• Sonuç bulunamadı

C- Sosyal Bünye İle İlgili Davalar

4- Müslim Gayr-i Müslim İlişkileri

Osmanlı şehirlerinde genellikle Müslüman olmayanlar, ayrı mahallelerde bir arada oturuyorlardı252. Ancak bu durum hep böyle olmamıştır. Müslümanlarla gayr-i Müslimlerin aynı mahallede oturdukları, birbirlerinden alış-veriş ve diğer komşuluk ilişkilerinde bulundukları belgelerden anlaşılmaktadır.

Aynı mahallelerde oturup komşu olan Müslimlerle gayr-i Müslimler bulunmaktadır253. Aynı mahallede evleri sınır olan kişilerin ayrı bir hayat yaşayacağını düşünmek imkansızdır. Ali ve Musa adlı kişiler bir zımminin evini başmışlar, feryatları duyan komşuları Mehmet ve Musli Efendiler diğer cemaat-i müslimin ile eve gelerek baskını yapan Ali ve Musa’ya karşı koymuşlardır. Bu karşı koyma sonunda Mehmet Efendi baskıncılar tarafından darp edilmiştir254. Belgeden de anlaşılacağı üzere, cemaat feryadı duyunca hemen yardıma koşmuş ve din farkı gözetmeksizin zımmilere yardımda bulunmuşlardır. müslümanlarla gayr-i müslimler bir arada rutin komşuluk ilişkileri içinde yaşamışlardır.

Gayr-i Müslimlerden bir kısmının kendi rızasıyla İslam dini kabul ettiği görülmektedir. On yaşındaki Sara mahkemede şahadet getirerek İslam dinini kabul etmiştir255. Diğer bir belgede ise, Ayşe adindaki gayr-i Müslim İslam dinini kabul etmesiyle vasisi Kirkor zımmi vasilikten alınarak yerine Fatıma vasi olarak verilmiştir256.

Müslilerle gayr-i Müslimler arasında bağ satışları da olmuştur. Müslümalar gayr-i Müslimlere satışa bulunduğu gibi, onlardan bağ aldıkları da görülür257.

252 Ergenç, age, s.104. 253 70/2; 88/1. 254 97/1. 255 110/1. 256 111/2. 257 207/1; 237/2.

Buradan da anlaşılacağı üzere Müslümanlarla gayr-i Müslimler aynı mahallede oturmuşlar, beraber iyi ilişkiler içinde yaşamışlardır. Evlerinin, bağ ve bahçelerinin birbirlerine sınır olması da bizlere bu konuda bilgi vermektedir.

V. BÖLÜM EKONOMİK DURUM

A) Mülk Satışları

1683-1685 yıllarında Konya’da yapılan gayr-i menkül satışları sicilde yer almaktadır. 33 numaralı defterde en çok bulunan belge çeşidi, mülk satışları ile ilgili olanlardır. Mülk satışları arasında ev, bağ, bahçe ve dükkan satışları yer almaktadır. Bu tür satışlar İslam hukukunda, ‘kişi kendi mülkünde başkasına zarar vermemek şartıyla dilediği tasarrufta bulunabilir, dilerse satar veya başkasına devreder258’ şeklinde tanımlanmıştır.

1. Ev Satışları

1683-1685 yıllarına ait 73 adet ev ile ilgili belge mevcuttur.İnsanların barınmak ve korunmak gibi ihtiyaçlarını karşılamak için kendi bütçelerine göre yaptıkları, kendi mülkiyet ve mahremiyetlerinin olduğu mimari yapuya ev denilebilir. Evlerin şekli kişinin bütçesine göre değişebildiği gibi, bölgenin iklim ve coğrafi yapısına göre de değişebilir.

