• Sonuç bulunamadı

Yazında sanal kaytarma kavramına benzer başka kavramlar da yer almaktadır. Hatta bazı kavramların tanımları sanal kaytarma kavramı ile aynı gibi gözükmektedir. Çoğu araştırmada net bir ayrım yapılmadan bu kavramalar kullanmıştır. Bunun nedeni ise, kavramların içerdiği faaliyetler benzerlik göstermesidir. Buna rağmen bazı küçük farklılıklar yer almaktadır. Bu farklılıklar ise, bu davranışa sebep olan faaliyetlerin tam ayrımının yapılamamasından kaynaklanmaktadır. Faaliyetlerin hangi amaçlarla yapıldığı, örgütsel veya bireysel olarak mı yansımalarının olduğu, olumlu veya olumsuz etkilerinin derecesi bu farklılıklar içinde yer almaktadır. Sanal kaytarmaya benzer kavramlar; internetin kötüye kullanımı (internet abuse), problemli internet kullanımı (problematic internet use), internet bağımlılığı (internet addiction), iş yerinde kişisel internet kullanımı (personal web usage at work) şeklindedir. Araştırmada alt başlıklar halinde bu kavramlar açıklanmaktadır.

1.4.1. İş Yerinde Kişisel İnternet Kullanımı

Günümüzde iş yerlerinde teknolojik araçların ve internet kullanımının yaygınlaştığı bilinmektedir. Bu sebeple çalışanlar “21. yüzyılın "bilgi çalışanları" olarak adlandırılabilmektedir (Anandarajan ve Simmers, 2004a: 3). 2012 yılında Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan bir araştırmada, Türkiye’ de internet kullanım verilerine göre interneti işyerinde kullanma oranı %33,8 kablosuz bağlantılar aracılığıyla kullanım oranı %5,9 olarak belirlenmiştir (Örücü ve Yıldız, 2014: 99). Araştırmadan anlaşılacağı üzere iş yerlerinde internet kullanımı yaygın olduğu görülmektedir. Fakat bu kullanımın ne kadarı kişisel amaçlar için ne kadarı iş ile ilgili olduğu bilinmemektedir. İş yerinde kişisel internet kullanımı; çalışma saatleri içinde, organizasyonun geleneksel iş dışındaki faaliyetler için gönüllü olarak mevcut interneti kullanma(çevrimiçi) davranışlarıdır (Anandarajan ve Simmers, 2004a: 19). Bu tanımın ortaya çıkaran çalışma 2004 yılında Anandarajan ve Simmers tarafından yapılmıştır. Bu çalışmada çalışanların kişisel internet kullanma tutumlarını incelenmiştir. Bu doğrultuda çalışanlara “iş saatleri içinde işle ilgili olmayan amaçlar için internet kullanımın uygun olduğunu düşünüyor musunuz” sorusu yöneltmiştir. Büyük çoğunluğuinterneti iş dışı amaçlarla kullanmanın doğru olduğunu düşündüğünü ifade etmiştir. Özellikle bu faaliyetin sigara ve kahve

18

molasına benzer bir durum olduğunu düşündükleri tespitine varılmıştır. Fakat bu faaliyetin olumlu ve olumsuz etkilerinin de olduğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle yöneticiler birtakım ilkeler belirleyerek sınırsız erişimi sınırlandırabilir. Bu sayede çalışanların yenileşme, öğrenme ve performans düzeylerinde artış olabileceği belirtilmiştir.

Ramayah (2010) ise, iş yerinde kişisel internet kullanımının verimsizliğe yol açacağını ifade etmiştir. Kişisel indirme, kişisel bilgi araştırma, kişisel iletişim, kişisel e- ticaret olmak üzere 4 kişisel internet kullanımını ele almıştır. Yaptığı araştırma doğrultusunda kişisel iletişim dışında kalan internet kullanımlarının verimsizlik ile pozitif ilişkili olduğunu sonucuna varmıştır.

