• Sonuç bulunamadı

Mükelleflerin Vergi Dairesine Bildirilen Adreslerde Aramalara

B. Sahte ve Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Fatura Düzenleyen Kişiler

1. Mükelleflerin Vergi Dairesine Bildirilen Adreslerde Aramalara

Mükellefler nezdinde yapılan vergi incelemelerinde sahte fatura ile ilgili yapılan tespitlerden belki de en sık karşılaşılanıdır. Zira, sahte fatura düzenleme işini meslek haline getirmiş olan kimselerin yakalanmamak için sıkça adres değiştirdikleri bilinmektedir.115

113 Akgüner, Sekdur, a.g.e., s.28

114 Danıştay 4.Dairesi, 21.9.2006 gün ve 2006/2008 E., 2006/1670 K. sayılı kararı (yayımlanmamış)

115 Akgüner, Sekdur, a.g.e., s.29

Faaliyette bulunan firmaların vergi dairesinde kayıtlarının bulunması ve vergi dairesine adres bildirmeleri gerektiği açıktır.

Vergi dairesinin yetkili elemanlarının faturayı düzenleyen firmanın bilinen adresine gitmeleri halinde yetkililerle görüşebilmeleri ya da yetkililerin adreslerinde bulunamadıklarında not bırakıldığı zaman vergi dairesi yetkililerini veya ilgili inceleme elemanını verilen süre içinde aramaları gerekmektedir.

Buna karşın, fatura düzenleyen firmanın, vergi dairesine bildirilen adresinde bütün aramalara rağmen bulunamaması, o firmanın faal olmadığının bir göstergesi olarak kabul edilir. Bu durumda, düzenlenen faturanın sahte olma ihtimalini kuvvetlendirir.116

Ancak, mükelleflerin bilinen adreslerinde bulunamama durumları tek başına düzenlenen faturanın sahteliğini ispata yeterli değildir. Zira, mükelleflerin adreslerinde bulunamama halleri bir çok sebebe dayanabilir.

Örneğin, mükellef, işyeri değişikliği yapmakla beraber bilgisizlik, unutkanlık gibi sebeplerle yeni adresini vergi dairesine bildirmemiş ya da faaliyetlerinin iyi gitmemesi üzerine işyerini kapatmış ancak yine çeşitli sebeplerle bu durumdan vergi dairesini haberdar etmemiş olabilir.

Bu sebeplerle, yapılan yoklamalarda mükelleflerin bilinen adreslerinde bulunamama durumunun başlı başına sahte fatura düzenleme fiilini ispat edici yegane tespit olarak kabulü mümkün değildir. Ancak diğer somut tespitlerle ( mükelleflerce vergisel ödevlerin yerine getirilmemesi gibi) birlikte yapılacak bir değerlendirmede bu hususunda dikkate alınabileceğini söylemenin daha doğru olacağı kanaatindeyiz.

Konu ile ilgili Danıştay kararları da incelediğinde bu yönde verilen kararlara sıkça rastlamak mümkündür;

116 Kızılot, Kızılot, a.g.e., s.553

-‘’ incelenen vergi raporunda; davacı şirketin bedelinin çek karşılığında ödendiğini beyan ettiği üç adet faturayı temin ettiği ….. Ltd. Şti.’ne bilinen adreslerinden ve iletişim araçlarından ulaşılamadığının, katma değer vergisi beyannamelerindeki matrahın veya mahsup edilecek kısmın çok yüksek olması genellikle ödeme çıkmaması ya da beyannamelerin postayla gönderilmesi nedeniyle bu firmanın sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma ve düzenleme ihtimalinin yüksek olduğunu, bu firmaya ulaşılmamasından dolayı defter kayıtlarına intikal edip etmediği tespit edilmeyen katma değer vergisi tutarlarının davacı tarafından indirim konusu yapılamayacağının, yine davacıya fatura düzenleyen …..Otomotiv Ltd.Şti için defter belge ibraz yazısının şirket ortağına tebliğine rağmen ibraz keyfiyetinin yerine getirilmediğinden hareketle davacının bu firmadan olan alımlarına ilişkin katma değer vergilerini haksız yere indirim konusu yaptığının belirtildiğinin anlaşıldığı, ancak davacı şirketin mal aldığı bu firmaların vergiyle ilgili ödevlerini yerine getirmemesi ya da bu firmalara ulaşılamamış olmasından dolayı davacının indirim hakkından yararlanamayacağı sonucuna ulaşılamayacağından, soyut ve varsayıma dayalı iddialar üzerine kurulu vergi inceleme raporuna göre resen tarh edilen vergi ve cezada yasal isabet bulunmadığı…’’117

