• Sonuç bulunamadı

düşüncesi ve uygulamalarının içinde ve gelişiminde yer alan bazı önemli kavramlara yer verilmiştir.

1.6.1.Paydaşlar

İşletmeler faaliyetlerini sürdürürken sürekli etkileşim halindedirler. İşletmelerin etkileşim halinde bulunduğu bu kitleye paydaşlar adı verilmektedir. Paydaş bir örgütün amacına ulaşmasını etkileyen ve amaca ulaşmasından etkilenen taraflar olarak nitelendirilmektedir. Diğer bir ifadeyle işletmelerden çıkar sağlayıp işletme üzerinde baskı kurabilen bireyler ve kurumlardır.130

İşletme paydaşları ve ilişkileri zaman geçtikçe değişerek genişlemiştir. Önceden şirketlere kapalı sistem üretimi açısından bakıldığından yöneticiler sadece ürün ve pazar çerçevesinde dikkatlerini yoğunlaştırmışlardır. Ürünü pazara olağanca hızla verimli ve etkin bir şekilde ulaştırmak en önemli amaçtı. Böylelikle paydaş sayısı sınırlı kalarak sadece müşterileri, çalışanları ve hissedarları temsil etmekteydi. Bu zamanda işletmenin paydaşı olarak görünen gruplar işletme ile maddi ilişkileri olan işletmenin kazanç sağladığı ve işletmeden kazanç sağlayan gruplar olarak görülmekteydi.131

Şirketlerin açık bir sistem olduğunun kabul edilmesiyle, şirketler yalnız firmayla ilgili olduğunu düşündükleri grupları değil, kendilerini ve tüm toplumu ilişkili olduğu herkesi paydaş olarak görmüşlerdir. Paydaşlar iki sınıfa ayrılmıştır: Birincil Paydaşlar ve İkincil Paydaşlar. Birincil Paydaşlar, işletmelerin etkin bir biçimde topluma mal ve hizmet sağlamak amacıyla ilişkili oldukları kişi veya kurumları ifade etmektedir. Bunlar: Çalışanlar, hissedarlar, tedarikçiler, rakipler, distribütörler ve müşterilerdir. İkincil Paydaşlar ise, normal faaliyetlerini sürdürürken doğrudan ve dolaylı olarak etkilenen toplumsal grupları ifade etmektedir. Bunlar ise, Devlet, yerel

130Arzu Akhüseyinoğlu, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin Yürütülmesinde Kurumsal İletişim Araçlarının Etkisi Üzerine Bir Araştırma, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul,

2010, s.26 (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi) https://tez.yok.gov.tr (erişim:22.01.2015)

131Gülçin Beyza Batı, Paydaş Teorisi ve Bankalarda Paydaş Analizi, Uludağ Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Bursa, 2006, s.3 (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi) https://tez.yok.gov.tr (erişim:22.01.2015)

48

yönetimler, ticaret ve sanayi odaları, vakıflar, dernekler, sosyal gruplar, medya ve kısaca tüm toplumdur.132

1.6.2. Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik kavramı, toplumun kültürel, bilimsel, sosyal, doğal ve insan kaynaklarının bütününün ihtiyatlı kullanımını sağlayan ve buna saygı duyarak sosyal bir bakış açısı oluşturan katılımcı bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Sürdürebilir kalkınma ise, modern dünyada hem sosyal hem etik hem de teknolojik bir takım sorunları bünyesine alan kavram olarak kabul edilse de nadiren kurumsal bir sorun olarak kabul edilmektedir. Sürdürülebilir kalkınma Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonunun yaptığı tanımda ise “bugünün insan ihtiyaçlarının gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini feda etmeden karşılanabilmesi” olarak tanımlanmaktadır. Buna göre sürdürülebilirlik kavramının birçok açıdan tartışıldığı görülmektedir. Dyllick ve Hockerts kurumsal sürdürülebilirliği, çevreyle alakalı ve sosyal sürdürülebilirliğin karması olarak tanımlarken, kurumların kısa vadeli kazanç yerine uzun vadeli kazançlara yönelmelerini vurgulamaktadır. Veli Alpagut Yavuz’a göre ise de sürdürülebilirlik kavramı, ticari işletmeler için yorumlandığında işletmelerin üretim sürecinde çevreye verdikleri zararların yok edilmesi amacıyla gerçekleştirilen strateji ve yaklaşımları, uzun vadede işletme devamlılığı için kullanmalarıdır. Görüldüğü üzere sürdürülebilirlik iki farklı anlamda ele alınmaktadır. Birincisi uzun vadede sürdürülen bir kalkınma ve ekonomi için yapılması gerekirken, ikincisi şirketin kendi varlığını sürdürebilmesi için yapması gerekendir. Birincisinde tek başına sürdürülebilirlik kavramı veya sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir ekonomi kavramları kullanılırken, ikincisinde ise kurumsal sürdürülebilirlik kavramı kullanılmaktadır.133

