• Sonuç bulunamadı

Syamal ve ark., (1985) Salisilaldehit türevleri ve 2-hidroksi-1-naftaldehitin o- aminofenol ile kondenzasyonundan elde edilen Schiff bazlarının Zr+4 iyonu ile metal şelatlarını sentezlemişlerdir. Bu komplekslerde Schiff bazları üç dişli ligandlar gibi davranarak koordinasyonun O-N-O donör sistemiyle gerçekleşmiştir. Kompleksler değişik reaksiyon ortamlarında 1:1 ve 1:2 metal-ligand oranında sentezlenmiş ve sentezlenen komplekslerin monomer yapıda ve diamagnetik olduğunu tespit etmişlerdir. Taguchi ve ark., (1988) schiff bazı komplekslerinin antikanser aktivitesi göstermesi özelliğinden dolayı da tıp dünyasındaki önemi giderek arttığını ve kanserle mücadelede reaktif olarak kullanılması hususunda araştırmaların devam ettiğini belirtmektedir.

Bahrens ve ark., (1996) yaptıkları çalışmalarda schiff bazlarının yapılarında oksokrom gruplar bulunduğu taktirde, elde edilen metal kompleksleri renkli maddeler olduklarından boya endüstrisinde, özellikle tekstil boyacılığında pigment boyar maddesi olarak kullanıldığını ifade etmektedir .

Sarı N. (1999), Bazı heterosiklik aldehit ve amino asitlerden yola çıkarak yeni Schiff bazları sentezlemiştir. Heterosiklik aldehit olarak; furan-2-karboksaldehit, tiyofen-2-karboksaldehit ve piridin-2- karboksaldehit, amino asit olarak; alanin, valin ve fenilalanin kullanmıştır. Schiff bazlarının yapılarını element analizi, FTIR, 1

H-NMR, 13

C-NMR, UV-GB spektrumları ve iletkenlik ölçümleri ile aydınlatmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde Schiff bazlarının Cu(II) ve Ni(II) komplekslerini template metodu kullanarak elde etmiştir. Komplekslerin yapılarını element analizleri, magnetik duyarlık ve iletkenlik ölçümleri, FTIR, UV-GB spektrumlan ve termal analizler (DTA, TGA) ile aydınlatılmıştır. Bütün komplekslerde Schiff bazlarının metal iyonuna imin azotu ve karbonil oksijeninden bağlanarak iki dişli şelat olarak davrandığı ve yine bütün komplekslerde M:L oranının 1:1 olduğunu gözlemlemiştir. Ni(II) komplekslerinin tamamının oktahedral yapıya sahip olduğunu görmüştür. Cu(II) komplekslerinin ise iki tanesininin altılı diğer dört tanesinin ise dörtlü koordinasyona sahip olduğunu belirlemiştir.

Emregül, K.C. ve ark., (2003): Salisilaldehit ile o-toluidin, 2-metoksianilin ve 2- nitroanilin kullanılarak elde ettikleri Schiff bazlarının, elektrokimyasal teknikleri kullanarak korozyonu önleyici özelliklerini incelemişlerdir. N-(2- hidroksifenil)salisilaldimin, N-(2-metilfenil)salisilaldimin, N-(2

metoksifenil)salisilaldimin ligandlarının çok iyi anodik inhibitör olarak kullanılabileceklerini gözlemlemişlerdir. N-(2-nitrofenil) salisilaldimin hidroklorür hariç diğerlerinin N-(2-metoksifenil)salisilaldimin > N-(2-hidroksifenil) salisilaldimin > N-(2-metilfenil)salisilaldimin sırasına göre korozyon önleyici etki gösterdiklerini söylemişlerdir.

Xu, T.ve arkadaşlarının (2005)yaptığı çalışmada Glisin ve o-vanilinin mutlak alkol ortamında 1:1 oranında reaksiyonundan [N-(3- metoksisalisiliden)glisin] ligandı sentezlenmiştir.

Şekil 2.1. [N-(3-metoksisalisiliden)glisin] ligandı

Abbo H.S. ve ark.,(2005) 4-(naftalin-1-yliminometil)-fenol ve ve 4-(napftalin-2- yliminometil)-fenol bileşiklerinin 4-hidriksialdehit ile reaksiyonundan yeni bir schiff bazı sentezlemişlerdir. Bu üründen yola çıkarak Fe(III) komplekslerini elde etmişlerdir.

Şekil 2.2. Oluşan ürünler

Shi, L.ve ark., (2006) yaptığı çalışmada Salisilaldehit türevlerinden sentezlenen bileşiklerde, aromatik halkada bir veya daha fazla halojen atomu bulunduğunda, schiff bazlarının antifungal ve antibakteriyel aktiflik gibi çeşitli biyolojik aktivite gösterdikleri belirlenmiştir. Özellikle 5-klorsalisilaldehitten bir seri schiff bazı sentezlenmiş ve bunların antimikrobiyal özellikleri belirlenmiştir.

Şekil 2.3. 5-Klorsalisilaldehitten sentezlenen schiff bazları

Naeimi, H. Ve ark., (2007) çalışmalarında 4,4’ diaminoazobenzen ile 3-metil (b), 4-metil (c) ve 5-metil (d)- salisilaldehit’in kondenzasyonundan yeni Schiff bazı ligandları sentezlenmiştir ve bunların karakterizasyonları gerçekleştirilmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda bu bileşikler boyar madde kimyasında kullanılmaktadır.

