• Sonuç bulunamadı

1.2. GÖÇ NEDENLERİ

1.2.3. Ekonomik Nedenler

Türkiye’de yaşanan göç olgusunun temelinde yatan en önemli nedenlerden biri de ekonomik tabanlı nedenlerdir. Ekonomik olarak geri kalmış bölgelerde iş olanaklarının yetersizliği, bu bölgelerde yoğun göç hareketlerinin yaşanmasına neden olmaktadır.122 Bu bağlamda, kırsal alanlardan kentlere doğru meydana gelen iç göç olgusunun, ülkenin ekonomik gelişme seviyesi ile yakından ilişkili olduğu söylenebilir. Şöyle ki; kentlerde ekonomik gelişmenin hızlanması ile birlikte buralara göç hareketleri hızlanacaktır.123 Çünkü kişilere mesleki ve sosyal hareketlilik sağlayacak olan göç, kentteki ekonomik gelişmeyle birlikte kişilerin kullanabilecekleri fırsatların sayısını da arttıracaktır.124

Ekonomik nedenlerden bir bölümü, köylü nüfusu köyünden iten, tarım kesiminin içinde bulunduğu olumsuz şartlardan kaynaklanan nedenlerdir. Bunlara

120 Neşe Algan, “GAP Bölgesinde İç Göçler, Dış Göçler ve Kentleşme Açısından Bir Değerlendirme”,

Çukurova Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi ( Doç. Dr. Ümit Rüstem Algan’a Armağan) C: 5, S: 1,

1995. s.317.; Ruşen Keleş ve Artun Ünsal, Kent ve Siyasal Şiddet, A.Ü.S.B.F. Yayınları, Ankara, 1982, s.27.

121 Akan ve Arslan, a.g.e., s.46. 122 A.g.e., s.48.

123 Fatih Çelik , “İç Göçlerin Fayda-Maliyet Yaklaşımı İle Analizi”, Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F.

Dergisi, S:16, 2000, s.244.

124 İlhan Tekeli, “ Göç Teorileri ve Politikaları Arasındaki İlişkiler”, Yerleşme Yapısının Uyum

Süreci Olarak İç Göçler, Haz: İlhan Tekeli ve Leila Erder, Hacettepe Üniversitesi Yayınları D- 26,

itici etmenler ya da olumsuz göç nedenleri de denilebilir.125 Köylerden kentlere bir göç hareketinin yaşanması, tarımda bir üretim fazlasının, artık ürünün elde edilmesine bağlıdır. Bu ise, tarımda daha fazla sermaye kullanılmasını, daha üstün teknoloji ve girişim gücü ile üretimde bulunulmasını gerektirir. Birim toprak başına ayni miktarda veya daha fazla tarım geliri elde etmek için daha az insan gücüne gereksinim duyulduğunda, tarımsal nüfusun bir bölümü bu topraklardan göç edebilmektedir.

Bu bağlamda tarımda modern üretim araçlarının kullanılması, makinenin tarıma girmesi, tarım üretim sürecinin her aşamasında ilkel yöntemlerin terk edilerek, üretimi etkileyen yeni girdilerin artan oranda kullanılması, tarımda çalışmasına gereksinim duyulan insan gücü miktarını azaltmaktadır.126 Dolayısıyla, tarım kesimindeki bu yapısal ve ekonomik şartlarda meydana gelen değişimlerin bu bölgelerdeki nüfusun yer değiştirme kararları üzerinde etkili olduğu görülmektedir.

Bu açıdan bakıldığında, Türk tarımındaki egemen koşulların özellikle 1950’lerden sonra, köylüyü köyünden ittiği sonucu karşımıza çıkar. Bu koşullar ise, tarımda verimin düşüklüğü ve tarımsal gelirin azlığı, mevcut gelirin ve tarımda toprak mülkiyetinin dengesiz dağılışı, tarım topraklarının çok parçalanmış oluşu ve tarımsal makineleşmenin etkileri olarak özetlenebilir.127

