• Sonuç bulunamadı

A- Aile

1- Ailenin Kuruluşu ve Çözülmesi

Osmanlı aile hukukunda evliliğin ön aşaması olan nişanlanma tarafların karşılıklı iradeleriyle evlenmek için anlaşmaya varmalarıdır161. Belgelerde geçen, aday olmak anlamına gelen, namzed nişanlanma ile aynı anlama gelmektedir. Namzedlikle ilgili bilgiler, namzedliğin sona ermesi başka bir deyişle sorunun mahkemeye taşınmasıyla ortaya çıkmaktadır.

Nişanlanma, bir evlenme vaadi olup, taraflara evlenme mecburiyeti yüklemez, taraflar her an nişanı bozabilir162. Sahra nahiyesinde Müncem karyede Receb b. Arslan Hüseyin’in sulbiye kızı Nesli’ye namzed etmiş fakat Nesli namzedliği kabul etmeyerek namzedden ayrılmıştır163. Buradan da anlaşılacağı üzere kız istemediğini söyleyerek manzedden ayrılabilmektedir.

Namzedlikle ilgili bir diğer konu, verilen malların iadesi ile ilgilidir. 23 Zilhicce 1054 (22 Şubat 1645) tarihi bir belgede, aynı köyden olan Mustafa b. Hasan ve Turhana binti Seyyid Ahmet’in birbirlerine namzet oldukları anlatılmıştır. Damat adayı kızın babasına 12 çeki keten, 100 dirhem iblik (?), bir altunlu arakıyye (külah) ve bir altun hatm vermiş, kızın babası da damada 7 nakış makremesi ve 1 gömlek vermiştir.

161 Halil Cin, İslam ve Osmanlı Hukukunda Evlenme, S.Ü. Yay., II. Baskı, Konya 1988, s. 122. 162 Halil Cin - Ahmet Akgündüz, Türk Hukuk Tarihi, (Kısaltma Hukuk), C. II, SÜ. Yay., Konya 1989,

s. 263; İsmail Doğan, “Osmanlı Ailesinin Sosyolojik Evreleri: Kuruluş, Klasik ve Yenileşme Dönemleri” Osmanlı, C. V, Yeni Türkiye Yay., Ankara 1999, s. 388.

Fakat daha sonra aralarında “hüsn-i zindegâni ve musafat olmamağla”, verdikleri eşyalardan her ikisi de vazgeçmiştir. Fakat damat adayı kızın babasından 10 akçe almış ve olay kaydedilmişti164. Evlilik öncesi adayların biribirlerine çeşitli hediyeler verdiği, fakat evlilik gerçekleşmeyince bunları taleb ettikleri görülmektedir. Verilen örnekte eşyalardan vazgeçildiği belirtilse de, alınan 100 akçe hediyeler arasındaki değerin farkı olsa gerek. Belgede geçen eşya listesi kültür üzerine yapılan araştırmalara kaynak olması açısından önemlidir.

İncelenilen belgelerde de davayı erkek ve kız tarafı açabilmektedir. Davalarda kadı, nişanı bozmak isteyen tarafın isteğini tescil etmekten başka birşey yapmamıştır. Çünkü evlilikte her iki tarafının rızasının olması önemlidir. Bu tür davalarda kadıya, namzedlik döneminde tarafların birbirlerine verdikleri hediyelerin iadesiyle ilgili görev düşmektedir.

b- Nikah

Evlenme akdi, karı-koca arasında beraber yaşamaya ve yararlanmaya imkan doğuran ve taraflara karşılıklı hak ve görevler yükleyen rızai bir akittir165. Evlenme akdi, karı-koca ilişkisi, mehir, nafaka ve mirasçılık gibi evliliğin bütün sonuçlarını doğurur166.

