• Sonuç bulunamadı

Maiandros ve Çevresinin Askeri-Stratejik ve Siyasi Önemi

Maiandros’un güney kesimlerindeki Karia sınırlarında toprağın verimli olmaması, Karia’lıların ücretli asker ve bunun yanında gemici ve Karia’yı da kölelerin ihracı için tanınmış bir yer haline getirmiştir. Yani, Karialılar köle ticaretinden de büyük kar bildiğimiz gibi elde etmekteydiler. Bu Karialılar Pers’ten Roma’ya, Karadeniz’den Sudan’a kadar dağılmıştır354

.

Homeros (II. II 867–870) “Maiandros kıyılarında, yüksek doruklu Mykale’nin eteğinde oturan, kaba konuşan” bölge halklarının karakteri saptanamayan, kendilerine özgü

352

Hornblower 1982, 261 353 Memiş 2007; Sevin 2001 354 Demir 2005, 25–48

105

bir dilleri bulunmaktadır355

. Nitekim Strabon Mykale çevresini savunma amaçlı kullanıldığına

dikkat çekmektedir356

. Bu durum Mykale Savaşında kendini göstermiştir.

Mykale savaşı Yunanlıları Pers istilasından kurtaran iki büyük savaştan biridir. Bu savaş M.Ö. 27 Ağustos 479 yılında Mykale dağının eteklerinde gerçekleşmiştir. M.Ö. 479 yılında İon şehirleri Perslilere isyan etmek için bir araya geldiler. Bu birleşme tam anlamıyla faydalı olmadı ve Yunan ana karasından yardım istediler. Atina’da bir toplantı yapıldı. İon şehirlerinden elçiler bu toplantıya katılmışlardır. Yaz başlangıcında Atinalılar ve Spartalılar buluşmuşlar ve bu buluşmayı Thessaly (Tesalya)’daki Pers komutanı, Mardonius çok önemsemiştir. Atina’ya tarafsız kalması konusunda şartlar gönderilmiştir. Sparta delegasyonunu ret ettiklerinde savaşa hazırlanıyorlardı. Mardonius’un güçleri Atinaya ulaştığı zamanlarda Pers vatandaşları Salamis yakınlarına geri çekilmişlerdi. Atinalıların teslim olacaklarını düşünen Mardonius onlara tekrar teslim şartları gönderdi ama Atinalılar ret ettiler. Savaş Yunanlıların bakış açısından. Sisam’daki Persler Yunanlılarla karada savaşmayı

tercih ettiler. Mykale yarımadasının yakınlarında şehrin doğusundan karaya çıktılar357

. (Lev Vb) Gemileriyle kıyıda bir duvar oluşturdular. Yunanlılar Sisam’a geldiklerinde Sisam’ı boş buldular. Yunanlılar Perslerin savaştan kaçtıklarını düşündüler. Yunanlılar Perslerle karşılaştıklarında savaş düzenine girdiler. Spartalılar sağ kanatta Yunanlılar sol kanattaydı. Yunanlılar kumsalda yürürken bir haberci asası buldular. Bunu ana karada zafer kazanıldığının bir işareti olduğunu düşündüler. Tek başlarına Perslere saldırdılar. Kısa bir savaştan sonra Persler yenildi ve dağıldılar. Spartalılar Pers kampına ulaştıklarında kampın yağmalandığını ve Pers gemilerinin tahrip edildiğini gördüler. Sisam’a dönerek alacakları tutumu kararlaştırmaya çalıştılar. Spartalılar İonia’daki Yunanlıları ana karaya götürerek onları tehlikeden uzaklaştırmayı düşündüler. Yunanlılar Kolonilerini kaybetmeye karşı

355 Sevin 2001, 104 356 Strabon, XIV, 189 357 Arslan 2007, 127

106 çıktılar. Perslere karşı İonia’nın bir savunma merkezi olmasını istediler. Sonuç Persler yenildiğinde Spartalılar anakaraya döndüler. Bu savaş İoniada’ki Ana Pers kuvvetlerinin ve Pers donanmasının dağılmasına yol açtı. Aynı gün Yunanistan’ın ana karasında Plataes Savaşı’da kazanıldı. Persler Yunan Ana Karasından, adalardan ve İonia’dan sürüldüler. Bu

savaş ile Pers Yönetimi son buldu358

.

