• Sonuç bulunamadı

2.3. Kent Kimliği

2.3.5. Kentsel kimliğin değişimine neden olan faktörler

Kent kimliği kavramı bir zorunluluk sonucu ortaya çıkmıştır. Fakat zamanın geçmesiyle birlikte, hızlı kentleşme ve küreselleşme süreci neticesinde ortaya çıkan kentlerde meydana gelen değişiklikler, kimlik kavramı üzerine tartışmaların başlamasına neden olmuştur. Çünkü küreselleşme sadece kentlerin işlevini değiştirmekle kalmamış, aynı zamanda kent kimliğini de etkilemiştir (Göncü, 2007: 81-82). Günümüzde kentler, kopyalanan ve tekrarlanan kimliklerin mekânları haline gelmiştir ve kendilerine ait olan benzersiz kimliklerini geçmişte olduğu gibi kaybetmişlerdir. Küreselleşme çok kültürlülüğü teşvik etmesine rağmen tüm dünyayı benzer davranış tarzlarına sürüklemektedir. Bu da günlük tüketim alışkanlıklarının kontrol edilerek dünyanın tek boyutlu bir kültürel kimliğe sahip olması anlamına gelmektedir. Kentlerin gittikçe birbirine benzeyen tekdüze kalıplara döküldüğü açıktır (Koyuncu, 2013: 162).

Toplumların fiziksel boşluktaki yaşam biçimleriyle olan etkileşim tarzlarının yansımasının bir göstergesi olan kent kimliği, sürdürülebilecek önemli bir niteliğe sahiptir. Ancak özellikle II. Dünya Savaşı'ndan sonra, planlanmamış gelişmeler sonucunda giderek artan düzensiz ve karmaşık yapılar, fiziksel çevrenin olumsuz bir şekilde değişmesine sebep olmuş ve bu çevredeki tarihsel birikimin yanı sıra kentsel dokunun da kaybolmasına yol açmıştır (Şahin, 2010: 42-43).

Kentlerde kimlik değişikliğine neden olan faktörler tek bir yönden ele alınmaması gerektiğinden, bu çalışmada değişim sürecini ve faktörlerini tüm fiziksel, sosyal ve idari açılardan incelemek kaçınılmaz hale gelmiştir.

2.3.5.1. Fiziksel faktörler

Kentsel kimliğin değişimine neden olan fiziksel faktörler; doğal afetler, teknolojik gelişmeler, savaşlar, yangınlar olarak tanımlanabilir. Bu faktörler fiziksel çevrede değişikliklere neden olmakta ve kimliğini etkilemektedirler (Şahin, 2010: 43).

Daha önce bilinmeyen, nadiren görülen ve jeolojik kökenleri ya da meteoroloji kaynaklı olan doğal afetler (Birlik, 2006: 57). Depremler, toprak kaymaları, kaya düşmeleri, volkanik patlamalar, tsunamiler, kuraklıklar, fırtınalar, seller, yıldırımlar ve çığlar gibi doğal afetler kentleri ve çevrelerini olumsuz etkilemiştir. Bu doğal afetler kentlere ciddi şekilde hasar vermiş ve zaman zaman kimlik unsurlarının tamamen ortadan kalkmasına neden olmuştur. Bu nedenle doğal afetler kentsel kimlik değişikliğine neden olan fiziksel faktörler arasında sayılmaktadır (Şahin, 2010: 43-44).

Kent kimliğini etkileyen ikinci fiziksel faktör ise teknolojidir. Sanayileşme öncesinde kentleri belirleyen faktör “kültür” iken, sanayi dönemindeki kentleri şekillendiren faktör “teknoloji” olmuştur (Birlik, 2006: 58). Teknolojik gelişmeler kentlerin çok hızlı büyümesini ve geniş alanlara yayılmasını kolaylaştırmıştır. Kentler kontrol edilemez bir şekilde büyümeye başlamıştır. Bu kontrolsüz büyüme ise kentlerde deforme olmuş kentleşmeye neden olmuştur (Mahmoud, 2014: 7).

Teknolojik gelişmeler etkisini inşaat sektöründe de göstermektedir. Binalar çok hızlı bir şekilde inşa edilmeye başlanmış ve küreselleşmeden etkilenilmiştir. Bu da birbirine benzer ve kopyalanmış yapıların oluşumuyla sonuçlanmıştır. Kentlerin doğal çevre kimlikleri ve kentsel doku göz ardı edilerek inşa edilen bu uyumlu yapılar, birbirlerine çok benzeyen kentlerin oluşumuna sebep olmuş ve kentlerin fiziksel kimliklerinin hızla ortadan kalkmasına sebep olmuştur (Şahin, 2010: 44). Ayrıca teknolojik gelişmeler kendini ulaşım alanının gelişiminde de göstermiştir. Bu durum kentler ile ulaşım araçları arasındaki ilişkinin gelişmesine neden olmuştur. Bu da kentlerin gerçek manada değişmesine yol açmıştır (Şahin, 2010: 44-45).

