• Sonuç bulunamadı

2. İLGİLİ ALANYAZIN

2.2. İlgili Araştırmalar

2.2.2. Makaleler ve Bildiriler

1952 yılından bu yana, şiirden nesire Fethiye’yi konu alan yazılarıyla tanınan, bugün yetmişi aşan yaşına rağmen Fethiye’nin kültür önderliğini hâlâ büyük bir zevkle devam ettiren araştırmacı-şair-yazar Ünal Şöhret Dirlik’in bazı makaleleri çalışma sahasının folklor ürünlerini gün ışığına çıkarmaya öncülük etmişlerdir. 4

Dirlik (1953), “Köy Gelenekleri: Düğünlerimiz” başlıklı yazısında, Fethiye ilçesine bağlı İncirköyü’nün, kız istemeden duvak gününe kadar, düğün gelenekleri üzerinde durmaktadır.

Ünal Şöhret Dirlik (1977), “Fethiye’de Köy Düğünleri” başlıklı yazısında, Fethiye’nin köylerindeki evlenme yaşı ve evlenme biçimleri üzeri durarak, görücü gitmeden gelin gezmesine kadar olan evlenme aşamaları hakkında bilgi vermektedir.

Sabiha Tansuğ (1985), “Bodrum Gelini” adlı yazısında, eskiden Bodrum ve çevresinde, yedi gün süren düğün boyunca iki kez düzenlenen, gelin, davetli kadınlar ve kızların katıldığı “gelin hamamı” âdetleri, kına gecesi eğlenceleri, gelinin baba evinden çıkarılması, damat evine serilen çeyizin kadınlar tarafından gezilmesi sırasındaki inanış ve uygulamalara yer vermektedir.

Mücella Kahveci (1990), “Muğla’da Hıdırellez” adlı yazısında, “Türkiye’de Hıdrellez (Hızır-İlyas) Geleneğinin Derlenmesi Projesi” çerçevesinde Muğla Kültür Müdürlüğü tarafından yürütülen derlemelerin analizini yapmaktadır. Yazıda, bir geçit töreni şeklinde değerlendirilen Miladi 6 Mayıs, Rumi 23 Nisan günü yapılan kutlamalar üç merhalede ele alınmakta (6 Mayıs’tan önce yapılan hazırlık işlemleri, 6 Mayıs’ta yapılan törenler, bitiş uygulamaları) çeşitli inanış ve uygulamalar üzerinde durulmaktadır.

4

Ünal Şöhret Dirlik’in hayatı, eserleri, yazmış olduğu yazıların yer aldığı gazete, dergi ve antolojiler hakkında ayrıntılı bilgi için bk. (Dirmilli, 2004).

Aydın Durdu ve Bircan Kalaycı Durdu (1998), “Geçmişten Günümüze Ölüm Âdetleri ve Kemaliye Köyünde Ölüm” adlı yazılarında, öncelikle ölüm düşüncesi etrafında oluşturulan bazı ritüelleri dinler açısından değerlendirmekte, ardından Ortaca ilçesine bağlı Kemaliye köyünden derlenmiş olan ölüm öncesi, sırası ve sonrasındaki inanış ve uygulamaları Eski Türk inançları ve İslâmiyet çerçevesinde ele almaktadır.

Ünal Şöhret Dirlik (2003a), “Aksazlar ve Hıdırellez” başlıklı yazısında, eskiden, 6 Mayıs gününde, Fethiyelilerin, kayıklarla, motorlarla Aksaz’a geçerek yapmış oldukları Hıdırellez kutlamalarından bahsetmektedir.

Ünal Şöhret Dirlik (2003b), “Babadağ’ın Başındaki Eren” adlı yazısında, Fethiye limanının ve Ölüdeniz’in çevresindeki en yüksek tepe olan Babadağ’ın zirvesinde bulunan ve çevre köylerde yaşayanlar tarafından sık sık ziyaret edilerek dilekler dilenen, adaklar kesilen Eren Baba’nın mezarı etrafındaki inanış ve uygulamalardan söz etmektedir.