Görüldüğü gibi Meandros ve çevresindeki doğal savunma amaçlı yerleşimlerin varlığı dikkat çekicidir. Hellenlerin M.Ö. 479’deki Mykale Savaşı’nda Perslerin yenilgiye uğratmasından sonra, söz konusu bölgeyle daha çok ilgilenmeye başlamışlardır. Ancak, M.Ö.

550–480 yılları arasında Karia’da çok az Hellen etkisine rastlanmaktadır359.

Diğer taraftan Atina, Pers ve Peloponnessos Savaşları arasındaki elli yılda Maiandros ve Karia’yı da içine alan Küçük Asya’nın kıyı kentlerini kontrol altına almıştır. Bu yıllarda Atina ile Karia arasındaki politik bağlarla ilgili çeşitli kanıtlar bulunmaktadır. Özellikle M.Ö. 454 yılında başlayan Atina Vergi Listeleri bu konuda önemli bilgiler vermektedir. Bu sırada Perslere bakıldığında, Salamis Savaşı ile M.Ö. 440 yılındaki Samos Ayaklanması sırasında Sardeis’te herhangi bir Pers satrapı bulunmadığı görülmektedir. Buna rağmen M.Ö. 5. yüzyılda Perslerin Karia’ya olan ilgilerini kaybettiklerini söylemek doğru olmaz. Hatta Attika-Delos Deniz Birliği’ne ilk zamanlarda katılan Halikarnassos bile Perslerle olan

ilişkisini tamamen kesmemiştir360

.

Peloponnessos Savaşı’nın ilk yıllarında yani M.Ö. 431’de Atina müttefikleri arasında iç Karia topluluklarının olmadığı görülmektedir. Bu da iç Karia’da Atina otoritesinin azaldığını gösterir. 430’lu yıllarda vergi listelerinde Karia üyelerinde büyük bir azalma

358Hornblower 1982, 25-26

359 Bean-Cook 1957, 143 360 Hornblower 1982, 26

107 olduğunu gören Atina, ödeme yapmayan Karia ve Lykia kentlerinden para toplamak için seferler düzenlemiştir. Atinalılar, general Melesandros’un komutası altında M.Ö. 430 yılında hem vergi toplamak hem de Atina’ya yönelik çalışan tüccar gemilerine üsler kurarak saldıran

Sparta destekli korsanları engellemek için harekete geçmiştir361

.

Ancak, Melesandros Lykia içlerinde giriştiği savaşlarda öldürüldü. Ertesi yıl Mytilene kentinin kuşatılması sırasında paraya ihtiyaç duyan Atina birliklerinin, Lysikles’in komutası altında Maiandros vadisi boyunca Karia içlerine kadar ilerlediği ancak, Lysikles’in Sandios tepesindeki savaşta yenilgiye uğrayarak öldürüldüğü ve sonuçta Atina’nın başarısız olduğu

görülmüştür362

.

Bütün bu savaşlar gösteriyor ki Maiandros bölgesinin coğrafi yapısı bölgeye stratejik bir önem kazandırmaktadır. Nitekim yukarıda da bahsedildiği gibi Strabon’a göre, Maiandros yumuşak ve ağır bir biçimde genişleyerek Frigya içerisinden bir süre aktıktan sonra

Maiandros Ovası denen yerde Karia ile Lydia sınırını oluşturmaktadır363

. (Lev Va)

Özellikle M.Ö.188 yılında imzalanan Apameia Barış Antlaşması’ndan sonra sınır olarak Messogis yerine Maiandros kullanılmaya başlanmış; Roma ve Bizans dönemlerinde de

bu yeni çizgi benimsenmiştir364

. Yani, bölgenin kuzeybatı uç kesiminde sınırı en erken dönemlerden beri Maiandros Nehri çizmiştir. Karia ile Lydia arasında Maiandros Nehri bir kemer oluşturmaktadır. Karia’nın kuzey sınırındaki Miletos, Maiandros’un güneyinde uzanan Sardeis’ten itibaren içerdeki bölgelerle mükemmel iletişim kurabilecek durumdadır.

