• Sonuç bulunamadı

1. HABERİN TANIMI

2.3. SÖYLEM ANALİZİ

2.3.1. Eleştirel Söylem Analizi

2.3.1.3. Van Dijk’ın Söylem Analizi

2.3.1.3.1. Makro Yapı

Makro yapı, haber başlıkları (üst başlık ve alt başlık), haber spotu, haber girişlerinin incelendiği tematik yapı ile ana olay, arka plan bilgisi, aktör tanımlamaların incelendiği şematik yapıdan oluşmaktadır.

2.3.1.3.1.1. Tematik Yapı

Tematik çözümlemede, üst başlık, başlık, alt başlık, spot ve haber girişleri incelenmektedir. Her haber metni belli temaların hiyerarşik örgütlenmesinden oluşur ve okuyucu haberleri bu ilişkiye göre okur. Van Dijk, başlıkların genelde siyah ve büyük puntolarla, haber girişlerinin de siyah puntolarla verilebileceğini ve başlıkların metnin tematik cümlesiyle uyumlu olabileceğini belirtir. Söylem analizi açısından başlıkların ve haber metninin tutarlı olup olmaması önemlidir (Şeker, 2004: 37). Güngör’e göre tümcelerin kavramsal yapıları semantik bir değer taşımaktadır. Metnin toplumsal bağlamı, tümceler arasındaki anlamsal ilişki de semantik yapı kapsamında ele alınır. Semantik yapı aynı zamanda metnin üst yapı örgütlenmesi olarak da değerlendirilmelidir. Van Dijk’ın haber çözümlemelerinde haberin başlığı ve spot bu anlamda önemlidir (Güngör, 2011: 214). Her gün meydana gelen milyonlarca olaydan hangisinin haber olarak değerlendirildiği kadar, bu haberin nasıl çerçevelendiği de ideolojik bir tercihtir. Haberin başlığı, spotu ve giriş cümlesi, söz konusu olayı bize tanımlar. Aynı olayı, olayın hangi boyutunu başlığa çıkardığınıza bağlı olarak olumlu ya da olumsuz biçimde tanımlamak mümkündür. Örneğin, memur maaş zamları için yapılan bir eylem, ‘memurların hak arayışı’ olarak sunulabileceği gibi, eylem nedeniyle trafiğin aksamış olması ön plana çıkartılarak, hem eylemin kendisi, hem de eyleme katılanlar olumsuzlanarak da sunulabilir (Akca, 2009: 98). Haber metni önemli bilgiden önemsize doğru hiyerarşik bir yapıya sahiptir. Haberi üreten, kendi bakış açısına göre topladığı verileri önem sırasına koyarak verir. En önemli bilgiyi, haber metninin genel tavrını da yansıtacak biçimde başlıkta kullanır. Haberin spotu ise önemli bilginin yoğunlaştığı bir kesittir. Haberin ayrıntılara yer verilen metni ise bilgilerin öncelik sırasıyla ve önem vurgusuyla

verilmesi biçiminde örülür. En önemsiz ayrıntılar son tümcelerde yoğunlaşır. Van Dijk, haberin söylem analizinde bu hiyerarşik yapıyı da dikkate alır (Keskin, 2004: 392).

Tematik yapıda, metin içerisinde yer alan sebep sonuç ilişkisine (condition/cause veya consequence) ya metnin en baştaki konusundan en alta kadar ya da en üst düzey konudan en alt düzeydeki detay konulara kadar söz edilen hususlara değinilmektedir. Makro düzey çözümlemesinde metnin paragrafları birer cümle halinde ifade edilmekte ve ardından bu cümleler birkaç cümleye ve en sonunda tek bir cümleye indirgenerek metnin ne ifade etmek istediği ortaya konulmaktadır (Devran, 2010: 64). Bu hiyerarşik örgütlenme içinde önemlilik atfedilen temalar önden, detaylar ise sonradan verilir. Bazı belirli temaların metinsel yapı içinde öne geçmesi, bir açıdan habere konu olan olayların anlamlandırılmasında egemenliğini kurması, van Dijk’a göre okuyucunun bilişsel yapısı üzerinde de etkili olur (İnal, 1994: 156).