1.4.2. Problemli İnternet Kullanımı

Problemli internet kullanımı kontrol edilemez, belirgin olarak üzücü, zaman alan veya sosyal, mesleki veya finansal zorluklarla sonuçlanan bir kavramdır (Shapira vd. 2000: 267). Bu kavram, internetin aşırı kullanımı ile gündeme gelmiştir. İnternetin aşırı kullanım sonucu ise, iş yerinde ve evlerde olumsuz etkiler meydana getirmiştir. Bu şekilde internet kullanımı en iyi bir dürtü kontrol bozukluğu olarak ifade edilebilir (Shapira vd., 2003: 207). Bu özellik nedeniyle internet bağımlılığına çok yakın anlam taşımaktadır (Caplan, 2002: 555). Çünkü iki kavramda da en önemli nokta internet kullanımının, kullanıcı için olumsuz olarak kişisel ve profesyonel sonuçlara yol açmasıdır (Caplan, 2002: 556).

Problemli internet kullanımı; azaltılmış dürtü kontrolü, yalnızlık / depresyon, sosyal rahatlık ve dikkat dağınıklığı olmak üzere 4 boyutta ele alınabilir (Davis, Flett ve Besser, 2002: 331). Bu boyutların oluşturulmasında çalışmada yer alan katılımcılardaki bazı özellikler temel alınmıştır. Dürtüsellik, yalnızlık, düşük benlik saygısı, depresyon, sosyal kaygı gibi özellikler bulunmaktadır. Ayrıca erteleme davranışı da yer aldığı tespit edilmiştir (Davis, Flett ve Besser, 2002: 332). Özellikle çevrimiçi pornografi veya çevrimiçi kumar oynama gibi belirli bir çevrimiçi etkinlik veya uygulamaya odaklanmış davranışları sergiledikleri görülmüştür. Aslında çevrimiçi ortamda çok fazla zaman harcamaktan daha ciddi durumlar ortaya çıkmıştır. Çevrimiçi yasadışı faaliyetlerle ilgili olabilecek (virüs göndermek, çevrimiçi pornografi) diğer tehlikeli davranışlar

19

gerçekleşebilmektedir (Davis, Flett ve Besser, 2002: 340). Dolayısıyla çalışanların çevrimiçi ortamda çok fazla zaman harcaması ve işten kaçınması organizasyondaki verimliliğin de zarar görmesine neden olmaktadır. Örneğin, çalışan başına ortalama 10 ABD doları olan 500 çalışandan oluşan bir şirkette internette ortalama zaman harcanan süre haftada 2 saat ise, problemli internet kullanımı şirkete yıllık 470.000 dolar maliyet verebilir. Kısacası işyerinde sorunlu internet kullanımının; yasal sorumluluk, artan bant genişliği, iş cirosunda azalma gibi önemli etkileri olabilmektedir (Davis, Flett ve Besser, 2002: 341).

1.4.3. İnternetin Kötüye Kullanımı

Pek çok kişinin gözünde, kişisel internet sörfü internetin kötüye kullanımı olarak görülmektedir (Belanger ve Van Slayke, 2002: 64). Özellikle birçok yöneticinin iş üretkenliği açısından kötü ve hatta daha kötü davranışlar olarak tanımlayacağı bir kavramdır. Bu davranışlardan önemlileri; organizasyonun hedefleriyle doğrudan çakışan davranışlar yer almaktadır. Bunlara; kumar, kasıtlı olarak bilgisayar virüsleri yayma, yasa dışı uyuşturucu ticareti yapma, gizli çalışma bilgilerinin kamuya açık hale getirilmesi, müstehcen malzemelerin araştırılması gibi davranışlar örnek verilebilir. Bu davranışlar ise, işvereni yasal olarak (örneğin yasadışı faaliyetlerde bulunmak, cinsel tacize yol açan bir çalışma ortamı oluşturmak, özel bilgileri kaybetme) ve finansal olarak (örneğin sabote edilmiş) birçok sıkıntılı durum ile uğraştırabilir (Mastrangelo, Everton ve Jolton, 2003). Diğer yandan çalışma yaşamının çalışanlar üzerinde oluşturduğu stresler ve monoton yaşam şekli çalışanların mesai saatleri içerisinde birtakım sosyal ağlara katılarak (Facebook, Twitter vb.) ya da internet üzerinde oyun oynayarak, müzik indirerek vakit geçirmelerine neden olabilmektedir. Dolayısıyla internetin amacına uygun olmayan şekilde veya kötüye kullanımı ortaya çıkmaktadır (Özkalp, Aydın ve Tekeli, 2012: 31). Kısacası, interneti kötüye kullanımının iş yerine, işverene ve iş arkadaşlarına karşı birçok olumsuz etkileri olduğu söylenebilir.