Şekil 2.4. Sentezlenmiş schiff bazlarının yapıları

Baran, T. (2009), 4-amino-1,2,4 triazol ve DL-fenil alaninden türetilen heterosiklik ve amin asit türevi iki yeni makrosikilik Schiff bazı ligandı sentezlemiş daha sonra ligandların binükleer Mn(II), Ni(II), Cu(II) ve Zn(II) kompleksleri sentezlenmiştir. Bileşiklerin yapıları elementel analiz, IR, 1

kütle spektroskopisi, UV-VIS, molar iletkenlik, manyetik moment, X- Işını toz kırınım yöntemi teknikleri kullanılarak belirlenmiştir.

Zhang ve ark., (2009). Çeşitli heterosiklik yapılardan türeyen schiff bazlarının sitotoksik, antikonsulvant (çizgili kasların şiddetli kasılmasını engelleyen), antikanser ve antifungal aktivitelere sahip olduklarını tespit etmiştir. Bu çalışmaya göre kalay(IV) schiff baz ligandları organik sentez, kataliz, medikal kimya ve biyoteknoloji gibi alanlarda potansiyel uygulamalara sahiptir. 4-amino-5-fenil-4H-1,2,4-triazol-3-tiyol ve 5-amino-1,3,4-tiyadiazol-2-tiyol bilesiklerinin p-ftalaldehit’in azot atmosferinde gerçekleşen kondenzasyonundan türeyen Schiff bazlarının Sn(IV) tuzları ile sekiz farklı yapıda trinükleer kompleksleri elde edilmiş ve karakterize edilmiştir.

Şekil 2.5. Kalay (IV) Schiff Bazı Ligandları

Zhu L., ve ark., (2010) ferrosenin diklormetandaki çözeltisiyle klorasetil klorür ve AlCl3 karışımının reaksiyonundan Klorasetilferroseni sentezlemişlerdir. Oluşan ürünü kolon kromotografi yöntemiyle saflaştırmışlardır (petrol eteri:diklormetan=1:10). Klorasetilferroseni LiAlH4 kullanarak indirgemiş ve burdan da diğer sentez ürünlerinin çalışmalarına geçiş yapmışlardır. Bu çalışmaya göre Klorasetilferrosenin 1

H-NMR analiz sonuçları incelendiğinde: 4,25 (s,5H), 4,42 (s,2H), 4,60 (t,2H), 4,84 (t,2H) spektrumları gözlenmiştir.

Gül ve ark., (2012) sentezledikleri schiff bazını azot atmosferinde diklormetanda çözdükten sonra trietilamin ilave ederek 1,1’-di(klorkarboksil)ferrosenle reaksiyonunun ardından (24 saat 0oC’de) 1 saat daha kaynatarak karıştırmışlardır. Su ile ekstraksiyon sonucu ürün elde ettiklerini belirtmişlerdir.

Ekti Dal, S., F., 2010 bazı ferrosenil amitlerin, mikrodalga organik sentezi ve bazı ferrosenil esterlerin, klasik sentezi gerçekleştirmiş olup spektroskopik yöntemlerle yapılarının aydınlatılması için çalışmıştır. Çalışmanın ilk aşamasında literatürde daha önce sentezlenmemiş ve ferrosenin fonksiyonelleştirilmesinde kolaylık sağlayacak olan başlangıç maddesi Benzotriazolil açil ferrosen bileşiği, benzotriazol kimyası kullanılarak sentezlenmiştir. Ardından bu başlangıç maddesi aminler ve alkollerle reaksiyona sokularak ferrosenil amit ve ferrosenil esterler sentezlenmiş ve yapıları aydınlatılmıştır.

G. Warncke ve ark., 2012, metil esterli amino asitlerin schiff bazlarının trietilamin varlığında SiCl4 ile reaksiyonundan çeşitli komplekslerini elde etmişlerdir.

Tekin T. (2012), 5,5’-Metilen-bis-salisilaldehit bileşiğini, salisilaldehit ile trioksanın uygun ortamda reaksiyonundan elde etmiştir. 5,5’-Metilen-bis-salisilaldehitin yapısı 1

H-NMR, 13C-NMR ve FT-IR'ı alınarak yapısı aydınlatılmıştır. Çalışmanın diğer basamağında ise 5,5’-Metilen-bis-salisilaldehit ile 5 kiral optikçe aktif bileşiğin (L- valin, Tirozin, L-aspartik asit, Fenil alanin, Metiyonin) reaksiyonlarından optikçe aktif 5 yeni schiff bazı 5,5’-Metilen-bis-salisiliden-etil-3-metil butanoat, 5,5’-Metilen-bis- salisiliden-etil-3-(4-hidroksifenil)propanoat, 5,5’-Metilen-bis-salisiliden-etil-aspartat, 5,5’-Metilen-bis-salisiliden-etil-3-fenil propanoat, 5,5’-Metilen-bis-salisiliden-etil-4- (metiltiyo)butanoat bileşiklerini sentezlemiş ve FT-IR, 1

H-NMR, 13C-NMR spektrumlarını yorumlamıştır.

Maragani, R. ve ark., (2012) yaptıkları çalışmalarda feerosen türevli bileşikler sentezlemişler ve bunların elektrokimyasal özelliklerini incelemişlerdir. Elektrokimyasal çalışmalarda ferrosenin ve sentezledikleri ferrosen türevli bileşiklerin elektrokimyasal özelliklerini karşılaştırmışlarıdır.

Gupta, S. R. ve ark., (2014) yaptıkları çalışmada ferrosen türevli schiff bazları sentezlemişler ve bunların farklı tarama hızındaki döngüsel voltametri ölçümlerini almışlardır. Piklerdeki potansiyel aralığının tarama hızı arttıkça artmasının hafif gecikmeli elektron transferinden kaynaklandığını ve tarama hızı arttıkça ferrosen üzerindeki elektron yoğunluğunun azaldığını ifade etmektedirler

Benzer Belgeler