• Sonuç bulunamadı

Masalların İç Yapısı ile İlgili Özellikler

Belgede Ereğli masalları (sayfa 30-34)

3. EREĞLİ’NİN SOSYAL, KÜLTÜREL VE EKONOMİK YAPISI

1.1.2. Masalların Özellikleri

1.1.2.2. Masalların İç Yapısı ile İlgili Özellikler

31

mekânlar vardır. (Dev, cin, peri, konuşan hayvanlar, Zümrüdüanka kuş, vs.)

“Koyun: “Etlendim, sütlendim, akşam oldu, açın kapıyı ben geldim.” diye konuşur.” (4)

“Kuş,”Hınzır anam tuttu, hınzır babam kesti.”diyerek bakkalla konuşur” (13) “Yusufçuk, ineğin pisliğinden yiyince ineğe dönüşür.” (12)

“Karıncaya seksen yerinden semer çekmişler.” (19)

“Karıncanın üzerine yüz bin kişi binmiş.” (19)

“Yaşlı bir kadın, topak bir et doğurur.” (23)

“Babalarını çok kötü bir durumda bulunan kardeşler bir anda kuş olurlar.” (28) “Zümrüdüanka, etin insan eti olduğunu anlar, eti dilinin altına saklar.” (31) “Gülperi, sabah çıkan küçük dişinin küçük kardeşinin öleceğine işaret sayar.” (32)

“Kızın annesi, mezarından kıza seslenerek evlilik şartını söyler.” (36)

“Pınarın içinden yükselen selvinin gölgesi sürekli Beyoğlu’nun evine düşer.” (39)

“Islanan nohutlar erkek çocuklarına dönüşür.” (41)

“Anne ve babası çıkınca, kapı ansızın üzerinden kapanır.” (43) “Domat fidanı sallanınca kızın önüne altınlar saçılır.” (44) “Padişah, güvercini öldürdüğü anda hizmetçi iyileşir.” (46)

“Annesi Fatmacığa mezardan seslenir; elbiseyi alıp giymesini söyler.” (12)

2. Masallarda kaynak kişilerin de etkisiyle sık sık dinî motiflere rastlanılır.

Tamamı dinî unsurlara dayanan masallar da vardır. Ancak Ereğli’den derlenen masallar arasında tamamı dinî konuları işleyen bir masal metnine rastlanmamıştır.”Şeytan Düğünü” adlı masalda iş ve eylemlere besmele ile başlanması vurgulanır, tamamı dini konuları işleyen bir masal değil, dinî motiflidir.

“Ben size oturup kalkarken, ekmek yiyip su içerken besmelesiz iş yapmayın diye tembihlemedim mi?” (50)

“Gün gelir insanoğlu yaptığından pişman olur; yaptığında asilik eden isyanını devam ettiren iblistir. Cenabı Allah, iblise kıyamete kadar mühlet vermiş, iblisin peşinden gidenleri ve onu kıyamette cehennem ateşinde yakacakmış.” (29)

3. Masallarda zaman ve mekân belli değildir. Ancak kaynak kişi bir masalı

anlatırken olayları kendi yaşadığı yerde meydana gelmiş gibi anlatabilir: “Vara vara Toros Dağları gibi bir dağa ulaşır.” (30)

32

4. Masallarda o masalı anlatan kaynak kişinin yaşamı ile ilgili izler bulabiliriz.

Masallarda kaynak kişinin yaşadığı bölgeyle ilgili (gelenek-görenek vb.) bilgiler elde edebiliriz.(Evlilik, akrabalık ilişkileri, inançlar, uğurlama, vs.)

“Bu soydukları, bu dövdükleri adamların elleri pancar mı doğruyor da bunlara karşı gelmiyorlar, diye düşünüyormuş.” (30)

5. Masallarda iyiliğin-kötülüğün, güzellik ile çirkinliğin, zenginlik ile

yoksulluğun bir başka deyişle olumlu ile olumsuzun mücadelesi anlatılır. İyi olan başlangıçta başarısız gibi görünse de sonuçta zafere ulaşır. İyiler ödüllendirilir, kötüler ise cezalandırılır: (13, 18, 27, 43, 44, 49)

6. Masallarda meydana gelen olaylar hayal ürünü olmasına rağmen kaynak

kişi bunu olmuş gibi anlatır:

“Kız, Beyoğlu’na: Halıyı halının üstüne, ziliyi zilinin üstüne sererse, ben öyle gelirim, demiş.” (45)

“Kalk meymenetsiz at, sahibinden ne gördüm de senden ne göreceğim, demiş.” (45)

7. Bir masal ne kadar değişirse değişsin yine de onda eski Türk geleneklerinin

izlerine rastlanabilir:

“Azrail ve Adam” adlı masalda gelinin kurda dönüşmesi eski Türk mitolojisinde insanın çeşitli varlıklara dönüşmesini hatırlatır. Bu varlıkların başında kuş, yılan, kurt gibi varlıklar gelir. Yine Şamanizm ayinlerinde şamanlar kuşların üstüne binip gökyüzünde dolaşır.

