• Sonuç bulunamadı

VI. Genel Olarak Yahudilik

2. KURAN YOLU TEFSİRİNE GÖRE YAHUDİLİĞİN İNANÇ ESASLARI

2.1. Tanrı İnancı

2.1.2. Kuran Yolu Tefsirine Göre Yahudilikteki Tanrı İnancının Yorumları

Yahudilikteki Tanrı inancı ile ilgili Kur’an-ı Kerim’de geçen önemli bilgilerden bir tanesi, Hz. Üzeyr’in (a.s.) Tanrı’nın oğlu olarak nitelendirilmesidir. Başka bir ifade ile Yahudilerin Allah’a oğul isnat etmesidir. Kuran-ı Kerim’de Üzeyr ismi sadece bir ayette geçmekte ve şöyle buyurulmaktadır: “Yahudiler, “Üzeyr Allah’ın oğludur” dediler. Hıristiyanlar ise, “İsa Mesih, Allah’ın oğludur” dediler. Bu, onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkâr etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah, onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!”193 Bu ayet Kur’an Yolu Tefsirinde şöyle yorumlanmaktadır. Üzeyr isminin Arapça olduğu söylenmekle birlikte çoğunluğa göre İbraniceden Arapçalaştığı bilgisi verilmektedir. İbranice’deki aslı Ezra’dır. Ezra, yardım, Tanrı’nın yardımı anlamına gelmektedir. Kitab-ı Mukaddes’te kendi adını taşıyan bir bölüme de sahip olan Üzeyr, kahin, yazıcı, Rabb’in emirlerinin ve İsrail’e olan kanunlarının sözlerinin yazıcısı, gökler Allah’ının şeriatının yazıcısı gibi ifadelerle anılmaktadır. Soyu Hz. Harun’a dayanmakta ve Fars kralı Artahşaşta zamanında yaşadığı düşünülmektedir. Kral Artahşaşta Üzeyr’i, mabedin hizmeti için gerekli malzemeyi sağlamak, Yahudi cemaatinin durumuyla ilgili araştırma yapmak ve onların Allah’ın şeriatına uymalarını sağlamak için Kudüs’e yani Yeruşalim’e göndermiştir. Üzeyr’in mevkiinin yükselmesinde, Tevrat’ı kaleme alması ve Tevrat’ın ilahi şeriat olarak Yahudilikte önemli bir konuma gelmesi etkili olmuştur. Kuran Yolu Tefsirine göre, Üzeyr’in hayatta iken Yahudilerce Allah’ın oğlu olarak nitelendirilmesi konusunda iki rivayet vardır. Birinci rivayete göre önceleri Tevrat’a bağlı olan İsrailoğulları, Tevrat’a göre yaşamayı terk etmiştir. Yüce Allah ilahi bir ceza olarak Tevrat’ı hafızalarından silmiştir. Hatta Tevrat’ın muhafaza edildiği Ahit Sandığı da ellerinden alınmıştır. Buna çok üzülen Üzeyr kendisine Tevrat’ı öğretmesi için Tanrı’ya yalvarmıştır. Bunun üzerine Tanrı Tevrat’ı Üzeyr’in hafızasına yerleştirmiş ve Üzeyr itibar kazanınca “Üzeyr Allah’ın oğludur” demişlerdir. İkinci rivayete göre ise Amalika kavmi Yahudilere saldırmış, bir kısmını öldürmüş ve ellerindeki Tevrat’ı almıştır. Geri de kalanlar ise ellerindeki Tevrat’ı gömdükten sonra ülkeyi terk etmişlerdir. Geri döndüklerinde ve gömdükleri Tevrat’ı çıkardıklarında, gömdükleri Tevrat’la, Üzeyr (a.s.) tarafından kaleme alınan Tevrat arasında bir fark olmadığını gördüklerinde “Allah sana bunu ancak O’nun oğlu olduğun için verdi.” demişlerdir. İşte bu iddialarından dolayı ayette, “Allah onları

kahretsin” denilmektedir. Bu sözden de kasıt beddua ve lanetlemeden ziyade çok iyi veya çok kötü bir olay karşısında duyulan hayreti ifade etmek olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak Kur’an Yolu Tefsiri, Ezra’nın Üzeyr peygamber olduğuna vurgu yapmışv ve Yahudilerce Tanrı’nın oğlu olarak nitelendiğini söylemiş, ancak bu iddiayı dile getirirken Yahudi kaynaklarında bu tarz bir bilginin olmadığını da belirtmiştir.194

Kur’an Yolu Tefsirine göre Yahudiler, bir ve tek olan bir Tanrı’ya inandıklarını iddia etseler de Kur’an-ı Kerim bu iddiayı kabul etmemektedir. Çünkü Yahudiler Üzeyr’e Allah’ın oğlu demekle kalmamış kendilerine de “Biz Allah’ın sevgili oğulları ve sevgili kullarıyız”195 demişlerdir. Rivayete göre Hz. Peygamber, (s.a.v.) yanına gelip kendisi ile konuşan bir grup Yahudiyi İslam dinine davet etmiş, kabul etmezler ise de Allah’ın azabına uğrayacaklarını söylemiştir. Yahudiler ise “Sen bizi bununla nasıl korkutursun? Oysa biz Allah’ın oğulları ve sevgili kullarıyız” demişlerdir. Ayet bu olay üzerine inmiştir. Kuran Yolu Tefsirine göre burada Hz. Peygamber’in (s.a.v.) daveti barışçıl bir davet olduğundan, korkuttuğu azap ahiret azabı olmalıdır. Bu iddiaların altında yatan asıl sebep ise ayrıcalığa sahip bir millet olduklarını ispatlamaktır. Allah’ın bir baba gibi kendilerine şefkatli ve merhametli davranacağını, kendilerinin de O’nun oğullarıymış gibi Allah’a yakın ve değerli olduklarını anlatmaya çalışmaktadırlar.196

