• Sonuç bulunamadı

FTM ile GPK’nın faydalı yönlerinin birleştirilmesinden doğan KTM’nin en önemli özelliklerinden biri; yönetim departmanına atıl kapasite hakkında bilgi

71

sağlamasıdır. KTM sisteminin diğer maliyet tekniklerine göre birçok avantajı bulunmaktadır. Maliyetlerin izlenmesi hususunda daha doğru bilgiler sağlar, kaynaklar ve ortaya çıkardıkları maliyetler arasındaki ilişkiyi nedenselliğe bağlar, maliyet davranışını (sabit ya da orantısal olarak) doğru bir ayrıma tabi tutar ve atıl kapasiteyi gözler önüne sermekte yardımcı olmaktadır (Al-Rawil ve Al-Hafiz, 2018, s. 38).

KTM’nin uygulandığı işletmelere sağladığı çeşitli faydalar vardır. Bu faydaların en önde geleni, üretilen ürünle ilişkisi bulunmayan sabit maliyetlerin bahsi geçen ürüne yüklenmemesidir. Bu sayede kısa vadeli kararların verilebilmesine imkan sağlamaktadır (Özyapıcı, 2015, s. 25)

KTM’de sahip olunan üretim süreci ve ürettiği çıktılar arasında yapılan doğru ilişkilendirme, daha güvenilir ve net maliyet atamalarının yapılması ve kaynak tüketim seviyesinin daha iyi anlaşılması ile sonuçlanmaktadır. Bu maliyet atamalarında sadece ilgili maliyetlerin kullanılmasıyla kaynak planlaması yapma imkanı sağlamaktadır (Tutkavul, 2016, s. 132).

Belirlenmiş bir üretim sürecine ve bu sürecin çıktılarına uygun maliyet dağıtımlarının yapılması, doğru maliyet bilgisi sağlamakta ve kaynak tüketim kalıplarının yöneticiler tarafından daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır.(Baltacıoğulları, 2019, s. 25).

KTM’de mamul/hizmet maliyetleri sadece tüketilen kaynakların maliyetinden oluşmaktadır. Sebep olduğu sağlam maliyet kontrolü sayesinde kısa vadede gerçeğe uygun güvenilir mamul/hizmet maliyet bilgisi sunmaktadır (Gutnu, 2018, s. 66).

Aynı zamanda kaynak seviyesinde yapılan planlama ve kontrol sayesinde de esnek bütçelemeye imkan sağlamaktadır (Gutnu, 2018, s. 66).

Diğer bir yandan KTM, gelişmekte olan bir maliyet muhasebesi tekniğidir. Yöneticilerin karar almalarında destekler nitelik göstermektedir. KTM, maliyet davranışlarını yakından izleyerek atıl kapasiteyi ortaya çıkarmaktadır (Polejewski, 2007, s. 7).

KTM’de kullanılan yöntemle parasal olmayan ölçütlerle tüketilen kaynaklar yansıtılmaktadır. Nedenselliğe dayalı bir miktar temelli çıktı – tüketim ilişkisi vardır. Maliyetler kaynak seviyesindeyken sabit ve orantısal olarak belirlenmesinin ardından dağıtılmaktadır. KTM’de orantısal maliyetler tüketilebilir kabul edilmektedir.

72

Yöneticilere karar alma aşamasında kaynak düzeyinden örgüt düzeyine maliyetleri izleme ve sınıflandırma imkanı sunmaktadır (Aktaş, 2013, s. 65).

Weber ve Clinton’a göre; maliyetleri sadece dahil oldukları üretim süreçlerine ve ürünlere atayarak yöneticilere verimli bir maliyet sistemi sunmaktadır (Özyapıcı, 2015, s. 25).

Amortisman hesaplamasında tarihi maliyetlere tercihen yerine koyma maliyetlerinin kullanılması daha net ve gerçeğe uygun veriler sağlamaktadır (Tanış, 2018, s. 35).

Yerine koyma maliyetlerinin amortisman hesaplarken tercih edilmesi sayesinde benzer kaynakları tüketen benzer ürünler için eşit olmayan/ farklılık gösteren maliyet tahsisi probleminin ortaya çıkmasını engellemektedir (Baltacıoğulları, 2019, s. 25).

Ürün maliyetleri sadece kullanılan kaynakların maliyetini içermektedir. Kullanılmayan kapasiteler yöneticiler için görünür hale gelmektedir (Webber ve Clinton, 2004, s. 12).

Bu bağlamda, işletmede kaynak tüketimine sebep olarak maliyet doğumuna neden olan en temelden en üst noktaya kadar her türlü kalemin sınıflandırılması ve izlenmesi yeteneği yöneticilere sağlanmaktadır (Tanış, 2018, s. 35).

KTM sistemi kullanılarak doğru atanan mali veriler daha doğru ve güvenilir kaynak bütçesi hazırlama imkanı vermektedir (Tanış, 2018, s. 35).

KTM, verimliliğin artırılmasına, ürün maliyetlerinin düşürülmesine, bu sayede de işletme karlılığının arttırılmasında önemli rol oynamaktadır. İşletmenin mevcut kaynaklarının nasıl verimli bir şekilde kullanılacağı, atıl kapasitenin nasıl belirleneceği hakkında nitelikli bilgi sağlamaktadır (Al-Rawil ve Al-Hafiz, 2018, s. 38).

Atıl kapasite düzeyi tüketilmemiş teorik kapasiteye bakılarak hesaplanmakta ve yöneticilerin işletmede meydana gelen atıl kapasiteyi net bir şekilde görebilmelerini sağlamaktadır (Tutkavul 2016, s. 132).