361 Hornblower 1982, 29

362 Demir 2005, 79 363 Strabon, XIV, 240 364 Atalay 1987, 55

108 M.Ö. 89 yılında Küçük Asya seferine çıkan Mithradates Nikomedes’in ordusunu kılıçtan geçirip, M. Aquillius komutasındaki Roma ordusunu ağır bir şekilde yenilgiye

uğratmıştır. Bu şekilde Bithynia ve Mysia bölgelerini kolayca ele geçirmiştir365

. Daha sonra M.Ö. 88 yılında ordusuyla Phrygia bölgesine girmiştir. Gaius Cassius ve Quintus Oppius yönetimindeki Roma orduları kralın karşısına çıkma cesareti gösterememişlerdir. Bunun üzerine Phrygia kentleri ve kaleleri krala teslim olmuştur. Cassius Rhodos’a kaçmış, Oppius ise Laodikeia kentindeki kısa direnişinden sonra Mithradates tarafından teslim alınmıştır. Böylelikle kral kısa zamanda Roma’nın Küçük Asya’daki bütün topraklarının hakimiyetini eline geçirmiştir.

Mithradates bundan sonra Lykia, Psidia, Pamphylia ve Ionia bölgelerinde hala Pontos hakimiyetine boyun eğmeyen kentleri ele geçirmek üzere bazı generallerini güneye göndermiştir. Kendisi ise, Maindros Vadisi boyunca Ephesos kentine doğru ilerlemeye başladı. Pontos kralı yolu üzerindeki kentlerden Tralleis ve Maindros üzerindeki Magnesia ad Meandrum gibi kentlerden büyük ilgi görerek yoluna devam etti. Anadolu’daki kentlerin büyük bir çoğunluğu memnuniyetle kapılarını açıp Mithradates VI Eupator’u karşıladılar ve içtenlikle onu kentlerine davet ettiler. Ephesoslular Pontos kralının gözüne girebilmek için kentte daha önceden Romalılar onuruna diktikleri bütün heykelleri ve anıtları yıktılar. Bu sırada Küçük Asya’nın her bölgesinden gelen elçiler kendilerini özgürlüğe kavuşturduğu kentlerinde demokrasiyi yeniden canlandırdığı ve onları publicanus’ların aç gözlü yağmasından kurtardığı için Mithradates’i Küçük Asya’nın kurtarıcısı, “Büyük Baba” ve

“Yeni Dionysos” gibi unvanlarla selamladılar366

.

365

Arslan 2007, 143 366 Arslan 2007, 144-145

109

4 DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Büyük Menderes (Yunanca: Μαίανδρος, Maiandros),Batı Anadolu’nun en büyük nehridir ve Büyük Menderes Havzası’nın ana sulama kaynağıdır.Uzunluğu 548 km’dir. Büyük Menderes ovası bataklıkları kurutulduktan sonra Türkiye’nin en verimli alanlarından birisi olmuştur.Afyon’un Dinar ilçesi yakınlarında Suçıkan Mevkii’nde doğarak, Işıklı ve Küf’i Çayları’nı biriktiren Işıklı Barajı’ndan çıkıp Çivril, Çal ve Baklan Ovaları’nı geçer ve Çal’ın doğusundan kuzeye dönerek,Bekilli ve Güney İlçesi’ne doğru derin bir yatakta akar.Uşak’tan gelen ve Menderes’in en büyük kollarından olan Banaz Çayı’nı da içine alarak, Sarayköy Ovası’na iner. Denizli hudutları içindeki Çürüksu ve Gökpınar Çayları ile beslenerek batı yönünde ilerler. Nazilli, Aydın ve Söke Ovaları’nı besleyip 560 km. uzunluğunda bir yol takip ederek, Aydın’ın Söke İlçesi Dipburun Mevkii’nden Ege Denizi ile birleşmektedir.

