• Sonuç bulunamadı

Kitle İletişim Araçlarının Kullanımıyla İlgili Örneklem Dağılımı

Belgede Bozkır'da sosyal ve dini hayat (sayfa 57-155)

6. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ (METODOLOJİ)

2.4. DİNİN TOPLUMSAL ETKİSİ İLE İLGİLİ BULGULAR

1.4.2. Kitle İletişim Araçlarının Kullanımıyla İlgili Örneklem Dağılımı

Toplum hayatının sürekliliğin, bireyler arasındaki fikir alışverişinin, kanaatlerin oluşmasında, duygusal difüzyon, deneyimlerin paylaşılmasında baş amil iletişimdir.117 Toplumlar üzerinde medyanın yadsınamaz bir etkinliği söz konusudur. Bir malın veya bir düşüncenin tüketilmesinde, malın niteliğinden çok pazarlaması etkilidir.

Din-değişim ilişkisinde bu verinin ihmal edilmesi ciddi bir eksiklik oluşturacaktı.

Tablo 12 değerlendirildiğinde örneklemimizin, %54.29’u radyo-televizyon programlarını takip etmekteler ki bu 350 kişilik toplam örneklem sayımızın, 190’ına tekabül etmektedir.

Kitle iletişim araçlarını düzenli takip etmede internet, %18.57 ile ikinci sırayı almakta, bunu %8.29’la televizyon-radyo-internet izlemektedir. Örneklemin,%6.57’si tv-radyo-internet-gazete ve dergilerden gündemi takip ederken,%3.71 gazete ve dergilerden takip etmektedir. Örneklemin %3.43’ü diğer seçeneğini işaretlemiştir. Tv- radyo-gazete ve dergi seçeneğini işaretleyenlerin oranı %3.14, internet-gazete ve dergi şıkkını işaretleyenlerin oranı ise %1.71 de kalmıştır, tv-radyo ve diğer seçeneği %0.29’la karşılık görmüştür.

1.4.3. İzlenen Programların Türüne Göre Dağılım

Tablo 13: İzlenen Programların Türüne Göre Dağılım

Kullanılan kitle iletişim araçları, mesela gazete ve dergi gibi, bize örneklemin bu konudaki hasasiyetlerini verirken, televizyon gibi gündelik hayatın bir parçası olarak kabul edilen araçlar bu hassasiyeti yansıtmaktan uzaktır. Öyle ki televizyon karşısında birey görece edilgen olmasına rağmen, gazetelerden gündemi takip edenler daha sofistike bir arayışın içerisindedirler. Fakat gündem, hangi araç vasıtası ile takip edilirse edisin, içerik belirlenmedikçe nakıs olacaktır. Çünkü kalitatif yaklaşım hangi araçlardan gündemi takip ettiğiniz değil, ne tür içeriği takip ettiğinizle alakalıdır. Bu durumda değişime taraftar olma ya da karşı durma bilinç düzeyinde olacak, anlam kazanacaktır.

Tablo 13’ün verilerine göre, örneklemimizin %35.36’sı gibi ciddi bir kesimi haber programlarını düzenli olarak takip etmektedir. Dini programları düzenli takip

edenlerin oranı %12.17 olarak gerçekleşmiştir. Bu oranın biraz yüksek çıktığı düşünülmektedir. Broşürümüzün başlığında Din Sosyolojisi ibaresinin bulunması soru köklerinin genelinin din ile ilişkilendirilmesi buna sebep olmuş olabilir.

Sinema programları %7.54 ile karşılığını bulmuş, haber-sinema ve dini programlar ile hepsi seçeneğini işaretleyenler %6.96 ile aynı oranı paylaşmışlardır. %5.80’lik üç dilim, üç seçeneğin de ortak oranı olmuştur, bunlar; haber-belgesel ve sinema, belgesel ve diğer şıklarıdır. Eğlence programları %5.51, evlilik programları %3.77 ile ifade edilmişlerdir. Haber-eğlence ve evlilik programlarını işaretleyenlerin oranı %2.03 iken yine aynı şekilde, evlilik programları-sinema ve dini programlar ile belgesel-sinema ve dini programların yüzdelik oranları %1.16 ile eşit çıkmıştır.

