• Sonuç bulunamadı

Evlenme

Belgede Ereğli masalları (sayfa 165-168)

3. EREĞLİ’NİN SOSYAL, KÜLTÜREL VE EKONOMİK YAPISI

4.1. EREĞLİ MASALLARINDA HALK KÜLTÜRÜ UNSURLARI

4.1.1. Folklor

4.1.1.2. Evlenme

Dede Korkut Hikâyeleri’nden Bamsı Beyrek’te; Banu Çiçek’i, Beyrek’e istemeye Dede Korkut dünürcü olarak gider. Bamsı Beyrek Hikâyesi’nde; Dede Korkut Deli Karçar’dan Banu Çiçek’i isteyince, abisi de başlık olarak; dişi deve görmemiş bin erkek deve, hiç kısrakla çiftleşmemiş bin aygır, bin tane koyun görmemiş koç, kulaksız kuyruksuz bin köpek ve bin pire ister. Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Hikâyesi’nde ise; Selcen Hatun’un kalınlığı üç canavardır. Bu üç canavarı kim öldürürse o, Selcen Hatun’la evlenme hakkına sahip olacaktır (Ergin 1997: 67,125).

Ereğli yöresinde de evlenme ile ilgili âdetlerin başında Dede Korkut’taki dünür gitme, başlık parası gibi davranışlar gelmiştir. Kızı beğenmeye gencin annesi, yakın akraba ve komşulardan bazılarını da alarak gider. Bu gidiş için eve haber gönderilmez, böylece kızın günlük işleri ne dereceye kadar vaktinde yapıp yapmadığı görülmeye çalışılır. Evliliklerde aile büyüklerinin onayı önemlidir.

166

Kız beğenildikten sonra oğlanın babası ile ailenin ileri gelenleri kız evine dünürcü giderler. Kız “Allah’ın emri Peygamberin kavliyle” istenir. Kız verildikten sonra söz kesilir. Erkekler ayrı bir odada otururken kadınlar ayrı bir odada kızın istediği eşyaları liste hâlinde yazarlar. Söz kesmenin daha kuvvetli olması için hazırlanan yemekler yenir.

Söz kesme sırasında evliliğin tatlı olmasını sağlamak amacıyla sadece şerbet içildiği de olur. Şerbetin malzemelerini erkek tarafı temin eder. Bazı bölgelerde tatlı niyetine lokum ve bisküvi ikram edilir. Bu tür merasimlere “ağız tadı” veya “ağız tatlısı” adı verilir. Günümüzde şerbetin yerini kola, gazoz, çay gibi içecekler almıştır.

Gelinlik kızın istediği şeylere Anadolu’da başlık veya mehir-mihr adı verilir. Eski Türklerde “kalın” şeklinde söylenen bu terim, Ereğli yöresinde başlık “parası âdeti” adıyla söylenir ki kalkmıştır. Nişan takmada dost akrabayı küstürmekten kaçınılır, mümkünse kimse unutulmamaya çalışılır. Her iki tarafın en yakınları (Kız evi-oğlan evi şeklinde tanımlanır.) çağrılır. Uzun müddet nişanlı kalmak pekiyi sayılmadığı için hemen düğün hazırlığına başlanılır.

Köylerde yapılan düğünlerde hayvanlar kesilir, yemekler hazırlanır. Çalgıcı denilen saz ekibi ayarlanır. İki bayram arası düğün yapmaktan kaçınılır.

Çok eskiden düğünlerin cuma günü namazdan sonra başlayıp gelecek cumaya kadar devam ettiği bilinmekle bugün zaman içinde bunlar ortadan kalkmış, günümüzde daha çok cumartesi ve pazar günlerine kaymıştır. Düğün gününün arifesinde oğlan evinde erkekler, kız evinde kadınlar tarafından ‘’kına gecesi’’ düzenlenir. Ereğli kültürüne özgü oyunlar oynanır, türküler söylenir, gelinin ellerine ve ayaklarına kına yakılır, zülüfleri kesilerek başına paralar saçılır. Kına yakma işlemi, eski Türklerden günümüze kadar gelen inanışlardandır.

Günümüzde kurbanlık koyunun sırtının kınalanması, kına renginde boyanması eski Türklerdeki “ıduk” inanışının bir devamı niteliğindedir. Yukarıda belirttiğimiz beşik kertmesi de bu adak edilmiş olanı gösterme inanışına uygundur.