Tarihin başlangıcından itibaren suyun kullanılmasındaki başarı, toplumun ekonomik gücünü ve medeniyetin seviyesini belirlemiştir. Nitekim Mısır’da Nil, Pakistan ve Hindistan’da İndus ve Ganj, Mezopotamya’da Fırat ve Dicle büyük uygarlıkların beşiği olmuşlardır. Kim suyu iyi kullanmışsa medeniyet ve refah oraya gitmiş, kim suya iyi kumanda edememişse, oralardan göç başlamıştır. Tarihsel gelişim içerisinde, Anadolu’da değişik medeniyet ve uygarlıkların yer almıştır. Dolayısıyla bu uygarlıklar yaşamlarını sürdürebilmeli için su yolları hep önem arz etmiştir. Örneğin Hitit’lerin (M.Ö.1800–850) yeraltı ve yerüstü servetlerinden ve kaynaklarından geniş ölçüde faydalandıkları bilinen bir gerçektir. Buna bağlı olarak, Karakuyu havuzu(Uzunyayla), Eflatunpınar havuzu (Beyşehir), Köylütolu havuzu (Ilgın), Gölpınar havuzu (Çorum), Güneykale havuzu ( Boğaz kale) Hititlerin suya ve su kaynaklarına verdiği önemi göstermektedir. Bu aynı zamanda bölgesel anlamda Doğu Akdeniz coğrafyasına egemen olmaya çalışan Hititlerin güneye inme

110 politikasında geçtikleri bölgeye eserlerini bıraktıklarını da gösterir. Suyun hayatlarını devam ettirebilmek için yaşam kaynağı olduğunun da kanıtıdır.

Önemli uygarlıklara ve yerleşimlere sahne olan Batı Anadolu’da da durumun farklı olduğunu söylemek mümkün değildir. Çünkü bölgedeki birçok akarsu çevresine baktığımızda önemli yerleşim yerlerini görebilmekteyiz. Bunun yanında antik kaynaklarda sıkça ismine rastladığımız Maiandros bölgenin en büyük ırmağıdır. Diğer su kaynakları gibi Maiandros çevresi de önemli uygarlıklara, yerleşim yerlerine ve insan topluluklarına ev sahipliği yapmıştır. Nitekim Maiandros doğduğu Phrygia topraklarından denize döküldüğü İonia bölgesine kadar Apameia, Eumeneia, Alinda, Laodikeia ad Lycum, Mastaura, Nysa, Tralleis, Magnesia ad Meandrum, Myus, Miletos ve Priene gibi daha bir çok irili ufaklı önemli yerleşim yerini kıyısında barındırmıştır. Bölgenin jeolojik ve coğrafi yapısı Maiandros kıyılarının derin vadiler gibi ovalaşmasını sağlamıştır. Birazdaha uzaklaşıldığında ise yüksek kayalıklara ve tepelere rastlanmaktadır. Bu durum bölgeye stratejik bir önem kazandırmaktadır.

Bölge savaş sahnelerine de sıkça tanık olmuştur. Homeros “Maiandros kıyılarında, yüksek doruklu Mykale’nin eteğinde oturan, kaba konuşan” bölge halklarının karakteri saptanamayan, kendilerine özgü bir dilleri bulunmaktadır, diye bahsederken, Strabon Mykale çevresini savunma amaçlı kullanıldığına dikkat çekmektedir. Bu durum Mykale Savaşında kendini göstermiştir.

Mykale savaşı Yunanlıları Pers istilasından kurtaran iki büyük savaştan biridir. Bu savaş M.Ö. 27 Ağustos 479 yılında Mykale dağının eteklerinde gerçekleşmiştir. Bölge sadece Mykale savaşı ile değil daha sonra Küçük Asya seferiyle Mithradates’inde hegemonyasına geçerek çeşitli savaş olaylarına sahne olmuştur. Ayrıca bölgeler arası karışıklıklardan çıkan çatışmalar, sınır kavgaları yüzünden ve ticari faaliyetlere uygulanan vergi politikaları

111 yüzünden Büyük Menderes bölgesi hep stratejik noktada ve herkesin odak noktasında kalmıştır. Bu yüzden önemini hiç kaybetmemiştir.