1.4.4. Kullanılan Sosyal Paylaşım Sitelerine Göre Dağılım

Tablo 14: Kullanılan Sosyal Paylaşım Sitelerine Göre Dağılım

Günümüzde kullanım oranı hızla yayılan sosyal paylaşım siteleri güven/güvensizlik dilemmasını gündeme taşımasına rağmen birbirlerini görmeyen insanların bu siteler üzerinden tanışıp evlenmeleri, yine bu siteler üzerinden alış- verişlerin yekün teşkil etmesi, öyle ki genel ticarete oranı %12’ye ulaşmıştır, farklılaşan ilişkiler için örneklem teşkil eder. Kullanılan paylaşım siteleri, tablo 14’ün verilerine göre, %26.57 ile facebook, %13.14 ile facebook ve messenger, %12.29 ile messenger, %0.29 la twitter’dir. Hepsi şıkkını işaretleyenlerin oranı %1.43, diğer şıkkını işaretleyenlerin oranı ise %1.71’dir. %44.47 si sosyal paylaşım sitelerinin hiçbirini kullanmamaktadır. Fakat dikkat çeken husus Konya’nın en uç ilçelerinden olan Bozkır’da bile bu tür siteleri kullananların oranının %55.43’e ulaşmasıdır. Bu oranlar bize, değişimin hızı ile ilgili bir fikir vermektedir.

1.4.5. Örneklemin Sahip Olduğu Dinî Kitaplarla İlgili Dağılım Tablo 15: Örneklemin Sahip Olduğu Dinî Kitaplarla İlgili Dağılım

Tablo 15’e göre örneklemimizin sahip oldukları dinî eserlerin dökümü şu şekildedir;

Birkaç dini esere sahip olanların oranı %60,29, Kur’an-ı Kerim %9,14,

Hadis kitapları %0,29, Tefsir %0,57,

Dinî hikâye ve roman %0,29,

Hiçbir dinî esere sahip olmayanların oranı ise %28,57. Diğer %0,57’dir.

Örneklem kümesinden %28,57 sinin hiçbir dinî esere sahip olmamaları ilginçtir çünkü örneklem kümesinden yaklaşık %94,0’ı kendilerini dindar olarak tanımlamışlardır. Buna rağmen %29,0 gibi büyük bir kitlenin evinde Kur’an-ı Kerim dahi olmaması hayretleri muciptir.

1.4.6. Örneklemin Alkol Alımıyla İlgili Tutumu

Tablo 16: Örneklemin Alkol Alımıyla İlgili Tutumu

Örneklemimize alkol alımıyla ilgili görüşünüz nedir? Diye sormuştuk. Buradaki kastımız öncellenen mevzuyu/durumu ölçmekti yani dini refleksler mi yoksa sosyal konum, iş gibi gündelik hayatın unsurları mı önceliklidir. Sonuçlar için;

Tablo 16’ya bakacak olursak;

Dinimiz haram kılmıştır, alınmamalıdır %87,14, Alkol alınabilir %6,86,

İş yemeği, düğün gibi durumlarda alınabilir %4,0 Diğer seçeneği %2,0’dır.

Görüldüğü gibi bu sorunun yanıtlarında da tek maddede bir yığılma görülmektedir. Yani heterojen bir dağılımdan ya da değişimin yavaşlığından/olmayışından bahsedebiliriz.

1.4.7. Örneklemin Din-Güven İlişkisiyle İlgili Tutumu

Tablo 17: Örneklemin Din-Güven İlişkisiyle İlgili Tutumu

Örneklemimize, güvenilir olmak için sizce dindar olmak gerekli midir? Sorusunu yöneltmiş idik. Bu soruyu yöneltmekteki amacımız Bozkır’da, özellikle esnaf, neye inanırsa inansın veya ne yaparsa yapsın günlük namazlar için cemaate devam eder. Tefeci ithamıyla karşı karşıya olan insanların bile cemaate devamı söz konusu idi. Bu sebepten bu soruyu sorma ihtiyacı hissettik.

Tablo 17’ye göre güvenilir olmak için dindar olmak gerekir diyenlerin oranı %41,14, hayır, gerekmez diyenlerin oranı %43,14 ve kısmen yanıtını verenlerin oranı ise %15,71 olarak karşımızda durmaktadır.

