2.4. Taabbudi Ve Ahlaki İçerikli Yaklaşımı
2.4.2. İslami ve Ahlaki Eğitim Yaklaşımı (Riyazu’s-Salihin Salihlere Has
2.4.2.1. Kitâbü Mekâsidi’l-Ârifîn (1-679)
İhlas, gizli ve açık tüm iş ve sözlerde iyi niyet: “Halbuki onlara ancak, dini
yalnız O’na has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.255
“Onların (kestiğiniz
kurbanların) ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları
255 Beyine, 98/5.
müjdele!”256“De ki: İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir.
Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kadirdir.”257
Tövbe: “Ey müminler! Hep birden Allah’a tevbe ediniz ki kurtuluşa
eresiniz.258Ve Rabbinizden mağfiret dileyiniz, sonra da ona tevbe ediniz.259Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah’a dönün.”260
Sabır: “Ey iman edenler! Sabredin; (düşman karşısında) sebat gösterin (cihad
için) hazırlıklı ve uyanık bulunun ve Allahtan korkun ki başarıya erişebilesiniz.261
Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele !262(Resûlüm!) Söyle: Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Allah’ın (yarattığı) yeryüzü geniştir. Yalnız sabredenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir.263Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu
hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.264Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah’tan
yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.265
Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.”266
Sıdk: Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber
olun.267Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve
256 Hac, 22/37. 257Âl-i İmrân sûresi (3), 29. 258 Nur, 24/31. 259 Hud ,11/3. 260 Tahrim, 66/8. 261 Al-i İmran, 3/200. 262 Bakara, 2/155. 263Zümer ,39/10. 264 Şura, 42/43. 265 Bakara, 2/153. 266 Muhammed, 47/31. 267 Tevbe, 9/129.
80
büyük bir mükâfat hazırlamıştır.268(Onların vazifesi) itaat ve güzel sözdür. İş ciddiye
bindiği zaman Allah’a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.269
Mürakebe: O ki, (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor. Secde edenler
arasında dolaşmanı da (görüyor).270Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah
yaptıklarınızı görür.271Şüphesiz ki ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah’a gizli
kalmaz.272Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir.273Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.274
Takva: Ey iman edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak
müslümanlar olarak can verin.275O halde gücünüz yettiğince Allah’a isyandan kaçının.
Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.276Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış
yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir.277Ey iman edenler! Allah’tan
korkun ve doğru söz söyleyin.278Ey iman edenler! Eğer Allah’tan korkarsanız O, size iyi
ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.279
Yakin ve Tevekkül: Müminler ise, düşman birliklerini gördüklerinde: İşte Allah
ve Resûlü’nün bize vâdettiği! Allah ve Resûlü doğru söylemiştir, dediler. Bu (orduların gelişi), onların ancak imanlarını ve Allah’a bağlılıklarını arttırdı.280Bir kısım insanlar,
müminlere: "Düşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman sakının onlardan!" dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve "Allah bize yeter. O ne güzel vekîldir!" dediler.281Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip
dayan.282Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven.283Müminler ancak
268 Ahzab, 33/35. 269 Muhammed, 47/21. 270 Şuara, 37/218-219. 271 Hadid, 57/4. 272 Al-i İmran, 3/5. 273 Fecr, 89/14. 274 Mümin, 40/19. 275 Al-i İmran, 3/102. 276 Teğabun, 64/16. 277 Talak, 65/2-3. 278 Ahzab, 33/70. 279 Enfal, 8/29. 280 Ahzab, 33/22. 281 Al-i İmran, 3/173. 282 Furkan, 25/58. 283 Ali imran3/159.
