• Sonuç bulunamadı

3. 1. Feti h Sonrası Bursa

Os manlılar t arafı ndan fethedil en Bursa, on i ki yıl süren kuşat manı n ol anca ağırlı ğı nı hi sset miş bir kentti. Artık i yi ce güçsüz düş müş olan Bi zans‟tan yar dı m göre me mi ş, böl gede kal an az sayı daki di ğer Bi zans kal el eri ni n de faydası ol ma mı ştı.

Os manlı haki mi yeti altına giren yerl erde, t üm böl ge hal kı serbest çe ve güvenl e alışveriş yapı p hayatı nı deva m ettirirken, kuşatılmı ş Bursa‟da hal k açlı ktn kırılı yor, şehir yavaş yavaş çöküyordu.

En sonunda şehri n t ekf uru, Bursa‟yı yükl ü bir mi kt ar kurt ul malı kl a birli kt e Or han Bey‟e t esli m et meye razı ol mak zor unda kalı nca, zorl u kuşat manı n ar dı ndan şehir savaşsı z bir bi çi mde Osma nlılar‟ı n eli ne geç miş ol du.

Şehri n el e geçiril di ği 1326 yılı nda, kaynakl ar, 67 kul eli ve 5 kapılı hisarı n i çi nde 2000 hane bul unduğunu s öyl üyor ( Baykal, 1993, Kapl anoğl u, 2002, Sevi m, 2003). Bu hanel eri n bir çoğunun boş ol duğunu t ah mi n etme k zor değil; kuşat ma döne mi çok sayı da öl üme ve başarabilenl eri n göç et mesi ne yol aç mış ol malı dır. Hi sar i çi nde i ki bi n konut yapı sı dı şı nda yedi kilise, bir ha ma m, bir çarşı, yir mi dükkan bul unduğu anl aşıl makt adır ( Baykal, 1993, Yal man, 1984, Arma ğan, 1998). (Şekil 3. 1)

3. 2. Orhan Bey Döne mi

Bi r kez Bursa fet hedil dikt en sonra, Or han Bey ve di ğer il eri gel enl er, bekl e meden geni ş çaplı bir yenil e me hareketi ne giriştiler. Önceli kl e hi sar i çi el e alı ndıysa da, bu al anda kökt en bir değişi kli ğe gi dil medi. Or han Bey iç kal e adı verilen böl gede, eski

Şekil 3. 1 Bursa Sur İçi (Ert uğ – Kocabı yı k, 1995. Refl ecti ons of Paradise)

Tekf ur Sarayı‟na yerl eşti. Yi ne i ç kal ede bul unan ma nastır, medreseye dönüşt ürül dü. Hi sar i çi ndeki mahallel erde, bir önceki böl ümde sözü edil en boş kı sı mlara öne mli mi kt arda Tür k nüf us yerleştiril di ( Çeti n, 1994).

İç kal ede, bu çalış manın konusu açısı ndan belki de en öne mli yapı, me dr eseni n yanı nda yer al an dar phaneydi. Or han Bey, il k Os manlı si kkesi ni burada bastırarak, kur umsallaş ma, devl etleşme yl e il gili ni yetleri ni açı kca ort aya koy muş ol du( Akkılıç,

2001). Bunun yanı nda, asıl öne mli gelişme, kentl eş me hareketi ol arak adl andırılabilecek süreç ise, hisarı n dışı nda başl adı.