-‘’ inceleme raporunda yapılan tespitlerin büyük bir kısmının faturaların düzenlendiği dönemlere ilişkin olmadığı, incelemenin defter ve belgeler üzerinden değil, tarh dosyalarından yapıldığı, faaliyet konuları ile düzenledikleri fatura muhteviyatı malın uyumlu olduğu, bir çoğunun fatura düzenledikleri dönemlere ait katma değer vergisi beyannamelerini verdikleri ve fatura basım izinlerinin bulunduğu, büyük bir kısmı hakkında herhangi bir tarhiyatın yapılmadığı, adreslerinde bulunamamalarının ve ya beyan ettikleri katma değer vergisinin kapasiteleri ile uyumlu olmamasının,

117 Danıştay 9.Dairesi, 3.5.2007 gün ve 2005/4643 E., 2007/1602 K. sayılı kararı (yayımlanmamış)

düzenledikleri faturaların sahte olduklarını göstermesi için yeterli bulunmadığı…’’118

-‘’ şirketin gerçek usulde katma değer vergisi mükellefi olduğu, 4811 sayılı Yasadan faydalanarak katma değer vergisi yönünden matrah artırımında bulunduğu, daha sonra yapılan yoklamalarda adresinde bulunamamış olmasının düzenlediği faturaların sahteliğine kanıt teşkil etmeyeceği, öte yandan davacının bu şirketten yaptığı alımların gerçek mal hareketine dayanmadığına ilişkin olarak yapılmış bir tespitinde bulunmadığı anlaşıldığından tarh edilen cezalı katma değer vergisinde yasal isabet bulunmadığı…..

AYRIŞIK OY:… adı geçen şirketin fatura düzenlediği dönemde adresinde bulunamamasına rağmen yüksek matrahlı katma değer vergisi beyannameleri verdiği, verilen beyannamelerde ödenecek katma değer vergisi çıkmadığı, şirket ortaklarına ulaşılamadığı, muhasebecinin bu firmayı tanımadığını beyan ederek suç duyurusunda bulunduğu, davacı şirketin yetkilisinin fatura kesen firmayı tanımadıklarını, bir başka müşterinin vasıtası ile münasebette bulunduklarını ifade ettiği anlaşılmakta olup sözü edilen tespitler ve yüksek meblağlara varan ödemelerin nakit ve elden yapıldığı iddiasının ekonomik ve ticari icaplara aykırı olduğu göz önünde tutulduğunda söz konusu faturaların belgesiz alışlarının belgelendirilmesi veya maliyetlerin yükseltilmesi amacıyla temin edildiği anlaşılmaktadır.’’119

Yukarıda yer verilen kararlardan da anlaşılacağı üzere, mükellefin sahte fatura düzenlediğine ilişkin olarak sırf bilinen adresinde bulunamama tespiti üzerine inşa olunan vergi inceleme raporlarına Danıştay tarafından itibar edilmemektedir.