Allah’a dayansınlar.284Kim Allah’a güvenirse O, ona yeter.285Müminler ancak, Allah
anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.286
İstikamet: O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi
dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.287Şüphesiz, Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin
üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin! derler. Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız.Orada sizin için canlarınızın çektiği her şey var ve istediğiniz her şey orada sizin için hazırdır.Gafûr ve rahîm olan Allah’ın ikramı olarak.288"Rabbimiz Allah’tır" deyip sonra da dosdoğru
yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar cennet ehlidirler. Yapmakta olduklarına karşılık orada ebedî kalacaklardır.289
Yüce Allahın yaratmış olduklarının büyüğü üzerine, dünyanın faniliği, ahiretin ahvali ve bu ikisinin diğer işleri üzerine ve de nefsin taksiratı, tehzib edilmesi ve istikamete yöneltilmesi üzerine düşünmek bölümü: (Resûlüm! Onlara)
de ki: Size bir tek öğüt vereceğim: Allah için ikişer ikişer ve teker teker ayağa kalkın, sonra da düşünün! Arkadaşınızda (peygamberde) hiçbir delilik yoktur! O ancak şiddetli bir azap gelip çatmadan evvel sizi uyaran bir peygamberdir.290Göklerin ve yerin
yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde aklıselim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır. Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru !291
(İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, bakmazlar mı? Göğe bakmıyorlar mı nasıl yükseltilmiş? Dağların nasıl dikildiğine, bakmazlar mı? Yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı? O halde (Resulüm),öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin.292Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin
284 İbrahim, 14/11. 285 Talak, 65/3. 286 Enfal, 8/2. 287 Hud, 11/112. 288 Fussilet, 41/30-32. 289 Ahkaf, 46/13-14. 290 Sebe, 34-46. 291 Al-i İmran, 3/190-191. 292 Gaşiye, 88/17-21.
82
sonlarının nasıl olduğunu görmezler mi? Allah onları yere batırmıştır. Kâfirlere de onların benzeri vardır.293
Hayırlara hemen davranmak ve hayırlı bir işe yönelenin o işe tereddüde kapılmaksızın hemen ve ciddiyetle yönelmesine teşvik: Herkesin yöneldiği bir kıblesi
vardır. (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.294
Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!295
Mücahede/Gayret Sarfetme: Ama bizim uğrumuzda cihad edenleri elbette
kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir.296
Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!297
Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O’na yönel.298
Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.299 Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah’tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.300
Yaptığınız her hayrı muhakkak Allah bilir.301
Ömrün sonlarına doğru hayırlı işleri yapmada artışın teşviki: Onlar orada:
Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? (Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur.302
Hayır yollarının çokluğunu açıklama: Şüphesiz Allah yapacağınız her hayrı
bilir.303 Ne hayır işlerseniz Allah onu bilir.304 Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.305
Kim iyi iş yaparsa faydası kendinedir306
İtaatta ölçülü olmak: Tâ. Hâ. Biz, Kur’an’ı sana, güçlük çekesin diye
indirmedik.307 Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez.308
293 Muhammed, 47/10. 294 Bakara, 2/148. 295 Al-i İmran, 3/133. 296 Ankebut, 29/69. 297 Hicr, 15/99. 298 Müzemmil, 73/8. 299 Zilzal, 99/7. 300 Müzemmil, 73/20. 301 Bakara, 2/273. 302 Fatır, 35/37. 303 Bakara, 2/215. 304 Bakara, 2/197. 305 Zilzal, 99/7. 306 Casiye, 45/15.
Hayırlı işlerin devamlılığını korumak: İman edenlerin Allah’ı anma ve
O’ndan inen Kur’an sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Onlardan bir çoğu yoldan çıkmış kimselerdir.309
Meryem oğlu İsa’yı da arkalarından gönderdik, ona İncil’i verdik; ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet vermiştik. Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar.310ve ipliğini sağlamca büktükten sonra, çözüp bozan (kadın) gibi olmayın.311
Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!312
Peygamberin sünnet ve edeplerini koruma emri: Peygamber size ne verdiyse
onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının.313
O,arzusuna göre de konuşmaz.O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.314(Resûlüm! ) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.315
Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.316
Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.317
Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah’a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah’a ve Resûl’e götürün318
Kim Resûl’e itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur.319
Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin.320
Bu sebeple, onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.321
Evlerinizde okunan Allah’ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın.322
307 Taha, 20/1-2. 308 Bakara, 2/185. 309 Hadid, 57/16. 310 Hadid, 57/27. 311 Nahl, 16/92. 312 Hicr, 15/99. 313 Haşr, 59/17. 314 Necm, 53/3-4. 315 Al-i İmran, 3/31. 316 Ahzab, 33/21. 317 Nisa, 4/65. 318 Nisa, 4/59. 319 Nisa, 4/80. 320 Şura, 42/52. 321 Nur, 24/63. 322 Ahzab,33/34.