1.4.4. İnternet Bağımlılığı

İnternet bağımlılığı bozukluğu ile ilgili ilk önemli çalışma O’Neill tarafından yapılmıştır. Bu çalışma 1995'te ABD basınında "Hayatın Cazibesi ve Bağımlılığı Üzerine

20

New York Times'da yayınlandı. Sürekli yapılan alışveriş, egzersiz ve kumar oynamaya gibi etkinlikler aşırı internet kullanımına benzetilmiştir (Chak ve Leung, 2004: 559). Anekdot raporları, bazı çevrimiçi kullanıcıların, diğerlerinin uyuşturucu veya alkole bağımlı hale gelmesiyle benzer şekilde internete bağımlı duruma geldiğini, bunun da akademik, sosyal ve mesleki bozukluğa yol açtığını göstermiştir. Bu durumun bir psikiyatrik hastalık olabileceği ve kontrol bozukluğu durumu ile ilgili olabilmektedir. Ayrıca, sohbet odaları ve çevrimiçi oynanan oyunlar daha bağımlı hale getirdiği belirtilmiştir (Young, 1998a: 237). Bağımlı hale gelme de sadece bu etkinliklerin gerçekleştirilmesi yeterli değildir. Çünkü kişilerdeki artan depresyon düzeyleri de internete bağımlı hale getirebilmektedir. Özellikle düşük benlik saygısı, zayıf motivasyon, reddedilme korkusu ve depresiflerle ilişkili onaylama ihtiyacı gibi özellikler internet bağımlılığının oluşmasında etkili olabilmektedir (Young ve Rogers, 1998b: 27). Bağımlılık Tanı ve Tedavi Merkezi (http://www.batem.info.tr/diger- bagimliliklar/internet-ve-bilgisayar-bagimliligi/) internetin bir bilgi ve iletişim kaynağı olmanın ötesinde, bazı kişiler için “bağımlılığa” sebep olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle birçok kişi, gerçek dünyada karşılığını bulamadığı tutkuları ve tutsaklığı sanal dünyada yaşadığı ifade edilmektedir. Çünkü internet sosyal iletişimi artıran ama aynı zamanda sosyal izolasyona neden olan bir araç olduğu saptanmıştır. İletişimi kolaylaştırdığı aynı zamanda iletişimin yakınlığını bozarak iletişimi bozmaktadır. O yüzden internet ve bilgisayar bağımlılığının çok farklı tipleri ile karşılaşılmaktadır. Bu tipler 5 grupta belirtilmektedir. Sanal-seks meraklıları, arkadaş arayanlar, online kumarbazlar, bilgi bağımlıları, bilgisayar kurtları şeklinde ifade edilmektedir. Sanal-seks meraklılarının genellikle erkeklerde görüldüğü ve pornografik sayfaları ziyaret ettikleri arkadaş arayanlar ise daha çok chat (sohbet) odalarında vakit geçirmektedir. Gerçek hayattan kaçış yeri gibi düşünenler bu grubun içinde yer almaktadır. Online kumarbazlar içinde sanal kumarhanelerin ve alışveriş sitelerinin müşterileri yer almaktadır. Bilgi bağımlıları, yeni bilgilere ulaşmak için saatlerce internette gezinirler, siteden siteye gezinerek, enformasyon yüklemesinden haz almaktadır. Son gruptaki bilgisayar kurtları, bilgisayara ve bilgisayar teknolojisine fazlasıyla merak salmıştır. Genellikle oto yarışı gibi bilgisayar oyunlarına meraklı gençler ve yetişkin erkekler bu grubun içinde yer almaktadır.

21