• Sonuç bulunamadı

Eski TTK 1218 madde “Çatma; çarpışan gemilerin gemi adamlarının müşterek kusurlarından ileri gelmişse, bu gemilerin donatanları çatma yüzünden gemilerin veya gemide bulunan malların uğradıkları zararı kusurlarının ağırlığı nispetinde tazmin etmeye mecburdurlar” (Yeni Türk Ticaret Kanunu, 2011) diye tarif etmektedir.

Yeni TTK 1289’un 1’nci bendinde “Çatma, çarpışan gemilerin donatanlarının veya gemi adamlarının kusurlarından ileri gelmişse, bu gemilerin donatanları, çatma yüzünden gemilerin veya gemide bulunan eşyaların uğradıkları zarardan kusurlarının ağırlığı oranında sorumludur. Bununla beraber, duruma göre bu oranın saptanması mümkün olmaz veya tarafların aynı derecede kusurlu olduğu ortaya çıkarsa, taraflar eşit oranda sorumlu tutulurlar. Bu tazminat istemleri bakımından donatanların üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu müteselsil değildir” (6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu, 2011). Yeni TTK madde 1289’un birinci fıkrasına eklenen 2 ve 3’ncü cümleler ile Alman Ticaret Kanunu ve 1910 Brüksel sözleşmesiyle uyum sağlanmıştır. Yeni TTK madde 1289’un ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan kural, uygulamada yaşanan tereddütleri gidermek amacıyla konmuştur. Aynı fıkranın ikinci cümlesi matbu çarter partilerde ve konişmentolarda sıkça karşılaşılan müşterek kusurlu çatma kaydından ilham alınarak milletlerarası uygulama ile tam uyum sağlanması maksadıyla düzenlenmiştir (Yeni Türk Ticaret Kanunu gerekçeleri, 2011).

Eski TTK’nda, kusur oranlarının belirlenememesi durumunda veya eşit olduğunda tazminat konusunda bir netlik yokken, yeni TTK, 1910 Brüksel Sözleşmesinde (Br. Ç. Md. 4, fk.1) kabul edildiği gibi yukarıda belirtilen hallerde sorumluluğun eşit olacağına dair hüküm getirmiştir. Bu nedenle 1910 Brüksel Sözleşmesiyle de bir uyum söz konusudur.

Müşterek kusurlu çatma, çatışan gemilerin tümünün gemi adamlarının veya donatanlarının kusurundan dolayı meydana gelmiş ise, söz konusu olur. Örneğin; müşterek bir çatma neticesinde X gemisi %40, Y gemisi %60 oranında kusurlu ise ve oluşan zararda 500.000 TL. ise, bu takdirde X gemisinin donatanı kusur oranı (%40) nispetinde 200.000 TL., Y gemisinin donatanı ise, yine kusur oranına göre (%60) 300.000 TL. ödemekle yükümlüdür.

Müşterek kusurlu çatmada kusur ile oluşan zarar arasında mutlaka illiyet bağı olmalıdır. Çatmaya karışan gemilerden eğer birinin meydana gelen çatmadan doğan zararda herhangi bir kusuru yok ise, diğer bir değişle zarar öteki geminin kusuruyla oluşmuşsa o zaman hukuken müşterek çatmadan bahsedilemez. Çatma, tek taraflı çatmadır. Buradan hareketle müşterek kusurlu çatma kabul edilemeyecek durumlardan bahsetmekte yarar vardır.

Birden fazla geminin kusuru neticesinde farklı bir gemiyle çatmaları durumunda kusurlu gemiler bir yanda, kusursuz gemi diğer yandadır. Bu durum, müşterek çatma sayılmaz, çünkü zararda hiç bir kusuru olmayan gemide çatmaya karışmış ancak meydana gelen çatmada herhangi bir sorumluluğu yoktur. Bu nedenle zarara neden olan kusurlu gemi donatanları, zarar görene karşı deniz servetiyle sınırlı olarak zincirleme sorumludurlar. Ancak oluşan zararda müşterek çatmadaki kusur ağırlıkları oranında olduğu gibi kendi kusur oranları nispetinde zarara katlanırlar.

Yukarıda bahsettiğimiz durumun tam aksi yönde cereyan ettiğini düşünecek olursak kusurlu bir geminin birden fazla gemisiyle çatması olayında da müşterek çatma diye çatmayı nitelendirmek doğru olmaz. Kusurlu gemiyi bir taraf, kusursuz gemileri bir taraf olarak ele alırsak bu da tek taraflı kusurlu çatma sınıfına girer.

Son olarak birden çok kusurlu geminin birden çok gemiyle çatması durumunda; eğer çatmaya karışan gemilerden kusursuz olanı varsa onun açısından çatma, tek taraflı kusurlu çatmadır, diğer halde yani kusurlu gemiler ile kusurlu gemilerin birbiriyle çatmaları müşterek kusurlu çatmadır (Yavaşça, 1993). Türk Ticaret Kanununda ayrıca bir düzenleme bulunmadığından genel hükümlerin yani Borçlar Kanunun 50. Maddesinin uygulanması gereklidir (Kender, 1979).