Türkiye ekonomisi değerlendirildiğinde, sanayi ve hizmet sektörlerinin giderek artan payına karşılık tarım kesiminin payı azalmakta, fakat buna karşın bu oran hala yüksektir. İşgücünün yadsınamayacak bir bölümü tarım kesimindedir. Buna karşın, Türkiye’de tarımın verimliliği ve kişi başına düşen tarımsal gelir, köylüyü köyünde tutmaya yetmeyecek denli düşüktür.128 Tarımdaki gelirin bu denli düşük olması ve toprağın çok eşitsiz dağılımı, köylüleri köylerini bırakmaya zorlamaktadır. Tarımsal işletmelerin yüzde 88 kadarı, işlenebilir toprakların ancak yüzde 48’i üzerinde çalışabilmektedir. Öte yandan işletmelerin yüzde 12’si toprağın yüzde 50’den çoğunu kullanmaktadır. Bu eşitsiz dağılıma ek olarak, toprağın toprak

125

Ruşen Keleş, Kentleşme Politikası, 8. Baskı, İmge Yayınevi, Ankara, 2004, s.27. 126 Ruşen Keleş, Kentbilim İlkeleri, Sevinç Matbaası, Ankara, 1976, s.35-36.

127 Ruşen Keleş, “Türkiye’de Şehirleşme Eğilimleri”, A.Ü.S.B.F. Dergisi, C: 25, S: 4, 1970, s.56. 128 Akgür, a.g.e., s.56-58.

sahibinin ölümünden sonra geride kalanlar arasında çok küçük parçalara bölünmesi de kırsal alanlardan kentlere olan göçü tetiklemiştir.129

Ekonomik nedenlerden bir diğer kısmı ise, köyünde beslenemeyen, gelecek güvencesi bulamayan nüfusu kent merkezlerine çeken nedenlerdir. Bunlara çekici etmenler ya da olumlu göç nedenleri denir. Sanayileşmekte olan toplumlarda, kentlerdeki iş olanakları ve elde edilebilecek alternatif fırsatlar, köye nazaran daha hızlı çoğalır. Ekonomik gelişmeyle birlikte kişi başına düşen gerçek gelir yükseldikçe, kentlerde üretilen mal ve hizmetlere duyulan istek, tarım ürünleri isteğine nazaran daha fazla olur. Ayrıca üretim sisteminin aklîleşmesi sonucunda, önceden köylerde görülen bazı hizmetler kentlerde görülmeye başlanır. Sonuç olarak kentlerin sunduğu ekonomik üstünlükler, kentin büyümesiyle beraber artar ve daha fazla bireyi kırsal kesimlerden kentlere doğru çeker.130 İşte bu çekim göçlerin oluşmasında büyük bir rol oynar.

Göç hareketinin yoğun olarak yaşandığı ülkelerin başında gelen Türkiye’deki göç hareketlerinin önemli bir bölümü ise, köyden kente doğru gerçekleşmektedir. Özellikle Türkiye’nin Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu ile Orta ve Batı Karadeniz Bölümleri ve Güneydoğu Anadolu Bölümü göç veren bölgeler olarak bilinmektedir. Bu bölgelerdeki göçün temel nedenlerinden biri ise; nüfusun bulunduğu ortamda kendine yetemez hale gelmesidir.131 Yani, buradaki nüfus, bulunduğu yerde ekonomik anlamda bir fırsat yakalayamayacağını düşünerek, bu fırsatların daha çok olduğunu düşündüğü yerlere göç etmektedir denilebilir.

Göçün temelinde yatan ana faktörler, nüfusun doğal artış hızı ve ekonomik gelişme hızıdır. Bu nedenle dikkate alınması gereken temel değişken ekonomik gelişme hızına göre nüfus artış hızının ne olduğudur. Birçok kalkınma planları hızlı bir ekonomik gelişme sağlamak amacıyla kentsel altyapıya öncelik vermeye devam etmekte ve kırsal alandaki altyapıyı tamamen ihmal etmektedir. Bu da kırdan kente göç akışını güçlendirmektedir.132 Yani; kentsel mekânların zaten var olan imkânlarının daha da iyileştirilerek, kırsal alanlara götürülmeyen hizmetler ve yaratılamayan fırsatlar Türkiye’de iç göçü teşvik eden bir etkendir denilebilir.

129

Kongar, a.g.e., s.550.

130 Keleş, Kentleşme …, s.28-29. 131 Akan ve Arslan, a.g.e., s.48-49. 132 Gökçe, a.g.e., s.71.

Benzer Belgeler