• Sonuç bulunamadı

1.4. TÜRKİYE’DE GÖRÜLEN GÖÇ HAREKETLERİNİN ÖZELLİKLERİ

2.1.3. Siyasal Katılma ve Siyasal Kaynaklar

2.1.3.3. Kentleşme

Siyasal katılma üzerinde etkili olan bir diğer kaynak ise kentleşmedir. Sanayileşmeye koşut olarak ortaya çıkan bir süreç olan kentleşme, dar anlamda nüfusun büyük oranının tarımdan ve topraktan kopup tarım dışı alanlarda, sanayide, karmaşık örgütlerde ve dolayısıyla köyden başka yerlerde, kentlerde hayatlarını kazanmaya ve yaşamaya başlamaları demektir.283 Ancak bu şekilde bir tanımlama eksik kalacaktır. Çünkü kentleşme olgusu bir toplumun ekonomik, toplumsal, siyasal, vb., alanlarda geçirdiği dönüşümlerden doğar. Bu nedenle kentleşme tanımı yapılırken bu dönüşümlere de değinilmesi gerekir. Bu kapsamda kentleşme; “sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, işbölümü ve uzmanlaşma yaratan insan davranış ve ilişkilerinde değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi sürecidir.”284

Bu tanımdan hareketle sanayileşmeyle birlikte kır kökenli bireylerin kentlerde yaşamaya başladığı söylenebilir. Ancak birey sadece kentte yaşayarak kentli olmayacaktır. Birey sosyal, ekonomik, siyasal, vb., alanlarda kente özgü davranış

şekilleri geliştirerek kentli olacaktır. Bu bağlamda konumuz açısından önemli olan süreç kentlileşmedir. Kentlileşme; iki yönlü bir süreçtir. İlki; ekonomik bakımdan kentlileşmedir. Ekonomik bakımdan kentlileşme; bireyin geçimini tamamen kentte ve kente özgü işlerle sağlıyor olmasıyla gerçekleşir. Diğeri ise; sosyal bakımdan kentlileşmedir. Sosyal bakımdan kentlileşme ise; kır kökenli bireyin çeşitli konularda kente özgü tavır ve davranış biçimlerini, sosyal ve tinsel değer yargılarını benimsemesi ile gerçekleşir.285 Bu süreçlerin bireylerin siyasal tutum ve davranışlarında da kente gelişleriyle birlikte bir takım değişiklikler yaratacağı söylenebilir. Çünkü kentsel yaşam modern-katılımcı bir kültür çerçevesinde sürmektedir. Buradan hareketle bireyin değer yargıları, tutum ve davranışlarını çevrenin etkisiyle şekillendireceği düşünülürse, kentte yaşayanların kente hâkim olan

283 Mübeccel Kıray, “Toplumsal Değişme ve Kentleşme”, Kentsel Bütünleşme, Yayına Hazırlayan: Türköz Erder, Türkiye Geliştirme Araştırmaları Vakfı Yayın No: 4, Ankara, 1982, s.57.

284 Keleş, Kentleşme…, s.21-22.

285 S. Kemal Kartal, Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye’de Kentlileşme, 2. Baskı, Adım Yayıncılık, Ankara, 1992, s.21.

modern-katılımcı kültürün uzantısı olarak siyasal yaşamda etkin faaliyette bulunmaları beklenir. Ayrıca, kentsel çevre, eğitim, kitle iletişim araçlarını izleme gibi bir takım avantajları içinde yaşayanlara, kırsal çevrede yaşayanlara oranla daha çeşitli ve fazla oranda sunmaktadır.286 Bu da doğal olarak bireyin siyasal bilinçlenmesini sağlayacaktır denilebilir. Yani birey, siyaseti, kendisinin ve dâhil olduğu grubun çıkarlarını gerçekleştirme ve korumanın bir aracı olarak sayan bir anlayışa ulaşacak ve bu yönde örgütlenerek, oluşturduğu yeni davranış kalıpları çerçevesinde faaliyetlerde bulunacaktır.287