Erdoğan Keleş (2004), “XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Muğla’da Evlilik Kurumu” adlı makalesinde, XIX. Yüzyılın ilk yarısında Muğla’da ailenin oluşumu ve oluşum aşamasında karşılaşılan meseleler ile bu meselelerin çözüm yolları hakkındaki bilgileri ortaya koymaktadır. Yazıda, kız isteme, nişan, nikâh, düğün ve evlenme törenlerinin nasıl gerçekleştiği ve bu işlemler sırasında ortaya çıkan sorunların değerlendirilmesi yapılmaktadır.

Ayşe Akman (2004), “Muğla İli’nin Bazı Yerlerinde Evlenme-Düğün Gelenekleri” adlı yazısında, Muğla’nın bazı köylerinden derlemiş olduğu evlenme gelenekleri (gelin almadan duvak gününe kadar) konusundaki tespitlerini sunmaktadır. Yapılan incelemede, söz konusu gelenek ve bazı uygulamaların, geçmişten günümüze kadar değişen ve değişmeyen yönlerine de dikkat çekilmektedir.

Bircan Kalaycı Durdu (2004), “Muğla Tahtacılarında Ölüm İnançları” adlı makalesinde, Köyceğiz-Yangı; Ortaca, Ortaca-Kemaliye, Gölbaşı ve Fevziye köyü; Marmaris, Ula-Çörüş köyü tahtacılarından derlemiş olduğu, ölüm öncesi, sırası ve sonrasındaki inanış ve uygulamalara değinmektedir.

Tarcan Oğuz (2004a), “Yatağan’da Hayatın Geçiş Dönemlerine Yönelik Uygulama Ve İnanmalar” adlı yazısında, doğum (öncesi ve sonrası),

evlenme (evlilik çağı, kız bakma, söz kesimi, nişan, düğün, gerdek) ve ölüm (belirtileri, kaçınmalar, duyurulması, defin, baş sağlığı, belirli günler) hakkındaki inanış ve uygulamalara yer vermektedir.

Ünal Şöhret Dirlik (2004a), “Fethiye’de Halk Hekimliği Ve Buna Yönelik İnanmalar” adlı yazısında, günümüzde varlığını, zayıflayarak da olsa, sürdürmeye devam eden bazı halk hekimliği uygulamalarına değinmektedir. Bunlar arasında, gaz sancısı çeken, konuşmakta zorlanan, hastalıktan kurtulamamış aydaş olmuş çocukların tedavileri, dalak kesme, sarılık kesme, sıtma bağlama gibi uygulamalar bulunmaktadır.

Mevlüt Özhan (2004), “Muğla İlinde Oynanan Dramatik Köy Seyirlik Oyunları Ve Çocuk Oyunlarından Örnekler” başlıklı makalesinde, Muğla ili ve ilçelerinden yapmış olduğu araştırmalara dayanarak, kullanılan ögeler açısından üreme kökenli bir oyun olan “Arap Oyunu”; düğünlerde eğlenmek amacıyla oynanan “Arap Oyunu”; bayramın ikinci ve üçüncü günlerinde oynanan Ayşe, Ayı ve Deve oyunları şeklindeki dramatik köy seyirlik oyunlarıyla bazı çocuk oyunlarına yer vermektedir.

Sibel Turhan Tuna (2005), “Muğla Ve İlçelerinde ‘Baş Bağlama’ Âdeti” başlıklı yazısında, Muğla il merkezi ve ilçelerinde yapmış olduğu araştırmalara dayanarak, “gelin alma” gününde, kız evinde, kadınlar arasında yapılan “gelin başı bağlama” pratiğinin yapılma amacına ve uygulanma şekline değinmektedir.

Bircan Kalaycı Durdu (2006b), “Marmaris, Ortaca, Köyceğiz Ve Ula’da Geçmişten Günümüze Tahtacı Türkmenler Arasında Evlilikle İlgili Gelenekler” adlı yazısında, çalışma alanı olarak belirlemiş olduğu söz konusu yerleşim birimlerinde yaşayan Tahtacılar arasındaki evlilik yaşı, evlenme çeşitleri, evlilik aşamaları ve evlilik sonrasındaki inanış ve uygulamalara yer vererek, evlenme geleneğini geçmiş ve günümüz açısından değerlendirmektedir.