1.6.3. Kurumsal Hayırseverlik

Kurumsal hayırseverlik; gönüllü girişimler, eğitsel ve kültürel projeler, kamu hizmetleri v.b. gibi çeşitli hayırseverlik faaliyetleriyle meşgul olmak olarak tanımlanmaktadır. İşletme odaklı olarak hayırseverlik; işletmelerin kurduğu bir vakıf veya işletmeyle alakalı alanda bulunan bir vakfa, bilinen veya bilinmeyen kişilere yapılan gönüllü bağışlardır. Stratejik hayırseverlik ise, çalışanların gereksinimleri ve

132Akhüseyinoğlu, a.g.t, s.26 https://tez.yok.gov.tr (erişim:22.01.2015) 133

Sema Pusak, Türkiye’de kurumsal Sosyal Sorumluluk Üzerine bir Araştırma; Şirketlerin Periyodik

Yayınlanan Kurumsal Sosyal Sorumluluk Raporlarının İçerik Analizi, Çağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Mersin, 2014, s.11(Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi) https://tez.yok.gov.tr (erişim:22.01.2015)

49

temel becerilerinin anlaşılması; araç, gereç, bilgi ve finansal kaynakları gibi örgütsel yetkinlikler ile çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler ve sosyal gereksinimleri bir bütün olarak ele almaktadır.134

1.6.4. İş Etiği

İş etiği ve KSS işletme davranışlarını yönlendiren çoğu yazılı olarak bulunmayan fakat toplum tarafından genel kabul görmüş değerlere uygun olarak hareket etmektir. Etik sözcüğü toplum arasında bireylerin ve üyeleri oldukları kurumların davranış ve tutumlarını doğru-yanlış, iyi-kötü ile ilgili toplumda genel kabul görmüş ahlaki standartlara uyumu olarak ifade edilmektedir. Etik ve ahlak kavramları çoğu kez birbirinin yerine kullanılmaktadır, fakat anlamları birbirinden farklıdır. Etik yanlış ve doğru teorisi, ahlak ise etiğin pratiğidir. İş etiği kavramı, işletmelerin hizmet ve mal üretimleri ve satışlarında ahlaki davranmalarının önemini üzerinde durmaktadır. Firmalar iş etiği kavramı gereği olarak iç ve dış çevrelerine karşı ödev ve sorumluluklarını yerine getirmekle mükelleftir.135

1.6.5. Kurumsal Sosyal Duyarlılık

Kurumsal sosyal duyarlılık, işletmelerin kar amacı ile yürüttüğü faaliyetleri sırasında alacağı kararlar ve yapacağı uygulamalarda, alınan bu karar ve uygulamalardan etkileneceklerin düşünülmesi anlamına gelmektedir. Herhangi bir dış yatırım olmaksızın işletmelerin kendiliğinden düşünerek bu konu hakkında önlemler almasını ve paydaşları koruyucu önlemleri yürürlüğe koymasını ifade etmektedir.136

1.6.6. Kurumsal Gönüllülük

Kurumsal gönüllülük, işletmelerin istekli olan çalışanlarını topluma destek olması amacıyla toplum yararına gönüllü çalışmalara yönlendirmesi veya çalışanın, işverenin desteği ile gönüllü faaliyet girişimi içinde bulunmalarıdır. İşletmeler, çalışan gönüllülüğünü farklı derecelerde destekleyebilmektedirler. Bu desteğin en az olabileceği tip birinci tip olan “tolerans” gösterme şeklidir. İşletme kendisi bir katkıda bulunmaz fakat kendisi imkânlar sağlayarak destek verir. Kurumsal gönüllülüğü düşünen pek çok firma bu şekilde destek vermektedirler. İşletmeler gönüllülük esasında hareket etmek istediklerinde ya detaylı incelemeler yapar ya da serbest

134 Pusak, a.g.t, s.11 https://tez.yok.gov.tr (erişim:22.01.2015) 135Akhüseyinoğlu, a.g.t, s.27 https://tez.yok.gov.tr (erişim:22.01.2015) 136Akhüseyinoğlu, a.g.t, s.30 https://tez.yok.gov.tr (erişim:22.01.2015)

50

bırakarak resmi olmayan bir yaklaşım sergileyeceklerdir. Bazı işletmeler ise kurumsal gönüllülükte yer almak isteyecek fakat bir plan çerçevesinde değil karşılaşılan projelere göre anlık davranacaklardır. Burada işletmenin kurumsal gönüllülük proje başarısı sosyal ve paylaşımcı bir kültüre sahip olup olmadığına bağlıdır.137