84
Allahın hükmüne boyun eğmenin gerekliliği ve de bu hususa çağrılan yahut marufla emrolunan ya da münkerden nehyolunan kişinin söylemesi gerekenin ne olduğu bölümü: Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda
seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.323 Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Resulüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak "İşittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.324
Bid’atlerden ve dinde türeyen yeni şeylerden sakınmak hakkında: Artık
haktan (ayrıldıktan) sonra sapıklıktan başka ne kalır? O halde nasıl (sapıklığa) döndürülüyorsunuz?325
Biz o kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.326 Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah’a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah’a ve Resul’e götürün (onların talimatına göre halledin);327
Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır.328(Resulüm! ) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi
sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.329
İyi veya kötü çığır açanlar hakkında: (Ve o kullar): Rabbimiz! Bize
gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! derler.330 Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık331
Hayırlı işleri gösterme ve de hidayet yahut delalete çağırma: Rabbine davet
et.332 (Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır333İyilik ve (Allah’ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın334Sizden, hayra çağıran, iyiliği
emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun.335
Birr ve takva da yardımlaşma: İyilik ve (Allah’ın yasaklarından) sakınma
üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın.336
Asra yemin
323 Nisa, 4/65. 324 Nur, 24/51. 325 Yunus, 10/32. 326 Enam, 6/38. 327 Nisa, 4/59. 328 Enam, 6/153. 329 Al-i İmran, 3/31. 330 Furkan, 25/74. 331 Enbiya, 21/73. 332 Kasas, 28/87. 333 Nahl, 16/125. 334 Maide, 5/2. 335 Al-i İmran, 3/104. 336 Maide, 5/2.
ederim ki İnsan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.337
Nasihat (samimiyet): Müminler ancak kardeştirler.338size öğüt veriyorum339 ve ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm.340
Emir bil Maruf ve Nehiy an il-Münker:Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip
kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.341
Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız342
(Resûlüm!) Sen afyolunu tut,iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.343
Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar344İsrailoğullarından kâfir olanlar,
Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlenmişlerdir. Bunun sebebi, söz dinlememeleri ve sınırı aşmalarıdır. Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür!345Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman
etsin, dileyen inkâr etsin.346
Sana emrolunanı açıkça söyle347 Onlar kendilerine yapılan uyarıları unutunca, biz de kötülükten men edenleri kurtardık, zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerden ötürü şiddetli bir azap ile yakaladık.348
Marufu emredip, Münker den nehyettiği halde sözü eylemine uymayanların cezasının ağır olacağı hakkında: (Ey bilginler!) Sizler Kitab’ı (Tevrat’ı) okuduğunuz
(gerçekleri bildiğiniz) halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?349
Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.350
Size yasak ettiğim şeylerin aksini yaparak size aykırı davranmak istemiyorum.351
337 Maide, 113/3. 338 Hucurat, 49/10. 339 Araf, 7/62. 340 Araf, 7/68. 341 Al-i İmran, 3/104. 342 Al-i İmran, 3/110. 343 Araf, 7/199. 344 Tevbe, 9/71. 345 Maide, 5/78-79. 346 Kehf, 18/29. 347 Hicr, 15/94. 348 Araf, 7/165. 349 Bakara, 2/44. 350 Saff, 61/2-3. 351 Hud, 11/88.
86
Emaneti yerine getirmenin emredilmesi: Allah size, mutlaka emanetleri ehli
olanlara vermenizi emreder.352 Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.353
Zulmün haram kılınışı ve mezalimin giderilmesinin emrolunması:
Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir şefaatçısı vardır.354( O gün) Zalimlerin hiç yardımcısı yoktur.355
Müslümanların dokunulmazlıklarına saygı gösterme ve haklarının açıklanmasıyla onlara karşı şefkatli ve de merhametli olma gerekliliği hakkında:
Her kim, Allah’ın emir ve yasaklarına saygı gösterirse, bu, Rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır.356
Her kim Allah’ın hükümlerine saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır.357müminlere alçak gönüllü ol.358
Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.359
Müslümanların ayıplarını örtme ve bir zaruret olmaksızın kusurlarını ifşa etmenin yasaklanması hakkında: İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını
arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.360
Müslümanların ihtiyaçlarını gidermek: Ey iman edenler! hayır işleyin ki
kurtuluşa eresiniz.361
Aracılık Yapmak: Kim iyi bir işe aracılık ederse onun da o işten bir nasibi
olur.362
İnsanları barıştırmak: Onların fısıldanmalarının birçoğunda hayır yoktur.
Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen (in
352 Nisa, 4/58. 353 Ahzab, 33/72. 354 Mümin, 40/18. 355 Hac, 22/71. 356 Hacc, 22/30. 357 Hacc, 22/32. 358 Hicr, 15/88. 359 Maide, 5/32. 360 Nur, 24/19. 361 Hacc, 22/77. 362 Nisa, 4/85.
fısıldanması) müstesna.363
Sulh (daima) hayırlıdır. ,364 O halde siz (gerçek) müminler iseniz Allah’tan korkun, aranızı düzeltin365Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse
kardeşlerinizin arasını düzeltin.366
Müslümanların zayıflarının ve gariban fukaranın değerine dair: Sabah
akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme.367
Yetimlere, kız çocuğuna ve diğer zayıf, miskin ve ezik kişilere cana yakınlık gösterip onlara iyilik yaparak şefkat gösterme ve de onlara karşı mütevazi davranarak kol kanat germe hakkında: Müminlere alçak gönüllü ol.368
Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme.369
Öyleyse yetimi sakın ezme. El açıp isteyeni de sakın azarlama.370
Dini yalanlayanı gördün mü? İşte o, yetimi itip kakar; Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;371
Kadınlara iyi davranmak: Onlarla (Kadınlarla) iyi geçinin.372
Üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; bâri birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir, günahtan sakınırsanız Allah şüphesiz çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.373
Kocanın karısı üzerindeki hakları: Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine
üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah’ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar.374
Ailenin geçimini sağlama: Emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için,
anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların örfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafına aittir.375
İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allah’ın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin. Allah hiç
363 Nisa, 4/114. 364 Nisa, 4/128. 365 Enfal, 8/1. 366 Hucurat, 49/10. 367 Kehf, 18/28. 368 Hicr, 15/88. 369 Kehf, 18/28. 370 Duha, 93/9-10. 371 Maun, 107/1-3. 372 Nisa, 4/19. 373 Nisa, 4/129. 374 Nisa, 4/34. 375 Bakara, 2/233.
88
kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz.376
Siz hayıra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir.377
Kişinin sevdiği şeylerden ve değerli olanlardan infak etmesi: Sevdiğiniz
şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça "iyi" ye eremezsiniz.378
Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın.379
Kişinin hanımına, temyiz çağına erişmiş çocuklarına ve gözetiminde bulunan diğer kişilere Yüce Allaha itaati emretmesinin ve O’na muhalefeti nehyedip onları bu yolda eğitmesinin ve de onların dinen yasaklanmış bir şeyi işlemelerine engel olmasının farziyeti hakkında: Ailene namazı emret; kendin de ona
sabırla devam et.380
Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.381
Komşu hakkı ve komşuya iyi davranmak: Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir
şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlar (köle, cariye, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davranın382
Ana babaya iyi davranmak ve sıla’ı rahmi gözetmek: Allah’a ibadet edin ve
O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlar (köle, cariye, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davranın383
Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının.384
Ana babaya isyan etmenin ve akrabalarla ilişkiyi kesmenin haramlığı hakkında: Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını
kesmeye dönmüş olmaz mısınız? İşte bunlar, Allah’ın kendilerini lânetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.385
Allah’a verdikleri sözü kuvvetle
376 Talak, 65/7. 377 Sebe, 34/39. 378 Al-i İmran, 3/92. 379 Bakara, 2/267. 380 Taha, 20/132. 381 Tahrim, 66/6. 382 Nisa, 4/36. 383 Nisa, 4/36. 384 Nisa, 4/1. 385 Muhammed, 47/22-23.
pekiştirdikten sonra bozanlar, Allah’ın riayet edilmesini emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) terk edenler ve yeryüzünde fesat çıkaranlar; işte lânet onlar içindir. Ve kötü yurt (cehennem) onlarındır.386
Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine "of!" bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.
387Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: "Rabbim!
Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!" diyerek dua et.
Ehli beyte ikram ve onlurın faziletine dair: Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden,
sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.388
Her kim Allah’ın hükümlerine saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır.389
Ulemaya, yaşlılara ve fazilet ehline saygı gösterip onları başkalarına önceleme, başköşelere oturtma ve derecelerinin büyüklüğünü açığa vurma:
(Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür.390
Hayırlı kişileri ziyaret, onlarla oturmak, sohbet etmek, onları sevmek, onların ziyaretini de arzulamak, onlardan dua talebinde bulunmak ve değerli yerleri görmek: Bir vakit Musa genç adamına demişti ki: "Durup dinlenmeyeceğim; tâ
iki denizin birleştiği yere kadar varacağım yahut senelerce yürüyeceğim." Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. Musa ona: Sana öğretilenden, bana, doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi öğretmen için sana tâbi olayım mı? dedi.391
Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat