• Sonuç bulunamadı

3. Küfür ve Kafirler

1.2. Yahudiler ile İlgili Benzetmeler

2.1.3. Kavrulan Ekin

“Hiç şüphesiz inkar edenleri Allah’tan ne malları, ne de çocukları asla kurtaramayacaktır. Onlar cehennemliklerdir ve orada ebedi kalacaklardır bu dünya hayatında yaptıkları harcamalar, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerinin, dondurucu bir rüzgarla vurulup yok olmasına benzer! Allah onlara zulmetmemiştir; fakat onlar kendilerine zulmediyorlar.”435

Ayette kafirlerin harcadıkları şeyler, zalim bir topluluğun ekinine vurup onu mahveden dondurucu rüzgara benzetilmektedir. Müfessirlere göre ayette asıl

431

Razi, a.g.e., XIX/105. 432 Ra’d, 13/14 433 Bakara, II/264 434 Kasımî, X/3721 435 A. İmran, 3/116-117

kendisine benzetilen, rüzgar değil, rüzgarın mahvettiği ekindir. Yani kafirlerin her ne amaç uğruna olursa olsun yaptıkları harcamalar, soğuk rüzgarın vurduğu ekin gibi yok olur demektir.436 Ayet kafirlerin dünya hayatında yaptıkları harcamalardan bir karşılık göremeyeceklerini ifade etmektedir.

Ayette söz konusu inkarcılarla kimlerin kasdedildiği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bazı müfessirlere göre Medine’de yaşayan Yahudiler kasdedilmektedir. Nitekim daha önceki ayetlerde de kitap ehlinden söz edilmekteydi.

Bazı müfessirlere göre ise Kureyş müşrikleri kasdedilmektedir ki bizim kanaatimiz de bu yöndedir. Çünkü Kureyşliler mal mülk sahibi olmakla övünüyor, hatta Hz. Peygamber için, “Muhammed gerçek bir peygamber olsaydı, Rabbi onu şu fakirlikte bırakmaz, ona bolca mal mülk verirdi” diyorlardı.

Ayette kimler kasdediliyor olursa olsun, kafirlerin hayat felsefeleri maddi gücü kutsayan bir felsefedir. Onlara göre en büyük güç maddi güçtür. Maddi gücün açamayacağı kapı yoktur. Bir ayette bu bakış açısı şöyle dile getirilmektedir: “Bizim mallarımız ve çocuklarımız daha çok. Bu bakımdan biz azaplandırılacak değiliz.”437 Yüce Allah ise mal ve çocuklarının ahirette kendilerine hiçbir fayda sağlamayacağını bildirmektedir.438 Nedense bir kimsenin malı ve çocuğu çok ise, o kimsenin başkalarında bulunan hidayet, ilim, edep gibi pek de para etmeyen şeylere iltifat etmesi çok nadirdir: “Ama insanoğlu kendini müstağni sayarak azgınlık eder.” 439440

Kafirlerin ayette kasdedilen harcamaları kabaca iki şekilde anlaşılır:

1) Kafirlerin zahiren hayırlı işlerde yaptıkları harcamalar. Belki de onlar mallarını imarethaneler, ribatlar ve köprüler yapmak, fakir, yetim ve dullara iyilik etmek gibi hayır yollarında infak etmişlerdir. Ancak böyle kimseler infaklarını şeref ve övgü elde etmek, şan ve şöhret kazanmak için Allah rızasını düşünmeksizin yapmaktadırlar.441 İnfakta bulunmuş olsalar bile inkarları dondurucu bir rüzgara benzer ve bu dondurucu rüzgar, nasıl ekini telef ediyorsa onların bu infaklarının

436

Ateş, a.g.e., II/97. 437

Sebe’, 34/35 438

Şimşek, a.g.e., I/407. 439

Alak, 94/6 440

Abduh, a.g.e., IV/79. 441

sevabını da heba eder. Zaten onların bu dünya hayatındaki infakları da çoğunlukla dünyevi amaçlar taşımaktadır. Gösteriş içindir veya benzeri nedenlerledir. Yapılan amellerin değer ifade etmesi, daha açık bir ifade ile kişiyi cennete götürecek boyuta ulaşması, ancak o kişinin iman sahibi olmasıyla mümkündür. İman temeli üzerine kurulu olmayan iyi ameller boşa gidecektir. Bu itibarla onlar, harcamış oldukları şeylerden herhangi bir biçimde yararlanamayacaklardır. Ancak söz konusu infakların boşa gitmesi, Allah’ın onlara bir haksızlık yaptığı anlamına gelmez. İman etmemekle kendi kendilerine zulmetmişlerdir.442

Hayır işleri için bu şekilde infaklar yapan kimseler, bunlara karşılık büyük sevaplar umar. Fakat ahirete vardığında, küfrünün bütün bu hayırları silip götürdüğünü görür. Böyle bir kafir, bir ekin ekip de ondan büyük verim bekleyen, fakat ortalığı kasıp kavuran bir rüzgarın isabeti ile ekini yanan ve bundan dolayı elinde sadece üzüntü ve keder kalan bir kimse gibi olur.

2) Kafirlerin kendi din ve amaçları uğrunda özellikle de İslamı ortadan kaldırma gayesi ile yaptıkları harcamalar. Yani Allah’ın ve O’nun peygamberinin yolundan insanları alıkoymak, peygambere eziyet etme, Müslümanları öldürme ve beldelerini harap etme gibi amaçlar için yaptıkları harcamalar.443

Kafirlerin bu tarz harcamaları hakkında Allah Teala şöyle buyuruyor: “Bu kafirler mallarını-mülklerini insanları Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar ve bu gidişle daha da çok harcayacaklar. Ne var ki bütün bu harcamalar yüreklerinde derin bir sızıya ve hayal kırıklığına dönüşmekten başka bir işe yaramayacak; çünkü hezimete uğrayacaklar. Ahirette ise bu kafirler cehenneme atılacaklar.”444

Hakkın inkar edilmesi ve kabul edeceklerin engellenmesi için yapılan harcamalar bunu yapanların güzel vasıflarını da yok etmiştir. Bu harcamaların karışlığı olarak ahirette hiçbir şey alamayacakları gibi dünyada da ziyana uğramışlardır ahirette ellerinin boşa çıkacağı gibi dünyada da elleri boşa çıkacaktır. Çünkü Allah İslam’ı üstün kılarak onu kuvvetlendirmiş, kafirlerin bu harcamalarından ise geriye sadece hayal kırıklığı ve hüsran kalmıştır. “Allah: Elbette

442

Şimşek, a.g.e., I/407. 443

Razi, a.g.e., VIII/208. 444

ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, galiptir.”445

Ayetteki “sırr” kelimesi ile ilgili farklı yorumlar yapılmıştır. Bunların ortak noktası şudur: “Sırr, şiddetli soğuk manasındadır. Kuru oluşu sebebiyle ekini ateş gibi yakar. Aynı zamanda şiddetli bir sesi vardır.”446 Ayet daha yalın ama ayetteki ifadelerin sembolik karşılıklarını da göstererek şu şekilde de anlatılabilir: “Bu örnekte ekin insan hayatını sembolize etmektedir. Çünkü insan hayatta iyi ve kötü işler yapar, ahirette de bunların karşılığını alır, yani dünyada ne ekerse ahirette onu biçer. Buna göre Yüce Allah şöyle bir ders vermektedir: Hava ekinlerin yetişmesi için yararlıdır. Ancak aşırı sıcak ve soğuk hava zararlı olabilir, hatta ekinleri yok edebilir. Bunun gibi sadaka verip yardım etmekte ahiretteki sevabın çoğalmasına yardımcı olabilir. Fakat bu sadaka inkarla zehirlenmişse o sevabı mahvedebilir. Allah insanın ve onun etkinlikte bulunduğu alanların mutlak hakimi olduğu gibi, sahip olduğu servetin de gerçek sahibidir. Eğer Allah’ın kulu, O’nun iradesinin üstünlüğünü kabul etmez veya O’nun nimetlerini kullanırken, O’nun kanunlarını çiğnerse suçlu duruma düşer, hatta bu harcamalarından dolayı cezalandırılır.447

Ayeti şöyle anlamak da mümkündür: Dünya hayatını devam ettirebilmek için yaptıkları harcamalar boşa gitmiştir. Çünkü bu değerli ömür sermayesi ile ebedi saadeti kazanamamışlardır.448