Kur ul duğu günden bu yana, Pr usa veya Bursa Şehri i çi n, biri nci önceli k her za man savun ma ol muşt u. Bu yüzden, kent i çi n yer seçi mi yapılırken, ul u bir dağ ya macı nda sı nırlı al ana sahi p bir düzl ük seçil mişti. Böyl ece, kent en el verişli yön ol an güneyi ni ta ma men kapat arak sırtını dağa yasl arken, di ğer yönl erde hâki m ol maya çalıştı ğı ovadan, he m kot farkı, he m zor ul aşılabilirli k, hem de sağl a m duvarl arla ayrıl mıştı ( Tanyeli, 1999). Bu bi çimde kur ul muş ol an kent, çanak bi çi mindeki Bursa Ovası‟nı n ol uşt urduğu hi nt erlandı nı, ve özelli kl e, t aht-el kal‟e ( ya da bugünkü söyl eni şi yl e Taht akal e) denen, kal eni n altı ndaki pazar kur ulan al anı kontrol et mekl e birli kt e, gerekti ği nde t üm bu al anlar ile ilişkisi ni sıfırlayarak kendi si ni dı ş dünyadan t a ma men izol e edebili yor du. Bu niteli ği sağl ayabil mek a macı yl a, çok i yi ol mayan yönlenmeye, çok el verişli ol mayan mi kr okli mati k özelli klere, t üm geliş me ol anakl arı nı n kesil mesi ne razı ol un muşt u ( Tanyeli, 1999). Niteki m, bu nit eli k sayesi nde, kent, a mansı z Os manlı kuşat ması na 12 yıl boyunca dayanabil mişti.

Ancak, artı k Bursa Şehri i çi n t e mki nli savunma döne mi ni n sonuna geli nmişti. Çünkü, Or han Bey ve etrafı ndaki âkil ada ml arı n pl anı, kendil eri ni hi sarı n i çi ne kapatı p dı ş dünyadan kor un mak değil, yayıl mak, yeni ti caret ol anakl arı açarak zengi nl eş mek ve ül kel erini zengi nl eştir mek, böylece t oprakl arı nı he m çoğaltı p he m de î mar eder ken, ekono mi k et ki alanl arı nı mü mkün ol duğunca genişl et mekti.

Bu yüzden, Or han Bey, kenti n t ari hi nde il k defa ol arak sur dı şı na çı karak, bili nçli bir yer seçi mi kararı yl a yeni bir kent mer kezi yarat maya koyul du. Hal efleri nin de aynı özenl e t aki p edeceği, Os manlı Devl eti‟ni n yüksel me döne mi ne da mgasını vuracak strat eji k pl anl a ma süreci de başl a mış ol du.

Os manlı Devl eti nce fethedil en şehirlerde, feti hten sonra üç aşa malı bir politi ka izlenmekt eydi ( Çeti n, 1994). Bu işle mler, maddeler hali nde özetlenirse;

a- Şehire t ür k yöneti cil er t ayi n edil erek ( Bursa‟ nı n fet hedil di ği yıll ar i çi n geçerli bir uygul a ma, il er ki döne mlerde t ür k yöneti cil eri n konu munun devl ett e gi derek geriledi ği ni gör üyor uz.) işe başl anı yor; ar dı ndan gönüll ü ya da zor unl u i skân il e t ürk- müsl üman nüf usun oranı arttırılı yor. (işte bu hi ç değiş meyen bir uygul a ma,

Os manlı t ari hi, Tür k men Evl eri‟ni n, kazanılı p kaybedil en savaşl ara göre oradan oraya göç et mesi hi kayeleri ile dol udur.)

b- Sult an ya da t opl u mun di ğer il eri gel enl eri t arafı ndan, vakıfl ar kurul arak, mü mkün ol duğunca külliyel er çerçevesi nde ör gütlenen kült ürel, sosyal, di ni yapı ya da yapı gr upl arı i nşa ettirili yor. ( Os manlı Beyli k- Devl eti‟ni n i şl eyi şi ni n i ncel endi ği önceki böl ümünde, vakıfları n bu i şleyiş şe ması i çi ndeki rol ünün öne mi nden söz edil mişti. Vakıf adı verilen bu yapıl anmal ar, devl eti n elit zü mr esi ni n, t oprakt an veya ti cari faali yetten elde etti ği rantı n bir bölü münü, ka mu hi z meti ol arak hal ka geri döndür mesi i çin ol uşt urul muş bir yönte mdir. Üst eli k, gelir kaynakl arı da ol uşt urul arak kur ul an bir vakıf, bir kez il k serma yesi kondukt an sonra, döner ser maye benzeri, kendini döndüren bi r siste me bağlı ol arak çalış ması nı sür dür düğü i çi n, devl et gelirleri ni n sürekli ol arak yeni yatırı mlara yönl endiril mesi ne ol anak sağl a makt adır.)

