• Sonuç bulunamadı

Konu ile İlgili Yabancı Hukukta Yer Alan Düzenlemeler

3.2 SİGORTACININ HALEFİYETE DAYALI RÜCU HAKKINA

3.2.1 Konu ile İlgili Yabancı Hukukta Yer Alan Düzenlemeler

E-Alm.SSK’nın 67. Maddesinde, kural olarak sigortalı ile aynı çatı altında yaşayan aile üyeleri arasında sıkı bir ekonomik birlikteliğin olduğu ve sigortacının bu kişilere rücu etmesi durumunda zarar gören sigortalının da bu durumun ekonomik sonuçlarına katlanmak zorunda olacağı gerekçesiyle, bu kişilere karşı rücu edilemeyeceği düzenlenmiştir. Kanun koyucu söz konusu düzenlemede sigortalının sigorta sözleşmesi kurmasaydı büyük ihtimalle zarara neden olan bu kişilere karşı herhangi bir talep yöneltmeyeceği varsayımına dayanmıştır379. Bu

varsayım üzerinden sigortalının talep yöneltmeyeceği kişilere karşı sigortacının da rücu edememesi gerektiği görüşünü benimsemiştir.

Bununla birlikte aynı kanun maddesinde, söz konusu rücu yasağının kötüye kullanılmasının önüne geçmek adına, bahsi geçen kişilerin zarara kasten neden olması hâlinde sigortacının rücu edemeyeceği yönündeki istisnanın geçerli olmayacağı öngörülmüştür. Dolayısıyla sigorta teminatı altına alınan zararın, sigortalı ile aynı çatı altında yaşayan aile üyelerinin kasıtlı hareketi sonucunda meydana gelmesi durumunda sigortacı bu kişilere rücu edebilecektir.

Alm.SSK’nın 86. maddesinde de benzer bir düzenlemeye yer verilmiştir. İlgili hükümde sigortacının belirli kişilere karşı rücu edemeyeceği kurala bağlanmış ve yine bu kişilerin kasıtlı olarak zarara neden olması durumunda rücu yasağının uygulanmayacağı belirtilmiştir. Ancak E-Alm.SSK’dan farklı olarak, sigortalının aile üyesi olmasa dahi onunla aynı evde iktisadi birlik içerisinde yaşayan kişilere

106

karşı sigortacının rücu edemeyeceği öngörülmüştür380. Bu itibarla sigortacının

rücu edemeyeceği kişiler bakımından sigortalının bu kişiler ile aile bağı olması gerektiği şartı ortadan kaldırılmıştır ve sigortacının rücu yasağının aynı ev içerisinde ekonomik birlik içinde yaşayan tüm kişiler bakımından mevcut olduğu kurala bağlanmıştır381. Dolayısıyla getirilen yeni düzenlemeyle birlikte, örneğin sigortalının evli olmadığı ancak birlikte yaşadığı hayat arkadaşına karşı sigortacının rücu hakkını kullanamayacağı kabul edilmiştir.

Sigortacının rücu hakkına yönelik getirilen bu sınırlama Alman doktrininde, bu kişilerin menfaatinin de sigorta sözleşmesi uyarınca teminat altına alındığı gerekçesine dayandırılmaktadır. Buna dayalı olarak sigortacının kanuni halefiyeti bakımından sigortalıyla birlikte yaşayan kişilerin sigortalı olarak kabul edilmesi gerektiği görüşü benimsenmiş ve bu kişilerin sigortacının rücu hakkı bakımından üçüncü kişi sayılamayacağı belirtilmiştir382.

Ancak burada sigortalı ile aynı evde yaşayan kişiler arasındaki iktisadi birliğin uzun süreli olması şartı mevcuttur383. Dolayısıyla sigorta ettiren veya sigortalı ile

aynı evde yaşayan ve fakat herkesin kendi masraflarını karşıladığı kişiler bakımından sigortacının kanuni halefiyete dayalı olarak bu kişilere rücu etmesinde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Benzer şekilde, sigortalının aile üyelerinin sigortalı ile aynı evde ekonomik birlik içinde yaşamıyor olması durumunda sigortacının zarardan sorumlu olmaları ihtimalinde bu kişilere rücu etmesi de mümkündür.

380 Alman doktrininde E-Alm.SSK’da yer alan prensip “aile imtiyazı” (Familienprivileg) olarak isimlendirilmiştir. Alm.SSK ile birlikte aile bağı olması şartı ortadan kaldırılmış ve ekonomik bağ içerisinde aynı evde yaşayan kişilere karşı sigortacının rücu edemeyeceği öngörülmüştür. Bu prensip Alm.SSK ile birlikte “ev birliği imtiyazı” (Haushaltgemeinschaftsprivileg) ya da “ev birliği üyesi” (haushaltsangehörige Person) olarak isimlendirilmiştir; bkz. Sopacı-Öztuna, s. 137, 138.

