• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: KĐTABÜ’L-ĐKRAR BÖLÜMÜNÜN LATĐNĐZESĐ VE KAYNAK

2.28. Madde 1599

(Bu mebhasde varisinden murad marîzin vakt-i vefatında varis bulunan kimsedir.

Şu kadar var ki varis değil iken sonradan bir sebeb-i hadis ile mukırrın vakt-i vefatında hâsıl olan veraset, ikrarın sıhhatine mani olmaz.

Nitekim bir kimse maraz-ı mevtinde bir ecnebi kadına mal ikrar edip de ba‘dehû onu tezevvüc ettikten sonra fevt olsa ikrarı nafiz olur.

Amma veraseti böyle bir sebeb-i hâdis ile hâsıl olmayıp da sebeb-i kadim ile olur ise ikrarı yine nâfiz olmaz.

Mesela oğlu olan bir kimse li ebeveyn karındaşlarından birine mal ikrar edip de oğlunun vefatından sonra kendisi vefat etse mukarrun leh onun karındaşı bulunduğu cihetle varis olacağından ol ikrar nâfiz olmaz.)

Bu mebhasde –varise ikrar mebhasinde- varisinden murad vakt-i ikrarda varis olan kimse olmayıp marîzin vakt-i vefatında varis bulunan kimsedir.

Varis olmakta dört sûret vardır:

Sûret-i ûlâ: Mukarrun leh, vakt-i ikrarda varis olup, vakt-i mevtte varis olmaz. Bu ikrar caizdir. Mesela oğlu bulunmayan bir kimse maraz-ı mevtinde biraderine mal ikrar edip de ba‘de’l-ikrar oğlu doğsa ikrarı sahih olur. Zira mukırrın vefatı zamanında müteveffânın oğlu mevcut olduğundan biraderi varis değildir. Nitekim bir kimse

1 Đbn Âbidînzâde, a.g.e., XII, 226

2 Ali Haydar Efendi, a.g.e., IV, 89

ı mevtinde müteveffât kızında bulunan on adet sîm mecidiyye alacağını istîfâ ettiğini ikrar edip, mukırrın oğlu istîfâyı münkir olsa bile ikrarı sahihtir. Zira müteveffât varis değildir.

Kezalik bir kimse maraz-ı mevtinde zevcesine şu kadar kuruş borç ikrar ettikten sonra zevce-i mezbûre vefat edip ba‘dehû ol kimse vefat etse bu ikrar sahih olur, zira vefat eden kimesne varis değildir.

Sûret-i sâniye: Mukarrun leh hem vakt-i ikrarda, hem de vakt-i mevtte varis olur. Bunda iki ihtimal vardır.

Đhtimal-i evvel: Mukarrun leh vakt-i ikrar ve vakt-i mevte varis olup, arada verasetten

çıkmaz. Bunun hükmü 1598. maddede geçti.

Đhtimal-i sânî: Mukarrun leh, vakt-i ikrar ve vakt-i mevtte varis olup, fakat arada

varislikten çıkmış olmaktır. Bu ikrar Đmâm Ebû Yusuf’a göre sahih değildir. Mesela veledi olmayan bir marîz müteaddid li ebeveyn karındaşlarından birine bir mal ikrar ettikten sonra oğlu tevellüd edip, ba‘dehû bu oğlu vefat eyledikten sonra marîz vefat etse, karındaşına olan bu ikrarı nâfiz olmaz. Nitekim maraz-ı mevtinde zevcesi için ba‘de’l-ikrar mezbûreyi ibâne edip, iddet-i münkazî olduktan sonra tekrar tezevvüc etse de ba‘dehû marîz o marazdan vefat etse ikrarı caiz olmaz. Zira mukır, tatlîk ve sonra tezevvüc ile müttehemdir. Ve ikrar-ı mezkûr Đmâm Muhammed’e göre caizdir. Zira ikrarın adem-i cevazı vakt-i ikrardaki sebep ile varisliğin bekasına menûttur. Sebeb, bâki kalmayınca ikrar dahi sahih olur.