c- Ekono mi k f aali yet geliştirili yor, düzenl eni yor ve kontr ol altı na alı nı yor. ( Bu ma dde, bir önceki il e doğr udan bağl antılı dır. Ekono mi k faali yeti n geliş mesi ni ve yönl endiril mesi ni sağl ayan han, bedest en, ker vansaray, çarşı gi bi yapı lar da vakıflar aracılı ğı yl a i nşa edil mekt edir. Dol ayısı yla, bu yapıl arı n bir görevi, hatt a il k bakı şt a aslî görevi, i mâret, medrese, ca mi, ha ma m, dâr üşşifâ gi bi „ka mu‟ yapıl arı nı n varlı kl arı nı sürdür mesi ni sağl a mak i çi n gerekli fi nansal kaynağı te mi n et mek ol arak gör ül ebilir.) Ancak, ekono mi k faaliyeti kontrol altı na al mak, bir t ek yapı yap makl a mü mkün ol ma makt adır. Bu yapıl arda zanaat ve ti caret yaşa mı nı n belli kurallar çerçevesi nde ve kesi ntisiz ol arak i şl eyebil mesi sor unu da var dır. Bununl a il gili ol arak da, Os manlı Devl eti yapısı i çerisi nde, i ktisâdi fonksi yonl arda r ol verilen âhi kur ul uşl arı ( yi ne özelli kl e il k döne mde) ve l ônca ör gütlenmesi devreye girme kt edir.

De mek ki, artı k vakıflar kur ul muş, t opl umsal yapıl anmanı n yasal ve ekono mi k te meli ol uşt urul muşt ur. Böyl ece, sıra kent sel mekânl arı n ve yapıl arı n i nşası na gel miştir.

Or han Bey, yeni başkenti ni Dünya‟ ya aç ma kararı nı fi zi ksel ol arak da ifade et mek istercesi ne, surl arı n dı şı na çı kmış, ancak pek de uzağa git me miş, eski kenti kor uyarak, kendi kenti ni onun yanı başı na i nşa et meye başl a mıştır. Or han Bey‟i n külli yesi i çerisi nde, Or han Ca mii‟ni n yanı sıra, bir i maret, bir medrese ve bir de

ha ma m bul unuyor du. Külli yeni n etrafı nı n kuvvetli bir duvarl a çevril miş ol ması, o döne mde, savun ma kaygıları ndan henüz t a m ol arak kurt ul una madı ğı nı n göst ergesi dir ( Baykal, 1993, Tanyeli, 1999). Nit eki m, il eri ki yıllarda, mer kezi n geliş mesi ne bağlı ol arak, i şl evi ni yitiren bu duvar yı kıl acaktır. Or han Bey külli yesi ni n bi r parçası ol arak, Bey Hanı ( bugünkü i s mi yl e Emir Hanı) da bu döne mde i nşa edilmi şti. Emir Hanı‟nı n ti caret ve depol a ma f onksi yonl arı nın dı şı nda konakl a ma fonksi yonu taşı madı ğı anl aşılı yor ( Baykal, 1993). Emir Hanı ‟nda t artılarak bel gel enen mall arı n bel gel eri ül keni n her yerinde geçerli ydi. De mek ki , bu hanı n ti careti yapıl an mall arı n st andartları nı belirle me gi bi bir res mî i şl evi de var dı ( Far oqhi, 2002, Yedi yıl dı z, 2003).