İncelenilen sicilde ev tabiri az kullanılmış, genellikle menzil tabiri kullanılmıştır. Ev satışları genelde aynı kalıpla anlatılmıştır. “Mahmiye-i Konya’da Şeyh Sadreddin mahallesi sâkinlerinden Mustafa bin Sinan meclis-i şer‘-i hâtır-ı lâzımü’t-tevkîrde bâ‘isü’l-kitâb İbrahim Çelebi ibn-i Mustafa tarafından tasdîke vekîl- işer‘îsi olan İsmâ‘îl bin Abdullah mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm idüb mahalle- i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan fark çeşme dimekle ma‘rûf bağçe ve bir tarafdan Mustafa mülkü ve bir tarafdan Emir mülkü ve bir tarafdan tarîk-i ‘âmm ile mahdûd bir sofa ve bir tabhâne ve bir kilar ve bir ahur ve bir havlıyı müştemil olub alâ hâze’l-ân silk-i mülkümde ve taht-ı yedimde olan menzilimi mezkûr İbrahim Çelebi’ye on yedi esedî guruşa bey‘-i bât-ı sahîh-i şer‘î ile bey‘ idüb ol dahî semen-iğ merkûm ile iştirâ ve kabûl eylemeğin meblağ-ı mezbûr on yadi guruşu mezkûr İbrahim Çelebi yedinden bi’t- tamâm ahz ve kabz eyleyüb teslîm-i mebî‘ eyledim ba‘de’l-yevm mülk-i müşterâsıdır keyfe mâ-yeşâ’ ve yehtâr zabt ve tasarruf eylesün didikde gıbbe’t-tasdîk mâ-vak‘a bi’t-

taleb ketb olundu fi’l-yevmi’l-‘âşir min şehr-i Rebi‘ü’l-âhir li-sene sitte ve tis‘în ve elf”259.

Örnek belgede görüldüğü üzere, mülk satışı işlemlerinde, ilk önce satıcı ya da satıcıların tanıtımı yapılmış (adları ve ikamet yerleri verilerek), satış akdinin yapıldığı yer “mevlis-i şer” belirtildikten sonra alıcının tanıtı yapılmıştır. Örnek belgede alıcının adı tam olarak yazılmış ve alıcı “mahzarında” tabiri ile satış işlemini onaylamak üzere mahkemede bulunmuştur. Sonraki bölümde evin mevkiine, komşularına ve müştemilâtına değinilmiştir. Sonra ise satın alan kişiye evin kaç paraya veya neye karşılık satıldığını anlatan satış bedeli bölümü gelmiştir. Alım-satım işleminden sonra alıcının tasdikiyle ve satış bedelinin alınıp alınmadığı belirtildikten sonra, evin müştemilatı ile alıcının olduğu vurgulanmıştır. Son bölümde ise satış sicile kayd edilmiş ve alıcının eline bir nüsha verilerek, tarih yazılarak satış işlemi tamamlanmıştır. Belgenin altında da şahitlerin isimleri vardır.

Ev satışları ile ilgili belgeler, nüanslar dışında genelde tek düzelik arz etmektedir. Bu nüanslar satılan evin satış şekli ile ilgili olmaktadır. Bunlar, müzayede yoluyla yapılan satışlar, varisler tarafından sûk-i sultanîde yapılan satışlar, vekiller aracılığıyla yapılan satışlar vs.dir260. Örneğin; bir vasi evi satmak istediğinde, “nafaka için evi ba‘del-müzayede ve inkıta‘ür-rağbe” şeklinde sattığını mahkemede beyan etmiştir261.

Ev fiyatlarında temel etkenin evin müştemilatı262 olduğu muhakkaktır. Fakat bu tek başına yeterli değildir. Evin müştemilatını destekleyen, evin güvenli bir yerde olması, ulaşımın kolay olması ve bazı avantajlara sahip olması gibi unsurlar bulunmalıdır. Ayrıca evin müştemilatın olması, satılacak evi daha câzip hale getireceğinden ev fiyatlarında etkili olacaktır. Örneğin; müştemilatı daha iyi durumda olan Şeyh Şemseddin Tebrizî mahallesindeki bir ev 700 akçeye263 satılırken,

259 98/3.

260 Ruhi Özcan, 17. Yüzyılda Konya’da Mülk Satışları ve Fiyatlar (1640-1665), (Basılmamış Doktora

Tezi), Konya 1993, s.11. 5 156/3.

261 156/3.

262 Bir şeyin içine aldığı, kapladığı şeyler, eklentiler, ona bağlı olan şeyler : Türdav, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, s.324; Devellioğlu, age, s.757.

Sinanperakende mahallesinde daha az müştemilata sahip olan ev 35 akçeye264 satılmıştır. Buradaki fiyat farkı evin yeri ve avantajlarından kaynaklanmıştır.

