• Sonuç bulunamadı

4. BÖLÜM

4.2. ARAŞTIRMANIN AMACINA YÖNELİK BULGULAR

4.2.4. İstanbul’da Yaşlı Olmak

4.2.4.3. Kente Dair Yaşamı Kolaylaştıracak Beklentiler

Şişli’de yaşayan üst sosyo-ekonomik statüden, eğitim düzeyi yüksek katılımcılar Batı ülkelerindeki olumlu örnekleri hatırlatarak boş zamanlarını değerlendirebilecek parklar, belediyelerin işletebileceği sinemalar, tiyatro salonlarının inşa edilmesini, böylece İstanbul’da yaşayan 65 yaş üstü kişilerin yaşamlarının renkleneceğini belirtmişlerdir.

“Ama yani bazen seyahat ediyoruz görüyoruz Avrupa şehirlerini... Yani özellikle yaşlılar için yaptıkları, sağladıkları rahatlıkları yani öyle bir yerde yaşamak isterdim. Ama tabi kendi çevremle yaşamak istediğim için buraya yine tercih ederim ama herhalde oranın sağladıkları rahatlıklar olsun isterdik burda yani. Parklar olsun, bahçeler olsun. Spor merkezleri, pek çok şey olabilir.” (DG 215, Ş, K, 77)

“Evet kentte kesinlikle her belediyeye düşen görev var, ben de bi belediyede çalışmış uzman bir kişi olarak, bu konuları bilen bir kişi olarak, her ilçede kesinlikle mahalle konseylerinin kurulması gerekir. Bu mahalle konseylerinin buluştuğu bir merkez olması gerekir. Bu merkezde de her türlü sosyal etkinlikler, yani tiyatrosundan, okuma salonlarına kadar, sohbet merkezlerine kadar yapılması gereken hususlar var. Bunlar nispeten belli yaştaki kişileri sosyal hayata katabilir.” (DG 224, Ş, E, 65)

“Bak; yaşlıları bireyselliğe itmeyeceksin; çünkü Alzheimer kapıyı çalıyor o zaman. Yani geri planda olmayacak... Onlar da toplum içine girebilecek, öyle ortamlar olması

lazım...Yani evet, daha rahat ulaşabilecekleri, gidebilecekleri ev toplantıları falan sosyallik olarak algılanmıyor. Zaten öyle bir şey yok. Daha farklı kişilerin bir araya gelmesi sosyallik oluyor. Ben şimdi şiire gidiyorum, çarşamba akşamları. Güzel bir şey yani bilmediğim bir şeyi öğreniyorum. Ya da konserler olabilir, sinema gösterimleri olabilir. Belediyeler bunları yapabilir.” (DG 223, Ş, K, 65)

“Çevre düzenlenmesi mesela İstanbul’da yeşil alan yok, çevre yok. Gezme alanı yok. Genelde yok, yeşil bir alan yok. Bunu gibi daha da şeylerim... Bunun gibi metro gibi sorunlar var. İstediğim tabi ki, sağlık bakımından, ulaşım bakımından, ekonomik bakımından ilerlemesini isteriz. Ayrıca İstanbul kendine göre bir yönetim biçimi olmalı. Yani İstanbul bir dünya devletidir. Kendi kendini yönetmeli. Daha demokratik bir yapıyla İstanbul belki kendi kendini yönetirse belki yeşil alanlar daha halka ulaşabildiği imkânlar bence daha oluşabilir. Evet...” (DG 227, Ş, E, 74)

“Bilmiyorum yani böyle yaşlılar için koruma dernekleri var mıdır? Yaşlıların böyle devamlı gidebilecekleri, vakit geçirebilecekleri böyle hem sağlıklarını engellemeyecek, böyle orada rahatça sağlıklı bir şekilde imkân bulabilecekleri dernekler var mı? Ama öyle olmasını tabii ben de isterim yani. Öyle bir dernek olsa şimdi çok güzel, nezih bir ortam… Açık havada böyle çok güzel bir kahve… Mesela bahçesi falan vardır. Böyle yaşlılar için kurulmuştur. Böyle bir yere ben de gelip gitmek isterim yani.” (DG 225, Ş,

E, 68)

Şişli’de yaşayan alt sosyo-ekonomik statüdeki bazı katılımcılar ise İstanbul’un pahalı bir şehir olmasından şikâyet etmektedirler. Bu katılımcılar özellikle emekli maaşlarının azlığından yakınarak 65 yaş üstü kişilerin bir takım indirimlerden faydalanmaları gerektiğini belirtmektedirler.