1.4.8. Modern Tıbba Uygun Olmayan Uygulamalarla İlgili Tutumlar Tablo 18: Modern Tıbba Uygun Olmayan Uygulamalarla İlgili Tutumlar

Anadolunun pek çok köşesinde insanlar modern tıbba alternatif olarak şifacılara müracaat ederler. Bunlar içerisinde dua okuyan şeyhler ve cinci hocalar da mevcuttur. Modern tıbbın imkânı maalesef hastalıkları ortadan kaldırmaya yetmiyor. Çaresiz kalan bazı insanlar, cinci hoca ya da şeyhlerin kendileri için daha faydalı olacağını düşünenler buna tevessül etmektedirler. Bu durum toplumda yerleşik bir kültür olmuştur. Modern tıbba rağmen bu durum güncelliğini korumaktadır.

Tablo 18’in verilerine göre hastalığı uzun süren birinin cinci hoca ya da şayhe gidebileceğini veya yakınlarından aynı durumda olanlarını götürebileceğini belirtenlerin oranı %11,43’tür.

Fikrim yok diyenler %12,0 ile oranlanırken, Diğer seçeneği %3,14’tür.

Asla gitmem seçeneğinin bu kadar yüksek çıkması reel bir veriden uzaklaşıldığını göstermektedir. Çünkü konuştuğumuz kişiler çevrelerinde bu tür uygulamaların geniş yer aldığından bahsetmişlerdir. Öyle zannediyoruz ki bu durum psikolojik bir baskı ile yönlendirilmektedir. Çünkü modern bir algıda böyle spiritül uzantılar şekillenemez.

1.4.9. Örneklemin Sosyo-Ekonomik Tutumu

Tablo 19: Örneklemin Sosyo-Ekonomik Tutumu

Kredi, genel anlamda herhangi birine ödünç para vermek veya nakit olarak alınacak bir mal veya verilecek bir hizmetin yerine getirilmesine kefalet etmek, garanti vermek, bedelini daha sonra almak kaydıyla bir mal ve/veya hizmet vermek olarak tanımlanabilir. Hizmet ve emek karşılığı olmadan paranın kullanımından dolayı, kullanılan para üzerinden para kazanmayı amaçlayan ve din açısından helal olmayan kazanç.

Tablo 19’un verilerine göre örneklemimizin %42,29’u zorunluluksa kredi kullanılabilir demişlerdir.

%32,29’u kredinin haram olduğunu ve krediye karşı olduğunu belirtmiştir. %18,57’si kredi çağın bir gereğidir kullanılabilir demiştir.

İKİNCİ BÖLÜM

BOZKIR İLÇESİNDE DİNİ HAYATLA İLGİLİ BULGULAR

2.1. İNANÇ BOYUTU İLE İLGİLİ BULGULAR 2.1.1. Örneklemin Genel Dindarlık Algısı

Tablo 20: Örneklemin Genel Dindarlık Algısı

İnsan ile aşkın bir varlık yani insanüstü kudret arasındaki ilişki, duygular, inanç esasları ve ibadetler şeklinde temayüz eder. İnsanlar ibadet ederler çünkü bu kudretin celalinden korkarlar ya da kudret sahibine güvenirler veya O’na sonsuz bir hayranlık duyarlar.118

İbadetler, tanrı ile bağın harekete dönüşmüş aşkın şekilleridir. İbadet-birey ilişkisi, düzenli yapanlar ile hiç ibadet yapmayanlar arasında farklı tonlarda ifade edilen renklerde karşılığını bulur.

Tablo 20’de dindarım, düzenli ibadet ederim diyenlerin oranı, %39.71, dindarım ama ibadetlerimi aksatıyorum diyenlerin oranı ise, %53.43’dir. Dindarım ama ibadet etmem diyenleri oranı %5.43, dine ilgi duymuyorum şıkkını işaretleyenlerin oranı %0.57’dir. Diğer seçeneğini işaretleyenler ise %0.86 ile oranlanmıştır.