Evlenme ile ilgili akidler kadı tarafından sicile kaydedilmiştir. Fakat bu cümleden tüm evlenmelerin sicillere kaydedildiği anlamı çıkarılmamalıdır. Zira mahalle veya köyün imamı da nikahı kıyabilirdi. Ama imamın nikahı hemen kıyması söz konusu değildir, evlenmek isteyenler bulundukları yerin mahkemesinden nikah akdi için gerekli izni alıp, o din adamına hitaben bir izin kâğıdı (izinname) getirdikleri zaman bu vazife yerine getirilirdi167.

c- Boşanma

Karşılıklı sevgi ve bağlılık üzerine kurulmuş bir ailenin sevgi ve bağlılığı kaybolduğunda parçalanması muhtemeldir. Sağlıklı ve huzurlu bir şekilde işlevini yerine getirmeyecek bir evliliğin devam ettirilmesinde, gerek eşler gerekse toplum

164 42/2.

165 Cin-Akgündüz, Hukuk, C. II, s. 61. 166 Cin-Akgündüz, Hukuk, C. II, s. 80.

açısından fayda görülmemektedir. Fakat yüksek oranda aile çözülmelerinin, toplumun yapısında eksikliklere neden olacağına dikkat çekilmelidir168.

Talak, tefrik ve muhalaa evliliğin sona ermesini sağlayan boşanma çeşitleridir. Talak, kocanın tek taraflı irade beyanıyla evlilik birliğine son vermesidir169. Örneğin; Sadırlar mahallesinde oturan Sefer b. İsmail Esma binti Mevlüd adlı kadını kendisini boşadığını bildirerek, mihr-i müecceli olan 4000 akçeyi kendisine verdiğini bildirmektedir170. Örnekten anlaşılacağı üzere erkek mahkemeye gelmeden de eşini tek taraflı olarak boşayabilmektedir. Fakat bu boşamanın mehir gibi bir yaptırımı olmuş ve erkek bunu ödemeye mecbur edilmiştir. Kadının bu boşanmayı kaydettirmesi yeniden evlilik yapma isteğinden de kaynaklanabilir.

Karşılıklı rıza ile boşanma yani muhalaa, geçimsizlik ve benzeri sebeplerle eşi ile anlaşamayan kadına, kocasının boşama yoluna gitmemesi halinde, mehrinden ve iddet nafakasından vazgeçerek evlenmeyi sona erdirme imkanı vermiştir. Bu tür boşanmalarda çoğu halde kadın tarafından bir bedel ödenmesi söz konusudur171.

Muhala‘a sonucu boşanmanın mahkemeye kaydı kadınlar tarafından yaptırılmıştır. Bu yolla boşanacak çift mahkemeye beraber gelmiş ve kadın bazı haklarından vazgeçtiğini beyan ederek sicile kaydettirmiştir. Boşanmaların kayıt ettirilmesi, hem kadının yeni bir evlilik yapabilmesinin önünü açma, hem de kocayı ileride mehir davalarından koruma amacı ile yapılmıştır. Müslümanların yanı sıra gayr-i Müslimlerde de benzer davalar görülmektedir.

“Mahmiye-i Konya kazâsına tâbi‘ Sille nâm kerye sâkinlerinden Karagöz veled-i Ahan nâm zımmî meclis-i şer‘-i hâtır-ı lâzımü’t-tevkîrde taht-ı tasarrufunda olan zevcesi Mârene binti Mengöz nâm nasrâniye muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb mezbûre benim zevcem olub lâkin beynimizde hüsn-i zindegâni ve musâfât olmamağla hâlâ mezbûreyi vâhide-i bâyene ile tadlîk idüb mu‘ârakat eyledim ba‘de’l-yevm nesfini dilediği kimesneye tezvîc eylesün didikde gıbbe’t-tasdîk mâ-vak‘a bi’t-taleb ketb olundu” (8 Cemaziye’l-evvel 1096)172.

168 Erten, age, s. 106.

169 Cin-Akgündüz, Hukuk, C. II, s. 89. 170 80/3.

171 Bilmen, age, C. II, s. 268; Cin-Akgündüz, Hukuk, C. II, s. 96. 172 136/3.

Bazı belgelerde mihr-i müeccel miktarı nakit olarak değil de eşya ve mülk olarak verilmiştir173.

2- Ailenin Dağılmasından Sonraki Koruyucu Müesseseler

Benzer Belgeler