Diğer taraftan Maiandros çevresinin ekonomik açıdan önemi etrafındaki kentlerin ekonomik yapılarıyla da bağlantılı olarak ilişkilendirilmektedir. Nitekim tarım, hayvancılık ve yer altı kaynakları bölgedeki halkın ve kentlerin refahını sağlamış, coğrafi etkenler ise doğal savunma mekanizmaları haline gelmiştir. Tarihsel açıdan bakıldığında bölgedeki önemli savaşlarda (Mykale Savaşı gibi) doğal savunma mekanizmaları bölge kentlerine savunma stratejisi sağlamıştır. Zengin kaynakları bulunan bölgeye hâkim olma mücadelesi tarihsel olarak süregelmiştir. Fakat sonuçlar göstermiştir ki Maiandros ve çevresi antik dönemde bölgenin uygarlıklarına, kentlerine ve toplumuna jeopolitik ve jeostratejikönem kazandırmıştır. Bu yüzden bununla bağlantılı olarak askeri ve vergi uygulamaları da hep kargaşaları doğurmuştur.

Büyük Menderes deltasını oluşturan alüvyonlar günümüzde Ege denizinin iç kısımlara kadar girmesini engellemiş dolayısıyla bölgede geniş tarım alanları oluşturmuştur. Bunu bugün Aydın ili etrafında gözlemlemek mümkündür. Bu alüvyonlar aynı zamanda Bafa gölünü Ege denizinden ayırmış ve ortada Menderes havzasının oluşmasına sebep olmuştur.

Büyük Menderes Havzası, sahip olduğu ekolojik özellikler nedeniylede, Ege Bölgesi ve Türkiye tarımına önemli katkılarda bulunmaktadır. Havzaya kuş bakışı bakıldığında, arazi kullanım tasarımlarının yetersizliği, üreticinin çok ürün beklentisi sonucu toprağı ve biyolojik çeşitliliği kimyasallarla acımasızca yok edişi, nüfus artışları ile yaşam dengelerinin bozulduğu görülmektedir. Sanayi atıkları, kanalizasyon ve kentsel atıkların Büyük Menderes’e, dökülmesi sonucu son on-on beş yılda nehrin ekolojik populasyonunun bozulmasına ve doğal tahribatın oluşmasına sebep olmuştur. DSİ havza istatistiklerinde, Büyük Menderes Nehri Havzası’nda bulunan belediye sayısı 165’dir. Bunlardan sadece altı belediye de kanalizasyon

112 şebekesi bulunmaktadır. Aşağı havzalarda ise kirlilik daha da yoğunlaşmakta ve nehir ekosistemi yok olmak üzeredir. Bu durum Menderes nehri, vadisi ve çevresi için büyük tehlike uyandırmaktadır. Ekolojik olarak son yıllarda yapılan çalışmalarda bölgede birçok çeşit kuş türünün varlığıda tespit edilmiştir. Doğal koşullarda ve temiz oksijen ile yaşamlarını sürdürebilmeleri için çevrede ki doğal tahribata önlem alınarak, Menderes çevresinin ekolojik ve çevre temizliğine de büyük önem vermek gerekmektedir.

