• Sonuç bulunamadı

Lagina Kutsal Alanı Naos Buluntuları

Belgede Stratonikeia koroplastiği (sayfa 142-149)

3.8.1 Analiz Sonuçları ve Bulgular

4.1.2.1 Lagina Kutsal Alanı Naos Buluntuları

Stratonikeia koroplastik sanatı içinde sondaj buluntusuna en iyi örnek, Stratonikeia’nın kutsal alanlarından biri olan Lagina Hekate Kutsal alanında gelir. Tapınağın naosunda yapılan çalışmalarda döşeme seviyesinden 1. 74 m derinliğe kadar inilmiş, kült malzemeleri içeren dolgu bir tabakanın varlığına rastlanmıştır. Dolgu tabakanın büyük taş bloklardan, moloz, kültür toprağı, kül ve benzeri malzemelerden oluştuğu tespit edilmiştir429. Dolgu içerisinde 55 adet terrakotta figürin (Res. 21) haricinde 387 adet sikke, 176 adet cam fal taşı, 61 adet rozet formunda altın elbise süsü, 30 adet kemik, 11 adet demir, 7 adet bronz ve 1 adet fildişi buluntunun yanı sıra 11 adet cam kap, iki heykel kaidesi ve iki yazıtlı stel bulunmuştur430.

Stratonikeia koroplastik sanatı için büyük önem taşıyan ve Hellenistik Dönemi’ne ışık tutan figürinler, naosun antik çağda dinsel karakterde kullanıldığını göstermektedir. Bu hediyelerin arasında boyundan düzensizce kırık başlar çoğunluktadır. Antik Çağ’da tapınaklara sunu amacı ile bırakılan figürinler zaman içerisinde sayıca arttıklarında, yeniden kullanımlarını önlemek amacıyla rahipler tarafından kırılıp çukurlara

429 Büyüközer 2018, 21.

130

gömülmüşlerdir431. Konuyla ilgili bir vazo resmi terrakotta figürinlerin Antik Çağ’da tapınaklara ve kutsal alanlara ithaf edildiğini açıkça göstermektedir. Paris Bibliotheque Nationale Müzesi’nde bulunan bir krater üzerinde kutsal bir yapıya figürinler sunan kadın tasviri yer almaktadır432.

Kült amaçlı üretilmiş tanrı ve tanrıçaların tasvir edildiği figürinler incelendiğinde en çok poloslu tanrıça başları, genç kızlar, çelenk taşıyan kadın başlarının yanında Zeus/Hades, Dionysos, Eros olmak üzere kıyasla çok az sayıda yetişkin erkek figürleri bulunması dişil bir inanç sistemini işaret eder. Naos sondaj çalışmalarında bulunan en erken tarihli sikkeler MÖ 394-304 yıllarına, en geç tarihli Stratonikeia sikkeleri ise MÖ 168-88 yıllarına tarihlenmiştir. Naos'ta bulunan ve Ç. Şahin tarafından yayınlanan stellerden biri MÖ 4. yy'ın 2. yarısına, diğeri MÖ 2. yy'ın ilk çeyreğine tarihlenmektedir433. Naos’ta stratigrafinin bozulmuş olması ve çıkan sikkelerin MÖ 4. yy- MÖ 2. yy aralığında yer alması, figürinler açısından toplu tarihlendirmeyi mümkün kılmamaktadır. Adak olarak sunulan figürinler yapım tekniği ve sitil özelliklerine göre MÖ 2. yy’ın 2. yarısına tarihlendirilmiştir. Tanrı ve tanrıçalara ait en popüler tiplerin bir arada bulunduğu Lagina Hekate Tapınağı naos buluntuları tipolojik çeşitlilik göstermektedir. Bazı figürinlerin adak ritüelinde oynadığı rolü tam olarak anlaşılmamış olsa da yorumlamak mümkündür. Figürinler hakkındaki detaylı bilgi “Figürin Tipleri” başlığı altında ayrıca ele alınmıştır.

Naos buluntuları dışında, Lagina Hekate Kutsal alanından gelen parça niteliğindeki figürin ve mangal tutaçları çalışma kapsamında Hellenistik ve Roma İmparatorluk Dönemi içinde ayrıca değerlendirilmiştir.