Kur’an Yolu Tefsirine göre Tanrı ile ilgili önemli meselelerden bir tanesi de dünyanın yaratılışı konusunda bahsedilen, Tanrı’nın istirahate çekilme meselesidir. Yahudi inancına göre Tanrı altı günde dünyayı yaratmış ve yedinci gün olan cumartesi ise istirahate çekilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de: “Şüphesiz siz, içinizden Cumartesi yasağını çiğneyenleri bilirsiniz. Biz onlara, “Aşağılık maymunlar olun” demiştik. Biz bunu, hem onu görenlere, hem de sonra geleceklere bir ibret ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara da bir öğüt kıldık.”197 buyurulmaktadır. Ayette geçen cumartesi anlamındaki sebt kelimesi, İbranice’deki şabat sözcüğünün Arapçalaşmış şeklidir. Ara vermek ve dinlenmek anlamlarına gelmektedir. Tanrı, Hz. Musa’ya Sina’da, cumartesi gününü kutsal tatil günü olduğunu bildirmiş, bu günde çalışmalarını kesin olarak yasaklamıştır. On Emir’de de Allah’ın Yahudilerden uymalarını istediği kurallardan bir tanesi budur. O gün İsrailoğullarına yemek pişirmek, besin toplamak, ekip biçmek, ateş yakmak, odun toplamak ve yük taşımak yasaktır. Bu yasakları ihlal eden Yahudilere Allah,

194 Kuran Yolu, II/757-759. 195 Maide 5/18.

196 Kuran Yolu, II/240. 197 Bakara, 2/65-66.

“Aşağılık maymunlar olun!” demiştir. Kur’an-ı Kerim’de bu ifadenin fiziksel bir dönüşmeye mi, yoksa ahlaki bir bozulmaya mı işaret ettiği net değildir. Müfessirlerin çoğunluğuna göre ise cumartesi yasağını çiğneyenlerin bedenleri maymuna dönüşmüştür. Böylece Allah, İsrailoğulları üzerinden, hükümlerine başkaldıranların ne hallere düştüğünü korkunç bir örnek üzerinden anlatmış ve dersler çıkarmalarını istemiştir. 198

Kur’an-ı Kerim’de Yahudiler hakkında verilen bilgilerden birisi de din âlimlerini Rab edinmiş olmalarıdır. Allah Kur’an-ı Kerim’de: “(Yahudiler) Allah’ı bırakıp, hahamlarını; Hıristiyanlar ise rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rab edindiler. Oysa, bunlar da ancak, bir olan Allah’a ibadet etmekle emrolunmuşlardır. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır.” buyurmaktadır.199 Ancak Kuran Yolu Tefsirinde konu ile ilgili ayette rab edinmekten kastın din âlimlerini Tanrı kabul edip onlara tapmak değil Tanrı benzeri bir otorite olarak kabul etmek olduğu bilgisi verilmektedir.200

Yahudilerin Tanrı anlayışı konusunda Kur’an-ı Kerim’de bir diğer ayette: “Allah; “Şüphesiz, Allah fakirdir, biz zenginiz” diyenlerin sözünü elbette duydu. Onların dediklerini ve haksız yere peygamberleri öldürmelerini yazacağız ve ‘Tadın yangın azabını!’ diyeceğiz.”201 buyurulmaktadır. Kur’an Yolu tefsirinde bu ayet, Bakara suresi 245. ayet dikkate alınarak yorumlanmaya çalışılmıştır. Ayette “Kim Allah’a güzel bir borç verirse Allah da bunu kat kat fazlasıyla öder” denilmektedir. Burada ki zarif ifadeyi anlayamayan ya da anlamazlıktan gelen Yahudiler, bu ayetle alay etmiş ve “Allah servetini kaybetti, şimdi de kullarından borç istiyor” demişlerdir. Bunun üzerine Al-i İmran Suresi 181. ayet inmiştir. Başka bir rivayete göre Bakara suresinin 245. ayeti indikten sonra Yahudiler Hz. Peygamber’e gelerek, “Ey, Muhammed! Rabbin fakir mi kullarından borç istiyor?” demişlerdir. Bu olay üzerine bu ayet inmiştir. Bu sözü söyleyenlerin kimler olduğu belirtilmese de peygamberlerin öldürülmesi olayı Yahudiler ile ilgili olduğu için bu sözü söyleyenlerinde Yahudiler olduğu düşünülmektedir. Ayetin sonunda ki “Tadın yangın azabını!” ifadesi bu sözü söyleyenlerin şiddetli bir şekilde cezalandırılacağını ifade etmektedir.202

198 Kur’an Yolu, I/139. 199 Tevbe, 9/31.

200 Kur’an Yolu, II/759-760. 201 Al-i İmran, 3/181. 202 Kuran Yolu, I/726-727.

2.1.3. Kuran Yolu Tefsirine Göre Yahudilikteki Tanrı İnancının