Menderes nehrinin civarındaki yerleşim alanlarında ekonomik olarak ise antik kentlerin ticari faaliyetlerde çeşitli dallarda gelişim göstermiş olduğu bilinmektedir. Antik kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, Miletos’un tarım alanlarının genişliğinden bahsedilirken, Aydın’da zeytinciliğin çok önemli bir tarım ve ticaret kolu olduğu bilinmektedir. Yine Mastaura ve kentin yukarı kısmında dağda, Aromeus denen en iyi Mesogites şarabının imal edildiği tarihi yazılı kaynaklarda geçmektedir. Priene’nin alüvyonlar doldurmadan önce Ege denizinin iç kesime kadar girdiği ve liman kenti olarak öne çıktığı ve deniz ticaretinde önemli stratejik noktada yer aldığı bilinmektedir. Denizli’de Laodekia’da Lykos vadisi içerisinde Menderes’in eteğinde kurulu bir başka kenttir ve bu bölgede antik dönemde bir başka koyun türü yetiştirilir. Bunların sadece Miletoslular’ınkinden üstün olan yönü yünlerinin yumuşaklığıyla değil; fakat aynı zamanda kuzgunî siyah renkleriyle de mükemmel olmasıdır. Bu sayede Laodikeialılar büyük gelir sağlamışlardır. Bu durum geçmişten günümüze kadar tarihi bir uzantı içerisinde kalmış olacak ki Denizli’de günümüzde modern anlamda tekstil alanında sanayileşmesi ve ticari faaliyetlerini yürütmesi bakımından geçmişle bir bağ kurulabilir. Nysa’da bulunan mağaraların sağlık alanında tedavi amaçlı yararlarının olduğu bilinmektedir. Yine Apameai ve Myus gibi bölgelerde zeytinin yanı sıra incirin de varlığı antik kaynaklardan bilinmektedir.

113 Strabon bölge ile ilgili bir başka konuya da dikkat çekmek istemiş ve Maindros’un beslendiği Marsyas (Çine) çayında yetişen sazlıkların flüt yapımında kullanıldığı ve çok kaliteli olduğundan bahsetmektedir.

Son derece stratejik bir konuma sahip olan Menderes ve civarındaki yerleşim alanları antik dönemde olduğu gibi günümüzde de coğrafi bakımdan etkilidir. Bu sadece tarihi, siyasi ve coğrafi boyutları ile kalmamakta, jeolojik, ekonomik ve ticari faaliyetleri ile de geçmişten günümüze yaşamımızda faaliyet sahasının aktif olduğunu göstermektedir.

Birçok akarsu ve göller ile bunların kollarından oluşmuş bu büyük kıvrımlı vadi aslında tarihin birçok yaşamsal olaylarını günümüze de hala akıtmaktadır. Bundandır ki çeşitli bilim dalları tarafından araştırmacıların inceleyebildiği çok verimli bir bölgeyi kapsamaktadır. Antik dönemde liman ticaretiyle faal olan bölge günümüzde tarım alanları bakımından ekonomik alanda ticari faaliyetlerini her daim sürdürmektedir.

Genel anlamda Büyük Menderes etrafındaki birçok kaynaklarla beslenmiş ve Menderes ovasında tarihsel sahnede adından çokca söz ettirmiştir.

114

LEVHALARIN LİSTESİ Levha I

a: Menderes Nehri

Celal Şimşek, Laodekia, İstanbul, 2007.

b: Meander Motifi www.meandertravel.com Levha II

a: Hamidiye Höyük

b: Beycesultan

c: Küçük Asya (Asia Minor)

Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, Ankara, 1993.

Levha III

a: Maiandros Bölgesinin Jeolojik Haritası b: Menderes Bölgesi Jeoloji Haritası

http://web.itu.edu.tr/~okay/diagrams_%20maps/MapMenderesMassif.jpg Levha IV

a: Bafa Gölü ve Ege Denizi

http://www.bafayag.com/images/harita2b.jpg Levha V a: Menderes Ovası www.ggpht.com b: Mykale Dağı www.wowturkey.com

115

Levha VI

a: Menderes Havzası

b: Menderes Çevresindeki Yataklar ve Bataklıklar

Veli Sevin, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Ankara, 2001.

Levha VII

a: Lykos Vadisi

b: Çine (Marsyas) Çayı

Celal Şimşek, Laodekia, İstanbul, 2007.

Levha VIII

a: Eskiçağ’da Latmos Körfezi ve Yakın Çevresinin Genel Durumu

Veli Sevin, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Ankara, 2001.

Levha IX

a: Gününümüzde Latmos Körfezi ve Çevresinin Genel Durumu

Veli Sevin, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Ankara, 2001.