Âdil Öztop tarafından 1954 yılında yazılan Karakaya Köyü (Bodrum- Gümüşlük Beldesi) / Bir Köyün İncelenmesi adlı eserden alınan “Karakaya Köyünde (Bodrum-Gümüşlük) Halk Âdetleri Ve Bayramlar” başlıklı yazıda, düğün ve bayramların yanı sıra günlük hayattaki bazı inanış ve uygulamalara da değinilmektedir. Bununla birlikte, sıtma, dalak, çıban, kabakulak gibi çeşitli

hastalıkların kocakarı ilaçlarıyla tedavisinden bahsedilmektedir (Öztop, 2006).

Ünal Şöhret Dirlik (2006), “Fethiye’de Doğum Ve Çocukla İlgili İnanç Ve Uygulamalar” adlı yazısında, aşerme, çocuğun sağlıklı kalması ve yaşaması, cinsiyet tayini, gebenin kaçınmaları şeklindeki doğum öncesi inanış ve uygulamalarla, doğum sırası ve sonrasına değinmektedir. Ardından, diş hediği, duşak kesme, dil bağı kesme gibi çocuk etrafındaki inanış ve uygulamalarla aydaş, oğlan boncuğu, gaz sancısı gibi çocuk hastalıklarının tedavisine yer vermektedir.

Ayşe Akman (2006), “Muğla Merkez Göktepe Köyü’nde Evlenme Geleneği” başlıklı yazısında, evlenme yaşı, evlenme aşamaları (görücülük / kız beğenme / kız isteme, nişan, nişanlılık), düğün (çeyiz, çeyizin serilmesi, kına gecesi, düğün, nikâh-gerdek) ve düğün sonrası (duvak, gezeme / dünür karşılaması) ile ilgili inanış ve uygulamalara değinmektedir.

Aslı Büyükokutan (2007b), “Muğla Yöresi Alevi Türkmenlerinde Mani Söyleme Geleneği” başlıklı makalesinde, yöredeki Tahtacılar arasından derlenmiş olan yüz doksan beş tane maniden yola çıkarak Alevi-Bektaşi inanç yapısının maniler üzerindeki yansımasını tespit etmektedir. Çoğu sevda konulu olan maniler arasında, kına gecelerinde, düğünlerde, tarlada çalışırken, Hıdırellezde söylenenler de bulunmaktadır.

Aslı Büyükokutan (2007a), “Muğla Yöresi Alevi Türkmenlerinde Ölümle İlgili İnanç Ve Pratikler” adlı yazısında, Tahtacı olarak bilinen Muğla yöresi Türkmenlerinin ölümle ilgili inanış ve pratiklerini ölüm öncesi, sırası ve sonrası başlıkları altında aktararak söz konusu uygulamaların Türk inanış ve düşünüş sistemi içerisindeki yerini tespit etmektedir.

Aslı Büyükokutan (2008), “Doğum Sonrasına Dair İnanış Ve Uygulamalarda Temizlik” başlıklı makalesinde, loğusalık döneminde, anne ve bebeğin hem fiziki hem de ruhsal açıdan güçsüz ve gözle görülemeyen her türlü zararlı etkilere açık olacağı inancı doğrultusundaki inanış ve uygulamalardan “kırk basması”, “kırklama”, “al karısı” ve “al basması”nı incelemektedir.

Erman Artun (2008), “Muğla’da Mani Söyleme Geleneğinde Mizah, Taşlama-Takılma” adlı yazısında, Muğla yöresinden derlenen üç yüz tane maninin mizah ögeli karakteristik örneklerinden yola çıkarak, söz konusu manileri kişisel ve toplumsal taşlama manileri, şaka-takılma manileri başlıkları altında toplamaktadır. Mizah ögeli manilere verilen örnekler arasında, vefasız sevgiliye, anlayışsız kaynanalara, olumsuz davranışlara yapılan taşlamalarla, topluluğu neşelendirmesi yönüyle işlevsel olan şakalaşmalara örnekler verilmektedir.