381 Bkz. Möller/Segger in Langheid/Wandt, § 86, Rn 175; Bkz. IBA Insurance Committee, Germany, s. 50, p. 5. BGH bir kararında bu hükmün amacının aynı evde ekonomik birlik içerisinde yaşayan insanlar arasında uyuşmazlık yaratmamak olduğunu ifade etmiştir; bkz. BGH VersR 1986, 333, 334.

382 Hormuth in Beckmann/Matusche-Beckmann, § 22, Rn. 48. 383 Oliver Brand, Schadensersatzrecht, 2. Auflage, 2015, Rn. 11.

107

Burada bir hususa daha dikkat çekmek gerekir. Alman mevzuatında bahsi geçen kişiler bakımından sigortalıya ait tazminatı talep hakkının sigortacıya intikal edeceği ve fakat sigortacının bu tazminat talep hakkını bu kişilere karşı kullanamayacağı hüküm altına alınmıştır384. Bir diğer ifadeyle, kanuni halefiyet

doğmakta ancak sigortacı halefiyete dayalı rücu hakkını belirli kişilere karşı kullanamamaktadır. Dolayısıyla zarar gören sigortalının tazminat hakkına dayalı olarak söz konusu kişilere karşı talep yöneltme ihtimalinin önüne geçilerek, sigortalının çifte tazminat almak suretiyle zenginleşmesi önlenmiştir385.

İsviçre hukukunda da benzer bir düzenlemeye yer verilerek sigortacının rücu hakkını belirli kişilere karşı kullanamayacağı kabul edilmiştir. Şöyle ki; zararın sigortalı ile aynı aile birliği içerisinde yaşayan kişilerin386 veya sigortalının

fiillerinden dolayı sorumluluğunun olduğu kişilerin (örneğin çalışanının fiillerinden sorumlu olan işveren) hafif kusurları nedeniyle meydana gelmesi durumunda, sigortacı halefiyete dayalı olarak rücu hakkını bu kişilere karşı kullanamayacaktır387. Görüldüğü üzere İsviçre hukukunda sigortacının rücu

hakkını kullanamayacağı kişiler arasına sigortalının fiillerinden sorumlu olduğu kişiler de dâhil edilmiştir ve bu itibarla Alman hukukuna kıyasen daha geniş kapsamlı bir sınırlama öngörülmüştür388. Bununla birlikte, İsviçre hukukundaki

düzenleme kusurun derecesi bakımından da Alman hukukundan ayrılmaktadır. İsviçre hukukunda söz konusu kişilerin gerek ağır kusurlarıyla gerekse kasten zarara neden olmaları durumunda sigortacının rücu talebi yöneltmesine herhangi bir engel bulunmadığı kabul edilmektedir.

Benzer bir sınırlamaya ASSHİ’nin sigortacının halefiyetine ilişkin madde 10:101 hükmünde de yer verilmiştir. İlgili hükümde sigortacının halefiyete dayalı olarak rücu talebi yöneltemeyeceği kişiler belirtilmiştir. Buna göre sigorta ettiren ya da

384 Alman hukukundaki düzenlemelere dair ayrıntılı açıklamalar için bkz. Yazıcıoğlu, Halefiyet, s. 350 vd.; Sopacı-Öztuna, s. 137 vd.

385 Langheid in Langheid/Rixecker/Gal/Grote/Muschner, § 86, Rn 5.

386 Sigortacının rücu hakkını kullanamıyor olması için sigortalı ile aile bağı olan kişilerin sigortalı ile aynı çatı altında yaşıyor olmaları gerektiği kabul edilmektedir; bkz. Kılıçoğlu, Halefiyet ve Rücu, s. 405.

387 Kılıçoğlu, Halefiyet ve Rücu, s 405; IBA Insurance Committee, Switzerland, s. 123, p. 5. 388 Çeker, Rücu, s. 3709.

108

sigortalının aynı evde birlikte yaşadığı kişilere, sigorta ettiren ya da sigortalı ile eşit sosyal ilişki içinde olan kişilere389 ve sigorta ettiren ya da sigortalının

çalıştırdığı kişilere karşı sigortacının rücu imkânı olmadığı hükme bağlanmıştır. Ancak ASSHİ’de de kişinin kasıtlı davranışıyla veya pervasızca ve zararın meydana gelebileceğinin bilincinde olarak sebep olduğu durumlar hariç bırakılmıştır. Bunun gerekçesi, bir kişinin kasıtlı davranışıyla veya pervasızca ve zararın meydana gelebileceğinin bilincinde olarak zarara neden olması durumunda bu kişinin sigorta sözleşmesi nezdinde sorumluluktan kurtulması için geçerli bir neden bulunmamasına dayandırılmıştır390.

Görüldüğü üzere birçok yabancı hukuk düzenlemesinde neticede zarara yine sigortalının katlanacağı kişiler bakımından sigortacının rücu hakkını kullanamayacağı kabul edilmiştir. Böylece sigortalı, yakını olduğu bir kişinin kusurlu hareketi sonucunda zararın meydana gelmesi durumunda, sigortacının rücu hakkını kullanmaması için sigorta tazminatını almaktan kaçınmayacaktır.