Haber başlıkları, haberin geri kalanını nasıl okumamız gerektiği yönünde bize bir çerçeve çizer. Bunu anlamsal ya da ideolojik kapanma olarak adlandırmak olanaklıdır. 2008 yılı Haziran ayında bir televizyon programında Atatürk’le ilgili olarak söylediği sözler yüzünden medyanın tepkisini çeken Nuray Canan Bezirgan’la ilgili bir haber bu söylediklerimizin iyi bir örneğini oluşturmaktadır. 17 Haziran tarihli Milliyet gazetesinde, “Atatürk'ü sevmiyorum”, “Humeyni’yi seviyorum” sözlerini sarf eden Bezirgan’ın bu sözlere ve kendisine yöneltilen eleştirilere ilişkin açıklaması yer almaktadır. Açıklama “Atatürk’ü sevmiyorum diyen Nuray Canan

Bezirgan yeni çark etti” başlığıyla verilir. Başlık yapılan açıklamayı “çark etmek”

olarak nitelendirerek, tüm metnin anlamını kapatmakta ve Bezirgan’ın açıklamasını en başından değersiz kılmaktadır (Akca, 2009: 99).

Haber başlıklarıyla ilgili bir diğer durum da tipleştirmedir. Ahmet Oktay (1987:107) haber başlıkları üzerine yaptığı çalışmasında basmakalıp ifadelerin kullanıldığı haber başlıklarının olayları da tipleştirdiğini söyler. Böyle bir dil, gerçeğin aşkınlaştırılmasına yaramakta, olayların sosyo-ekonomik nedenleri ortadan kaybolmaktadır. Nedensel boyutun ortadan kalkması ya da görünmez olması,

eleştirel boyutun geliştirilmesini de önlemekte, olaylar doğal ve değiştirilemez gerçeklikler olarak algılanmaktadır. Kış aylarında sıkça rastladığımız “soğuklar yine

can aldı” tarzındaki haber başlıkları bunun örneklerinden biridir. Böylesi bir başlık,

hem yaşanan olayın faili olarak ‘soğuk hava’yı göstermekte ve eleştirinin yöneltilebileceği bir faili ortadan kaldırmakta, hem de soğuk havada hayatını kay- beden kişinin yoksulluğundan dolayı sokakta yaşadığı gerçeğini gizlemektedir. Olayın bağlamından kopartılarak sunulması, benzer olayların “tipleştirilmesi”ne ve sonunda okuyucu için sıradan hale gelmesine de neden olmaktadır. Gösteri yürüyüşleri, grevler “olayın aktörlerinin amaçlarından yalıtılıp tipleştirilir ve ‘gös- teriler ve çatışma’, ‘grevler ve hayatın aksaması’ gibi çerçeveler kolayca her yeni olaya uyarlanır” (İnal, 1995: 119). Van Dijk’ın önemle üzerinde durduğu, haberlerde geçmişin bilgisine bağlamsal olarak bazen yer verilip bazen yer verilmediğine ilişkin

saptaması, değişik konuların basındaki temsillerinin incelendiği Türk

araştırmacılarının çalışmalarına toplu bir bakış sonucunda da doğrulanmaktadır. Örneğin İnal (1992), Özer (1997) ve Palacı (1998) yaptıkları çalışmalarda van Dijk’ın ısrarla vurguladığı gibi, haberlerin ardalan bilgilerinin çok az kullanılması sonucunda, bu haberlerin bağlamlarından yalıtılarak tipleştirildiklerini vurgularken; Dağtaş (1992) ve Ertan Keskin (1997) ise seçtikleri Malta Zirvesi’ne ilişkin dış haberler ve Civangate örneği özelinde yolsuzluk haberleri itibariyle, basının haber olayının konusuna ve haber tipine bağlı olarak ardalan bilgisine yer verme ve sık sık

atıfta bulunma yoluyla farklı bir tipleştirme stratejisine başvurduğunu

bulgulamışlardır (Keskin, 2004: 398).