Bu tespit ancak diğer somut tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anlam kazanmaktadır;

118 Danıştay 9.Dairesi, 24.3.2008 gün ve 2007/170 E., 2008/1463 K. sayılı kararı (yayımlanmamış)

119 Danıştay 9.Dairesi, 10.3.2009 gün ve 2007/5562 E., 2009/1277 K. sayılı kararı (yayımlanmamış)

-‘’ davacıya fatura düzenleyen ….Ltd. Şirketinin adreslerinde bulunmadığı, sermaye miktarının az olduğu, hisse devri ve adres değişikliklerinin bildirilmediği, sigortalı işçisinin bulunmadığı, yüksek tutarda katma değer vergisi matrahı beyan ettiği halde ödenecek katma değer vergisinin çıkmadığı gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda davacıya düzenlediği faturaların gerçek anlamda bir ticari ilişkiye dayanmadığı…’’120

Konu ile ilgili üzerinde durulması gereken bir durumda; vergi inceleme elemanlarının mükelleflerle ilgili tuttukları adreste bulunmamaya ilişkin tutanakların, bazı hallerde incelemesi yapılan faturanın düzenlendiği dönemden öncesi ya da sonrasına ait tarihleri içermesidir ki bu tutanaklara da Danıştay’ca itibar edilmesi şüphesiz mümkün değildir;

-‘’ vergi tekniği raporunun incelenmesinden; davacı şirkete fatura düzenlediği 2002/Aralık döneminde mükellefin faaliyetinin bulunmadığı, adresinin boş olduğuna ilişkin bir tespit bulunmadığı, aksine mükellefin 31.12.2002 tarihine kadar faaliyetine devam ettiği, 2003 yılı için ise hurdacılık faaliyeti için ruhsat alamadığından faaliyetini durdurduğu görülmektedir.

Anılan mükellef hakkında adreste bulunmadığı ve faaliyetinin olmadığına ilişkin ilk tespit 15.1.2003 tarihli yoklama tutanağına dayanmakta olup bu tarih, şirketin davacı şirkete fatura düzenlediği tarihten sonraki bir tarihtir.

Aynı şekilde ortaklara defter belge ibraz yazıları da fatura düzenlendiği tarihten sonraki bir tarih olan 2005 yılı Mayıs ayı içinde tebliğe çalışılmıştır.

Bu durumda, adı geçen mükellef tarafından davacı şirkete düzenlenen faturalar yönünden yapılan tespitlerin, bu faturaların düzenlendiği tarihten sonra yapıldığı, ilgili dönemde mükellefin faaliyetinin bulunmadığı ve düzenlediği faturaların sahte olduklarını ispatlamak için yeterli olmadığı anlaşılmıştır.’’121

-‘’ Her ne kadar Vergi Mahkemesince ….’in davacıya düzenlediği faturaların sahte olduğu sonucuna varılmış ise de; adı geçen kişinin

120 Danıştay 4. Dairesi, 6.12.2007 gün ve 2007/2559 E., 2007/4031 K. sayılı kararı (yayımlanmamış)

121 Danıştay 9. Dairesi, 7.7.2009 gün ve 2008/7898 E., 2009/3024 K. sayılı kararı (yayımlanmamış)

yükümlüye fatura düzenlediği 2002 yılına ilişkin gelir ve katma değer vergisi beyannamelerini verdiği, davacıya düzenlenen faturaların izinli bastırıldığı, adreste bulunamadığına ilişkin tespitlerin yükümlüye fatura düzenlediği 2002/Haziran döneminden sonra yapıldığı gibi adı geçenin 30.7.2002 tarihinde halen faal olduğunun yoklama fişiyle tespit edildiği, sahte fatura satarken yakalanma olayının da yine davacıya fatura düzenlediği tarihten çok sonra 2004 yılında gerçekleştiği, yükümlüye fatura düzenlediği döneme ilişkin bir olumsuzluk bulunmadığı anlaşıldığından, sahte fatura düzenlediği iddia edilen kişi hakkında yeterli ve somut tespitler içermeyen inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatta ve bunu onayan Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.’’122