• Sonuç bulunamadı

Kur‟ân‟ın Noktalanması ve Harekelenmesi

Hz. Ebubekir döneminde tedvin edilip kitap haline getirilen ve daha sonra Hz. Osman döneminde çoğaltılıp çeĢitli merkezlere gönderilen Kur‟ân-ı Kerîm, eĢ-biçimli harfleri birbirinden ayıran noktalama (i‟câm) iĢaretlerinden ve kelimelerin i„râb

211 er-Râzî, Ebû Abdillâh Fahreddîn Muhammed b. Ömer Fahreddîn, et-Tefsîrü‟l-Kebîr, Dârü‟l-Fikr,

Beyrut, 1981, XXII, 75.

212

75

durumlarını gösteren harekelerden (Ģekil) beriydi.213

Bu durum sahabenin Kur‟ân okumalarında herhangi bir tehlike oluĢturmamaktaydı. Çünkü doğal dil yetilerini (selîka) koruduklarından lahn tehlikesi dillerine ve Kur‟ân okumalarına sirayet etmemiĢti. Sahabe çoğunlukla müĢâfehe (sözlü) yöntemiyle tashîf, tahrîf ve lahn gibi hatalara düĢmeden Kur‟ân‟ı ezberleyebilme yeteneğine sahipti. Bu nedenle kelimelerin son harekesini gösteren i„râb harekelerine ve eĢ-biçimli harfleri birbirinden ayıran noktalara ihtiyaç duymuyorlardı. Ancak sahabe döneminde endiĢe verici bir boyutta olmamakla birlikte daha sonraki dönemlerde özellikle hatalı Kur‟ân okumalarına sebebiyet veren lahn tehlikesinin gittikçe yaygınlaĢması Kur‟ân‟ı noktalama ve harekeleme ihtiyacını ortaya çıkardı.214

Kur‟ân‟ın harekeleme ve noktalama sürecini ayrıntılı biçimde ele alan kaynaklardan biri olan el-Muhkem fi Nakti‟l-Mesâhif adlı eserinde Dânî (v. 444/1053), süreci baĢlatan etkenlerle ilgili Ģu tespitlerde bulunmuĢtur:

“Selef-i sâlihin, dilde fesahatin egemen olduğu döneme yakın olmalarına ve fasih konuĢanları bizzat görmelerine rağmen dillerinin bozulmaya baĢlaması, lafızların tağyîr edilmesi, insanların tabii özelliklerinde değiĢimin olması ve lahnin artarak avam ve havas tabakasından birçok kiĢinin lisânına sirayet etmesi gibi nedenlerden Kur‟ân‟ı noktalama ve harekeleme faaliyetlerine baĢlamak zorunda kalmıĢlardı. Ayrıca tarihi seyri içerisinde lahn gittikçe yaygınlaĢarak sonraki nesillerin ilimlerinde, fesahatlarında, anlayıĢ ve kavrayıĢlarında tehlike oluĢturmuĢtur. Bu kiĢilerin Kur‟ân‟ı okurken harekeler ve noktalar hakkında Ģüpheye düĢme ve bunun neticesinde yanlıĢ okuma ihtimalleri selef-i sâlihini endiĢelendirmiĢtir. Bütün bunların sonucu olarak kelimelerin i„râb durumlarını ve lâfızların keyfiyetini ortaya çıkaran noktalama ve harekeleme faaliyeti gerçekleĢmiĢtir.”215

213 Ġbn Teymiyye, Ebü‟l-Abbas Takıyyüddîn Ahmed b. Abdülhalîm, Mecmu„âtü‟l-Fetâvâ, haz. Amir

Cezzar-Enver Baz, Dârü‟l-Vefâ, Mansûre, ty., XII, 310; Cüdey„, Abdullâh b. Yusuf, el-Mükeddemât el-Esâsiyye fi Ulûmi‟l-Kur‟ân, Merkezü‟l-Buhûsi‟l-Ġslâmiyye, Leeds, 2001, s. 149; el-Buğa, Mustafa Dib- Metu, Muhyiddîn Dib, el-Vâzıh fi Ulûmi‟l-Kur‟ân, Dârü‟l-Ulûmi‟l-Ġnsâniyye, DımaĢk, 1998, s. 99.

214

et-Tenesî, Ebû Abdillâh Muhammed b. Abdillah, et-Tirâz fi ġerhi Dabti‟l-Herrâz, thk. Ahmed b. Ahmed ġarĢal, Mecmeu Melik Fahd, Medine, 2008, s. 40; Abdülaher, Ebü‟l-Vefâ Ahmed, Min Ulûmi‟l-Kur‟âni‟l-Kerîm, Mektebetü‟l-Asrî Hadîs, Beyrut, ty., I, 115.