”Yedi Kardeşin Bacısı” adlı masalda masal kahramanı kız, kardeşlerinin yanına gitmek için karakarganın sırtına biner:

“Kız karakarganın sırtına binmiş… En sonunda karga, kızı kardeşlerinin evine indirmiş.” (33)

Ayrıca devlet yöneticisinin halkının gözetilmesi, korunması konusunda gösterdikleri hassasiyetler birçok anlatmada karşımıza çıkar:

“Padişah bütün adamlarını toplamış, evin etrafını korumaya aldırmış, adamlarına uçan kuşu dahi vurun, eve kimseyi yaklaştırmayın, demiş.” (14)

8. Masallarda kahramanlar tarafından söylenen duaların ve bedduaların

gerçekleştiği görülür:

“Allah’ım, ah şu kardeşim şu anda canlansa, çıksa!” (47)

33 yetişerek kahramana yardım eder:

“Yılan oğlan adlı masalda çocuğu olmayan padişahın karşısına aksakallı bir adam çıkar, aksakallının verdiği elma ile çocukları olur.” (36)

10. Masallarda genellikle kahraman fakirdir. Ancak saray çevresinden olan

kahramanlara da rastlanılır. Genellikle padişahın üç kızı veya üç oğlu vardır. Bunların en küçükleri masalın kahramanıdır. Olayların üstesinden hep küçük kardeş veya küçük kız gelir:

“Bir Öpücük Öptüğüm adlı masalda babasını diğer padişaha karşı üstün kılan en küçük kız kardeştir.” (24)

11. Masallarda kaynak kişinin etkisi ile çağdaş unsurlara da rastlanılır.

“Topak Et adlı masalda Beyoğlu, sabah bahçeye çıkınca kolunda çanta, beyazlar giymiş, dünyalar güzeli bir kızla karşılaşır.” (23)

12. Halk hikâyelerinde olduğu gibi masallarda da bade içilmeksizin rüyada

âşık olma ve ilk görüşte âşık olma olaylarına rastlanılır.

“Padişah bir gün adamlarıyla yine ava giderken yolda güzel bir cariye görür; görür görmez de ona âşık olur.” (46)

13. Destan ve halk hikâyelerinde olduğu gibi masalların da özel anlatıcıları

vardır. Bunlar genellikle kadınlardır. Ancak erkekler de masal anlatabilir. Ereğli’den derlenen masalların anlatıcıları arasında kadınların daha çok olduğu tespit edilmiştir. Masal anlatan kadınlara “masal anası” veya “masalcı” adı verilir.

14. Kahramanlar insanların dışındaki varlıklarla konuşurlar.

“Horoz,’’gelin aba, gelin aba’’ diye seslenir.” (6) “ İnek, tilkiye kendisine yonca getirmesini söyler.” (2) “Aslan, kaçarken, ben aslanlığı bıraktım, diye bağırır.” (1)

“Güvercin, padişaha kanadı hizmetçinin yastığının altına koymasını söyler.” (46)

15. Her masalın sonunda dinleyicileri olumlu yönde etkileyen bir ileti vardır.

Bu ileti bazen bir atasözü veya özdeyiş ile pekiştirilir.

“Bende kuyruk acısı, sende evlat acısı olduğu müddetçe biz dost kalamayız.” (11)

“Allah kimseyi vacibinin eline düşürmesin.” (3)

17. Masallarda bazı tipler belirli karakterleri sembolize ederler. Keloğlan,

34

ahmaklığı, aslan; gücü, kurt; güç ve kuvveti, karga; aptallığı, ejderha ve yılan; kötülüğü, geyik; saflık ve güzelliği, at; dostluk ve sadakati temsil eder:

“Keloğlan ve Padişahın oğlu adlı masalda Keloğlan aklıyla padişahın oğlunu alt eder, yarışmayı kazanır.” (18)

18. Masallar yapı bakımından tekerleme, olay ve dilek olmak üzere üç

bölümden oluşur.

19. Masalların formülistik bir dili vardır. Bu bakımdan formülistik sayılara

sıkça rastlanır.

“Tilki, harman yerinden iki tane buğday bulur.” (3) “Üçkardeş Adana’ya çalışmaya giderler.” (19) “Adamın yeni karısından yedi çocuğu olur.” (28)

“Ağacın üstünde kırk dönümlük bir tarla meydana gelir.” (19) “Kırk atlı kırk kınacı gelir.” (23)

“Padişah, oğluna kırk gün kırk gece düğün yapacağını söyler.” (39)

Belgede Ereğli masalları (sayfa 30-34)

Benzer Belgeler