• Sonuç bulunamadı

BELEDİYELER

6. Kent Konseyleri tüm il ve ilçelerde var mıdır?

10.6. Kent Konseyleri

5393 sayılı Belediye Kanunu, “kent konseylerini” düzenleyerek onlara hukuki bir nitelik kazandırmıştır (m.76). Buna göre, Kent Konseyi, kent yaşamında; kent vizyonunun ve

53 Avrupa Belediyeler ve Bölgeler Konseyi (CEMR), Dünya Birleşik Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı (UCLG), Güneydoğu Avrupa Yerel Yönetim Birlikleri Ağı (NALAS) gibi.

196 hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır. Bu konseyler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin, varsa üniversitelerin, ilgili sivil toplum kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin katılımıyla oluşur. Kent konseyinin faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi konusunda, belediyeler, yardım ve destek sağlar. Kanun’un getirdiği diğer önemli bir hüküm ise, konseyde oluşan görüşlerin belediye meclisinin ilk toplantısında gündeme alınarak değerlendirilecek olmasıdır. Kanun’un dilinden de anlaşılacağı üzere konseyde alınan kararlar

‘görüş’ niteliğindedir ve bağlayıcı değildir. Bununla birlikte belediye meclisi bu görüşleri ilk meclis toplantısında değerlendirmek ve sonucu kent konseyine bildirmek zorundadır (m.76/3). Kanundaki bu hükmün ardından, İçişleri Bakanlığı, uygulamanın ne şekilde olacağına dair bir ‘Kent Konseyi Yönetmeliği’ çıkarmıştır. Buna göre kent konseyinin işlevlerinden birisi de yerel düzeyde demokratik katılımın yaygınlaştırılmasını, hemşehrilik hukuku ve ortak yaşam bilincinin geliştirilmesini, çok ortaklı ve çok aktörlü yönetişim anlayışının benimsenmesini sağlamaktır (m.6/a). Ayrıca, konseyler, yerellik ilkesi çerçevesinde katılımcılığı, demokrasiyi ve uzlaşma kültürünü geliştireceklerdir (m.6/ç).

Yönetmelikte, ‘kent konseyi bulunmayan belediyelerde ilk toplantı, belediye başkanının çağrısı ile yapılır’ denilerek belediye başkanlarına Kent Konseylerinin oluşturulması görevi verilmiştir. Nitekim uygulamada da belediye başkanları yönetmeliğin resmi gazetede yayımlanmasının ardından ilgili kurum ve kuruluşlara çağrıda bulunarak, kuruluş genel kuruluna davet etmiştir. Zaten, yönetmeliğin hükmü gereği, yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl içerisinde –yani 8 Ekim 2007 tarihine kadar- tüm belediyelerin kent konseylerini kurması gerekmektedir.

Yönetmeliğin zorunlu hükmüne rağmen, ülke çapında tüm belediyelerde kent konseyleri oluşturulamamıştır. İçişleri Bakanlığının, Yerel Gündem 21 Programı konulu, 18 Temmuz 2007 tarihli genelgesindeki ifadelerden de bu anlaşılmaktadır. Buna göre, YG21 projesi çerçevesinde, “2008 yılının sonuna kadar, kent konseylerinin kurulması yönünde teknik destek ve katkı sağlanmasından bahsedilmektedir. Uygulamada kanuni zorunluluk nedeniyle birçok belediyenin de Ekimin ilk haftası ya da kent konseylerinin kurulması için

197 son gün olan 8 Ekim 2007’de ilk genel kurullarını yaptığı görülmektedir.54Kuşkusuz sadece kanuni zorunluluk nedeniyle bu konseyleri kurmak ve bazı resmi prosedürleri yerine getirmek

‘katılım’ anlamında yerel demokrasiye bir katkı sağlamaz. Bu şekilde kurulan Kent Konseyleri ile demokrasi ve uzlaşma kültürünün geliştirilmesi; kent yönetiminde saydamlık, hesap verilebilirlik ve katılım gibi ilkelerin uygulanmasına katkıda bulunmak gibi amaçlara da ulaşılamaz. Bu nedenle, Türkiye’de belediye yönetimlerinin –özellikle de belediye başkanlarının- kent konseylerini; kentin sorunlarına yerel tüm paydaşlarının katılımı için bir mekanizma; yerel toplumun kentine sahip çıkma bilincini geliştiren bir örgütlenme; katılımcı demokrasinin oluşumu ve gelişimini destekleyen bir proje olarak desteklemesi ve sahip çıkması gerekir.