Atıl kapasite maliyetleri ürünlere yüklenmeden kaynağı etkileyen sorumlu seviyeye ya da kişiye aktarılmaktadır (Aktaş, 2013, s. 65).

Ürünler sadece kullandıkları kaynakların maliyetlerini taşıdıkları için atıl halde bulunan kapasitenin maliyetleri ürünlere yüklenmemektedir. Böylece yöneticiler doğru

73

fiyatlandırma yapma imkanı bulmakta ve işletmeleri rekabet avantajı elde etmektedir (Özyapıcı, 2015, s. 25).

Maliyetleri belirli bir üretim sürecine uygun olarak ilişkilendirme ve maliyet tahsisinin daha iyi anlaşılması için kaynak tüketim kalıpları kullanmaktadır. Daha doğru maliyet tahsisi yapabilmek için yalnızca ilgili maliyetleri kullanarak kaynak planlama yeteneğine sahiptir (Webber ve Clinton, 2004, s. 12). KTM’nin avantajları kısaca özetlenecek olursa;

 Atıl kapasite gideri, kaynağı etkileyen seviyeye yüklenir ancak ürünlere dağıtılmamaktadır.

 Teorik kapasite hacimlerini kullanıp atıl kapasiteyi gözler önüne sermekte, kapasite analizlerini yöneticiler için mümkün kılmaktadır.

 Amortisman hesaplanırken yerine koyma maliyeti kullanılmaktadır.

 Çıktı- üretim miktarı ilişkisinde nedensellik ilkesini baz alarak tükettiği kaynak maliyetlerini ürünlere çekmektedir.

 Maliyetler sabit ve orantısal olmak üzere iki sınıfta belirlenmektedir.

 Karar vericilere maliyet bilgilerini izleme ve gruplandırma yeteneği bahşetmektedir (Öktem, 2016, 264-266).

 Oluşan maliyetleri üretim süreçleri ve üretim süreçlerinden doğan çıktılarla ilişkilendirmek, daha güvenilir bir maliyet tahsisi sağlamakta ve kaynak tüketim muhasebesinin daha iyi anlaşılması ile sonuçlanmaktadır.

 Bu güvenilir maliyet tahsisi ile yalnızca ilgili maliyetlerin kullanılarak kaynak planlaması mümkün hale getirilmektedir.

 Ürün maliyetleri sadece tüketilen kaynaklardan oluşmaktadır.

 Sadece nedensellik ilişkisi barındıran maliyetlerin tahsisi, daha önce diğer ürünlerdeki keyfi dağıtımlara bağlı olarak atanan maliyetlerin önüne geçmektedir (Dey, Kumar ve Mazumder, 2014, s. 16-17).

Faydaları yukarıda sıralanan KTM modelinin bazı dezavantajları da mevcuttur. Bunlar;

 Ayrı ayrı düzenlenen maliyet merkezlerinin bulunması sistemi yorucu hale getirmektedir.

 Yapısı gereği karmaşık bir sistem olduğundan işletmede kurulması ve uygulanmasına adapte olma zorluğu vardır (Tanış, 2018, s. 34-35).

 Birçok maliyet merkezine ihtiyaç duyulmaktadır (Dey, Kumar ve Mazumder, 2014, s. 16-17).

 Detaylı hesaplamaları bünyesinde bulundurması sebebiyle anlaşılması zor olan KTM modeli, kendinden önceki FTM’de karşılaşılan güncelleme zorluğunu da taşımaktadır.

 Yerine koyma maliyetlerinin amortisman hesaplarken kullanılması iyi bir tahmin becerisi gerektirmektedir. Bu sebeple de bazı makine ve ekipmanlar

74

için tahmin yapılması mümkün olmadığında gerçekçi sonuçlara ulaşmak zor olabilir (Başçil, 2015, s. 70).

 Kurumsal kaynak planlamasını yapabilmek için Enterprise Resource Planning (ERP) ve sistemsel uygulama ve veri işlemleri (SAP) gibi yazılım programlarını ve sistemlerini iyi derecede kullanabilme becerisi gereklidir (Sözen, 2017, s. 241).

 KTM uygulanması pahalı olan bir sistemdir (Poljewski, 2007, s. 7).

Tüm faydalarına ve kattığı artılarına karşılık, uygulanabilmesi için ihtiyaç duyduğu zamanın fazla olması, maliyetli olması, planlama – kontrol ve maliyetler ile çıktı arasındaki ilişkilerin gerçekçi unsurlarla kullanılabilmesi için bilgisayar destek modellerinin kullanımının zorunlu hale gelmesi gibi faktörler KTM’nin eksik yönleridir (Öğünç ve Tekşen, 2018, s. 401).

KTM’nin kullanılmasına karar verilmesi için işletmelerin sahip olması gereken problemler:

 Kaynakların planlanan tüketim üzerinde harcanarak israf ediliyor oluşu (fazla / atıl kapasite) ya da kaynak kullanımının tahmin edilmesi aşamasında yaşanan yetersizlik

 Ürün hattının neden olmadığı atıl kapasite maliyetinin adaletsiz bir şekilde dağıtılıp aşırı maliyetlemeye yol açması

 İşletme yöneticilerinin kar optimizasyon konusundaki kararlarında maliyetler hakkında yeterli görüşe sahip olmamaları

 Kaynakların kullanılacak alanlar hakkındaki bilgi yetersizliği (departmanlar arası işgücü ve ekipman değişimi gibi)

 Sabit veya orantısal maliyetlerin ekonomik dinamikleri yeterince kavranamadığında ortaya çıkan gelecekteki kaynak harcamalarının fiili seviyesini olduğundan daha az göstermesi (Cengiz, 2012, s. 218-221)

75

2.11. Kaynak Tüketim Muhasebesinin Diğer Maliyet Modelleri ile