Haber başlıkları, olaya ilişkin herhangi bir kaynaktan yapılan alıntının başlığa çıkartılması yoluyla oluşturulabilir. Olayın bağlamından kopartılmasının bir başka örneği, kimi zaman bu alıntının tırnak işaretleri kullanılmaksızın verilmesidir. Bu haliyle haber metni, kaynak kişinin durum tanımını bir anda halkın sözüne dönüştürmektedir. Başlığa çıkartılan sözler, sağduyunun, toplumsal uzlaşının sesine

dönüşür. Akca (2009: 16) da yazılı basın söyleminde Yunanistan’ın

ötekileştirilmesiyle ilgili çalışmasında Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan sorunların hep aynı kalıplaşmış ifadelerle aktarıldığını gösterir. “Ege’de sular ısını- yor”, “Ege’de tahrik”, “Yunanlılar yine rahat durmuyor” şeklindeki haber başlıkları

hem iki ülke arasında daha önce yaşanan sorunları hatırlatmakta, hem de yaşanan olayların sorumlusu olarak Yunanistan’ı işaret etmektedir.

Hansen ve Murdock “Kalabalığın İnşası: Popülist Söylem ve Basında

Sunumu” başlıklı çalışmalarının bulgularına göre popüler basın, olayları sunarken

kullandığı başlıklarda, Londra’da geçmişte olan gösteri olaylarının olumsuz mesajını, şimdilerde ortaya çıkan siyah azınlığın tehditkar imajı ile birleştirmiştir. Araştırmacılara göre haber başlıkları okuyucuya haberi okurken bir yorum çerçevesi hazırlaması bakımından son derece önemli. Basın, muhafazakar politikacıların söylemlerinden alıntılar yapıp bunları başlığa çıkarırken, alındı olduğunu gösterecek tırnak işaretlerine yer vermemekte ve bu tarz bir sunumun sonucunda, okuyucuda gazetenin görüşünün alıntıdaki görüşün aynısı olduğu kanısı yaratılmaktadır. Ayrıca basın göstericileri tanımlarken, ‘hastalıklı’, ‘akli dengesi bozuk’, ‘hayvani’ gibi sözcükleri (lexical seçimleri) kullanarak ve olayların sosyal kökenlerini sorgulayan İşçi Partisi söylemini terk ederek, olayları nedenlerinde izole etmekte ve gösterileri doğul bir şiddet olgusu olarak tanımlayan popülist söylemi benimser görülmektedir (İnal, 1994: 154).

2.3.1.3.1.2. Şematik Yapı

Haberin şematik yapısı, arka plan (background) bilgisi, bağlama ilişkin bilgiler, aktörlere ilişkin bilgiler, ana olay, sonuçlar ve yorumlardan oluşur. Ancak haberlerin büyük bir bölümü bu bilgilerden yoksun biçimde karşımıza çıkmaktadır. Haber metinlerinde iktidarın lehine işleyen bir başka nokta da olayların, bağlamından ko- partılarak anlatılmasıdır. Bağlamdan koparma, haber metinlerinde olayların geçmişleriyle ilgili bilgiler içine oturtulmamasını, yalnızca yaşandığı anda kameranın “görebildiği” kadarıyla verilmesini ifade etmektedir. Bu olaylarda yer alan kişilere de aynı şekilde yaklaşılmakta, bunların kim oldukları, olay yerinde neden bulundukları, ne yaptıkları gibi temel bilgilere bile yer verilmeyebilmektedir. Haberciler için olay, yalnızca sonuçları açısından önem taşımaktadır (Van Dijk, 1988a: 172, Aktaran: Akca, 2009: 100). Durum ve yorum bölümlerinde oluşan şematik çözümleme van Dijk’ın önem verdiği bir diğer makro çözümleme kategorisidir (Keskin, 2004: 392).

a. Durum ve Yorum

Durum bölümünde, olayla ilgili bilginin tamam olup olmadığına bakılır, ana olayın işleniş biçimi ele alınır, sonuçlar değerlendirilir (Şeker, 2004: 37). Ayrıca belli arka plan (background) bilgisi, olayın geçtiği ortama ilişkin bilgiler, olayın hemen öncesine ilişkin bilgiler de burada yer almaz (İnal, 1994: 156). Olayların ifade edilmesi ile olayın anlaşılır olmasını kolaylaştırırken ardalan bilgisinin olmaması olayın tipleştirilmesini sağlar (Keskin, 2004: 392) Yorum kısmında ise, haber kaynakları ve habere konu olmuş olayın taraflarının sözlü tepkileri incelenir.

Benzer Belgeler