• Sonuç bulunamadı

2.5. Kur’an Öğretimine "Adab" Eksenli Yaklaşımı (Et-Tibyân Fî Âdâbi Hameleti’l-

2.5.2. Kur’an Öğrencisinin Adabı

Öğretici adabı hakkında zikretmiş olduğumuz tüm hususlar aynı zamanda öğrenci içinde geçerli ve gerekli olan edeplerdendir. Talibin edeplerinden biri de kendisini ilim tahsilinden alıkoyacak sebeplerden uzak durmasıdır. -Zorunlu koşullar bundan müstesnadır.- Kalbini kirlerden arındırmalıdır ki kalbi Kur’anı kabul edebilsin,

705

Nevevi, et-Tibyan, s. 51. 706 Nevevi, et-Tibyan, s. 52.

707 İmam Buhari, yıllar süren ilmi tahsilinden sonra memleketi Buharaya döner, halka açık dersler verir, ders halkaları oluşur. O zamanki sultan Ondan ders almak için onu saraya çağırır, fakat o, icabet etmez ve sultana şöyle der: “ Ben, ilmi halkın kapısına götürüp zelil etmem. Eğer senin bu ilimden bir şeye ihtiyacın varsa mescidimde yahut evimde hazır bulun!” bu olayla araları açılır ve vali Nisabur’da ileri sürülen ve imamın oradan sürülmesine sebep olan, halku’l-kur’anla ilgili ithamları yeniden ileri sürer ve imamın şehrinden çıkarılmasını emreder. İmam Buhari, bir ay kadar sonra, sürgünde, Semerkand’ın Hartenk adlı bir kasabasında 256 senesinin Ramazan bayramı gecesinde vefat eder. Bkz, Koçyiğit, Talat, Hadis Tarihi, T.D.V.Y, Ankara, 2007. S, 253. İmam Nevevi’nin de Şamdan çıkmasının altında idari baskı olduğuna dair bilgiler vardır.

onu hıfz eyleyip ondan istifade edebilsin. Efendimiz (s.a.s) der ki: “İnsan bedeninde öyle bir organ vardır ki o olgunlaştığında tüm beden olgunlaşır, o bozulduğunda da tüm beden bozulur. İşte o organ, kalptir.”709

Toprağın ziraata hazırlandığı gibi kalpte ilme hazırlan(malı)dır! diyen ne güzel demiştir.710

Kur’an öğrencisi, öğreticisine karşı mütevazi ve edepli olmalıdır. Hocası ondan daha küçük yaşta, daha az ünlü, daha az soylu, ve daha az olgun olsa da ilim için hocasına karşı mütevaziliği bırakmamalıdır. Demişlerdir ki: İlim, kibirli gence -selin yüksek yerlere erişemediği gibi- erişemez. Muallimine itaat etmeli, işlerinde ona danışmalı, onun sözünü tutmalıdır. Bu husus, aklı başında hastanın doktorun sözünü dinlemesinden de önceliklidir. Kur’an öğrencisi, Kur’an’ı ancak ehliyeti tam, dindarlığı ortada olan, marifet ehli ve takvayla tanınmış kişilerden öğrenmelidir. Selef demiştir ki: “Bu ilim, dindir. Dininizi kimden aldığınıza iyi bakınız!”711

Üstadına ihtiram gözüyle bakmalı, onun ehliyetinin var olduğuna ve kendi akranlarına tercih olunmalığına inanmalıdır. Böyle bir kanaat beslediğinde hocasından daha çok faydalanır. İleri gelenlerden bazıları muallime gittiğinde sadaka verir, “Allahım! hocamın kusurlarını benden gizle, onun ilminin bereketini benden giderme!” diye dua ederlerdi. İmam Şafi’nin öğrencisi Rebi der ki: “Şafii bana bakarken ona olan saygımdan ötürü su içmeye cesaret edemezdim.” Emirü’l Mü’minin Ali b. Ebi Talip’ten şu söz rivayet olunmuştur: “Bir alimin senin üzerinde ki haklarından bazıları şunlardır: İnsanlara genel selam verirken onu özellikle selamlaman, yanında el kol hareketi yapmaman, kaş göz hareketinden sakınman, onun sözüne muhalif bir sözü -falan şöyle dedi.- diye iletmekten sakınman, özellikle onun yanında gıybetten, gizli konuşmadan kaçınman, onun elbisesinden tutmaman, o yorulduğunda ders için ısrar etmemen, konuyu uzattığında bıkkınlık ifadesi olarak yüz çevirmemendir.” Öğrenci, işte bu hasletlerle bezenmeye çalışmalıdır. Ayrıca, hocasının gıybetini güç yetirebiliyorsa engellemeli, güç yetiremeyip de engellemekte mazur kalırsa o meclisi terk etmelidir.712