1683-1685 yıllarında Konya’da ev genellikle menzil olarak nadirende ev265 olarak zikredilmiştir. Menzil kelimesi ile mülk ifadesinin birlikte kullanıldığı yerler de vardır. Mülk menzil ifadesiyle evin bahçesi ile yani sadece bina değil, yanındaki bağ ve bahçesiyle satıldığı anlatılmaya çalışılmış olabilir. Belgelerde “silk-i mülkümde ve taht- ı yedimde mülk menzilimi” şeklinde geçmektedir266.

Evin içinde yer alan oda, sofa ve tabhane oturulabilir yerlerdir. Çardak, örtme, samanlık, izbe, kiler gibi bölümlerde evi tamamlayan ögelerdir. Eğer ev iki katlı ise “tahtani ve fevkani oda”267 şeklinde tanımlanmıştır.

2- Bağ Satışları

1683-1685 yıllarına ait 52 adet bağ ile ilgili belge mevcuttur. Bağ satışını etkileyen unsurlar, bağın müştemilatı, bağ evinin olması ya da bağın yoz ve hali268 ya da yenice269 olmasıdır. Bağa kolay ulaşım ve bağın bulunduğu yerin iklimi de bağ fiyatlarını etkilemektedir. Genellikle aranan bu özellikler, bağın verimliliği ve merkeze yakınlığı ile alakalıdır.

Bağ satışları, ev satışlarında olduğu gibi bütün ayrıntılarıyla anlatılmaktadır. Bağ satışı mahkemede kadı ve şahitler huzurunda, tarafların hazır bulunmasıyla, bağ bulunduğu mevkiye ya da belirleyici bir unsur ile tarif edilerek ve alış-veriş sonunda hüccet denilen belge ile satış tescil edilmiştir.

Bağ satışlarında, 22 esedi guruş, 19 guruş ve 1 tane de akçe ile guruş beraber kullanılmıştır. Yaklaşık %40 guruş ile bağ satışı yapılmasına rağmen, yabancı paralar %47 oranında kullanılmıştır.

Bağ satışlarında kullanılan ölçü birimleri tahta, erkek, puşta, dönüm ve evlektir. Fakat en fazla tahta kullanılmıştır. Bölümlere ayrılan bağın her bölümüne tahta,

264 119/1. 265 36/2. 266 229/3; 232/2. 267 13/2; 31/1. 268 217/1. 269 75/2.

tahtalar arasındaki su yollarına erkek denilmektedir. Puşte ise, tepelerde yapılan bağcılıkta kullanılan ve tepelerin her birine verilen bir addır270.

Bağ satışları içinde, bağını kilayanlar da vardır. Salih Ağa ibn-i Mehmet Kovanağzı’ndaki bağını yıllık 300 akçeye kiralamıştır271.Bağ satışları içinde zımmilelerle zımmile arasında satışlar meydana gelmiştir. Eflatun mahallesinde sakin Kadmili veled Macar adındaki zımmi bağını İstenker veled Sager zımmiye 55 esedi guruşa satmıştır272. Bazı belgelerde zımmilerle Müslümanlar arsında da satışlar olmuştur. Eflatun mahallesinde sakin Save veled Oran adındaki zımmi bağını Mustafa b. Abdullah’a 45 guruşa satmıştır273. Örneklerde de görüldüğü üzere, Müslim ve gayr-i Müslimler arasında mülk satışları vardır.

Bazı durumlarda bağ hibeleri olmuştur. Konya sakinlerinden Halil b. ( ), Meram’daki bağını oğlu Mustafa’ya hibe etmiştir274.