2.1.2. Allah İnancı Bakımından Örneklem Tutumu

Tablo 21: Allah İnancı Bakımından Örneklem Tutumu

‘İnanç, biraz daha özel bir anlam içinde, doğruluğuyla ilgili olarak kesin sonuçlu kanıtların, sağlam verilerin bulunmadığı, fakat yine de doğruluğu lehinde belirli dayanakların ‘ö’ gibi bir önermenin doğru olduğunu düşünme ya da savunma; kesin bilgiden daha zayıf olmakla birlikte, temelsiz sanıdan çok daha güçlü olan bilgi parçası anlamına gelir.’119

Her birey zihninde inanç ile ilgili bir düşünce, kaygı ya da dirlik taşır. Böylelikle bütün insanlar bir şekilde ve farklı derecelerle inançla ilintilidir. Allah’a inanç sorusunu oluştururken bir noktaya özellikle dikkat ettik. Bu da, İnançın oluşmasında kişilerin bilişsel farkındalığı ortaya koymaları bakımından Allah’ın varlığına inanmada herhangi bir delile ihtiyaç duyup duymadıkları ile ilgiliydi.

Tablo 21’de örneklem gurubumuz, %65,43’lük bir yüzdeyle, her şeyi yaratan Allah’ın varlığına inanıyorum ve bu konuda akli ve mantıki delillerin varlığını kabul ediyorum seçeneğini işaretlemekle bilişsel farkındalıklarını ortaya koymuş oluyorlar.

Allah’ın varlığına hiçbir delil gerekmeksizin inanıyorum seçeneğini işaretleyip tam bir teslimiyet gösteren örneklemin yüzdesi ise %32,29 dur.

Allah’ın varlığına inanmıyorum, şıkkını işaretleyenler %1,14, Allah’ın varlığına inanmakla beraber bazı kuşkularım var diyenlerin oranı %0,86, diğer seçeneğini işaretleyenler ise %0,29’la pastadan paylarını almışlardır.

2.1.3. Allah İnancının Oluşmasına Etki Eden Faktörler

Tablo 22: Allah İnancının Oluşmasına Etki Eden Faktörler

Allah inancına nasıl ulaşıldığı önemlidir. Çünkü bu, bireyin din konusundaki tutumunun folklorik mi yoksa zihinsel bir uğraş sonucu mu oluştuğu hakkında bilgi verir. Münferit bir madde olarak düşünmemek gerekir bu soruyu çünkü zihinsel bir uğraş verilerek ulaşıldı ise total bir bilinçlilikten ve zihinsel bir netlikten bahsetmek mümkün olur. Cevaplar da tutarlılık gösterir.

Tablo 22’nin bize sağladığı verilere göre; Allah’ın varlığı için herhangi bir delile ihtiyaç duymadım diyenlerin oranı %34,29’dur. Anket çalışması esnasında bu soruyu okuyanların, söylem, jest ve mimiklerinden delil neticesinde Allah’ın varlığına inanmanın bayağılık derecesinde görüldüğüne şahitlik ettik. Böylelikle bu soru, objektiflikten biraz uzak, hissi alana daha fazla kayan bir durumla karşıkarşıyadır.

Kur’an’da geçen deliller neticesinde bu inanca ulaştım diyenlerin oranı da %31,14’tür. Bozkır’da Süleymancılar cemaatinin ciddi çalışmaları mevcuttur. Büyük ve lüks yurtlarda öğrencilere pozitif bilimlerle beraber, dini ilimler ve Arapça da öğretilmektedir. Esnaf içerisinde de bu cemaate zamanla devam etmiş olan pek çok kimse mevcuttur. Delillerle inanma noktasındaki %31,14’lük oran spekülatif bir oran değildir.

Ailemin ve çevremdekilerin ifadeleri inanmam için yeterli geldi seçeneği bize %19,43’lük bir oran sağlamıştır. Kabul etmek gerekir ki Bozkır’da hâlâ yoğun bir şekilde ataerkil ilişkiler hüküm sürmektedir. Bu seçenekte bu kültür havzasında anlamlılık kazanabilir.