Musa Seyirci (2007), “Teke Yöresi Manileri” adlı bildirisinde, Antalya’dan Fethiye’ye uzanan bir çizginin güneyinde kalan coğrafyadan, Teke yöresinden, derlemiş olduğu manilerden örnekler vermektedir. Manilerin içeriğine bakıldığında, bu kültürde, kadının evde, ocakta, çadırda egemen olduğunu; eksik etek olarak değerlendirilmeyip ana, eş, bacı olarak görüldüğünü söylemek mümkündür.

Mehmet Aça ve Aslı Büyükokutan’ın (2009), birlikte sunmuş oldukları ”Muğla Yöresi Kadın Merkezli Geleneksel Oyunların İşlevleri Üzerine Bir Değerlendirme” isimli bildiride, yöreden derlenen “evlilik törenleri”, “imece” ve “kadın toplantıları” sırasında oynanan kadın merkezli bazı geleneksel oyunlar hakkında tanıtıcı bilgi verilerek, bu oyunların bireysel ve toplumsal işlevleri üzerinde tespit ve yorumlar yapılmaktadır.

Aslı Büyükokutan (2010), “Kadın Merkezli Geleneksel Uygulamalar Bağlamında Yapısal Ve İşlevsel Özellikleriyle ‘Gelin Göçürme’ (Muğla İli Örneği)” başlıklı bildirisinde, düğünün son töreni olan, “gelin alma”, “kız çıkarma”, “gelinci gitme” adlarıyla da bilinen “gelin göçürme” törenini, yapısal ve işlevsel özellikleri açısından ele almaktadır.

2.2.3. Dergiler

Muğla yöresinde halk arasında yaşayan ve yaşatılan geleneksel uygulamalarla bu uygulamalara bağlı sözlü ürünlerin, hayatın geçiş aşamaları (doğum, evlenme, ölüm), mevsimlik törenler, bayramlar, kutlama ve eğlenceler, oyunlar, imece ve diğer gündelik eylem ve olayları kapsayan toplantılar bağlamında derlenmesi açısından Muğla Halkevlerinin katkısı yadsınamaz. Muğla ili sınırları içinde Muğla Halkevi (24 Şubat 1933), Milâs

Halkevi (23 Şubat 1934), Fethiye Halkevi (23 Şubat 1936), Marmaris Halkevi (19 Şubat 1939), Köyceğiz Halkevi (21 Şubat 1943), Yatağan Halkevi (24 Şubat 1946) ve ne zaman açıldığı tespit edilemeyen Bodrum Halkevi faaliyet göstermiştir (Özsarı, 2002: 55).

Muğla Halkevi çalışmaları, Ege bölgesindeki il merkezlerinde açılan diğer halkevlerine göre zayıftır. Bununla birlikte, aylık periyotlar halinde ve düzenli olarak yayımlanan Muğla dergisi Muğla Halkevi’nin önemli faaliyetleri arasındadır. 1 Mart 1937 – Temmuz 1938 tarihleri arasında yayımlanan ve on yedi sayı çıkan Muğla dergisinin sayfalarında Muğla ili, ilçe ve köylerinden derlenmiş olan doğumdan ölüme gelenek, görenek ve uygulamalara dair yazılar yer almaktadır.

2.2.3.1. Muğla

Cavit Aker (1937g), Muğla dergisinin onuncu sayısında, “Halk Bilgisi Hakkında Birkaç Söz Ve Kuzluk Köyünde Düğün Âdeti” adlı yazısında, öncelikle, Türkiye’de henüz folklor çalışmalarının oldukça yeni olduğunu, dergide folklora ait malzemeye büyük yer verileceğini ifade etmektedir. Ardından, Muğla ilinin Merkez ilçesine bağlı Kuzluk köyünden derlemiş olduğu, düğün bayrağının dikilmesinden gerdek sabahına kadar, düğün âdetlerine değinmektedir.

Cavit Aker (1938a), Muğla dergisinin on birinci sayısında, “Sarı Ana” başlığı altında, Marmaris ilçesinin kuzey doğusunda, Sarı Ana mahallesinde yer alan Sarı Ana Türbesi ile ilgili olarak anlatılan bir efsaneye ve Sarı Ana’nın kerametleriyle ilgili inanışlara yer vermektedir.

