• Sonuç bulunamadı

Kent konseyleri ile katılımın yaygınlaştırılması, ortak yaşam bilincinin geliştirilmesi, uzun dönemli planların hazırlanması ve uygulanması, yerel demokrasi kültürünü geliştirmek, kentin tarihi, doğal, kültürel değerlerine sahip çıkmak, sivil toplum kuruluşlarının gelişmesinde ve kurumsallaşmasında katkıda bulunmak, kadınların, gençlerin, çocukların, engelli vatandaşların yerel karar alma mekanizmalarında aktif rol almasını sağlamak ve kent konseylerinde alınan kararların

40

değerlendirilmesi için belediyeye gönderilmesini sağlamaktır. Yasal dayanağını 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 76. maddesinden alan kent konseyleri ve kent konseylerinin etkinliğini sağlayacak olan belediyeler için “Kent konseyi, kent yaşamında; kent vizyonunun ve hemşerilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır. Belediyeler kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin, varsa üniversitelerin, ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasî partilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin katılımıyla oluşan kent konseyinin faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi konusunda yardım ve destek sağlar.” ifadesi yer almaktadır (5393 Sayılı Belediye Kanunun 76. Maddesi).

Bu madde ile kent yönetimlerinde yönetişim yaklaşımı doğrultusunda sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının ve sendikaların, kooperatiflerin, varsa üniversitelerin, siyasî partilerin, noterlerin, kamu kurum ve kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin karar ve uygulamalarda yer alabilmesi için “Kent Konseyleri”nin yolu açılmıştır. Kent konseylerinin faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi konusunda yardım ve destek sağlama görevi, belediyelere aittir (Deniz, 2013: 397-398). Kent konseyinde oluşturulan görüşler belediye meclisinin ilk toplantısında gündeme alınarak değerlendirilir (Akdoğan, 2008: 14).

Yerel halkın kent yönetiminde daha katılımcı olmasını, kentlilik bilincinin artırılmasını, kentin tarihi dokusunun ve kültürel mirasının korunmasını, çevreye duyarlılığın artırılmasını, güçsüz grupların toplumsal rollerinin güçlendirilmesini ve kentte sosyal yardımlaşma ile dayanışmanın artırılmasını, merkezi yönetim, yerel yönetim temsilcileri, üniversiteler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve kent halkı ile gerçekleştirmeyi amaçlayan kent konseyleri, yerel demokrasinin yaşama geçirilmesinde bir araç olup bu platformda yürütülen ilgili çalışmalar tüm kentlilere açıktır (Bozkurt, 2014: 235).

Kent Konseyleri aracığıyla belediyeler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin, bölgede bulunan üniversitelerin, ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasî partilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının ile mahalle muhtarlarının temsilcilerinin ve ilgililerin de katılımlarıyla oluşturulan kent konseyinin

41

faaliyetlerinin etkin ve verimli yürütülmesi konusunda destek vermektedir (Ergün, 2006: 76-77).

Kalkınma ve gelişim kavramlarının verimlilik ve etkinlik kavramlarıyla aynı anlamda kullanılması kent kaynaklarının etkili ve verimli biçimde kullanılmasının kalkınmanın itici gücü olması durumunu akla getirecektir. Kısaca sahip olunan kaynakların doğru yerde ve doğru şekilde kullanılması gereklidir. Zengin varlıkların fakir bekçileri olduğumuz süre boyunca sahip olunan varlıkların faydası olmayacaktır. Başarılı yönetim, sahip olduğu kaynakları âtıl durumda bulunduran değil, âtıl durumda bulunan kaynakları üretim ve yatırıma dönüştürebilen yönetimdir. Belediyelerin çok sayıda menkul ve gayrimenkule sahip olması başarı olarak nitelendirilmemelidir çünkü daha önemli olan husus ellerindeki bu varlıkları ekonomik olarak dolaşıma dahil edip, yeni yatırımların gerçekleştirilebilmesine zemin hazırlamaktır. Bunun sonucunda üretim ve dolayısıyla istihdam artarken; yapılması planlanan yatırımlar için gerekli olan kentsel cazibe sağlanmış olacaktır (Kaya, 2008: 121).

Kent konseyleri, kenlerin kalkınma önceliklerinin ve amaçlarının belirlenmesine yönelik olarak ortak bir vizyon oluşturulmasını öngören yapılardır. Kent belirlenmesine yönelik ortak bir vizyonun saptanmasında birlikte yönetim gösteren yapılardır. Kent konseyleri, saptanan vizyonun gerçekleştirilmesinde, amaca yönelik olarak stratejilerin geliştirilmesinde ve uygulanmasında sonuç olarak yerel kalkınmada başrol oynamaktadırlar. Çok önemli görevler yüklenen kent konseylerinin kuruluşu Belediye kanuna dayanmaktadır. Yerel Gündem 21 ortağı olan veya olmayan şehirlerdeki kent konseyleri aracılığıyla Binyıl Kalkınma Hedeflerinin yerelleştirilmesi ve uygulamalarının yaygınlaştırılmasındaki başarı oranının tespit edilebilmesi için birtakım göstergeler belirlenmiştir (Eroğlu, 2010: 48-50).