Buna karşılık, şehir hayatının topluluğu zayıflatıcı etkisinin olduğu ve bundan dolayı da siyasal katılma üzerinde olumsuz etkiler yarattığı da savunulmuştur. Bu görüşe göre; bireyin yerleşim yerinin büyümesiyle birlikte bireyin siyasal hayata katılmasını artıran faktörlerin etkinliği azalmakta olduğundan birey karmaşıklaşan siyasal sistemden giderek uzaklaşacaktır. Karmaşık bir hal alan ve uzmanlaşan siyasal sistemde etkili olamama bireyi bir yabancılaşma olgusu ile karşı karşıya getirecektir. Sistem üzerinde herhangi bir etki veya değişiklik yaratamayacağını düşünen ve yabancılaşan bireyin siyasal hayata katılımını beklemek de doğru olmayacaktır. Bu nedenle yerleşim yeri büyüdükçe katılma sıklığının azalacağı da beklenebilir.288

Bu iki görüşün de kendi içerisinde haklı yönleri bulunabilir. Ancak buna karşın dünya genelinde ortaya çıkan genel eğilim kentleşmenin siyasal katılmayı arttırdığı yönündedir. Yapılan birçok araştırma da bunu doğrular niteliktedir. Bununla birlikte aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülke örneklerinin bunun aksine bir durum sergilediği ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda Türkiye açısından bir değerlendirme yapılırsa kırsal kesimde katılma oranının kentlere oranla daha yüksek olduğu gözlemlenmektedir.289 Kışlalı, bunun arka planındaki belirleyici etkenin, büyük kentteki katılmanın daha bağımsız ve daha bilinçli bir yapı sergilerken, kırsal kesimdeki katılmanın çoğunlukla bağımlı bir özellik taşıması olduğunu

286 Ersin Kalaycıoğlu, “Siyasal Katılmanın Koşullarına Genel Bir Bakış: Türkiye Örneği”,

Türkiye’de Siyaset: Süreklilik ve Değişim, Der: Ersin Kalaycıoğlu ve Ali Yaşar Sarıbay, Der

Yayınları, İstanbul, 1997, s.539. 287

Özer Ozankaya, Köyde Toplumsal Yapı ve Siyasal Kültür, Sevinç Matbaası, Ankara, 1971, s. 218.

288 Dursun, a.g.e., s.244. 289 Vergin, a.g.m., s.156.

belirtmektedir. Bunda eğitim seviyesinin de etkisi olmakla beraber, toplumsal ilişkilerin ve toplumsal ortamın etkisi daha fazladır. Kırsal bölgelerdeki aile ilişkileri ve dayanışma bir yandan, bazı durumlarda da ağa, aşiret reisi ve benzeri toplumsal güçlerin etkisi diğer yandan kişinin bağımsız katılımını zorlaştırmaktadır. Türkiye’de kırsal kesimdeki seçime katılma oranının genel olarak kentsel kesimlere göre daha yüksek oluşu bu nedenden kaynaklanmaktadır.290

Burada şunu belirtmek gerekir ki, bu değerlendirme yapılırken kıstas olarak “seçimlere katılma” oranları göz önüne alınmıştır. Bu nedenle siyasal katılma yalnızca seçimlere katılmaya indirgenirse bu durum doğrudur. Ancak siyasal katılma sadece seçimlere katılma ya da oy verme davranışını değil, siyasal güç ve çıkar elde etme, yönetsel işlerin yürütülmesinde görev alma, karar verme sürecinde etkin olma ya da halkın yasa koyucu ve yürütücü olarak kamu görevlerini bizzat yerine getirmesine kadar uzanan çok ve çeşitli faaliyetleri de kapsamaktadır.291

Buradan hareketle şüphesiz ki köy toplumlarında yaşayan bireylerin eğitim ve gelir seviyelerinin kentlerdeki bireylere oranla daha düşük olması, meslek durumundan da daha elverişsiz şartlara sahip olmaları, kitle iletişim araçlarından daha az faydalanmaları gibi nedenler göz önüne alınırsa yüksek bir siyasal katılma seviyesi beklenmeyecektir.292 Bu kapsamda siyasal katılma yalnızca seçimlere katılma faaliyetini içeren olgu olarak değil de diğer birçok faaliyeti de kapsayan bir olgu olarak düşünülerek tekrar bir değerlendirme yapılacak olursa kentlerdeki siyasal katılmanın, kırsal yerleşmelere göre daha büyük bir oranlı olacağı söylenebilir.

Benzer Belgeler