Din eğitimi aldığım kişilerin söyledikleriyle bu inanca ulaştım, diyenlerin oranı da %12,29’dur. Bozkır’da öğrenim gören gençlerin çoğu bir yurtta kalmak durumundadır. Çünkü gençlerin ailelerinin köylerde ikamet ettiklerini görüyoruz. Görev yaptığımız Bozkır İmam Hatip Lisesi’nde öğrenim gören yaklaşık 150 öğrenciden 5’i Bozkır’da ikamet etmekteydi. Bu durum, yaklaşık olarak diğer liseler için de geçerlidir. Bozkır’daki ortaöğretim yurtlarının hepsi cemaatlerin elindedir. Bu şık da bu bilgiler ışığında değerlendirilmek mecburiyetindedir. ve ancak bu verilerle bir anlam kazanacaktır.

2.1.4. Örneklemin Peygamberle İlgili Düşünceleri

Tablo 23: Örneklemin Peygamberle İlgili Düşünceleri

İnanç bir bütün iken dinin kliklerinde spekülatif tavırlar bazen dikkatleri çeker. Allah’ın varlığına inanan kimilerinin kutsal kitaba ya da kitabın bazı bölümlerine inanmadıkları dikkatimizi çekmiştir.

Peygamber, peygamberliği gelenek ya da eğitim yoluyla elde eden kişi değildir. Peygamberlik Tanrısal takdir, Tanrısal bir vergidir.120

Peygamberlerin Allah tarafından korunduklarına inanılır. Bunun sonucu ise, peygamberlerin masumiyetini doğurur. İnsanlar, bu yönü itibari ile peygamberleri eleştiremekten imtina ederler. Bir yerde peygamberler eleştiri konusu yapılıyorsa, din konusunda spekülatif bir durum söz konusu demektir. Tablo 23’ün amacı da bu durumu netleştirmektir.

Tabloya göz attığımızda örneklemin %97,14’ü Hz. Muhammed’in Allah’ın gönderdiği son peygamber olduğuna inandıklarını görürüz.

%2,0’lık kesim, Hz. Muhammed’i karizmatik bir lider olarak nitelemekle birlikte, peygamberliğine inanmıyor gözükmektedir.

Hz. Muhammed’in peygamberliğine inanmayanların oranı ise %0,86 da kalmıştır.

Bu konuda net bir durum söz konusudur. Farklı herhangi bir düşünce mevcut değildir.

2.1.5. Örneklemin Kadere İmanla İlgili Görüşleri

Tablo 24: Örneklemin Kadere İmanla İlgili Görüşleri

Kâinatta olan her şeyi Allah bilir, diler ve yaratır. İşte herhangi bir şeyin belirli şekilde meydana gelmesini, Allah’ın ezelde dilemiş olmasına kader diyoruz.121

Örneklemimize kaderle ilgili soru yöneltirken, iki seçenek üzerinde durduk; 1- Kadere inanırım, kişi kaderinde olanı yaşar ve

2- Kadere inanırım ama kişi çalışarak kaderini belirler.

1. seçenek kişileri fatalizme, her şeyin Tanrı tarafından önceden belirlendiğine, kişilerin bu yazgıyı/alınyazısını değiştiremeyeceğine dair düşünceye122, götürürken, 2.

121 Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, Bilmen Bas. ve Yay., İst., tarihsiz, s. 35

seçenek kişileri çalışmaya, gayrete dolayısıyle başarıya sevk etmekte, araştırma ruhunun inkişafına imkân tanımaktadır.

Örneklemimizin kader anlayışını, kader ve toplumsal bilinç oluşumunu gözlemlemek için bu soruyu sorduk.

Tablo 24’e göre örneklemimizin %51,43’ü kadere inanırım, kişi ancak kaderinde olanı yaşar derken, %45,14’ü kadere inanırım ama kişi çalışarak kaderini belirler demiştir. Kaderde inanmıyorum diyenlerin oranı %1,71 iken, diğer seçeneğinin karşılığı da %1,71’dir.

Tablodan anlaşılacağı üzere kader konusu bir dönüşüm aşamasındadır. Kadere inanırın, kişi kaderinde olanı yaşar seçeneği ile kadere inanırım ama kişi çalışarak kaderini belirler seçeneği bir dengeye gelmiştir.

