• Sonuç bulunamadı

2.2. Büyüme Modelleri ve Dış Ticaret

2.2.1. Klasik Büyüme Teorisi ve Dış Ticaret

Klasik Büyüme Teorisi, arz yanlı bir modeldir. Modelde karlar yatırımı, yatırımlar da büyümeyi belirlemektedir. Say Yasası olarak bilinen “her arz kendi talebini yaratır” görüşü çerçevesinde üretilen her mal satılmaktadır ve tüm kaynaklar tam istihdamdadır. Endüstriler işçilere ücret ödemek ya da tüketim için mal alıp satmak durumundadır. Bir başka deyişle, ithalat ve ihracat yapmaları gerekmektedir. Eğer arz ve talep dengesinde herhangi bir sorun olursa dış ticaretteki düzenlemeyle yani ihracat ve ithalatla bu dengesizlik ortadan kaldırılmaktadır (McCombie ve Thirwall, 1999: 37).

Adam Smith dış ticaretin ekonomik büyümeyi iki farklı şekilde teşvik edebileceğini ileri sürmektedir. Bu kanallardan ilki, dış ticaretin piyasa kapsamını genişleterek daha büyük ölçekli bir üretime yol açması ile ilgilidir. Bu üretim artışının bir sonucu olarak da üretimde işbölümü ortaya çıkmaktadır. İş bölümünün artması üretimde verimliliğin artmasına ve dolayısıyla da büyümeye neden olmaktadır. Yani ticaret; piyasa büyüklüğünü genişletmekte, uzmanlaşmayı teşvik etmekte ve ticaretten elde edilen kazançlar aracılığıyla refah düzeyini arttırmaktadır. Bununla birlikte, kaynaklar iş bölümü ilkesine göre dağıtıldığında ve serbest ticaret durumunda dünyada ticaret, ticaret bariyerleri olmadan küresel refahı arttırarak büyümenin itici gücü olmaktadır. Dış ticaretin büyümeyi etkileme kanallarından ikincisi ise Arz Fazlası Teorisi ile ilgilidir. Smith’in “dış ticaretin büyümenin itici gücü olduğu”

38 görüşü de bu teoriye dayanmaktadır. Teoriye göre; bir ekonomideki toprak fazlası, ulusal talepteki darlık nedeniyle dış ticarette artışlara yol açmaktadır. Smith, benzer şekilde verimsiz emek kavramıyla ilişkilendirilen işgücü fazlası üzerinde de durmaktadır. Bu bağlamda düşük verimlilik, reel çıktının potansiyel çıktının altına düşmesine neden olmaktadır. Özetle, eğer ekonomide herhangi bir endüstri dalında üretim ülkedeki talebi aşarsa, bu üretim fazlası yurtdışına gönderilmeli ve ülkede talep edilen başka bir malla takas edilmelidir. Bu tarz bir ihracat uygulamasının olmadığı durumda, hem ülkedeki verimli emeğin bir kısmının işine son verilir, hem de üretim miktarı azalır (Özay, 1999; 44; Acharyya ve Kar, 2014: 8-9; Meier, 1975: 428).

Arz Fazlası Teorisi, Myint (1958) tarafından tekrar yorumlanmıştır. Myint’e göre bu teori hem ulusal ve dış ticaret arasında etkin bir dengeli büyümeyi teşvik etmekte; hem de ekonomik kalkınma içinde sanayinin korunmasından ziyade öncelikli olarak tarımsal kalkınmanın gerçekleşmesine vurgu yapmaktadır. Bu teorinin temelinde; ulusal refahın, ticaretten elde edilen kazançlar aracılığıyla sağlanması yatmaktadır. Yabancı piyasalardaki ihracat fazlaları, ulusal piyasanın verimlilik kapasitesini ya da büyüklüğünü genişleterek döviz kazançları aracılığıyla ulusal geliri yükseltmektedir. Dolayısıyla, yabancı piyasalar ihracatçı ülkenin çıktı fazlasını çekmektedir (Özay, 1999; 44). Teoriye göre ticaret, ticaretin olmadığı durumda kullanılmayan atıl kaynakların çıktılarına yeni bir efektif talep sağlamaktadır. Bu bağlamda dış ticaret, atıl kaynakların ihracat için gerekli olan ekonomik faaliyetlere yönlendirilmesini teşvik etmektedir. İhracat amacıyla üretimin arttırılması ve bireyleri daha fazla çalışmaya iten yeni ihtiyaçların oluşumu ulusal kaynakları canlandırabilmektedir (Fu, 2004: 8).

Smith’in yaklaşımının en önemli özelliği, uzun dönem ekonomik büyüme problemine yönelik olarak birleştirilmiş bir dış ticaret ve ulusal ekonomi analizi yapmaya çalışmış olmasıdır. Bununla birlikte Karşılaştırmalı Maliyet Teorisi’nin (Fırsat Maliyeti Teorisi) keşfi ve formülasyonu, klasik görüş içerisinde fikir ayrılığına neden olmuştur. Ricardo ve J. S. Mill dış ticaret teorisini mevcut kaynakların etkin dağılımı kapsamında statik açıdan analiz ederken; Adam Smith toprağın azalan getirisi prensibi çerçevesinde dinamik analiz çizgisinde