Sûret-i sâlise: Mukarrun leh hem vakt-i ikrarda hem de vakt-i mevtte varis olmaz. Bunun hükmü 1596. maddede zikr olundu.

Sûret-i râbi‘a: Mukarrun leh, vakt-i ikrarda varis olmayıp vakt-i mevtte varis olur. Bunun hükmü ber vech-i âtî izah olunur: Mukarrun lehin vakt-i mevtte varis olması vakt-i ikrarda mevcut olan sebepten dolayı olur ise bu ikrar sahih değildir. Ve eğer sebeb-i cedidden dolayı olur ise bu ikrar sahih olur. Bu suret âti’z-zikr fıkralar ile tafsil olunuyor.

Şu kadar var ki mukarrun leh vakt-i ikrarda mukırra varis değil iken sonradan

ba‘de’l-ikrar bir sebeb-i hâdis ile mukırrın vakt-i vefatında hâsıl olan veraset, ba‘de’l-ikrarın sıhhatine mani olmaz.

Misal: Nitekim bir kimse maraz-ı mevtinde bir ecnebi kadına mal ikrar edip de ba‘dehû onu tezevvüc ettikten sonra mukır fevt olsa ikrarı nâfiz olur. Zira ikrar, vâki‘ olduğu zamanda ecnebi için hâsıl olur; yoksa varis için değil. Binaenaleyh nâfiz ve lazım olup, artık batıl olmaz (Tekmile-i Redd-i Muhtâr).1

Hibe ile vasiyyette ise hüküm böyle değildir. Şöyle ki: Bir kimse maraz-ı mevtinde ecnebi bir kadına bir mal hibe veya vasiyyet ettikten sonra onu tezevvüc edip ba‘dehû vefat etse hibe ve vasiyyet sahih değildir. Zira vasiyyet, mâ ba‘de’l-mevtihî muzâfen temlik olduğu gibi maraz-ı mevtte hibe dahi vasiyet olup, hâlbuki ba‘de’l-mevt o kadın varis oluyor.

Amma mukarrun leh, vakt-i ikrarda varis değil iken sonradan hâsıl olan veraseti böyle bir sebeb-i hâdis ile olmayıp da sebeb-i kadim ile olur ise ikrarı yine nâfiz olmaz.

Mesela oğlu olan bir kimse li ebeveyn karındaşlarından birine maraz-ı mevtinde mal ikrar edip de oğlunun vefatından sonra ol marazdan kendisi vefat etse mukarrun leh, onun karındaşı bulunduğu cihetle yani karındaşlık olan sebeb-i kadim ile varis olacağından ol ikrar nâfiz olmaz. Zira marîz varise ikrardan mahcûr ve eh ise varis olmakla beraber ibn ile irsten mahcurdur. Kable’l-mevt hâcib zail olunca eh, vakt-i ikrarda mevcut sebep ile varis ve hacr, vakt-i ikrara müstenid oldu.

Nitekim bir müslim maraz-ı mevtinde hristiyan biraderine bir mal ikrar ettikten sonra mukır, vefat etmeden, mukarrun leh olan biraderi müslim olsa da ba‘dehû marîz vefat ve biraderi mûmâ ileyh varis olsa ikrarı sahih olmaz. Zira sebeb-i irs olan uhuvvet, vakt-i vakt-ikrarda kavakt-im vakt-idvakt-i. Nvakt-itekvakt-im bvakt-ir kvakt-imse maraz-ı mevtvakt-inde mechûlü’n-neseb bvakt-ir ecnebvakt-i vakt-içvakt-in bir şey ikrar ettikten sonra, o ecnebi kendi oğlu olduğunu iddia ve o da ehl-i tasdikten olduğu halde bu ikrar-ı nesebi tasdik eylese, nesebi sabit ve ikrarı batıl olur. Amma

ecnebi-i merkum, oğlu olmak hususunda mukırrı tekzîb eder yahut ecnebinin nesebi maruf olursa ikrarı sahih olur.