2.1.6. Örneklemin Ahiretle İlgili Tutumu

Tablo 25: Örneklemin Ahiretle İlgili Tutumu

Ahiret, insanın ölümden sonraki durumunu, cennet ve cehennemi, zamanın sonunu, tarihin bitişini, insanın akıbetini, ölümden sonraki hayatı ve evrenin nihai akibetini konu alır.123

Tablo 25’e göre örneklemin %96,29’u insanların bu dünyada yaptıklarının karşılığı olarak ahirette hesaba çekileceklerine, amellerine göre cennet ya da cehenneme gideceklerine inanıyor.

Örneklemin %0,29’u, yani sadece biri ahrete inanmıyor.

Örneklem kümesinden %2,0’ı fikrim yok derken, diğer seçeneğini %1,43’ü işaretlemiştir.

%96,29’luk bu oran, Hz. Muhammed’in peygamberliği ile ilgili soruya verilen Hz. Muhammed’in Allah’ın gönderdiği son peygamber olduğuna inanıyorum seçeneğindeki %97,14 lük oranla uyum içerisindedir. Yani inaç esaslarına bağlılık tama yakın bir oranda yürümektedir yani herhangi bir sapma ya da değişim nüvesi bulunmamaktadır.

2.1.7. Meleklere İman Konusunda Örneklem Tutumu

Tablo 26: Meleklere İman Konusunda Örneklem Tutumu

Cinsiyetleri, yeme içmeleri olmayan, doğmayan, doğurmayan ve evlenmeyen, gözle görülmeyen, Allah’ın emirlerine eksiksiz uyan nurdan yaratılmış varlıklara/elçilere melek denir. Müslümanlar, meleklere iman etmek zorundadırlar. Melekleri inkâr etmek, peygamberleri, kitapları inkâr ermek gibidir.124

Tablo 26’ya göre melekler vardır, inanırım diyenlerin oranı %96,57’dir. Bu konuda bilgim yok diyenlerin oranı %2,0’dır. Hayır, inanmıyorum diyenler %0,86 ve diğer seçeneğini işaretleyenlerin oranı %0,57’dir.

Hatırlanacak olursa Hz. Muhammed ile ilgili Allah’ın gönderdiği son peygamber olduğuna inanıyorum seçeneği %97,14’lük, ,(tablo 24)

Kur’an’ı Kerim ile ilgili, Kur’an’ı Kerim Allah tarafından bu güne kadar korunmuştur, kıyamete kadar da korunacaktır seçeneği %92,86’lık, (tablo 28)

Ahirete iman konusunda, ahirete inanıyorum seçeneği %96,29’luk (tablo 26) oranlar almışlardı. Meleklere inanırım seçeneği de %96,57 ile sayılan maddeler kendi aralarında tutarlı görünüyor.

2.1.8. Kuran'ı Kerim’in Allah Tarafından Korunduğuna İlişkin Örneklem Tutumu Tablo 27: Kuran'ı Kerim’in Allah Tarafından Korunduğuna İlişkin Örneklem

Tutumu

İman için güven şarttır, insanlar dini bir meselede yorumlar üzerinden dini pratiklerini yerine getirseler bile, ki bu yorumlar peygamber dışındaki insanlara da ait olabilir, işte insanlar, dini metinlerin aslının korunmuş olmasına dikkat ederler. Bu mesele insan açısından o kadar hayati bir öneme sahiptir ki korunamamış bir kitabın müminleri de olmaz. Dinin ve müminin tutarlı bir yapı oluşturabilmesi, tereddütlerden beri olabilmesi için de vahyin korunmuş olması gerekmektedir.

Tablo 27’ye dikkat edecek olursak, örneklemin %92,86 gibi büyük bir kısmı Kur’an ayetlerinin bugüne kadar korunduğunu, kıyamete kadar da korunacağını ifade etmişlerdir.

Korunmamıştır, değişen ayetleri olmuştur diyenlerin oranı %1,71’dir. Bu konuda bilgim yok diyenlerin oran olarak değeri ise %4,57’dir. Diğer şıkkının oranı ise %0,86’dır.

Bu konuda da her hangi bir değişim olgusuna rastlanmamıştır. Kur’an’ın bu güne kadar korunduğunu ve bundan sonra da korunacağına iman tamdır.

