• Sonuç bulunamadı

ES-SA„LEBÎ‟NĠN TEFSĠRDEKĠ METODU

es-Sa„lebî, rivâyet yöntemiyle yazdığı bu tefsirinde senedleri el-KeĢf ve‟l- Beyân‟ın mukaddimesinde belittiğinden dolayı âyetleri tefsir ederken bir daha zikretmez.

es-Sa„lebî, tefsirinin mukaddimesinde kendilerinden nakilde bulunduğu âlimleri ve esas alıp dayandığı kaynakları da zikreder. Âyetlerin fıkıh ve nahivle ilgili yönlerini, kıraat farklılıklarını, kelimelerin i„rablarına dair vecihleri rivâyet yöntemine dayalı olarak aktarır. Büyük sûfi âlimlerin ve iĢâret ehlinin var ise âyetle ilgili tasavvufî-iĢârî yorumlarını da nakleder.

Öte taraftan gramer, ahkâm ve muhtelif konulara dair oldukça geniĢ bilgi veren es-Sa„lebî, bu tavrından dolayı tefsirini neredeyse rivâyet tefsiri olmaktan çıkarmıĢtır.129

es-Sa„lebî, “el-KeĢf ve‟l-Beyân” tefsirinin mukaddimesinde takip ettiği yönteme dair açıklayıcı ve kısa bilgiler vermiĢtir: “es-Sa„lebî, çocukluğundan eriĢkinliğine kadarki geçen zamanda toplum tarafından güvenilir kabul edilen âlimlerden daha farklı düĢündüğünü ifade etmektedir. Dinî ve Ģer„î ilimlerin temeli

ve kaynağı olan tefsir ilmine büyük ve ciddi bir gayretle çalıĢtığını belirten

128 Sultân Ġbn Ğuveyzî Ġbn Atîk el-Mukâtî, es-Sîretu‟n-Nebeviyye min-Hilâli‟t-Tefsîri‟s-Sa‟lebî,

s.44-49

28

es-Sa„lebî, bunun neticesinde hakla bâtıl, eskiyle yeni, Sünnetle bidat, Ģüpheyle delil arasındaki farkları anladığını ifade etmektedir.”

es-Sa„lebî, ayrıca mukaddimesinde müfessirleri altı farklı kategoride değerlendirmiĢtir:

Birinci Kategori: Ehl-i bidat ve heva olanlar; Cubbaî (h.ö.303), Belhî

(h.ö.314), Rummânî (h.ö.318) ve Ġsfahanî (h.ö.322) gibi. es-Sa„lebî bu fırkaların fikirlerinden uzak durmak ve eylemlerine tabi olmamak gerektiğini ifade etmektedir.

Ġkinci Kategori: Eserlerinde selef-i salihinin açıklamalarıyla bâtıl görüĢleri

birbirine katanlar; Ebû Hamid el-Mukrî (h.ö.311) ve Ebu Bekir el-Kaffal (h.ö.345) gibi. Bunlar hüsn-ü niyetli ve fakihlerin ileri gelenlerinden olmalarına rağmen tefsirde mâhir olmadıklarından dolayı bu hususlardaki çalıĢmalarında hata etmiĢlerdir.

Üçüncü Kategori: Yalnızca rivâyet ve nakille iktifa edip dirâyete dair

konulardan geri kalanlar; Ebu Yakup Ġshâk Ġbn Ġbrahim el-Hanzalî (h.ö.238), Ebû Ġshâk Ġbrahim Ġbn el-Enmatî (ö.?) gibi. Doktorun reçetesine muhtaç olan eczacı gibi, müfessir de dirâyet ilmine muhtaçtır.

Dördüncü Kategori: Nakil ve rivâyetin temeli olan isnadı düĢürmekle

beraber sahihle zayıf merviyyatı risale ve kitaplarında birlikte nakledenler. es-Sa„lebî, böylelerin ehl-i ilim olmadığını ifade eder. Kıraat ilmi ve ilim sünnet olup

sonrakiler öncekilerden bunu rivâyet tarikiyle alır. ġayet nakiller senedleriyle beraber söylenmez ise isteyen istediğini söyleyebilir.