215 ed-Dânî, Ebû Amr Osman b. Saîd b. Osman el-Ümevî, el-Muhkem fi Nakdi‟l-Mesâhif, thk. Ġzzet

76

Lahnin ilk tezahürlerinin i„râb harekeleri ile ilgili olması216 ve kaynaklarda lahn ile ilgili örneklerin çoğunluğunun kelimelerin sarf (morfolojik) yapısından ziyade son harekesinin yanlıĢ telaffuzundan kaynaklanan i„râb hatalarıyla ilgili olması,217

bu cihetten oluĢabilecek lahn tehlikesine karĢı Kur‟ân‟ın birtakım iĢaretlerle muhafaza edilmesini gerekli kılmıĢtır.

Kur‟ân‟da lahnin baĢka bir ifade ile kelimelerin son harekelerinin yanlıĢ telaffuzundan kaynaklanan i„râb hatalarının en önemli sonucu, Ģer‟i bir hükmün tağyîri ve inançla ilgili bir esasın inkârıdır. Bu da Allah‟ın (cc) söylemediği bir Ģeyi bir bakıma O‟na isnad etmek olacağından lahn yapan kiĢinin farkında olmadan küfre düĢmesi ihtimalini ortaya çıkarabilmektedir.218

Çünkü Kur‟ân-ı Kerîm mâna, harf ve harekelerlerle bir bütündür. Harekeler bizatihi müstakil olmayıp harflere tabidir. Harekeleri, harflerden bağımsız düĢünmek mümkün değildir. Bu nedenle âlimler, harekelerle harflerin hükmümün bir olduğunu ifade etmiĢlerdir.219

Nitekim bu tespiti doğrulayan ve çoğunluk tarafından Kur‟ân‟a hareke konma sürecinin miladı olarak da kabul edilen Ģöyle bir olay zikredilmektedir:

Muâviye döneminde Basrâ valisi olan Ziyâd b. Sümeyye, gittikçe yaygınlaĢan lahn tehlikesine karĢı Arapçanın ve özellikle de Kur‟ân‟ın doğru okunmasını sağlayacak bir çalıĢma yapmasını Ebü‟l-Esved‟den (v. 68/688) talep etmiĢtir. Ebü‟l-Esved baĢlangıçta bu teklifi kabul etmese de vali bu çalıĢmanın gerekliliğine inandırmak amacıyla bir bedeviyi onun geçtiği yolda oturtmuĢtur. Bedeviye, تَٓ ئِوئِي غْ مُّغٌْة تَٓئِِ حٌي ئِيتَح تَنَّاة نَّْتَ

مُٗمٌُٛ مُ تَ تَٚ (Tevbe, 9/3) “Allah ve Resûlü müĢriklerden beridir.”220 ayetini yanlıĢ okumasını tembihlemiĢtir. Bedevi de mansûb i„râb formundaki مُٗمٌُٛ مُ تَ kelimesini, meksûr okumak suretiyle “Allah (cc), müĢriklerden ve Resûlünden beridir.” biçiminde anlamı tamamen değiĢtirecek bir i„râb hatası yapar. Bunun üzerine Ebü‟l-Esved, valiye giderek teklifini kabul ettiğini bildirir. Kendisine temin edilen kâtiple Ebü‟l-Esved, Kur‟ân‟ın

216el-Luğavî, Merâtibü'n-Nahviyyîn,s. 5.

217 Yâkût, Zâhiretü‟l-Ġ„râb fi Nahvi‟l-Arabî, s. 18.

218 Karadavut, Ahmet, Arap Dilinde Lahnin DoğuĢu, Selçuk Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı:

7, Konya, 1997, s. 337.

219 Ġbn Teymiyye, Mecmu„âtü‟l-Fetâvâ, XII, 310. 220

77

okunmasını kolaylaĢtırmak ve Kur‟ân‟da hatalı okuyuĢların neden olduğu yanlıĢ anlamların önüne geçmek amacıyla kâtibe verdiği Ģu talimatla ilk olarak harekeleme iĢlemine baĢlamıĢtır: “Mushaftaki yazının renginden farklı bir mürekkep al ve fethâ okuduğumda harfin üstüne, ötre okuduğumda harfin önüne, kesrâ okuduğumda ise harfin altına bir nokta ve harekelerde ğunne yaptığım zaman ise iki nokta koy!” Bu Ģekilde harekeleme iĢlemi bittikten sonra raviler, Ebü‟l-Esved‟in kendisine nisbet edilen ve nahvin esaslarını özetleyen birtakım kaideler vazettiğini nakletmiĢlerdir.221

Ebü‟l-Esved‟in harekeye delalet etmek üzere koyduğu bu noktalar yuvarlak olup siyah mürekkeple yazılan mushafa bunlar bir ilave olduğu için kırmızı renkle gösteriliyordu. Ayrıca birçok kaynak tarafından bu faaliyet nahiv ilminin ilk adımı olarak da zikredilmiĢtir. 222