Böyl ece Os manlı kentsel siste mi nde belirleyi ci ol acak bir ti caret mer kezi ni n çekirdeği kur ul muş ol uyor du. Hanı n kapı sı ndan başl ayarak 209 adet dükkân ve yi ne yeni ol uşan mer kezi n çevresi nde 112 adet ev de yi ne Or han Bey döne mi nde i nşa edil mişti. “Böyl eli kl e şehir taş çe mberi nden çı kmış ol uyor” du ( Rey, 1948).

Bu şekil de ol uş maya başl ayan kent mer kezi, Ro ma ve Bi zans‟ı n katı geo metri k for mları ndan uzaktır. Her ne kadar, bi nal ar t ek t ek i ncel endi ği nde düzgün kare ve di kdört genl erden ol uşt ukl arı gör ülse de, al an i çi ndeki konu ml anışl arı ol dukça serbesttir. Bu yönü il e, i çi nde bul unduğu döne mi n kent pl anl arı ndan çok, anti k döne m Anadol u sitel erini n yerl eş me düzeni ni anı msatır. Bu düzen şöyl e t arif edil mekt edir: “ Geo metrik kütl el eri n doğal bir mekanda ser best a ma kontroll ü yerl eştiril mesi veya bi r ekseni n (far klıl aş mış ekseni n) di k açılı ol ması kaygı sı gözetil meden, kendi si ne yüzünü dön müş yapı sal (tekt oni k) obj el er i çi n hem bağ he m ana öğe ol arak kullanıl ması ” ( Cerasi, 2001).

Os manlılar, o döne mde at pazarı ol arak anıl an al anda, Gökdere‟ni n fundalı k ve bat aklı k ze mi ni nde bir büyük kenti n t e mell eri ni at arken, bir yandan da, devl eti n gel eceği ni ol uşt uracak, büyük ti caret mer kezl eri nin varlı k sebebi ol acak, ulusl ararası ticaret yolları nı n kontrolü işi ne giriştiler.

3. 2. 1. Ti caret Yoll arı nın Kont rol ü

O döne mde, Bursa gi bi bir kenti n Dünya‟ da söz sahi bi ol abil mesi, bir ul usl ararası mer kez hali ne gel ebil mesi i çi n, uzun mesafeli ticaret yoll arı ndan biri ni n üzeri nde

bul un ması gerekli ydi. Os manlı yöneti cileri, Bursa‟ yı doğu ve batı dan gelen öne mli ticaret aksl arı nı n kesişi m nokt ası yapmaya kararlıydıl ar.