Dede Korkut Hikâyeleri’nden Bamsı Beyrek Hikâyesi’nde Banu Çiçek, Bamsı Beyrek’in beşik kertme nişanlısıdır. (Ergin 1994: 59).

Nikâh kıyılması esnasında evlenecekler ve şahitleri bir odada elleri dizlerinin üzerinde açık bir şekilde dururlar. İçeriye başka birisi alınmaz. Yapılacak yanlış bir hareketin damat veya gelini sihir yoluyla bağlayacağı inanışını engellemektir. Küçük bir iplik parçasına atılacak düğüm veya açık bir makasın, bıçağın kapatılması, kolların

167

kapatılması, parmakların birbirine kenetlenmesi sonucu damadın veya gelinin bağlanacağı inanışı vardır. Çözülmesi zor olan bu sihrin açılması için “derin” hocalara gidilir.

Geçmiş yıllarda karşılaşılan bu tür olayların, büyü yapanların toplum tarafından ayıplandığından dolayı bu tür davranışlar günümüzde terk edilmiştir.

Evlenen kızın beline kırmızı bir kuşak kızın babası veya bir büyüğü tarafından bağlanır. Gelinin gideceği eve bolluk götüreceğine inanılır. Dede Korkut Hikâyelerinde de Banu Çiçek, Bamsı Beyrek’e kırmızı bir kaftan gönderir. (Ergin 1994: 80).

Yaygın olan bir inanç da gelinin evdekilere “gelinlik etmesi”dir. Evin gelininin kayınbaba, kaynana ve kayınbiraderleriyle konuşması, onlarla ilişkisi önemlidir. Kayınbaba ve kaynananın, kayınbiraderlerin yanında yatılmaz, onlardan önce yatağa gidilmez, onlardan önce sofraya oturulmaz. Türk boylarında yaygın olan kendi kanından olmayan herhangi bir yabancının sokulmasına kesinlikle razı olunmayan bir inanışın söz konusudur.

Damat yüz görümlüğü ile gelinin yüzünü açar. Yüz görümlüğünde amaç, eski Türklerdeki kişilerde var olan asıl ruhun dışında ikinci bir eş ruhun olduğu ve buna şirin gözükmektir. Kırgız ve Özbek Türklerinde de düğün gecesine kadar birbirlerine yabancı olan damat ve geline ait perilerin, birbirlerini sevmelerinin imkânsız olacağına inanılmaktadır.

Düğün sonunda gelin, damat adayının evine gelip gelin arabasından ineceği sırada koyun kesilir ve gelin, kesilen bu koyunun üzerinden atlatılır. Kaynananın koltuğunun altından geçirilir. Gelin içeri girerken üzerinden tütsü tüttürülür, sağdıçlar bereketli olsun diye para, buğday ve üzüm karışımı sakçı (saçı-kansız kurban) dağıtırlar.

Ereğli masallarında evlenme dünür gitme ilgili yaşayan unsurların bazıları aşağıda gösterilmiştir.

1 numaralı masalda tilki, zengin ağanın kızına Tembel Mehmet adına dünür gider.

16 numaralı masalda fakir ihtiyar, oğlu için padişahın kızına dünür olur. 21 numaralı masalda güzelliğiyle dillere destan güzel kıza talipleri evlenmek isterler; ama kız evlilik tekliflerini reddeder.

168

rağmen eşeği ırmaktan çıkaran kızla evlenmek istediğini söyler.

23 numaralı masalda Topak Et’in annesi dünürcülere kızı için kırk gün düğün ister.

23 numaralı masalda kırk atlı kırk kınacı gelir.

28 numaralı masalda çoban, kızı oğluyla evlendirmek için oranın aksakallılarından fikir alır.

29 numaralı masalda tüccarın esnaf arkadaşları, Allahın izni peygamberin kavliyle kızı dünür giderler.

29 numaralı masalda düğün dernek kurulur, aç susuz doyurulur. 32 numaralı masalda Şah İsmail üç kadınla da evlenir.

37 numaralı masalda Beyoğlu, kıza dünürcü gönderir.

39 numaralı masalda Kel Fatma’yı düğün kafilesi alıp köye götürür.

40 numaralı masalda çoban Allahın izni peygamberin kavliyle kızı nikâhına alır.

44 numaralı masalda Padişah, kızın evine önden haberciler gönderip kızı istemeye geleceklerini söyler.

45 numaralı masalda Beyoğlu, Köncü Garıya Allah’ın emri peygamberin kavliyle kıza dünür düşer.

Belgede Ereğli masalları (sayfa 165-168)

Benzer Belgeler