431 Higgins 1967, 1; Kasapoğlu 2012, 177-178. 432 Kasapoğlu 2012, 178.

131

132

BEŞİNCİ BÖLÜM

STRATONIKEIA ve ÇEVRESİNDE TESPİT EDİLEN

ATÖLYELER

Antik Çağlardan günümüze çok sayıda terrakotta eser ulaşmıştır. Bu eserler mezar, sondaj ve yüzeylerden gelen tam veya parça niteliğindeki seramikler ve figürinlerdir vs. Bu kadar çok sayıda ve farklı tiplerde eserler günümüze ulaşmasına rağmen bu eserlerin üretim koşulları ve bu eserleri yapan ustalar hakkında bildiklerimiz oldukça azdır. Terrakotta eserlerdeki bu yoğunluk söz konusu buluntuların antik çağın günlük yaşamında ne kadar da önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir.

Antik Çağda seramik fırınları, boyutlarında farklılık olsa da genel hatlarıyla değişmeden, bütün Akdeniz havzası ile aynı form ve özelliklerle inşa edilmiştir. Arkeolojik kazılarda, fırınlar genelde temel seviyesinde koruna gelmiş olarak karşımıza çıkmaktadır434. Bir seramik atölyesinin en önemli işaretleri; bir seramik fırını, seramik boyama bölümü, çark, kil havuzları, seramik kalıpları, bir tarafa depo edilmiş seramik yığını, seramik deposu, mühür/imza ve çömlekçi diskidir. Atölye yerlerini ortaya çıkarmak her zaman olası değildir. Bu şekildeki ticaretlerin yorumlanmasında doğal kaynaklara ilişkin coğrafi konumu da oldukça önemlidir435.

Stratonikeia kent merkezinde veya yakınında şu ana kadar tespit edilmiş bir seramik atölyesi ya da çömlekçi fırını yoktur. Stratonikeia kent merkezinde kalıntı olarak tespit edilemeyen atölye ya da fırınlar Stratonikeia çevresindeki küçük kırsal yerleşmelerde açığa çıkarılmıştır. Bu atölyelerdeki ortak özellikler ise su kaynaklarına ve kil yataklarına yakın olan konumlarıdır.

Kumyer Mevkisi’nde 7 adet fırın tespit edilmiş bunlardan üçünün kazısı tamamlanabilmiştir. 3,25x2,70 m boyutlarındaki bu fırınların Tunç Çağında Batı Anadolu’da bilinen en büyük boyutlu fırınlar olduğu ve nekropol alanının ihtiyaçlarını karşılamak için inşa edildikleri düşünülmektedir. Mezar olarak kullanılan pithosların ve içindeki günlük kullanım kaplarından oluşan ölü hediyelerinin üretimi, Erken Tunç Çağı

434 Tek 2001, 5.

435 Bir yerleşmenin doğal kaynaklara ilişkin coğrafi konumunun ticaret açısından incelenmesi, ele alınan

yerleşmenin doğal kaynağa olan fiili (edimsel) uzaklığına, söz konusu kaynaktan elde edilen hammaddenin yerleşmede işlenmiş olduğuna ilişkin kanıtlara, yerleşmede saptanan üretim teknolojisinin nesnenin dağılımının olduğu yerlerde de saptanabilmesine, kaynağa yakın yerleşme ve dağılım bölgesindeki tarihlerin birbirini tutmasına ve son olarak kaynağa yakın diğer yerleşmelerin de aynı gözle incelenmesine bağlıdır (Doğan 2012, 226).

133

II’ye tarihlendirilen oval formdaki bu fırınlarda yapılmıştır436.

Börükçü Mevkisi’nde üretime yönelik 3 adet seramik fırını bulunmaktadır. Üst yapıları tahrip olmuş fırınların ocak kısımları ise kısmen korunmuştur. Bu fırınların atölyelerin küçük birer parçası oldukları ve sadece kendi çevresinde bulunan yerleşim yerlerinin ihtiyaçlarını karşıladığı, fırınların ve atölye mekânlarının küçüklüğünden anlaşılmaktadır. Klasik Dönem’e tarihlendirilen dikdörtgen planlı ilk fırın yapısı, Börükçü Mevki, batı yamacında 04BS12 numaralı sondaj alanı içindedir. Fırının içinde ve yakın çevresinde yoğun olarak bulunan çatı kiremidi parçalarından hareketle bu fırının Börükçü’deki yerleşimin ihtiyacını karşılamaya yönelik çatı kiremidi üreten bir atölye ait olduğu düşünülmektedir. Diğer iki seramik fırını ise Börükçü Mevki, doğu yamacında bulunmaktadır. Oval formlu ilk fırında bulunan seramik parçaları Klasik Dönem’i işaret etmektedir. Amphora ve farklı formlardaki mutfak kapları dışında ele geçen kalypter ve stroter parçalarından söz konusu fırının çatı kiremidi üretimi yaptığı da tespit edilmiştir. Klasik Dönem’e tarihlenen ikinci seramik fırını, bir önceki seramik fırını ile aynı sondaj alanı içerinde yer almaktadır. Oval formdaki ikinci fırın yapısı içinde bulunan bir kâse MÖ 5. yy’ın son çeyreğine tarihlenmiştir. İlk fırın yapısında olduğu gibi kalypter ve stroter parçaları ele geçmiştir437.

