• Sonuç bulunamadı

Liderlik kavramı yıllardan beri çalışmalara konu olan ve sabit bir tanımı olmayan bir kavram olarak bilinmektedir. Yapılan tanımların farklılık göstermesi çevresel faktörlerin ve en önemlisi lider vasfına sahip kişilerin karakteristik özelliklerinin ve problemleri çözme kabiliyetlerinin farklılık göstermesinden kaynaklanmaktadır. İdeal liderlik anlayışı bu durumdan yola çıkarak her dönemde ve her toplumda farklı yorumlanmış ve farklı liderlik yaklaşımlarını da beraberinde getirmiştir. Bu liderlik yaklaşımları basitçe liderin niteliklerine, liderin dış çevre ile olan ilişkilerine ve liderin içinde bulunduğu ortamın özelliklerine bağlı olarak Liderlik olgusunu açıklamaya çalışmışlardır. Ayrıca liderin ruhsal vaziyeti, örgütün çalışma anlayışı, organizasyonun büyüklüğü ve küçüklüğü gibi etkenler bu yaklaşım modellerini etkileyebilmektedir, denilebilir.

Liderlik için birkaç değişik temel teori bulunmaktadır. Bunlardan ilki lider olarak doğulacağını belirten büyük adamlar teorisidir. Büyük adamlar teorisi; “bazı

bireylerin tarihin herhangi bir periyodun da lider olmalarına olanak sağlayacak bazı özellikler ile doğdukları varsayımına dayanmaktadır. (Liderlik, Askeri liderlik ve Mustafa Kemal Atatürk’ün uyguladığı liderlik tarzları hakkında değerlendirmeler).

“Büyük adamlar teorisi varsayımına göre lideri farklı kılan üstün liderlik özellikleri ve insanları etkileyebilme yetenekleri doğuştan gelir ve kalıtımsaldır” (Akiş, 2004: 16).

Büyük adamlar teorisi zaman içerisinde daha realist yaklaşımlara yol açmış ve özellikler teorisi, durumsallık teorisi, davranışsal liderlik teorisi gibi liderlik yaklaşımları ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımlar liderin etkin ve verimli olmasını sağlayacak faktörlerin; liderin kişisel karakteristik özelliklerinin, liderlik görevini icra ederken takındığı tavır ve davranışların aynı zamanda liderlik süreçleri boyunca davranışlarının durumdan duruma nasıl değişebileceğini açıklamak istemiştir. Liderlerin her geçen gün değişkenlik gösteren dinamik parametreler sonucunda organizasyonu ve ekibi nasıl yönetmesi gerektiği, nasıl ileriye taşıyacağı bu yaklaşım teorilerinin çıkış noktası sayılabilir. Mevcut yaklaşımların sabit kalmayacağını sonraki dönemlerde değişimlere ayak uydurabilmek adına yeni yaklaşım modellerinin türeme ihtimalinin olduğunu söylemek mümkündür.

1.3.1. Kişisel Özellikler Yaklaşımı

Özellikler yaklaşımı adından da anlaşılacağı üzere, topluluğu meydana getiren bireylerin kişisel ve fiziksel özelliklerinin grup üzerinde oluşturduğu etkilerle ilgilenir.

Bu teoriye göre liderler özellik olarak liderlik yapacakları topluluktaki diğer bireylerden daha üstün ve nitelikli olmak zorundadırlar. Liderlerin liderlik görevini başkalarında olmayan donanım ve yetenekler sayesinde üstlendiklerini söylemek yanlış olmayacaktır.

Özellikler yaklaşımının savunduğu ideal liderin özellik bakımından takipçilerinden ortalama olarak daha üstün olması gerektiği anlayışı, liderin kendisini takip eden izleyicilerinin sahip olduğu potansiyellerini ortaya çıkarmak ve iyi iletişim kurarak doğru yönlendirmelerle koordinasyonu sağlayabilmek gibi takipçilerinden farklı misyonlar edinmesi gerektiği düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Farklı dönemlerde farklı kişiler tarafından yorumlanan, lideri lider yapan özellikler Tablo 1.2’de gösterilmiştir.