Söz konusu ti caret aksl arı nı n en öne mlisi İ pek Yol u i di. İ pek Yol u, İran‟ da, i pek üreti mini n mer kezi Tebriz kenti nden başlı yor, batı dünyası nı n doğu ül kel eri ne açıl an penceresi ol an İt al ya Yarı madası‟nda biti yordu. Son durak i se, Batı Ro ma Devl eti‟ni n yı kıl ması ndan sonra her biri hükümdarlı ğı nı il an eden İtal yan kent devl etleri ni n en öne mlileri nden, küçükl üğüne rağme n, Akdeni z‟i n dört bir yanı ndaki kol onil eri, ticaret ve savaş fil ol arı yl a Dünya ticareti nde söz sahi bi ol an Cenova kenti ydi ( Kunt ve di ğerleri, 1997). Haçlı seferleri nden sonra batı ül kel eri doğunun zengi n ür ünl eri yl e t anış mış, bu ül kel erde doğunun ku maşl arı na, özelli kl e de i peklilere karşı büyük bir t al ep ol uş muşt u ( Faroqhi, 1994). Bu kârlı ticareti n o za manki en i şl ek güzergâhı i se şöyl eydi: Tebriz‟den yol a çı kan ker vanl ar, hal â Pont us Devl eti‟ni n kontrol unda bul unan Tr abzon Li manı‟na ul aşı yorl ar, Trabzon‟ dan deni z yol u il e Cenova kol onisi Pera‟ya, Pera‟dan da yi ne deni z yol u ile İt al ya Yarı madası‟na varı yorlardı ( Yedi yıl dı z, 2003). Dol ayısı yl a za manı n bu en öne mli ticaret yol u, yal nı z kal kış ve varış nokt al arı öne mli ol an, aradaki t ek kaydadeğer durak nokt ası Konst anti nopolis‟i n yanı başı ndaki Pera ol an, bural arı n dı şı nda, geçti ği güzer gâha hi ç bir kat kı sağl a mayan bir transit yol nit eli ği ndeydi. Bu durumun da sebepl eri var dı el bette; o döne mde, deni zyol u t aşı macılı ğı, karayol u t aşı macılı ğı na göre birkaç kat daha ucuza mal ol uyor du (Far oqhi, 1994). Bunun yanı nda, karayol undan git mek i çin i zl enebil ecek muht e mel r ot al ar, yı kı k devl etl erin ve s ürekli birbiri yl e di dişen savaşçı beyli kl eri n t oprakl arı ndan geçi yor du. Uzun yüzyıllar boyunca, yakı n doğunun haki mi ol an, mer kezi ot oritesi ni n göl gesi nde ekono mi k ilişkileri güvence altı na al mış ol an Bi zans Devl eti, artı k başkenti ni n surları dı şı nda gerçek bir ot oriteye sahip değil di. Böyl e ol unca da karayoll arı üzeri nde ne ti caret yap mak i çi n dur maya değecek kapasitede mer kezl er, ne de güven i çi nde yol cul uk edil mesi ni sağl ayacak bir düzen kal ma mı ştı. Zat en, karayol u il e mal t aşı ma mali yetleri ni n çok yüksek ol ması nda öne mli bir pay da ker vanl arı n güvenli ği ni sağl a mak i çi n ( kor uyucul ara ücret ve eşki yal ara haraç ol arak) öden mesi gereken bedeli n abartılı boyutl ara var mış ol ması ndaydı (Faroqhi, 1994).

Öyl eyse, Os manlı Devl eti, geniş bir al anı kontrol edebil mek ve vat andaşl arı nı n refah sevi yesi ni yükseltebil mek i çi n ti caret yoll arı nı n kontrol ünü ( özelli kle de İ pek Yol u‟ nun) el e geçir mek dur umundaydı. Os manlı yöneticileri de bu gerçeği gayet i yi

kavr a mış dur u mdaydıl ar. Os manlı Devl eti‟nde ve yöneti ci sı nıfı nda, Avr upa‟ daki feodal t opl ul uğun aksine, ti cari faali yeti n hem öne mi, he m de gerektirdi kl eri anl aşıl mıştı. Bu gereklili kl er, i zl enen devl et politi kası nı n ekseni ni ol uşt uruyor du ( Far oqhı, 1994).

İpek Yol u‟ nda kontrol ü el e geçirebil mek i çi nse, he m ana r ot ayı deni zden karaya çevir mek, he m de Pera‟nı n yakı n-doğunun ti caret mer kezi ol ma nit eli ği ne, bir Os manlı kent mer kezi, örneği n Bursa lehi ne son ver mek gereki yor du.

Os manlı yöneti cileri, Bursa‟yı ticaret aksl arı nı n kesişi m nokt ası nda bir ul usl ararası ticaret mer kezi hali ne getir me hedefi ne ul aşabil mek a macı yl a çok yönl ü bir strat eji izlediler. Bu strat eji ni n biri nci ayağı nı t üccarlar i çi n sağl anan kol aylı kl ar ve t eşvi kl er ol uşt uruyor du. Daha Or han Bey za manı nda i pek ti careti ni Bursa‟ya çekebil mek a macı yl a Cenovalılar‟a bazı kapit ül âsyonl ar veril di ği, sonraki hükü mdarl ar döne mi nde de bu t ür kapit ül âsyonl arı n gerekti kçe yenil endi ği bili nmekt dir.