“Bi de pahalı. Kadir Topbaş dedi ki, ona verdim ilk seçimde... Dedi ki İstanbul’da Kadir abim var dedi, Kadir abinin konserleri 100 lira. Zaten hepsi emekli seksen yaşında... Olsa olsa beş kişi gider. Yahu 100 liralık yeri yaptır on lira yirmi lira.” (DG 213, Ş,

E, 80)

“Bu gün görüyorsunuz televizyon da söylüyor mesela diyor ki; bu ayki gelirler diyor 3000 lira olması lazım diyor mesela. Eeee? Ben 1500 lirayla nasıl insan haklarından faydalanabilirim. Nereye gidebilirim ben? Hiç bir şey yapamam yani hangi sanattan faydalanıcam. Aynı yere geliyor maddiyata geliyor yine... Türkiye’de bir yaşlının yaşaması için en azından 1500 lira para alması lazım ancak yaşar. Ama hesap ortada,

91

düşünecek olursanız hesap ortada yani. Bugün bir kalıp beyaz peynir 30 lira... Zeytin 20 lira kilosu. Zeytini, beyaz peyniri yiyen fakirdir zaten yaşlılardır... Efendim nasıl alıcak bunu? Eskiden bizim çocukluğumuzda zeytin ekmek en büyük şeydi çünkü ucuzdu ama şimdi lüks oldu. Bugün en kötü kuru fasulyeyi almaya gidin 10 lira kilosu (gülüyor). Bunlar hepsi birbirini tamamlayan şeyler işte... Yumurta! (duraksıyor). Bir yumurta 75 kuruş bugün. Yani bir yumurta ile ne olur? Bir litre süt 2 lira 2,5 lira veriyorsun bir litre süte. Yaşlının yiyebileceği yoğurt, süt... Bunların ucuz olması lazım. Ama maalesef bunların hiç biri ucuz değil Türkiye’de. Hiç ucuz değil! İyi bir süt istersen 3 lira. Yani çok sulu istemediğin süt 3 lira. Ama çok sulusunu da istiyorsan 1,5 liraya da alırsın... Ne yapıyor? Suya dayanıyor. Sütün de hiç bir değeri yok bence boş. Bu şekil işte...”

(DG 232, Ş, E, 67)

Öte yandan Sancaktepe’de yaşayan alt, orta, üst sosyo-ekonomik statüdeki katılımcıların hemen hemen hepsi özellikle yerel yönetimlerin onlara sağladığı olanaklardan çok memnun olduklarını belirttiler. Hasta olduklarında eve doktor ve hemşire geldiğini, ücretsiz ambulans servisi olduğunu, belli dönemlerde kan ve şeker ölçümlerinin belediyeler tarafından ücretsiz yapıldığını ve bu uygulamalardan çok memnun olduklarını belirttiler.

“Ben kendim çok memnunum. Her bir şeyi düşünmişler. Hastalananda geliiler, aliiler götüriiler. Aha hacı teyze var ya (eşinden bahsediyor) onu çooook götürmüşik ambulansla hastahanaya. Hepsini belediyemiz yapiyi. Çok dua ederim ona.” (DG 121,

S, E, 97)

“Belediyeler gücü yettiği kadar yapıyor işte...Her şeyi yaptı çok şükür, okul yaptı çocuklar gidiyor. Çay ocağı da yapıcaklar caminin yanına. Daha ne olsun?” (DG 134,

S, E, 81)

“Benim hanım felçli. Haftada üç dört sefer geliyorlar. Allah razı olsun. Samsun’dan buraya ambulansla geldik. Doktorlar geliyor, pansumanını hep doktorlar yapıyor, hemşireler yapıyor... Ücret yok. Haftanın üç günü büyükşehirden geliyorlar. Çarşamba, pazartesi, cuma geliyorlar. Bunlar kesinlikle geliyorlar. Arada bir devlet hastanesinden eve hizmet… Allah razı olsun.” (DG 123, E, 78)

4.2.5. Yaşlılara Yönelik Ayrımcılık