Fırınlama aşaması da olasılıkla üretimin yapıldığı atölyenin yakınlarında yapılıyordu. Bu atölyelerde çalışan insanlar muhtemelen ailece bu işi yapıyorlardı. Hem yaşantılarını sürdürüyor hem de mesleklerini icra ediyorlardı. Çünkü seramiğin üretim aşamaları, zahmetli ve takip edilmesi gereken uzun zaman alan bir süreçti.

Börükçü Mevkisi’nde Klasik Dönem fırın yapılarının dışında Hellenistik Dönem’de üretim yapan atölyeye ait bulgular Börükçü Mevkisi’nin kuzey yamacındaki 06BS13 numaralı sondaj alanında karşımıza çıkar. Börükçü’deki diğer iki fırına göre daha büyük boyutta olan fırın buluntularına göre Hellenistik Döneme tarihlendirilmiştir. Börükçü’de bulunan en büyük fırının buraya kurulmasındaki en büyük etmen ise hammaddeye olan yakınlığıdır438.

Seramik üretimine ilişkin önemli verilerin ele geçtiği Beybağ Mevkisi’nde yapılan kazı çalışmalarında elde edilen bulgular, MS 10. yy başından MS 13. yy başına kadar kesintisiz devam eden seramik üretiminin varlığını ortaya koymuştur. 16’ı oval, 2’si dikdörtgen formlu olmak üzere toplamda 18 fırın yapısı açığa çıkarılmıştır. Bunlardan üst

436 Büyüközer vd. 2019, 389-390, 396. 437 Büyüközer vd. 2019, 390-391, 397. 438 Büyüközer vd. 2019, 397.

134

yapıları tahrip olmuş fırınların Börükçü fırın yapılarında olduğu kubbeli olduğu düşünülmektedir. 07BBS07 numaralı sondajda fırınlara ek olarak kil dinlendirme havuzları bulunmuştur439.

5.1. Atölyeler ve İzleri

Antik dönemde üretim daha çok küçük atölyelerde, taşınabilir malzemelerle yapılmaktaydı. Seramik fırını toplu üretimin yapılacağı her yerde çabucak kurulabiliyordu. Malzeme bulunabildiği sürece, sadece heykel ustasının aletlerini bir torbaya doldurup yanına almasıyla, atölyesini bir yerden bir başka yere taşıyabiliyordu. Sadece büyük tapınak ve süslemeleri yapılacağında bir atölyenin kurulması söz konusu olabilirdi440. Demek oluyor ki sanatçının aletleri yanında olduğu sürece hem kalıcı bir mekâna ihtiyaç duyulmamış, hem de çömlek ya da figürin üretmek için farklı mekânlar istenmemiştir. Çoğu atölyede diğer seramik ürünler de üretilmiştir441.

Bir prototip oluşturmanın sanatsal ve teknik gereksinimleri, bir sanatçı, bir metal işçisi veya daha çok bir heykeltıraş tarafından yaratıldığı sonucuna yol açar. Kil hazırlama ve fırınlama gibi diğer üretim aşamaları, bir çömlekçi bilgisini gerektirmiştir442. Kalıba döküm ya da kalıp tekniği, özel tesisler ya da yüksek düzeyde bir uzmanlık gerektirmemiştir. Bundan sonrasında yapım aşamasında, bir kalıba sahip olan herkes rahatlıkla üretim yapabilir. Kalıplamadan sorumlu personel, çok yetenekli olması gerekmeyen yardımcı personeldi. Öte yandan, kalıpların ticaret yoluyla elde edilmesi gerekmiyordu. Herhangi bir figürin potansiyel bir prototip olarak işlev görebilir ve bir seramik atölyesinin, mevcut kalıplardan kendi kalıplarını üretmesi ve daha sonra aynı figürinlerin üretimine (kalıptan türetilmiş) geçmesi nispeten kolaydı443.