3- Tarla Satışları

1683-1685 yıllarına ait 14 adet tarla ile ilgili belge mevcuttur. Tarla satışlarını etkileyen unsurlar, tarlanın sulanabilir olması ve ulaşım imkanlarının olmasıdır. Arazi değerinde müştemilatın çeşitliliği ve arazinin büyüklüğü ile ilgilidir. Tarla satışlarında

ölçü birimi olarak dönüm, evlek ve adımın kullanıldığı görülmüştür. Devlete ait olan tarıma dayalı arazi yani tarla kişiden kişiye satılamazdı. Ancak

sipahi, vakıf idarecisi ya da başka bir hak sahibinin izniyle köy idarecisi veya bir hak sahibinin izniyle köylü, miri arazi denilen devlete ait tarlanın tasarruf hakkını başka bir kişiye devredebilmekteydi275. Bir gayri menkulü, bilinen bedeli karşılığında bir kimsenin üstüne bırakma276 anlamına gelen tefviz ile ilgili satışlar, normal satışlar ile mukayese edildiğinde, tefvizlerin daha düşük fiyatı olduğu görülmektedir. Çünkü, tefvizlerde sadece tarlanın kullanım hakkı devredilmekte iken, satışlarda tarla mülk olarak alınmaktadır. 270 Özcan, age, s.70-71. 271 116/2. 272 207/1 273 152/1. 274 237/3 275 Özcan, age,, s. 85. 276 Develioğlu, a.g.e., s. 1059.

4- Dükkan Satışları

1683-1685 yıllarına ait 15 adet dükkan ile ilgili belge mevcuttur. Konya’da dükkanlar, Alaaddin Tepesinin civarındaki iç kale surlarından başlayarak, kentin güneyi ve kuzey doğusuna doğru uzanan bölgede, bilhassa dış surlarda mevcut olan altı kapı civarında yoğunluk arzetmektedir. Bu kapılar ise; Taş kapı, At pazarı kapısı, Çeşme kapısı, Ertaş kapısı, Aksaray kapısı ve Larende kapısıdır277.

Zemini bir vakfa ait olan dükkan satışlarında, arsa vakfa aittir. Bu tür dükkan satışlarının, kiracının kiracılık durumunu göstermesi ve vakfa ait dükkanların esnafın hizmetine sunulması suretiyle, atıl durumda olmalarına engel olmak278 gibi faydaları vardır. Bunların yanında dükkanlar sayesinde halka çeşitli hizmetler götürülmesi gibi bir faydasının da olduğu unutulmamalıdır.

Zemini vakfa ait satışlardan bazıları şunlardır: Hatice bint-i Mehmed Hatun Kazgancılar sukunda zemini İplikçi Medresesi vakfına ait, yıllık 3 akçe icaresi olan kazgancı dükkanını Seyyid Mehmed’e 10 guruşa satmıştır279. Yine benzer bir belgede Şükran mahallesinde oturan Salih Ağa ibn-i Mehmet Ağa, zemini İplikçi Mederesesine ait olan, Bostancılar sukundaki beş bâb dükkanını Osman Ağa ibn-i Arif Bey’e 320 esedi guruşa satmıştır280.

Dükkan satışları ile ilgili satışlardan bir kısmı de hisseli satışlardır. Hisseler satılırken kişinin kendine ait olan hisseyi sattığı yani dükkanın ortağının değiştiği unutulmamalıdır. Mesela, Debbağhane de bulunan dükkana ait 12 sehimden 4 sehmi 39 guruşa281; yine Debbağhane’de, 12 gereçliğinden dükkanın 2 gereçliğini 117 guruşa282 ve Debbağhanede Musa Bey dükkanı diye bilinen dükkanın 12 sehimden 2 sehimi 15 guruşa283 satılmıştır. Hisseli dükkan satışlarında, sehm ve gereçlik olarak dükkanın fiyatının ne kadar olduğu belirlenebilir. Örneğin 2 sehimi 15 guruşa satılan 12 sehim dükkanın fiyatı 180 guruştur.

277 Özcan, age, s.89; Küçükdağ, age, s.24. 278 Özcan, age, s.93. 279 37/2 280 116/1 281 163/2. 282 117/2. 283 19/3.

Bu dönemde yapılan diğer dükkan satışları ise şunlardır: At bazarında nalband sevkinde 1 bab nalband dükkanı 100 esedi guruşa284, Kürkcüler sevkinde 1 bâb dükkan 9 esedi guruşa285, Pörçüklü mahallesinde 1 bâb dükkan 6 guruşa286 , Türbe önünde bulunan kalaycı dükkanı semen misli 60 guruşa287 ve Eskibazarda bulunan helvacı dükkanı 25 esedi guruşa288 satılmıştır.

Benzer Belgeler