Levha X

a: İonia Bölgesi Haritası b: Karia Bölgesi Haritası

George E. Bean, Eskiçağ’da Menderes’in Ötesi, İstanbul, 2000.

Levha XI

a: Eskiçağ’da Anadolu’daki Bölgeler b: Karia ve Ionia Bölgesi ve Kentleri

Vedat İdil, Nysa ve Akharaka, İstanbul, 1999.

Levha XII

a: Myus Kent Planı

http://www.travellinkturkey.com/aegean/images/myus-plan.jpg b: Alinda Antik Kenti

116

Levha XIII

a: Alabanda Antik Kent Planı

Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, Ankara, 1993.

b: Apameaia ve Eumeneia Haritası Levha XIV

a: Maindros ve Apameaia

b: Eumeneia’dan Genel Görünüm www.didimli.com

Levha XV

a: Laodikeia Kent Planı

b: Laodikeia’dan Menderes Görünümü

Celal Şimşek, Laodekia, İstanbul, 2007.

Levha XVI

a: Tralleis Antik Kenti Planı

Rafet Dinç, Tralleis, İstanbul, 2003.

Levha XVII

a: Tralleis Antik Kenti Su Yolları Haritası

Rafet Dinç, Tralleis, İstanbul, 2003.

Levha XVIII

a: Nysa (Sultanhisar) Antik Kenti Planı www.sultanhısar.bel.tr

Levha XIX a: Nysa Kent Planı

b: Nysa Antik Kentinden B. Menderes Vadisinin Genel Görünümü

117

Levha XX

a: Magnesia ad Meandrum Kent Planı

Carl Human, Magnesia ad Meandrum, 1904.

b: Ege Denizi ve Menderes’in Konumu

Veli Sevin, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Ankara, 2001.

Levha XXI

a: Miletos’un Alüvyonlar Dolmadan Önceki Durumu

b: Miletos’un Alüvyonlar Sebebiyle Denizden Uzaklaştığı Günümüzdeki Konumu

Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, Ankara, 1993.

Levha XXII

a: Büyük Menderes Deltası b: Menderes Havzası www.sokeportal.com Levha XXIII

a: Ahhiyawa Ülkesi

Hasan Banar, Anatolian Studiens, Vol: 48-49, Ankara, 1998.

Levha XXIV

a: Ahhiyawa ve Latmos

Hasan Banar, Anatolian Studiens, Vol: 48-49, Ankara, 1998.

Levha XXV a: Miletos Adaları

Alan M. Greaves, Miletos, İstanbul, 2003.

Levha XXVI

a: Miletos Kent Planı

118

Levha XXVII

a: Miletos Topografik Planı

http://www.bodrumpages.com/images/history/Miletos_plan.gif Levha XXVIII

a: Priene Antik Kent Planı

http://www.planetware.com/i/map/TR/priene-map.jpg Levha XXIX

a: Priene Kent Planı www.definegizemi.com Levha XXX

a: Hititler Döneminde Seha Nehri Ülkesi

Şeyma Ay, “Hitit Siyasi Tarihinde Seha Nehri Ülkesi ve Önemi”, International Journal of History, 2010.

119

LEVHALAR

120

Levha I

a: Menderes Nehri

121

Levha II

a: Hamidiye Höyük b: Beycesultan Höyük

122

Levha III

a: Maiandros Bölgesinin Jeolojik Haritası

123

Levha IV

124

Levha V

a: Menderes Ovası

125

Levha VI

a: Menderes Havzası

126

Levha VII

a: Lykos Vadisi

127

Levha VIII

128

Levha IX

129

Levha X

a: İonia Bölgesi Haritası

130

Levha XI

a: Eskiçağ’da Anadolu’daki Bölgeler

131

Levha XII

a: Myus Kent Planı

132

Levha XIII

a: Alabanda Antik Kent Planı

133

Levha XIV

a: Maindros ve Apameia

134

Levha XV

a: Laodekia Kent Planı

Benzer Belgeler