Tablo 1.2: Lider Yapan Özellikler

LİDER YAPAN ÖZELLİKLER

Stogdill,1948 Zekâ, Uyanıklık, Sezgi, Sorumluluk, Girişkenlik, Süreklilik, Kendine güven, Sosyallik

Marin,1959 Zekâ, Erkeksilik, Hâkimiyet, Dışa dönüklük, Muhafazakârlık Lord De Vader ve Alliger,1986 Zekâ, Erkeksilik, Hâkimiyet

Kirkpatrick ve Locke,1991 Güdüleme, Motivasyon, Dürüstlük, Güvenilirlik, Bilişsel Yetenek, Görev Bilgisi

Stogdill,1974 Muvaffakiyet, Süreklilik, Sezgi, Girişkenlik, Kendine Güven, Sorumluluk, İşbirlikçilik, Hoşgörü, Etkileyicilik, Sosyallik Zaccaro, Kemp ve Bader, 2004 Bilişsel Yetenekler, Dışadönüklük, İnsaflılık, Duygusal İstikrar,

Açıklık, Uygunluk, Motivasyon, Sosyal Zekâ(İçsel Zekâ), Öz-İzleme, Duygusal Zeka, Problem Çözme

Kişisel özelliklerin ön planda tutulduğu, kişisel özellikler yaklaşımının, göreceli kavramlar olarak kabul edilmesi mümkün olan bu özelliklerin farklı yorumlardan dolayı her toplulukta farklı etkiler uyandırabileceğinin hesaba katılmaması, bu teorinin zayıf kalan noktalarından biri olarak yorumlanabilir. Ayrıca ülkelerin kültürel ve sosyal yapılarını farklılık göstermesine bağlı olarak bir ülkede kabul gören liderlik özellikleri başka bir ülke de kabul görmeyebilir. Bu değişken kriterler, kişisel özellikler yaklaşımının ideal liderlik anlayışı için tek başına yeterli olmadığını göstermektedir denilebilir.

Geçmişten günümüze kadar liderlikle belirlenmeye çalışılan kişisel ve fiziksel özellikler irdelendiğinde iki başlık ortaya çıkmaktadır.

Şekil 1.1: Kişisel Özellikler Yaklaşımı

Kişisel özellikler yaklaşımına göre liderin sahip olduğu kişisel ve fiziksel özellikleri, liderin izleyicileri üzerinde etkili olabilmesinde rol oynar. Gerek kişisel gerekse fiziksel özellikleri itibariyle izleyicilerinden ortalama olarak daha üstün kabul edilen liderler, izleyiciler tarafından daha kolay kabul görürler. Organizasyon tarafından belirlenen ortak amaçlara ulaşabilmek için çıkılan yolda liderlik görevini özellikleri bakımından en donanımlı kişinin üstlenmesi bu süreci daha kolay hale getirecek ve organizasyon amacına emin adımlarla ilerleyecektir.

1.3.2. Davranışsal Liderlik Yaklaşımları

Liderlik konusunu araştıran diğer bir yaklaşım olan davranışsal liderlik yaklaşımı, liderin sahip olduğu kişisel ve fiziksel özelliklerinin izleyiciler üzerindeki etkisi yerine, liderin davranışlarının grup üyeleri üzerindeki etkisini incelemek üzere ortaya atılmıştır. Liderin sahip olduğu olumlu ya da olumsuz tüm karakteristik özellikleri, liderin davranışlarını biçimlendiren bir ayna niteliği taşımaktadır. Zel’e göre

“davranış, bireyin kişisel özelliklerinin dışa vurulması ya da yansıması olduğu söylenebilir” (Zel, 2001: 101).

Dolayısıyla liderlerin davranışları kişisel özelliklerine göre farklı durumlar gösterebilir. Farklı özelliklere sahip insanlar her olaya karşı farklı davranışlar sergileyerek farklı tepkiler ortaya koyabilirler. Bu süreç içerisinde liderlerin ve izleyicilerin sahip oldukları kişisel özelliklerden kaynaklı olarak gösterebilecekleri farklı davranışlar göz önüne alındığında, grup yapılanması içerisinde mevcut organizasyonun verimini etkileyecek birçok farklı olasılık ortaya çıkabilir. “Liderin astları ile haberleşme yöntemi yetki devredip etmemesi, planlama ve kontrol şekli ve amaçlarının belirleme şekli gibi davranışları liderin etkinliğini belirleyen en önemli faktörler olarak ele alınmıştır. Bu sebeple bu yaklaşımda grup üyelerine karşı liderin davranışlarına önem verilmektedir” (Koçel, 2001: 428). Liderin olumlu davranışları, olumlu özelliklerinin bir ürünü olduğu için izleyicilere ve gruba da olumlu yönde etki eder. Bunun tam tersi de mümkündür. Dolayısıyla kişisel özellik yaklaşımı ve davranışsal liderlik yaklaşımının birbirleriyle etkileşim halinde olduğunu söylemekte mümkündür. Tek başlarına yeterli olmayan bu liderlik yaklaşımları birbirleriyle sentezlenerek ve doğru kombinasyonlar üretilerek kullanıldığında ideal lider anlayışına bir adım daha yaklaşabilirler. “Davranışsal teorilerin, özellik teorilerine kıyasla üç faydası olduğu söylenebilir. Bunlar;

 Özellikleri araştırmaktansa, davranışları ortaya koymak biçimsel liderlerin yanında biçimsel olmayan liderleri de ortaya çıkarabilir.