Kısacası teknolojinin gelişiminin birçok alanda yenilikler ve olanaklar sunmasına karşın, yanlış kullanıldığında kentlerin kimliğine zarar verebileceği söylenebilir.

Kent kimliğini etkileyen üçüncü fiziksel faktör ise savaşlardır. Çeşitli sebeplerle savaşlar şehirleri olumsuz etkilemektedir. Savaşlar kentlerin fiziksel ve kültürel kimliklerini kaybetmelerine neden olmaktadır. Bunun açık bir örneği, II. Dünya Savaşı'nda Polonya'daki tarihi şehir merkezlerinin Naziler tarafından bilinçli olarak yok edilmesidir. Öyle ki kentin fiziksel kimliğinin en belirgin unsurlarından biri olan Mostar köprüsü bu savaşta yok edilmiştir (Şekil 2.17), (Şekil 2.18) (Şahin, 2010: 45).

Şekil 2.17. Mostar Köprüsü, Bosna Hersek,1993 (Alıntı: Dünya Bülteni)

Şekil 2.18. Mostar Köprüsü, Bosna Hersek, 2004 (Alıntı: Dünya Bülteni)

2.3.5.2. Sosyal faktörler

Kentler tarih boyunca sosyo-kültürel değişimleri şekillendiren ve demografik ve ekonomik farklılıklar gösteren fiziksel yaşam alanları olmuştur. Bu da kentlerin, sadece binalardan oluşan bir yer/alan olmadığı anlamına gelmektedir. Çünkü kent aynı zamanda sosyal olayları içeren ve insanlar ile çevreleri arasındaki ilişkiyi şekillendiren sosyo- kültürel bir olgudur (Oğurlu, 2014: 281).

Kentlerin sosyal değişimi aynı zamanda kent kimliğinin değişimine sebep olan faktörlerden biridir. Toplumsal değişime neden olan birçok faktör vardır. Bunlardan en önemlisi küreselleşme ve teknoloji çağındaki demografik değişikliklerdir (Şahin, 2010: 46).

Küreselleşme ve kentleşme süreçleri günümüzdeki en açık ve baskın yönelimlerdir. 20. yüzyılın ortalarından bu yana nüfus dört kat artmış ve artış devam etmiştir. Tarihte ilk kez dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşamaktadır (Tovbych ve diğerleri, 2018: 66).

Demografik değişikliklerin en büyük nedeni göçtür. Özellikle Sanayi Devrimi'nden sonra göç yoğun bir şekilde gerçekleşmeye başlamıştır (Şahin, 2010: 46). Sosyal alandaki demografik değişimler, kente yapılan göçlerden meydana gelen kentsel bölgeler arasındaki sosyal farklılıklara dayanmaktadır.

Günümüzde teknolojideki hızlı gelişmenin bir sonucu olarak kentler yeni potansiyellere sahip olmaktadır. Bu da kentleri kırsal nüfus için cazip merkezler haline getirmektedir. Bu nedenle kentler giderek kalabalıklaşmaktadır. Mevcut kırsal ve kentsel

nüfus, farklı sosyal kökenlere sahiptir ve bu fark kentsel yaşamdaki görüş ve davranış farklılıklarına neden olmaktadır (Şahin, 2010: 46; Al-Kodmany, 2018: 13-14).

Mevcut kentleşme yönelimlerinin gelişiminin, gelecekteki yaşamı ve çevreyi nasıl şekillendireceğini tahmin etmek zordur. Bununla birlikte sadece olası sonuçlar tahmin edilebilmekle birlikte bu tahminler de şimdiye kadar yalnızca kaygılandırıcı olmuştur (Kaymaz, 2013: 750). Kentsel yapıdaki farklı toplumsal tabakaların, göç olgusuyla kentlerin mekânsal yapılarını değiştirebileceği söylenebilir. Ancak kentlerin sosyal yapısında ortaya çıkacak bu değişiklikle birlikte kimlik ve ortak değer aramak kaçınılmaz olacaktır.

2.3.5.3. İdari faktörler

Merkezi veya yerel yönetimlerin kentlerle ilgili aldığı kararlar kentsel kimliği etkileyen idari faktörler olarak kabul edilmektedir. İmar planları bu faktörlerin başında gelmektedir (Şahin, 2010: 47).

Planlama sektörünün yerel yönetimler tarafından yalnızca bölgenin inşaat koşullarını ve taksim kararlarını kontrol etmek ve yönetmekle kısıtlanıp, mevcut kent kimliği ile ve dokuyla ilgilenilmemesi ve geçmişi geleceğe bağlayan sürdürülebilirlik planlarının ihmal edilmesi, kent kimliğinin yok edilmesine neden olan en önemli faktörler arasındadır (Birlik, 2006; Şahin, 2010'dan aktaran Şahin, 2018: 36).