Kent konseylerinin uygulamada yaşayabileceği en önemli problemlerden birisi de, konseyden gelen görüş ve önerilerin karar alma süreci üzerinde gerçek bir etkisinin bulunup bulunamayacağıdır. Bu alanda gerçek bir etkinin yapılamaması çok kez katılım konusunda isteksizlik ve ilgisizlik doğurabilecektir. Bununla beraber, Kent Konseyleri, gerçek amaçları doğrultusunda kullanılmaları koşuluyla, genelde anlamlı bir katılım biçimi ve yurttaşlarla yönetim arasında sağlıklı bir iletişim aracı işlevi görecektir. Kent Konseyine ilişkin yeni bir gelişmede, Kent Konseyi Yönetmeliğinin bazı maddelerinin Danıştay tarafından iptal edilmesidir. İptal edilen maddeler çoğunlukla genel meclisteki temsille ilişkilidir. Meclis üye tamsayısının yüzde 30’unu geçmemek üzere, belediye meclisinin ve il genel meclisinin kendi üyeleri arasından seçeceği temsilcileri Kent Konseyi’nin üyesi yapan maddesi bunlar arasındadır (8/1-d ve 8/1-e). İptal edilen diğer maddeler arasında belediyenin içinde bulunduğu seçim bölgesindeki milletvekillerini (8/1-b) ve teşkilatını kurmuş siyasi partilerden TBMM’de üyesi bulunanların katılımı (8/2) da yer almaktadır.55

Danıştay’ın iptal kararı, halkın bir organı olarak kurgulanan Kent Konseyinin, ağırlıklı olarak siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri, belediye ve il genel meclisi üyelerinden oluşan bir yapıya dönüştürüldüğünü ortaya koymaktadır. Bu türden bir meclis yapılanması ise halkın, kent sorunlarında doğrudan temsili yerine, dolaylı temsilini

54 Bu duruma Tokat, Kırklareli, Ereğli (Konya) gibi belediyeler örnek verilebilir.

55 Danıştay’ın 22.05.2008 tarihli, 2007/1280 Esas, 2008/3744 sayılı kararı.

198 öngörmektedir. Halkın dolaylı olarak belediye ve il genel meclislerinde zaten temsil edildiği düşünüldüğünde, kent konseylerinin işlevsizleştirildiği anlaşılır.56

Belediye; sağlık, eğitim, spor, çevre, sosyal hizmet ve yardım, kütüphane, park, trafik ve kültür hizmetleriyle yaşlılara, kadın ve çocuklara, özürlülere, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin yapılmasında beldede dayanışma ve katılımı sağlamak, hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği artırmak amacıyla gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar uygular. Gönüllülerin nitelikleri ve çalıştırılmalarına ilişkin usûl ve esaslar İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılan bir yönetmelikle belirlenmiştir.57

Cadde, sokak, meydan, park, tesis ve benzerlerine ad verilmesi ve beldeyi tanıtıcı amblem, flama ve benzerlerinin tespitine ilişkin kararlarda; belediye meclisinin üye tam sayısının salt çoğunluğu, bunların değiştirilmesine ilişkin kararlarda ise meclis üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun kararı aranır. Bu kararlar mülkî idare amirinin onayı ile yürürlüğe girer.

56 Akdoğan, A.Argun, “Yeni Yerel Yönetim Yasalarında Katılım”, dosya 08, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Bülten 64/Aralık, 2008, s. 22.

57 İl Özel İdaresi ve Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım Yönetmeliği, R.G. Tarih: 09.10.2005, Sayı: 25961.

199 Uygulamalar

Bu bölüm teorik bilgi içerdiğinden uygulaması bulunmamaktadır.