Muğla dergisinin on ikinci sayısında Cavit Aker (1938b), “Marmaris Orhaniye Köyü Düğün Âdeti” adlı yazısında, düğün öncesi hazırlıklardan başlamak üzere gelinin yeni evine indirilmesine kadar olan düğün geleneklerinden söz etmektedir.

Dergide, Muğla yöresinden derlenen manilerle ilgili yazılara geniş yer verilmiştir. Cavit Aker (1937a) tarafından derlenen on üç tane mani Muğla dergisinin birinci sayısında, on beş tane mani de üçüncü sayısında (1937e) yer almaktadır. Aşk ve sevda konulu maniler arasında, genç kızların uzaktaki

sevgililerine olan özlemlerini ve evlenme dileklerini belirten mısralar dikkat çekicidir.

Cavit Aker (1937f), Muğla dergisinin dördüncü sayısında yayımlanan “Marmaris Halk Manileri” adlı yazısında, Marmaris’ten derlemiş olduğu aşk ve sevda konulu on sekiz maniye yer vermektedir.

Cavit Aker (1937b; 1937c; 1937ç; 1937d), Muğla dergisinin beş, altı, yedi ve sekizinci sayılarında, “Maniler” başlığı altında Muğla yöresinden derlenmiş olan elli altı tane maniye yer vermektedir. Söz konusu maniler, ağırlıklı olarak aşk ve sevda konulu olmakla birlikte kadınların kendi aralarında eğlenmek, vakit geçirmek amacıyla söyledikleri manilere de rastlanmaktadır.

Şevket Aker (1938c), Muğla dergisinin on dördüncü sayısında, Fethiye ilçesine bağlı Gökben köyünden derlemiş olduğu on tane maniye yer vermektedir. Söz konusu maniler arasında, genç kızların evlenme isteklerini belirten maniler dikkat çekmektedir.

Cavit Aker (1938ç; 1938d), Muğla dergisinin on beşinci ve on altıncı sayılarında, Fethiye ilçesinin Kara Nif köyünden derlenen manilere yer vermektedir. Çoğunluğu aşk ve sevda içerikli olan maniler arasında, genç kızların, sevgililerine olan özlemlerini, isteklerini dile getirdikleri manilere de rastlanmaktadır.

Cavit Aker (1938e; 1938f; 1938g), Muğla dergisinin on beş, on altı ve on yedinci sayılarında, Muğla büyüklerinden olan, kerametleriyle bilinen ve büyük saygı duyulan İbrahim Şahidi’nin hayatı, eserleri ve kendisiyle ilgili olarak anlatılan efsanelere değinmektedir.

2.2.3.2. Yeni Milâs

Milâs Halkevi’nin önemli faaliyetlerinden birisi Dil, Edebiyat ve Tarih Şubesinin Yeni Milâs adlı dergiyi yayımlamasıdır. Birinci sayısı 29 Ekim 1936, sekizinci ve son sayısı Mayıs 1937’de çıkan, kapanışına kadar aylık periyotlar halinde ve düzenli olarak yayımlanan dergi zengin muhtevalı bir dergi değildir. Dergide az sayıda derleme ve yerel folklor incelemeleri dikkat çekmektedir (Ayrıntılı bilgi için bk. Özsarı, 2002, 55-74).

Yeni Milâs dergisinin birinci sayısında yayımlanan, “Karacahisar Köyü Tetkiki” başlıklı yazıda, Milas’a bağlı Karacahisar köyünde yaşayan kadınların kış günlerini ne şekilde geçirdiklerine yer verilmektedir (Alkan, 1936).

Muğla Halkevlerinin çalışmaları dışında, yörede yayımlanmış ya da yayımlanmakta olan ve araştırma konumuzla bağlantılı olarak, az da olsa, bazı yazıları bulabildiğimiz birtakım dergiler de bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şöyledir:

2.2.3.3. Ferâyi

Muğla Türk Kültür Derneği ve Halk Eğitim Merkezinin müştereken çıkarmaya başladıkları ve bu kurumların neşir organı hüviyetini taşıyan aylık fikir, sanat ve meslek dergisidir. İlin her köşesindeki halk edebiyatı ve folklor ürünlerini derlemek ve değerlendirmek maksadıyla ilk sayısı 1962 yılının Mart ayında çıkarılan dergi, ulaşabildiğimiz kadarıyla, 1964’e kadar yirmi altı sayı olarak yayımlanabilmiştir.