2.1.9. Kuran-ı Kerim'i Türkçesinden Okumayla İlgili Örneklem Tutumu Tablo 28: Kuran-ı Kerim'i Türkçesinden Okumayla İlgili Örneklem Tutumu

Kur’an-ı Kerim Arapça okunup hatmedilirken Türkçe okumak yaygın bir durum değildir. Kur’an’ı okumak ibadet olarak kabul görürken, kitabın nelerden bahsettiği konusunda çok da bilgi sahibi olunmaz. Daha iyi anlaşılma hususunda bir gayret gösterilmez. Dinin daha iyi anlaşılmasında sanki kitabın ne dediğinin bir önemi yoktur.

Günlük meselelerde dini reflekslerin tutarlı ve anlamlı olabilmesi için dini ritüellerin dışında bilgi ve bilgi eksenli bir bilincin olması zorunludur. Muhafazakâr bir tutum ya da değişim bu noktada eklektik bir yapı arz edebilir.

Tablo 28’e göre örneklemin %18,57’si, Kur’an’ı Kerim’i Türkçe metninden tamamen okuyup bitirirken , %32,29’u Türkçesini okumamıştır. %48,0’ı ise bir kısmını okumuştur. Diğer seçeneğini işareleyen örneklemin oranı ise %1,14’tür.

2.1.10. Günümüzde Kuran’ı Kerim'in Tüm Ayetlerinin Geçerliliğiyle İlgili Örneklem Düşünceleri

Tablo 29: Günümüzde Kuran’ı Kerim'in Tüm Ayetlerinin Geçerliliğiyle İlgili Örneklem Düşünceleri

Tablo 29’un verilerine göz atacak olursak; Kur’an’ı Kerim’in tüm ayetlerinin günümüz sosyal hayatında geçerlidir diyen örneklem sayısı 287 ve bu sayının yüzdelik karşılığı %82,0’dır.

Tüm ayetlerin sosyal hayatın gereklerini karşılayamadığına inananların (n,20) yüzdesi %5,71’dir.

Kısmen seçeneği esasında çeldirici bir şıktır. Çünkü soruda zaten tüm ayetlerin günümüz sosyal hayatında geçerli olup olmadığı sorulmaktadır. İslâm İnançına göre zaten inanan Kur’an’ın tüm ayetlerini kabul etmek durumundadır. ‘Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıyor da bir kısmını red mi ediyorsunuz’125 ayeti bunun delilidir. Kısmen seçeneğine işaret vuran örneklem (n,43) %12,29’luk bir yüzdeye sahiptir.

Ayetlerin sosyal hayatta geçerliliği yoktur diyenlerle bir kısmının geçerli olduğunu ifade edenlerin toplam sayısı 63 ve oranı da %18,0’dır. Bu küçümsenecek bir rakam olmadığı gibi, Bozkır gibi muhafazakârlığıyla bilinen bir ilçe için afakî bir oranı ifade etmektedir.

Ayrıca Kur’an bu güne korunmuştur bundan sonrada korunacaktır diyen örneklemin oranı %93,0 iken, Kur’an’ın bütün ayetlerinin günümüz sosyal hayatında geçerli olduğunu ifade edenlerin oranı %82,0’dır. Normalde bu iki seçenek tam olarak örtüşmesi gerekir çünkü Allah tarafından korunan ayetlerin, halâ geçerliliğini sürdürmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır fakat arada %11,0’lık ciddi bir fark oluşmuştur.

2.1.11. Yapacakları İşlerin Dine Uygunluğu Konusundaki Örneklem Görüşleri

Tablo 30: Yapacakları İşlerin Dine Uygunluğu Konusundaki Örneklem Görüşleri

Günlük yaşantımızda tütün mamullerinin içilmesinden kredi kullanımına kadar, basit ya da bireysel olandan karmaşık ve toplumsal olana doğru ilerleyen mevzularda meşrulaştıcı bir enstrüman olarak din işlevsel bir misyon üstlenir.

Bazı insanlar, alacakları önemli bir kararın ya da yapacakları bir işin yasal

Belgede Bozkır'da sosyal ve dini hayat (sayfa 57-155)

Benzer Belgeler