Türk Ticaret Kanunumuzda, müşterek kusurlu çatmadan doğan zararlar, mallara veya cana geldiğinde, sorumluluğu sınırlı olarak ve müteselsilen iki esasa göre düzenlenmiştir. Bunlardan birincisi; Eski TTK 1218’nci maddesinde “Çatma, çarpışan gemilerin gemi adamlarının müşterek kusurlarından ileri gelmişse, bu gemilerin donatanları çatma yüzünden gemilerin veya gemide bulunan malların uğradıkları zararı kusurlarının ağırlığı nispetinde tazmin etmeye mecburdurlar” (Yeni Türk Ticaret Kanunu, 2011) şeklinde hükme bağlamışken, yeni TTK kanunu 1290’ncı madde Bedensel zarar başlığı altında “ (1) Çatma, çarpışan gemilerin donatanlarının veya gemi adamlarının kusurlarından ileri gelmişse, bu gemilerin donatanları, gemilerde bulunan kişilerin çatma yüzünden ölümünden veya yaralanmasından yahut sağlığının bozulmasından doğan zararlardan müteselsilen sorumludur. Bununla beraber, duruma göre bu oranın tespiti mümkün olmaz veya tarafların aynı derecede kusurlu olduğu ortaya çıkarsa, taraflar eşit oranda sorumlu olurlar. (2) Donatanların birbirine rücuunda, her donatan kusurunun ağırlığı oranında sorumludur” (6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu, 2011) şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere donatanın kısmi sorumluluğu söz konusudur.

Eski TTK’nun genişletilmesiyle önceden kanunda açıklık olarak görülen kusur ağırlığının belirlenemediği veya eşit olduğu durumlardaki sorumluluk yükümlülüğü, 1910 Brüksel Sözleşmesinde olduğu gibi (Br.ç.md.4, fk.1) düzenlenerek belirsizlik ortadan kaldırılmıştır.

Eski TTK’nun 1218’nci maddesinin ikinci fıkrası; “Gemide bulunan bir insanın ölümünden veya yaralanmasından yahut sıhhatinin bozulmasından doğan zararlardan, gemilerin donatanları zarar görene karşı müteselsilen mesul olurlar” (Yeni Türk Ticaret Kanunu, 2011) demektedir.

Yeni TTK 1290’ncı maddenin ikinci fıkrasında “Donatanların birbirine rücuunda her donatan, kusurunun ağırlığı oranında sorumludur” (6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu, 2011) şeklinde hükme bağlayarak sınırlı sorumluluk esasına ilaveten müteselsilen sorumluluk esasını gündeme getirmiştir. Çatmadan dolayı sağlığını kaybeden veya zarar gören kişi, ölüm olduğu takdirde geride kalan mirasçıları maddi ve manevi zararlarının tamamını, çatışan gemilerin donatanlarının herhangi birinden tazmin edebilirler. Donatanlar ise, kendi aralarında kusur oranları nispetinde sorumlu olduklarından, zarar gören kişiye kendi kusur oranından fazla ödeme yapan, fazla olan kısmını diğer kusurlu olan donata rücu edebilir (Kender & Çetingil, 2003). Müşterek kusurlu çatmada, eşya zararı açısından kanundaki uygulamaya bakılacak olursa eski TTK 1218’nci madde “Çatmada meydana gelen eşya zararlarını kusur oranları nispetinde donatanların ödemesi zorunludur” (Yeni Türk Ticaret Kanunu, 2011) şeklinde düzenlemiş, yeni TTK 1289’ncu madde ise, “ (1) Çatma, çarpışan gemilerin donatanlarının veya gemi adamlarının kusurlarından ileri gelmişse, bu gemilerin donatanları, çatma yüzünden gemilerin veya gemide bulunan eşyanın uğradıkları zarardan kusurlarının ağırlığı oranında sorumludur. Bununla beraber, duruma göre, bu oranın saptanması mümkün olmaz veya tarafların aynı derecede kusurlu olduğu ortaya çıkarsa, taraflar eşit oranda sorumlu tutulurlar. Bu tazminat istemleri bakımından donatanların üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu müteselsil değildir. (2) Çatma, gemi adamlarının geminin sevkine veya başkaca teknik yönetimine ait bir hareketin sonucu olduğu takdirde, donatan, kendi gemisinde taşınan yükün ilgililerine karşı TTK 1062’nci maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesi hükümleri uyarınca sorumlu olmaz. Bu sorumsuzluk hali sebebiyle kendi donatanından tazminat elde edemeyen yük ilgilisi, söz konusu zarar için diğer kusurlu donatanların birinden yabancı bir hukuka göre diğer kusurlu donatanların

birinden yabancı bir hukuka göre tazminat alırsa, bu ödemeyi yapan donatanın fazladan ödemek zorunda kaldığı kısım için sorumsuzluk halinden yararlanan donatana rücu etmesi halinde, kendisine rücu edilen donatan, o yük ilgilisine aynı oranda rücu hakkına sahiptir” (Yeni Türk Ticaret Kanunu, 2011).