Ancak Ebü‟l-Esved tarafından konulan bu harekeleme iĢleminin Kur‟ân okumalarında lahni tamamen ortadan kaldırdığını söylemek oldukça güçtür. Çünkü eĢ- biçimli harfleri birbirinden ayıran iĢaretler olmadığından bu harfler birbiriyle karıĢtırılmaktaydı. Bu nedenle daha önce de kısmen mevcut noktalarla gösterilmesi karıĢıklığa yol açacağı düĢünülerek sağdan sola doğru alçalan hafif meyilli çizgiler halinde konuldu ve harfin asli bünyesinden sayıldığı için siyah mürekkeple yazıldı. Böylece Ebü‟l-Esved‟le baĢlayıp Nasr b. Âsım ve Yahya b. Ya‟mer gibi Ģahsiyetlerle devam eden Kur‟ân‟la ilgili filolojik çalıĢmalar Halil b. Ahmed‟le daha da olgunlaĢmıĢtır. Çünkü o, Ebü‟l-Esved‟in koyduğu yuvarlak noktalardan ibaret ilk harekeler yerine yatık elîf, vâv ve uzatılmıĢ yâ harflerinin küçük Ģekillerinden bugünkü fethâ, damme ve kesrâyı bulmuĢ; tenvîn, hemze, Ģedde, revm ve iĢmâm gibi imla iĢaretleri için de ilk defa olarak yine küçük ve kısaltılmıĢ harfleri kullanmıĢtır.223

Enbârî (v. 328/940), baĢta Hz. Peygamber olmak üzere sahabe ve tabiinin Kur‟ân‟ı lahnden, tahrîften sakındırmak maksadıyla Kur‟ân i„râbının faziletini beyan eden ve öğrenimini teĢvik eden sözlerinin özellikle Kur‟ân okuyanların bu ilmi

221 el-Enbârî, Nüzhetü'l-Elibbâ fî Tabakâti'l-Üdebâ, s. 18-20; Hamed, Resmü'l-Mushaf, s. 492. 222

Hamed, Resmü'l-Mushaf, s. 505.

223

Suyûtî, el-Ġtkân, II, 1184; Hamed, Ğânim Kaddurî, Muhâderât fi Ulûmi‟l-Kur‟ân, Dârü‟l-Ammâr, Amman, 2003, s. 84; Yılmaz, Abdulkadir, Hat Sanatında Hareke ve Noktalamanın Tarihî Seyri (Kur‟ân-ı Kerîm‟in Harekelenmesi ve Noktalanması), Atatürk Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Dergisi, 2003, sayı: 19, s. 49-86.

78 öğrenmelerini gerekli kıldığını belirtmektedir.224

Ġbn Cezerî (v. 833/1429), ümmetin Kur‟ân‟ın manasını anlamak ve emirlerini yerine getirmekle mükellef olduğu gibi lafızları tashih etmek ve Arapların en fasihi olan Hz. Peygamber‟e nisbet edildiği vecihle harfleri sıfatlarına uygun bir Ģekilde alıp bunları uygulamakla da mükellef olduğunu belirtir. Birçok gayeye matuf olarak yapılan noktalama ve harekeleme iĢlemi ayrıca bu amaçları da gerçekleĢtirmeye yönelik önemli bir adım olmuĢtur.225

Noktalama ve harekeleme iĢlemi Kur‟ân tarihi açısından çok önemli bir faaliyettir. Çünkü manalara delalet etmeleri nedeniyle hatalı kullanımlarda ciddi anlam bozulmalarına sebebiyet veren i„râb göstergelerinin birtakım iĢaretlerle kayıt altına alınması, Kur‟ân‟ı lahn tehlikesine karĢı korumaya yönelik önemli bir adım olmuĢtur. Daha önce birer sözel değer olarak telaffuz biçimlerinde tezahür eden i„râb harekeleri, Ebü‟l-Esved tarafından hareke, nokta, Ģedde, medde, sükûn vb. birtakım iĢaretlerle yazılı hale getirilmiĢtir. Ebü‟l-Esved‟in özel bir mushafa kaydettiği bu iĢaretler aynı zamanda i„râbü‟l-Kur‟ân‟la ilgili bir faaliyettir.226 Nitekim Ebü‟l-Esved‟in harekeleme iĢlemi için “Kur‟ân‟ı i„râb etmek” ifadesini kullanması bunu teyid etmektedir.227

Kur‟ân‟a birtakım i„râb göstergelerinin (hareke) konulduktan sonra bu harekelerin nedenlerini ve gerekçelerini (illet) açıklamak için filolojik çalıĢmalar baĢlatılmıĢtır. Bu amaçla Arap dilinin kaidelerini ve cümlenin yapısal unsurlarını ortaya çıkarmaya ve bunların kelimelerin son harekeleri üzerindeki etkisini izah etmeye yönelik çabalar, Arap dili gramerinin geleceği için adeta bir dönüm noktası olmuĢtur.228