Strat eji ni n i ki nci ayağı nı, doğuda ve batı da i zl enen yayıl ma politi kası ol uşt uruyor du. Os manlı Devl eti t arafı ndan i zl enen sürekli yayılma politi kası nı n, dol aşımdaki artı k ür ün mi kt arı nı yükselt mek, ver gi gelirleri ni arttır mak, tı mar ol arak dağıtma k üzere yeni arazilere sahi p ol mak, hatt a devl eti n art an devşir me i hti yacı nı karşıla mak gi bi gerekçel ere dayandı ğı bili nir. Ancak, en az bu sayıl anl ar kadar öne ml i di ğer bir gerekçe de, ti caret yoll arı nda güvenli ği ve deneti mi sağl a maktır. Gerçekten de, 14. yüzyıl sonuna kadar, Osma nlı Devl eti Ankara, Amasya, Erzi ncan gi bi merkezl eri de el e geçirerek doğuya doğru adı m adı m il erledi kçe, İ pek Yol u üzeri ndeki hâki mi yeti ni de gi derek sağl a mlaştır mıştı.

Strat eji ni n üçüncü ve en öne mli ayağı nı i se, İpek Yol u‟ nu, üzeri nde salt t aşı ma yapıl an bir güzer gâh ol ma kt an çı kararak, yol boyunca sıral anmış ti caret mer kezl eri vasıtası yl a ekono mi k faali yeti n kesi ntisiz ol arak deva m etti ği, gerçek anl a mda bir ticaret yol u hali ne getirme kti ( Tekeli, 1999). Bu pl an uygul andı ğı nda, ker vanl ar, alışverişi n Tebri z‟den Avr upa‟ ya uzanan yol boyunca deva m etti ği birer gezi ci pazar hali ne gelirken, yol üzeri ndeki kentl er de, ul ulararası ti careti n t al ep etti ği çeşitli ür ünl eri n i şl endi ği uz manl aş mış üreti m mer kezleri ne dönüşüyorl ardı. Böyl ece, bu sürekli ve i ki yönl ü kârlılı k karşısı nda, daha önce göz kor kut an karayol u t aşı ma mali yetleri eskisi kadar öne mli ol muyor du. Yollar da güvenli ği n üst düzeyde ol ması, zat en, daha önce de belirtil di ği üzere Os manl ı siste mi ni n t e mel özelli kl eri nden

birisi ydi. Üst eli k, uzun mesafe ti caret yapan ki şiler özelli kl e dest ekl eni yor du. Yüksek ver gi geliri sağladı ğı ve i ç pi yasaya mal arzı nda bul unduğu i çi n, uzun mesafeli ve büyük çapta ti caret yapan ki şilerde belli bir öl çüye kadar ser maye biri ki mine devl et çe i zin verili yordu ( Far oqhi, 1994) ki bu dur u m Os manlı Devl eti‟ni n bir di ğer t emel özelli ği ol an aşırı mer kezi yet çili ği ve t a m devl et çili ği açısı ndan düşünül düğünde, bir istisnâ ol uşt ur makt adır.

Anl aşılan o ki, Os manl ı siste mi, uzun mesafeli ve büyük haci mli ticareti el den gel di ği nce geliştirirken, ona koşut ol arak kendi ticaret ve üreti m mer kezl eri ni de geliştiri yordu. Si st e me katılan Anadol u kentl eri, kendil eri ne bi çilen r ol e göre, belirli konul arda uz manl aş mış üreti m mer kezl eri ve hanl ar, ker vansarayl arl a bezeli Pazar yerl eri ne, zi nciri n birbirini müke mmel şekil de tamal ayan hal kal arı na dönüşüyorl ardı.

Benzer Belgeler