• Sonuç bulunamadı

II. ÖRGÜTSEL ADALET VE İŞ DOYUMU

2.1.2. Örgütsel Adalet Algısı ve Boyutları

2.1.2.2. İşlemsel (Süreç) Adalet

İşlemsel adalet ya da süreç adaleti terimi, literatüre Thibaut ve Walker’in 1975 yılında yaptıkları bir çalışma ile girmiştir. Daha sonraki yıllarda Sheppard ve Lewicki,1987; Lind ve Tyler,1988, Folger ve Greenberg,1986; Bies ve Shapiro,1987 örgütsel adalet ve örgütsel adalet boyutlarına değinmişlerdir. Süreç adaleti konusunda en ilgi çekici araştırmayı Greenberg yapmıştır. İşgörenlerin adalet algılamaları sadece edinimlerin niteliğiyle değil aynı zamanda alınan kararların uygulanmasında kullanılan işlemlerin adil olup olmadığı ile de yakından ilişkilidir (Altınkurt, 2010, s. 282). Edinimlerin elde edilmesinde izlenen prosedürler her zaman önemli olmuştur ve bazı durumlarda süreç adaleti algılanan örgütsel adaletin en önemli boyutu olarak ortaya çıkmıştır. Yakın zamana kadar edinimlerin dağıtımına ilişkin adalet (dağıtım adaleti) örgütsel adalet algılarının tek boyutu olarak algılanmıştır.

İşlemsel adalet, kararların alınmasında ve uygulanmasında kullanılan araçların yani işlemlerin adilliğine ilişkin en önemli kavramların başında gelmektedir. Bir işlem, adil edinimlerin elde edilmesini sağladığı sürece yasaldır. Başka bir deyişle, kararların adilliğini konu edinen dağıtım adaletinin tersine işlemsel adalet, bu kararlara sebep olan süreçleri incelemektedir. Kısacası, örgütlerdeki adalete ilişkin dağıtımsal bir yaklaşım, işgörenlerin ödeme kararlarına gösterdikleri tepkiye odaklanırken, işlemlere dayalı bir yaklaşım, işgörenlerin bu kararların alınış biçimine gösterdikleri tepkiler üzerinde yoğunlaşmaktadır (İşbaşı, 2001; akt: Eker, 2006, s. 17).

Kararların adilliğini konu alan dağıtımsal adaletin tersine işlemsel adalet bu kararlara neden olan süreçleri konu almaktadır. Başka bir ifadeyle, işlemsel adalet doğru

17

yöntem ve rehberler yardımıyla gerçekleştirilen dağıtım kararlarında etkilenme derecesidir; yani karar vermede doğru süreçlerin algılanması ile ilgilidir (Sayın, 2009, s. 11). Göz ardı edilen, kararların alınmasında kullanılan en önemli araçların yani işlemlerin adilliğine ilişkin bir kavram olan işlemsel adalet boyutudur. İşlemsel adalet, sonuçların dağıtılmasında kullanılan yöntemlerin adil olarak algılanmasıyla ilgilidir (Irak, 2004, akt; Yelboğa, 2012, s. 172).

Şekil 1. Süreç AdaletininKavramsallaştırılması

Kaynak: Greenberg,1990’dan aktaran: Altınkurt, Y. Örgütsel Adalet. İçinde: Yönetimde Yeni Yaklaşımlar, Editörler Hasan Basri Memduhoğlu, Kürşat Yılmaz, 2010, s. 281.

Süreç (procedural) adaleti, bireyin kendisine veya bir başkasına ilişkin kararların alınışında süreçlerin ya da takip edilen yöntemlerin doğru olup olmadığı hakkındaki değerlendirmeleri içermektedir. Örgütsel adalet uygulamalarında kararlar alınırken var olan ölçütler işlemsel adaletle ilgilidir. İşlemsel adalet işgörenlerin bu kararların alınış şekline gösterdikleri tepkiler üzerine yoğunlaşmaktadır.

Özdevecioğlu’nun Levental’dan aktardığına göre, örgüt içinde adalet süreçlerini altı ana kural olarak belirtilmiştir. Bu kurallar aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır: (Özdevecioğlu, 2003,s.79).

