik taşıdığı da bir gerçektir. Dolayısıyla insanın temel ihtiyaçlarını belirlemede özellikle yöneticiler için bir yol gösterici olabilir.