Talip, öğreticisinin yanına olumlu hasletlerle donanmış halde öğretici adabında zikrettiğimiz gibi temiz ve temizlenmiş olarak, misvak kullanmış ve kendisini dersten alıkoyacak işlerden zihin ve kalbini arındırmış olarak girmelidir. Öğreticisi izin almayı gerektiren bir yerde ise o yere izinsiz girmekten sakınmalı, oraya girdiğinde orada hazır

709 Buhari, 52. Müslim, 1599. 710 Nevevi, et-Tibyan, s.53. 711 Nevevi, et-Tibyan, s. 54. 712 Nevevi, et-Tibyan, s. 55.

130

olanlara selam vermeli, hocasını özellikle selamlamalı, ayrıldığında da böyle yapmalıdır. Hadis, “Selamın ilki, ikincisinden daha evla değildir.” der. İnsanların omuzlarını ayıra ayıra içeri girmemeli bilakis oturma halkasının son bulduğu yere oturuvermelidir. Ancak ileri geçmesine hocasının müsaade etmesi ya da oturanların onu tercih edeceğinin bilinmesi durumu farklıdır.713

Kimseyi yerinden kaldırmamalı, bir başkası onu kendine tercih edeceği vakit İbn Ömer’e uyarak bunu kabul etmemelidir. Fakat onun ileri geçmesi hazır olanların maslahatınaysa yahut hocası böyle emrediyorsa durum değişir. Ders halkasının tam ortasına zaruret olmaksızın oturmamalı, iki arkadaşın arasına ancak onların izniyle oturmalı, onlar yer verince de toparlıca oturmalıdır. Müteallimin, arkadaşlarına ve hocasının meclisinde bulunan başkalarına da saygılı olması gerekir. Çünkü bu, sevginin ve üstadının meclisinin (vakarını) korumanın bir gereğidir. Hocasının önünde, öğreticilerin değil öğrencilerin oturuşuyla oturmalıdır. Gereksiz yere sesini çok yükseltmemeli, çok konuşmamalı, çok gülmemeli, (abartılı) jestlerden sakınmalı, hocasına yönelip onun sözüne kulak vermelidir.714

Önem verilmesi gereken hususlardan birisi de, hocasının kalbi meşgulken yahut bıkkınlığı ve derse soğukluğu varken ya da çok kederli ve neşeli anlarında veyahut acıktığı ve susadığı ve benzeri durumlarda ders istemede ısrarcı olmamasıdır. Ondan ders alınmasının onu zorladığı, kalbinin huzurunu ve çalışma enerjisini giderdiği durumlarda hocasından ders istememeli, onun ders vermeye arzulu zamanlarını ise fırsat bilip değerlendirmelidir. Öğrencinin edeplerinden biri de hocasının ara sıra vuku bulan cefasına ve geçimsizliğine katlanması, hocasının bu tavırlarının ona gitmekten öğrenciyi alıkoymaması, onun olgunluğuna olan itikadını da sarsmamasıdır. Hocasının zahiren pek de uygun olmayan söz ve fiillerini ise (öncelikle) hayra yormalıdır. Bu gibi ali cenaplıklardan ancak tevfikten yeterince nasip almamışlar aciz kalır.715

Olur da hocası talebeye cefa ederse öncelikle onun, hocasından özür dilemesi, hatanın öncelikle kendisinde olduğunu belirtmesi hem dünyada hem de ahirette öğrenciye daha faydalı olup hocasının kalbini kendinden hoşnut kılması açısından da yararlıdır. Öğrenmenin zorluğuna bir müddet sabretmeyen bir ömür cehalet körlüğüne mahkum olur. Kim de sabrederse dünya ve ahirette izzet ve ikrama erer. İbn Abbas:

713 Nevevi, et-Tibyan, s. 56. 714 Nevevi, et-Tibyan, s. 56. 715 Nevevi, et-Tibyan, s. 57.

“Talebelikle boyun büktüm. Hocalıkla da aziz oldum.”demiştir. İlim öğrencisinin önemli niteliklerinden biri de öğrenmeye pek istekli olmasıdır. İmkân bulduğu her zaman dilimini ilim öğrenmeye harcamalıdır. İlmin çoğunu elde edebilecekken azıyla yetinmemelidir. Güç yetiremeyeceği şeyleri de zoraki yüklenmemelidir ki bıkkınlıktan ve tahsil ettiklerini kaybetmekten sakınabilsin. Bu husus ise insanların durumlarına ve koşullarına göre değişkenlik gösterir.716

Hocasının meclisine gelip de bulamazsa onu beklemeli, kapısından ayrılmamalı, ödevini aksatmamalıdır. Fakat hocasının bu durumdan hoşlanmamasından çekinmesi - Hocanın söz konusu vakitte sadece ona ders vermesi, başkasını okutmaması- farklıdır. Hocasını uyur halde yahut önemli bir işi ile meşgul halde bulursa içeri geçmeye izin istememeli, bilakis uyanmasına yahut işini bitirmesine dek beklemeli ya da geri dönmelidir. Fakat sabredip beklemesi daha evladır.717

İlim tahsilinde boş zamanları, özellikle de bedensel dinamizm ve zihinsel uyanıklığın zirvede olduğu, tembelliğe sevk edecek etkenlerin ya da konum yoğunluğunun olmadığı zaman dilimlerini çok çalışmakla değerlendirmelidir. Ömer Bin Hattab (r.a)’a demiştir ki: “Liderlikten evvel fakih olmaya çabalayınız.” Bunun manası, kendinizi henüz siz başkalarına tabiyken, lider değilken geliştiriniz. Çünkü sizler kendilerine uyulan liderler konumuna gelirseniz konumunuz ve meşguliyetleriniz gereği öğrenmekten alıkonursunuz. İşte bu İmam Şafi’nin (r.a) sözünün de anlamıdır. “Lider olmadan evvel fıkıh öğren; eğer lider olursan fıkıh öğrenmeye vakit bulamazsın.”718

Kur’an öğrencisinin hocasındaki ders ve kıraatini gündüzün başlangıcında yapması iyidir. Zira Peygamber (a.s) şöyle demiştir: “Ey Allah’ım! Ümmetimin sabahını onlara bereketli eyle!” Bunlardan başka öğrenci ezberlerini muhafaza etmeli, ders sırasını da başkasına vermemelidir. Çünkü nefsin hazlarında başkasını kendine tercih iyi olduğu halde, kişiyi Allah’a yaklaştıran şeylerde başkalarını tercih etmek mekruhtur. Eğer hocası kimi vakitlerde şer’i bir gaye gözeterek başkasını ona tercihte maslahat görüpte o yönde işaret ederse hocasının sözünü dinler.719

Öğrencinin kendini beğenmesini izale edecek şeyse; öğrencinin, kendinde meydana gelen güzelliklerin kendi kuvvetiyle değil de Yüce Allah’ın fazlu keremiyle hasıl olduğunu kendi kendine hatırlatmasıdır. İnsan, kendi icadı olmayan bilakis Yüce

716 Nevevi, et-Tibyan, s. 58. 717 Nevevi, et-Tibyan, s. 58. 718 Nevevi, et-Tibyan, s. 59. 719 Nevevi, et-Tibyan, s. 59.

132

Allah’ın ona verdiği bir şeyle kendini beğenmemelidir. Hasedin izalesiyse şu bakış açısıyla mümkündür; Haset duygusunu taşıyanın kıskandığı özellik ve faziletin kendisine haset ettiği söz konusu şahısta olmasının hikmeti ilahinin gereği olduğunu bilerek buna itirazdan kaçınması ve Yüce Allah’ın irade eylemiş olduğu hikmetin o kişi de varlığını çirkin görmemesidir.”720