Tutarlılık: Dağıtım kararlarıyla ilgili alınacak kararların birbirleriyle tutarlı olması kuralıdır. Örgütsel Adalet (Organizational Justice) İşlemsel Adalet (Procedural Justice) Greenberg(1986) Sheppard ve Lewick (1987) Dağıtımsal Adalet (Distrubutive Justice) Süreç memnuniyeti (System Satisfaction) Folger ve Konovsky (1989) Fryxell ve Gordon (1989) Sonuç memnuniyeti (Outcome Satisfaction)

18

Önyargılı olmamak: Dağıtımda veya işlemde örgüt işgörenlerine karşı ön yargılı olmama ve ayrıcalıklı davranmama kuralıdır.

Doğruluk: Verilen bilgilerin ve kararların doğruluğu ile ilgili kuraldır.

Düzeltebilme: Alınan bazı kararlara çalışanların itiraz edebilmeleri veya o kararları düzelttirebilme haklarının olması ile ilgili kuraldır.

Temsilcilik: İşgörenlerin, kendileriyle ilgili alınan kararlara katılmalarını sağlamak ve onlardan temsilciler seçilmesi kuralıdır.

Etik: Alınacak kararların, özellikle dağıtımının ve kullanılan işlemlerin işgörenlerin etik ve ahlaki değerleri ile aynı yönde olması gerektiğine ilişkin kuraldır.

Genel olarak işgörenlerin örgütte onay haklarının olması olgusunun geliştirilmiş hali olarak tanımlanan işlemsel adalet, yetkililerin karar verirken kullandıkları yöntemlerin, bir anlamda izledikleri süreçlerin adilliğinin değerlendirilmesi üzerine odaklanmıştır. Yapılan araştırmalarda, örgütsel bağlılık, yöneticilerden memnuniyet, yönetime güven gibi örgütsel davranışların sürekli olarak işlemsel adalet ile bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştır (Franz, 2004, akt; Eker, 2006, s. 18).

İşlemsel adalet nesnel veya öznel durumlarla ilgili olabilir. Nesnel işlemsel adalet fiili veya maddi adalet ile öznel işlemsel adalet de nesnel işlemlerin algılanışı veya nesnel bir işlemin adalet yargısını artırabilme kapasitesi ile ilgilidir. İşlemsel adalet alanındaki araştırmaların çoğu nesnel ve öznel adalet arasındaki ilişki çok fazla incelenmediğinden, öznel işlemsel adalet ve onun etkileri üzerinde olmuştur (Konovsky, 2000; 492; akt: Eker, 2006, s. 20).

Dağıtımsal adalet daha çok ücret artışı veya performans değerlendirme ile oluşan doyum gibi insan kaynaklı sonuç değişkenlerine etki yaparken, buna karşın, işlemsel adaletin daha çok örgüt ve yetkililerin genel değerlendirilmeleri üzerinde etkisi vardır (Greenberg, 1990, s. 407). İşlemsel adaletin daha çok sistem kaynaklı edinimleri, dağıtımsal adaletin daha çok kişi kaynaklı edinimleri ön gördüğü tezi, çalışmalarında iki faktör modeli olarak adlandırılmıştır (McFarlin ve Sweeney, 1992, s. 626). İşlemsel adaletinin iki alt boyutu vardır. Bunlar; Karar alma sürecinde kullanılan süreç ve uygulamaların “yapısal” özelliğiyle ilgilidir (structual elements). İşverenlerin karar almadan önce işgörenlere söz hakkı vermesi, süreci kontrol hakkı tanıması, kararlar

19

alınırken bilgilerin eksiksiz ve doğru olarak toplanması, alınan kararların işgörenlere tarafsız uygulanmasıdır. Bilgilendirmeye ilişkin adalet algısıdır (Informational justice). Alınan kararlardan etkilenen işgörenlere yeterli ve gerekçeli olarak açıklama yapılması, açıklama isteme hakkının saklı tutulmasıdır (Günaydın, 2001; akt: Atalay, 2005, s. 16).

İşgörenler örgütlerinde işlemsel adaletsizliği algıladıklarında, kişiler veya adaletsizliğin kaynağından ziyade bütün bir örgüte yönelik tepkilerde bulunurlar (Özdevecioğlu, 2003, s. 79). İşgörenler yönetimin kararları objektif ve adil bir şekilde verdiğine inandıkları takdirde, örgüte bağlılıklarını gittikçe artırırlar, yöneticilerine daha fazla güvenirler, onlardan daha fazla memnuniyetlerini ifade ederler, kendilerini daha çok işe verirler, daha fazla iş doyumu ve performans gösterirler (Franz, 2004,12; akt: Eker, 2006, s. 22).