Yusuf Balaban (1962), “Bozyerde Düğün” adlı yazısında, Muğla merkeze bağlı Göktepe beldesinin köylerinden biri olan Bozyer’de katılmış olduğu bir düğündeki gözlemlerini aktarmaktadır. Yazıda, kadınlarla erkeklerin bir arada eğlenmelerinden, kadınların leğen çalıp kaşıklarla raks ederek değme raks ustalarına taş çıkaracak hüner ve kıvraklıklarından söz edilmektedir.

2.2.3.4. Beşkaza Dergisi

1962 yılının Mart ayında Fethiye Öğretmenler Derneği’nin yayın organı olarak yayımlanmaya başlayan aylık sanat ve fikir dergisidir. İlk sayılarından itibaren Fethiye’nin değerli öğretmenlerinin katkılarıyla ilgi toplayan ve güçlenen Beşkaza dergisinde az sayıda derleme ve yerel folklor incelemelerine yer verilmektedir. Zamanla abone sayısının azalması ve maddi imkânsızlıklar nedeniyle dergi, Eylül 1966’da, 55. sayıdan itibaren kapanmıştır.

Ünal Şöhret Dirlik (1966), “Bir Oyun Ve Köy Manileri” adlı yazısında, Fethiye İncirköy’den derlemiş olduğu “Ali Evlendirmesi” adlı oyuna ve yöre söylenen birkaç maniye yer vermektedir.

2.2.3.5. Güç Dergisi

15. 01. 1967 yılında Fethiye’de yayın hayatına başlayan dergi, maddi olanaksızlıklar nedeniyle, 15 Temmuz 1967’de yayımlanan yedinci ve son sayısıyla kapanmıştır.

Aylık san’at, eğitim, kültür ve düşün dergisi olarak her ayın on beşinde çıkan dergide, Muğla yöresinden haberlerin yanı sıra hikâye, şiir, fıkra ve oldukça az sayıda folklor malzemesine yer verilmiştir.

2.2.3.6. Mendos

Fethiye ilçesinde çıkarılan, ismini, kenti eteğine alan doğanın bir cömertlikle yeşile boyadığı bir tepecikten alan, aylık sanat ve edebiyat dergisidir. İlk sayısı 1971 yılının Aralık ayında, birlikte çıkarılan yedinci, sekizinci ve son sayısı Haziran-Temmuz 1972’de çıkan, dergide, yöreden derlenmiş olan az sayıda folklor malzemesi yer almaktadır.

Ünal Şöhret Dirlik (1972), “Fethiye’den Bazı Eski İnanışlar” başlıklı yazısında, “oğlan boncuğu” adlı çocuk hastalığının tedavi yöntemleri, delik taştan geçirme, tuz patlatma ve kurşun döktürme hakkında bilgi vererek, nazar değmesine karşı alınan tedbirler üzerinde durmaktadır.

2.2.3.7. Gergef

Fethiye Lisesi, Kültür ve Edebiyat kolunun bir yayın organı olarak çıkan Gergef dergisinin ilk sayısı 16 Mart 1973 yılında çıkarılmıştır. Kısıtlı maddi imkânlar nedeniyle Mayıs 1973 yılına kadar altı sayı çıkarılabilen, uzun soluklu olamayan dergide, okul haberlerinin yanı sıra, hikâye, şiir, fıkra ve az sayıda folklor derlemelerine yer verilmektedir.

Aziz Çetinkaya (1973), “Karaçulha’da Kına Gecesi” adlı yazısında, Fethiye’ye bağlı, ilçe merkezine ve sahile oldukça yakın bir belde olan Karaçulha’nın kına gecesi âdetlerinden bahsetmektedir.

Habil Tezel (1973), “Üzümlüde Beğenme, İsteme Ve Evlenme” başlıklı yazısında, Fethiye ilçesinin Üzümlü köyünün evlenme geleneklerine, kız istemeden kız ardı gezmelerine kadar, değinmektedir.