BeĢinci Kategori: Gayet akıllı ve yetenekli olmalarına rağmen eserlerinde

ziyadesiyle tekrarlar ve rivâyetler olanlar; Ġbn Cerir et-Taberî (h.ö.310), Ebi Muhammed Abdullah Ġbn Hamid el-Ġsfahanî (ö.?) gibi. Ġlimdeki karmaĢa akılların haktan sapmasına sebep olur.

Altıncı Kategori: Tefsirlerini yalnızca helalı ve haramı ihtiva eden ahkâm

âyetlerine, muğlâk ve müĢkil lafızlarının izahına, bidat ve Ģüphe ehline reddiye yazmaya hasredenlerdir. Selef-isalihin uleması, Tâbiînden olan Mücahid (h.ö.103) ve

29

Tebe-i Tâbiînden Mukatil Ġbn Süleyman (h.ö.150), Kelbî (h.ö.146) ve Suddî (h.ö.128) gibi. Bunlar tamamiyle ehl-i hak olup gayretleri ve çabaları takdire layıktır. Ayrıca es-Sa„lebî mukaddimesinde insanların tefsir ilmine ilgi gösterdiklerini, inceleme hususunda ise gayret ve azimlerinin az olduğu, tabiatlarının ise yüzeysel çalıĢmalardan hazzetmediğini ve kendisinin de kapsayıcı ve tam itimat edilecek bir tefsirden haberdar olmadığını bu sebeple insanların ihtiyaçlarını karĢılayacak, onların haklarını gözetecek, Allah‟a (c.c.) yakınlığa vasıta ve vesile olacak bir tefsir yazmak istediğini belirtmektedir. Kapsayıcı, kısa, açık, düzgün ve tertipli bir tefsir yazmak için istihareye yattığını ve bu niyetle yüze yakın kitaptan ve birçok âlimden rivâyet tarikiyle faydalandığını ifade etmektedir.

Yirmi dört vecih ile âyetleri açıklamaya gayret gösterdiğini belirten es-Sa„lebî, bu vecihlerin hangileri oluğunu belirterek takip ettiği yöntem hakkında

önemli bilgiler aktarmaktadır. Bu vecihler Ģunlardır: “el-Besâit, el-Mukaddemât, el-Aded, et-Tertîlât, el-Kısas, el-Rivâyât, el-Vucûh ve‟l-Kıraât, el-Ġlel, el-Ġhticâcât,

el-Arabiyye, el-Luğat, el-Ġ‟rab, el-Muvazanât, et-Tefsir, et-Te‟vilât ve‟l-Ma‟nâ, el-Cihâd, el-Ğavâmid, el-MüĢkilât, el-Ahkâm, el-Fıkhiyât, el-ĠĢârât, el-Fedâil, el-Kerâmât, el-Ahbâr, el-Müteallikât.”130

Hicri ilk dört asrın tefsir kaynaklarını ve tefsir çalıĢmalarını tanıtması açısından önemli bir yeri olan es-Sa„lebî, el-KeĢf ve‟l-Beyân tefsirinin mukaddimesinde faydalandığı kitapların kaynaklarını vermiĢtir. Bu kaynakladan, müellifin tefsir ilmiyle alkalı birçok kitabı incelediği anlaĢılmaktadır. Mesela, tefsir ilmiyle ilgili olarak Mücahid, Ġkrime (h.ö.105), Kelbî (h.ö.146), Mukatil Ġbn Süleyman (h.ö.150), Ata el-Horasanî (h.ö.153), Veki„ (h.ö.197), Süfyan (h.ö.198) gibi birçok müfessire ait tefsirleri, el-KeĢf ve‟l-Beyân tefsirinin mukaddimesinde belirtmiĢtir.

Ayrıca arap dili ve belağatı ilimleriyle ilgili önemli çalıĢmalarıyla bilinen AhfeĢ (h.ö.177), Zeccâc (h.ö.179), Kisaî (h.ö.189), Ferrâ (h.ö.207), gibi dil bilimcilerin kitaplarından istifade ettiği bu kitapların isimlerini tefsirinin mukaddimesinde zikretmesinden anlaĢılmaktadır.