 Eğer lideri tanımlayabilecek etkili davranış biçimleri ortaya çıkarılırsa, eğitim yoluyla liderlik davranışları kişilere kazandırılabilir.

 Liderin davranış biçimlerine karşılık grubun diğer üyelerinin (izleyicileri) davranışları lider ile izleyenlerin davranış ilişkilerini yakından inceleme fırsatı yaratabilir (Zel, 2001: 101).

Her liderlik yaklaşımında olduğu gibi bu yaklaşımın temelinde de grup üyelerine her açıdan destekleyen ve izleyicilerini motive ederek onları güdüleyen ideal lideri bulma anlayışı yatmaktadır. Bu teoriye göre bir liderin etkin ve başarılı olabilmesi liderin kişisel özelliklerinden çok liderlik yaparken gösterdiği davranışlarla mümkündür denilebilir.

1.3.3. Durumsal Liderlik Yaklaşımları

“Gerek özellik teorileri gerekse davranış teorilerindeki eksik kalan yönlerden ötürü liderlik konusunda daha gerçekçi bir yaklaşıma duyulan ihtiyaç araştırmacıları diğer teorilerin senteziyle oluşan ve işin nitelikleri ile durumun gereklerini de dikkate alan “Modern” yaklaşım geliştirmeye itmiştir” (Zel, 2001: 113). Bu yaklaşım liderlik anlayışının, belirlenen ortak hedefe ulaşabilmek için gerçekleştirilen eylemlerin meydana geldiği ortama ve olayların hem çıkış noktasındaki oluşum şartlarına hem de süreç içerisindeki işleyiş şartlarına göre durumsal farklılıklar gösterebileceğini savunur.

“Kabul edilen bu varsayım, değişkenlik gösteren durumların ve şartların farklı liderlik biçimleri meydana getirebileceğine dayanır (Koçel, 2001: 134). En uygun liderlik anlayışını ve en uygun lideri bulabilmek adına birçok teori ve yaklaşım öne sürülmüş, bu kavramlar bazı durumlar da araştırmacıları tatmin ederken, yer yerde zayıf noktaları tespit edilerek yeni yaklaşımlar arayışına girilmiştir. Kişisel özellikler teorisi liderin kişisel ve karakteristik özelliklerinin izleyiciler üzerindeki etkisini incelemiş, topluluğun daha verimli ve liderin daha etkin olabilmesini bu kriterlere bağlamıştır. Davranışsal liderlik yaklaşımları da aynı gaye ile çalışmalar yürütmüş ideal liderlik anlayışının liderin davranışlarıyla şekillenebileceğini öne sürmüştür. Bu yaklaşımlar bunu yaparken olaylara ve kişilere yönelik özellikleri ve davranışları ele alırken tüm bunların hangi şartlarda hangi durumlarda yapılacağını ve bu durumsal farklılıkların nasıl tepkiler doğuracağını ihmal etmiştir. Kişisel özellikler yaklaşımı ve davranışsal liderlik yaklaşımının bir sentezi diyebileceğimiz durumsallık yaklaşımı; hangi davranışın hangi şartlar da etkili hangi şartlarda etkisiz olduğunu göz önünde bulundurmanın gerekliliğini ve her farklı duruma doğru durumsallık perspektifinden bakarak en uygun şartların belirlenmesini ve bu doğrultuda atılan adımların grubu ileri götürebileceğini savunmuştur. Grup üyelerinin ve liderin her türlü özelliğine, davranışlarına ve amaçlara uygun tasarlanan şartlar ve bu şartlara uygun durum değerlendirmesi lideri daha etkin kılarak ön plana çıkarabilir. “Bu nedenle durum teorileri, belirli durumlarda hangi şartların önemli olduğunu belirlemeye ve bu şartlara uygun liderlik tarzının ne olabileceğini araştırmaya ağırlık vermiştir” (Zel, 2001: 113).

“Stogdill, liderin kişisel özelliklerinin “durumsallık” kapsamı dahilinde düşünülmesi gereken önemli bir faktör olduğunu vurgulayarak durumsallığın dört ayrı kategoride oluştuğunu öne sürmüştür. Bu kategoriler şöyledir; (Zel, 2001: 113-114)

 Kültür ve çevre,

 Kişiler arasındaki farklılıklar,

 Örgütler arasındaki farklılıklar

 Görevler arasındaki farklılıklar

Günümüzde son iki kategorideki farklılıklar yoğun rekabet gereği giderek azaldığından, çevre, kültür ve kişiler arasındaki farklılıklar liderlik tarzını baskın olarak etkileyen faktörler olarak ortaya çıkmaktadır (Zel, 2001: 114).

Benzer Belgeler