Çiler Kıvrak (1973), “Fethiye’de Köy Düğünü” adlı yazısında, Fethiye’nin Kaya köyünde yaşayan Kınalı Hacer Nine’den derlemiş olduğu, kız istemeden gelinin yeni evine indirilmesine kadar, düğün âdetlerine yer vermektedir.

2.2.3.8. Bodrum Life

Zengin kültür ve yaşam yeri Bodrum’un güncel bir soluğu olmak üzere 2000 yılında yola çıkan Bodrum Life, iki ayda bir yayımlanmaktadır. Ağırlıklı olarak Bodrum ve çevresinin doğal güzelliklerini, gezilecek ve kalınacak yerlerini tanıtan yazılarla, Bodrum’da yaşayan ya da yaşamış ünlüleri tanıtan dergide, kimi zaman folklorik yazılara da yer verilmektedir.

Derginin dördüncü sayısında (2001), “Bodrum’un Haberleri” başlığı altında, Bitez beldesinde kutlanan Hıdırellez eğlencelerine yer verilmektedir. Yazıda, Mayıs’ın ilk hafta sonu yapılan şenlikte, çocuklar için kurulan oyun alanlarına, düzenlenen ödüllü yarışmalara, kadınlar tarafından hazırlanan kermese değinilmektedir.

2.2.3.9. Fethiye Dergisi

Haziran 2002’de Fethiye’de yayın hayatına başlayan Fethiye dergisi, görebildiğimiz kadarıyla, Ağustos 2004’e kadar yirmi altı sayı yayımlanabilen, aylık fikir ve sanat dergisidir. Dergide, yöreden derlenmiş olan halk edebiyatı ve folklor ürünlerine de yer verilmiştir.

Ünal Şöhret Dirlik (2002), “Bir Düğün Oyunu: Ali Evlendirmesi” adlı yazısında, Fethiye İncirköy’den derlemiş olduğu, eski köy düğünlerinin ikinci gününde, kına gecesinde, oğlan evinde oynanan bir oyundan söz etmektedir.

Derginin dokuzuncu sayısında (2003), “Gelenek ve Görenekler” başlığı altında, Fethiye ilçesi ve köylerinden derlenmiş olan, doğum öncesi, sırası ve sonrasındaki inanış ve uygulamalara yer verilmektedir.

Günnür Karaağaç (2003a), “Fethiye ve Çevresinde Düğün” adlı yazısında, Fethiye’nin Eşen beldesinde, kız istemeden duvak törenine kadar evlenmeyle ilgili inanış ve uygulamalardan bahsetmektedir.

Ünal Şöhret Dirlik (2004b), “Kaynana, Gelin, Görümce, Abla, Enişte Ve Oğlan Manileri” başlıklı yazısında, Fethiye’den derlemiş olduğu, gelin kaynana geçimsizliklerini, anlaşmazlıklarını konu edinen manilerin yanı sıra, gelinlere, görümcelere, eltilere, enişte ve baldızlara söylenen manilere de değinmektedir.

Musa Seyirci (2004), “Küreselleşme Açısından Batı Akdeniz Yörüklerinden Değişimler” den bahsederken, evlenmeden ağıt yakmaya kadar sosyal hayatta meydana gelen değişimlere de değinmektedir.

2.2.3.10. Muğla Kent Tarihi Dergisi

Muğla Kent Tarihi dergisi, 2005 yılının Nisan ayından beri yayımlanmaktadır. Muğla ili, ilçe ve köyleriyle ilgili toplum, kültür, tarih ve sanat konularındaki yazıları bünyesinde barındıran dergi, dördüncü sayısından itibaren “Muğla Kent Kültürü” adıyla yayımlanmaya başlamıştır.

Tülay Kayar (2005), Muğla Kent Tarihi dergisinin ikinci sayısında yayımlanan “Muğla’da Gelenekler” adlı yazısında, Muğla’da geleneklerin genellikle kadınlar aracılığıyla sürdürüldüğünü ifade ederek, doğum, evlilik ve ölümle ilgili gelenekleri geçmiş ve günümüz bağlamında değerlendirmektedir.

Muğla Kent Tarihi dergisinin üçüncü sayısında yayımlanan “Muğla