Çömlekçiler, heykeltıraşlar ve metal işçileri için mevcut zengin malzemenin aksine, yazılı kaynaklarda veya ikonografide koroplastlar konusunda kanıt olmaması dikkat çekicidir444. Sonuç olarak arkeolojik araştırma, ustaların çalışacağı ortam, kullanılan ekipman ve diğer ustalarla olası işbirliği hakkında bize bilgi vermek için mevcut tek kaynaktır. Ne yazık ki, bir koroplastik atölyenin tanımlanması kolay değildir; çünkü tesisler ve ekipmanlar bir çömlek atölyesine benzemektedir445. Koroplastik bir

439 Büyüközer vd. 2019, 392 vd. 440 Burford 1972, 78.

441 Erlich 2015, 1.

442 Uhlenbrock 1990, 15; Muller 2014, 70-71; Koukouvou 2017, 45. 443 Koukouvou 2017, 45-46.

444 Mollard-Besques 1963a, 7-9. Vazo resminde ustaların tasvirleri için bkz. Koukouvou 2017, 46. 445 Koukouvou 2017, 46.

135

atölye olarak bir mekânı tanımlamak için sıklıkla kullanılan kriterler; kil hazırlama, pişirme için fırınlar, kalıp ve figürinlerin varlığıdır. Bununla birlikte, bugüne kadar yukarıda sayılanların tümünü içeren ve dolayısıyla, bir koroplastik atölye olarak güvenli bir şekilde tanımlanabilecek bir alan bulunamamıştır. Üretim aşamalarının farklı yerlerde gerçekleştiğine dair güçlü işaretler vardır. Kil hazırlama ve son aşamayı oluşturan figürinlerin fırınlanması gibi bazı işler, bu işlemlerin üstesinden gelmek için zaten donanımlı olan çömlek atölyelerinde yapılmıştır. Kalıplar ve figürlerin boyanması için gerekli olan boya maddeleri farklı yerlerde - örneğin Olynthos'taki evlerde veya Pella'da olduğu gibi şehir agorasındaki dükkânlarda446 bulunmuştur. Açıkça görülüyor ki, kalıplama tekniği veya renk dekorasyonu gibi belirli üretim aşamalarının, atölye olarak işlev görmeyen mekânlarda yapıldığıdır. Bu bağlamda kil hazırlama ve fırınların mevcut olmadığı, kalıba dökümün zaman zaman evde yapıldığı bir ev üretiminden bahsedilebilir. Bu üretim için 2-3 kişi yeterlidir447. Kadınlar ve gençlerde yardımcı personel olarak bu gibi durumlarda çok rahat istihdam edilebilirler448.

Atölyeler uzmanlık derecesi bakımından farklıydı449. Yetenekli koroplastlar, mükemmel kalite ve yenilikçi ilk üretimler ile karakterize edilen yaratıcı atölyelerde görev alırken diğer atölyeler elde edilen kalıpların (örneğin ticaret yoluyla) kullanımıyla mevcut türlerin yeniden üretilmesine odaklanmıştı. Burada kaliteyi sürekli olarak azaltan bir uygulama olan peş peşe üretilmiş figürinler bulunur. Sürekli üretim ve çoğaltma, doğal olarak ustaları, dekoratif unsurların varyasyonları, kombinasyonları ve eklemeleriyle yeni oluşumlara yönlendirmiştir. Stratonikeia eserlerinde de ticari kaygıdan kaynaklı benzer uygulamalar bariz bir şekilde görülmektedir. Bu basit ve maliyetsiz yolla, yerel müşterinin taleplerine uyum sağlayarak üretimi arttırılması hedeflenmiştir450.

Stratonikeia’nın yerel üretimlerinde figürin üretimini doğrulayan çok önemli ipuçları olmasına rağmen çevre kırsal yerleşimler haricinde Stratonikeia kent merkezinde şu zaman kadar seramik fırını ya da seramik üreten bir atölye tespit edilememiştir. Bu atölyelerin varlığının da kent merkezinde aranması çokta akla uygun görünmemektedir. Nitekim seramik atölyelerinin dışında zeytinyağı işlikleri ve dokuma atölyeleri gibi üretim tesislerinin kentin arteri durumundaki kırsal yerleşmelerde tespit edildiği bilinmektedir. Stratonikei çevresinde, çanak çömlek üretimi için farklı dönemlere ait fırın

446 Koukouvou 2017, 46. 447 Muller 2014, 75-76; Koukouvou 2017, 47. 448 Koukouvou 2017, 46. 449 Koukouvou 2017, 46. 450 Koukouvou 2017, 46.

136

sahaları akademisyenler tarafından çalışılmıştır451. Aynı atölyelerin çanak çömlek ve terrakotta figürinler üretip üretmediği kesin olarak bilmesek de imkansız değildir452. Stratonikeia ve çevresinde, üretim atölyelerinin varlığına dair yeterli kanıt bulunmaktadır. Bu tespitler maddeler halinde irdelenecek olursa;

Belgede Stratonikeia koroplastiği (sayfa 142-149)

Benzer Belgeler