30

Ayrıca es-Sa„lebî‟nin tefsiri, kendisinden önceki dönemlerdeki kaynakları sonraki müfessirlere ulaĢtırmada köprü vazifesi görmesi açısından önemli bir yere sahiptir. Bu tefsirlerden biri de Ġbn Hâtim‟in (h.ö.277) tefsiridir. es-Sa„lebî tefsirinin mukaddimesinde istifade ettiği kaynakları belirtirken Ġbn Ebi Hâtim vasıtasıyla, onun tefsirindeki en önemli hocalarından Ebû Said Abdullah Ġbn Said el-EĢec (h.ö.255)‟in tefsirini aldığını belirtmektedir. Ayrıca es-Sa„lebî, kendisinden sonra gelen müfessirlere de kaynaklık etmiĢ ve tefsirinin mukaddimesinde belirttiği kaynaklarla tefsir kaynaklarının oluĢturulmasında önemli katkısı olmuĢtur.

Me„âlimu‟t-Tenzîl adlı tefsirin sahibi Beğavî ise tefsirinin giriĢinde özellikle es-Sa„lebî‟nin ismini verir. Beğavî, tefsirinin en mühim kaynağı olarak es-Sa„lebî‟nin tefsirini gösterir ve aynı zamanda Sa„lebî‟nin tefsirdeki kaynaklarına da atıfta bulunur.131

es-Sa„lebî, tefsirinin mukaddimesinde “Ulûmu‟l-Kur‟ân Ve Tertibi” adıyla tasnif ettiği iki sayfalık bir bölümde, Kur‟ân‟ın nâsih-mensûh, muhkem-müteĢâbih, helal-haram ve i„rab ile ilgili ilimlerin bir müfessir için lüzumlu olduğunu nakil ve rivâyetlerle açıklamıĢtır. Ayrıca es-Sa„lebî bu bölümde, tefsir ilmini öğrenmenin fazileti ile ilgili bir kaç hadis-i Ģerifi de nakletmiĢtir. es-Sa„lebî, seleften gelen rivâyetlerin isnadını tefsirinin mukaddimesinde belirttikten sonra, âyetlerin tefsirini yaparken isnadı hazfetmiĢtir.132

es-Sa„lebî, Kur‟ân âyetlerini yine Kur‟ân‟ın bazı âyetleriyle veya Hz. Peygamber‟den (s.a.v.) rivâyetle gelen hadislerle yada Sahabenin ve Tâbiînin görüĢleriyle tefsir etmiĢtir.

es-Sa„lebî ahkâm âyetlerinin tefsirinde mezhep imamlarının bilhassa da mensubu bulunduğu ġafiî mezhebinin ilgili konular hakkındaki içtihatlarını, ihtilaflarını zikreder ve bazı yerlerde kendi görüĢünü ve tercihini zikreder. Âyetlerin lügavî ve nahvî yönlerini farklı açılardan inceleyip bunları âyet, hadis ve Ģiirlerle delillendirmeye çalıĢan es-Sa„lebî, rivâyet tefsiri olarak bilinen bu tefsirini neredeyse bu özelliğinden uzaklaĢtırmıĢtır.

131es-Sa„lebî, el-KeĢf ve‟l-Beyan, Mukaddime, c.1, s.73-87 132es-Sa„lebî, el-KeĢf ve‟l-Beyan, Mukaddime, c.1, s.73-87

31

es-Sa„lebî, sûrelerin baĢınlarında o sûrenin isimlerini, harflerini, kelime ve âyet sayılarını, Mekkî-Medenî oluĢunu, âyetler arasındaki irtibat ve münasebetleri aktarır. el-KeĢf ve‟l-Beyân tefsiri hem zâhirî ve hem de bâtınî ilimleri bünyesinde bulundurarak bazı âyetlerin iĢârî yönünü de aktarır.

es-Sa„lebî‟nin, bir müfessirin vakıf olması gereken lügat, nahiv, sarf, iĢtikak, belağat, kıraat, kelam, fıkıh, sebeb-i nüzûl, nâsih-mensûh, kısas ve hadis ile ilgili bütün konularda bilgi sahibi olduğu ve bunları önemsediği gerek kendisinin ve gerekse de müfessirlerden naklettiği izah ve açıklamalardan anlaĢılmaktadır.133

Benzer Belgeler