2.2.1. Binyıl Kalkınma Hedeflerinin Uygulanmasında Kent Konseyleri Kent konseyleri, kentin kalkınma önceliklerinin ve amaçlarının belirlenmesine yönelik ortak bir vizyonun saptanmasında birlikte yönetim gösteren yapılardır. Kent konseyleri, saptanan vizyonun gerçekleştirilmesinde, amaca yönelik olarak stratejilerin geliştirilmesinde ve uygulanmasında sonuç olarak yerel kalkınmada başrol oynamaktadırlar. Konseyler, bahsedilen görevlerini meclis ve çalışma grupları yoluyla gerçekleştirmektedir. Kent konseylerinin amacı, yerel kalkınmanın sağlanmasında ortak bir düşünce meydana getirerek merkezi- yerel yönetim, sivil toplum kuruluşları ve yerel

42

halk arasında oluşturulacak konsensüs çerçevesinde yerel ortak bir yönetime dayalı kalkınma politikası meydana getirmektir. Çok önemli görevler yüklenen kent konseylerinin kuruluşu Belediye kanuna dayanmaktadır. Yerel Gündem 21 ortağı olan veya olmayan şehirlerdeki kent konseyleri aracılığıyla Binyıl Kalkınma Hedeflerinin yerelleştirilmesi ve uygulamalarının yaygınlaştırılmasındaki başarı oranının tespit edilebilmesi için birtakım göstergeler belirlenmiştir. Bu göstergelerde ilk olarak değerlendirme yapısal olarak yapılmaktadır. Kent konseyinde görüşülen konuların belediye meclisinin gündemine alınmış olması ve belirlenen hedef ile ilgili en az bir çalışma grubunun kurulmuş olması üzerinde durulmaktadır. Daha sonra fonksiyonel olarak değerlendirme amacı taşıyan göstergeler üzerinde durulmakta, hedeflenen amaca ulaşılması ve izlenmesi ile ilgili konular görüşülmektedir (Eroğlu, 2010: 49-50).

Binyıl Kalkınma Hedeflerinin uygulanmasında Kent konseyleri, yöre halkının yaşam standartlarının yükseltmesi, yerel ortak yönetimin sağlanması ve kalkınmanın gerçekleştirilmesine yönelik olarak önemli görevler üstlenmektedir. Fakat bu çalışmaların yeterince yaygınlaştırılamaması, kent konseylerinin tümünün sürece katılamaması, zorunluluk dolayısıyla getirilen bazı düzenlemeler bu alanda özellikle işlevsel anlamda bazı aksaklıkların yaşandığını gözler önüne sermektedir. Kent konseylerinin yerel kalkınmanın gerçekleştirilme sürecinde çok önemli görevler üstlenmesine rağmen bu görevlerin yerine getirilmesindeki eksiklikler kalkınmanın da önünde bir engel teşkil etmektedir (Eroğlu, 2010: 53).

2.2.2. Türkiye’de Binyıl Kalkınma Hedefleri ve Yerel Kalkınma

2000 yılı Eylül ayında gerçekleştirilen Binyıl Zirvesinde Birleşmiş milletler cemiyetine üye ülkeler tarafından kalkınmayı gerçekleştirecek özel hedeflerle şekillendirilen global yönetişim vizyonu oluşturulmuştur. Özellikle Birleşmiş Milletler cemiyetine üye olan 189 ülke tarafından imzalanmış ve Binyıl Kalkınma Hedefleri olarak adlandırılan hedefler etrafında 2015 yılına dek yoksulluğun yarı yarıya azaltılması planlanmıştır. Bu hedeflere ek olarak beş yaş altı çocuklarda görülen ölüm oranlarının ve anne ölümlerinin dörtte üç oranında azaltılması da vardır. Aynı zamanda belirlenen hedefler arasında, toplumdaki herkesin temel eğitim alması ve eğitimde cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına da atıf yapılmakta, salgın hastalıklarla mücadelede kararlı adımlar atılmasından da söz edilmektedir.

43

Binyıl Kalkınma Hedeflerinin, çevre ve kalkınma konularında global sermayeyi hedef alan bir vizyon oluşmasında ve mevcut kalkınma politikalarının iyileştirilmesi konusundaki görevin tespit edilmesinde belirleyici rol üstlendiği görülmektedir (Eroğlu, 2010: 48).