39 ilerlemektedir. Smith’e göre tarımsal ihracatın genişlemesi, toprak kıtlığının artmasına ve kolonilerde kar oranlarının düşmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte kolonilerin artan serveti, kar oranındaki düşüşü daha fazla dengelemektedir. Dolayısıyla sermaye birikimi hızlı bir şekilde ilerlemektedir. Söz konusu açık uçlu ulusal ekonomi modelinde Smith, kolonilerin artan tarımsal ihracatlarının ulusal piyasa büyüklüğünü genişleterek ve üretim artışına zemin hazırlayarak uzun dönem ekonomik büyümeyi teşvik edeceğini ileri sürmektedir. Smith, büyüme modelinde ulusal tarım ve ulusal sanayi arasındaki dengeli büyümeye dikkat çekmektedir. Modelde ele alınan diğer önemli hususlar şu şekilde özetlenebilir (Myint, 1984; 526- 528):

 Dış ticaretin genişlemesi ve ulusal dengeli büyümenin teşviki birbirini tamamlayıcıdır ve rekabetçi değildir.

 Ulusal dengeli büyüme tarım sektörünün genişlemesi ve gelişimine dayanmalıdır. Bununla birlikte sanayi sektörünün korunmasına bağlı olmamalıdır.

Malthus, dış ticaret ile ülkedeki kaynakların tarım sektöründen imalat sektörüne yeniden tahsis edilmesinin mümkün olduğunu ve bunun tarım sektöründeki azalan getirileri denkleştirmenin bir yolu olduğunu ileri sürmektedir. Artan nüfusla birlikte toprağın aşırı kullanımı azalan getirilere yol açmaktadır. Malthus’a göre, ticaret büyümeyi emek arzındaki artış aracığıyla pozitif etkileyebilmektedir. Tüketilebilir mal grubundaki genişleme (tüketim seçeneklerinin artması), kişilerin boş zamanın artan fırsat maliyetinin farkına varmalarına neden olmaktadır. Dolayısıyla kişiler dış ticaretin olmadığı duruma göre daha fazla çalışmak istemektedir (Acharyya ve Kar, 2014: 8).

Ricardo’nun büyüme modelinde ekonomik büyümenin temel belirleyicisi sermaye birikimidir. Ticaret sermaye birikimini arttırarak ekonomik büyümeye yol açmaktadır. Ricardo’ya göre, sanayi kesiminin karlarındaki sabit bir artış ancak ücretlerde düşüş karşılığında gerçekleşmektedir. Ücretlerdeki bir düşüş ise ücret

40 mallarının (wage goods)12

fiyatlarında bir düşüşe yol açmaktadır. Ulusal piyasadaki mevcut fiyattan daha düşük (indirimli) bir fiyata mal tedarik edilerek yapılan dış ticaret, ücretlerin düşmesine neden olmaktadır. Bu duruma bağlı olarak da karlarda artış yaşanmaktadır. Tüccarların dış ticaretten elde ettiği ve genel kar oranlarını aşması beklenen karlar geçicidir. Çünkü sermaye birikimi sürecinde kendine yer bulamayacağı için lehte ticaretten elde edilen karlar hızlı bir şekilde genel düzeye inmektedir (Harinarayana, 1985, 118).

Ricardo, klasik görüş çerçevesinde toplumun; kapitalistler, işçiler ve toprak sahipleri olmak üzere üç farklı sınıftan oluştuğu görüşünü benimsemektedir. Ulusal gelirin büyük bir yüzdesini oluşturan uzun dönem faiz oranlarının kapitalist sınıfın eline geçeceğini ileri sürmektedir. Çünkü yatırım yaparak büyümenin gerçekleşmesini sağlayan tek sınıfın kapitalist sınıf olduğunu iddia etmektedir. Bu açıdan bakıldığında, işçi sınıfı yatırım ve tasarruf yapmak için fazla yoksul iken; toprak sahipleri ise gelirlerini (rant) üretken olmayan lüks mal tüketimine harcamaktadır. Ricardo dönemin İngiltere’sinde, giderek artan nüfusun düşük kaliteli toprakların işlenmesi ve mevcut yüksek kaliteli toprakların kiralarının artması yönünde bir baskı yarattığını gözlemlemiştir. Bu durum, kar oranlarının giderek düşmesi; yatırım ve büyümeyi tehdit etmesi anlamına gelmektedir. Bu probleme o dönemde uygulanan “Mısır Kanunu (Corn Law)” nun kaldırılması yönünde bir öneri sunmuştur. Bu yasanın kaldırılması ile tahıl üreticilerinin yasa ile korunması söz konusu olmayacak ve hala kaliteli toprakların bulunduğu ülkelerden daha ucuza mal ithal edebilecektir. Böylece kar yüzdesi artacak; dolayısıyla ekonominin yatırım kapasitesi ve büyüme de artabilecektir (Chang, 2004: 85). Bu çerçeveden ele alındığında, Ricardo serbest dış ticaretin çeşitli kanallarla büyüme üzerinde teşvik edici bir faktör olduğunu ortaya koymaktadır.

12Ücret malları (wage goods), ücret getirisine sahip olanların alabileceği tüketim mallarını ifade

etmektedir. Bu terimin karşıtı olarak kullanılan ücrete bağlı olmayan mallar (non-wage goods) ise sermaye sahipleri ya da girişimcilerin elde edebileceği sermaye malları ile yatırım mallarını temsil etmektedir.

41