• Sonuç bulunamadı

Bu çalışmada örgüt kuramı ve kriz olmak üzere iki farklı yazın incelemesi yapılmış olması, farklı bakış açılarından kriz döneminin değerlendirilebilmesini sağlamıştır. Örgüt yazınında, örgütlerin çevreyi tanımlayış biçimleri, yapının çevre içerisindeki önemi, farklı değişkenlerin (örneğin çevredeki değişimler, örgütün yöneticilerinin stratejik seçimleri, büyüklük, teknoloji gibi) yapı üzerindeki etkileri tanımlanmaktadır. Bu çalışmada örgüt yazınlarından Yapısal Koşul Bağımlılık ve Kaynak Bağımlılığı Kuramları örgütün kriz dönemindeki davranış biçimlerini tanımlamada birer kaynak olarak kullanılmıştır. Bunun yanında, örgütün davranış değişiminin tek bir kuram ile açıklanamaması sonucunda farklı örgüt kuramlarının birbirlerini tamamlayıcılık özelliği ön plana çıkmaktadır. Örgütün kriz döneminde sadece çevreye uyum sağlamayı değil, onu şekillendirmeyi de planlaması, bunu yaparken bağımlılıklarını en etkin şekilde yönetmeye çalışması Kaynak Bağımlılığı Kuramı’nın tezlerinin tamamlayıcı olduğunun birer göstergesidir. Ayrıca, yöneticilerin stratejik seçimleri sonucunda örgütü kriz sonrasında daha kuvvetli bir duruma taşıyabilmeleri, kriz döneminde örgüt davranışlarının sadece Yapısal Koşul Bağımlılık Kuramı ile açıklanamayacağını doğrulamıştır. Yapısal Koşul Bağımlılık Kuramı, araştırma için bir temel oluşturmaktadır. Örgütü, çevresini, örgütün yapısını ve yapıyı etkileyen öğeleri tanımlamakta, bir başlangıç noktası oluşturmaktadır. Ancak örgütteki aktörler çevreye uyum sağlarken bir yandan da örgütün içyapısını şekillendirerek çevre içerisinde daha etkin konuma gelmesini planlamaktadırlar. Araştırma yapılan sektörün krizden çıkmasındaki en önemli etkenlerden bir tanesinin devletin ÖTV indirimi olduğu görülmektedir. Bu indirim sayesinde araç satış firmalarının, kendilerinden bağımsız olarak ve kar paylarını düşürmeden araçların ucuzlaması sonucunda, satış kabiliyetleri artmıştır. Krize giriş ve krizin yayıldığı dönemlerde araç satın alma talebini öteleyen tüketiciler ise ÖTV indirimi ile birlikte bir anda taleplerini pazara yansıtmışlar ve bu durum özellikle büyük firmalara yüksek adetlerde satış yapabilme imkanı vermiştir. Bu durum Örgütsel Ekoloji Kuramı’nın ileri sürdüğü gibi örgütlerin hayatta kalmalarının kendi seçimlerine bağlı

olmadığı, dış unsurlar tarafından şekillendiği görüşünü desteklese de, aktörlerin ve yapının hayatta kalma üzerindeki önemi yadsınamaz.

Araştırmada Türkiye Otomotiv Sektörü içerisinde, Türkiye’de en büyük pazar payına sahip olan markaların satışını gerçekleştiren bir firmanın incelenmiş olması, diğer otomotiv firmaları için de katkılar sağlamaktadır. İncelenen firmanın tek bir iş kolunun olmaması, bir holding şirketi olması, yapısının karmaşıklığını ve bağımlılıkların birbiri içerisine geçmiş olmasına neden olmaktadır. Dış çevrede etkin hale gelmeye çalışırken bir taraftan da bağlı bulunulan holdingin yaptırımlarına uyum sağlama zorunluluğu yönetimin karmaşık bir yapıya sahip olmasına neden olmaktadır. Otomotiv sektörü, yapısı gereği kriz dönemlerinde çok hızlı etkilenen bir sektördür. Faiz oranlarının değişmesi, kriz söylemlerinin artması, geleceğin belirsizleşmesi durumlarında otomotiv sektöründeki talep ertelenebilir bir talep haline gelmektedir. Bireysel tüketicilerin yanında kurumlar da otomotiv taleplerini ertelemekte, bu da otomotiv sektöründe talep yetersizliği ve atıl kapasite ile sonuçlanmaktadır. Bu durumu aşabilmek için stok yönetiminin önemi artmaktadır. Otomotiv sektöründe araç satışı gerçekleştiren firmaların özellikle kriz dönemlerine işletme sermayesi ihtiyaçlarını kontrol altında tutabilmeleri için stoklarını talep doğrultusunda yönetmeleri gerekmektedir.

Otomotiv sektöründen temel girdisini alan araç kiralama sektöründe ise kriz döneminde farklı unsurlar firmaları ve tüketicileri etkilemektedir. Firmaların araç kiralama taleplerini etkileyebilecek değişkenler değiştiğinde (örneğin harcamaların kısılması gerekliliği, araç kiralama müşterisi olan firmanın kendi satışlarında düşüş yaşanması, veya korunmacı bir tutum içerisine girilerek daha ucuz ulaşım imkanlarının kullanılmaya başlanması), araç kiralayan firmaların satışlarını da doğrudan etkilenmektedir. Kriz döneminde şirketin araç kiralama birimlerindeki temel talep düşüklüğü kısa ve uzun süreli firmalara yapılan kiralamaların düşmesinden kaynaklanmıştır. Bireysel tüketiciler daha küçük adetlerde alım yaptıkları için toplam talebi kurumsal tüketiciler kadar etkilememektedirler.

Bununla birlikte, yurtdışında kriz döneminde yaşanan olumsuz gelişmeler, yurtdışındaki araç kiralama talebinin ülkemize yönlenmesine neden olmuştur. Bu durum incelenen firma için pazarda önemli bir fırsata dönüşmüş, büyük yapısının elverdiği ölçüde talebe cevap vererek onun kadar büyüyemeyen rakiplerinden sıyrılma fırsatı bulmuştur.

Yatay bütünleşme yoluna giden firmalarda farklı iş birimlerinin bulunması kriz dönemlerinde birer avantaj olabilir. Şirket araç satış birimlerinde krizin derinleştiği dönemde karlılık sağlayamazken araç kiralama birimlerinde sağlayabilmiştir. Bunun bir sonucu olarak araç kiralama birimlerine daha çok satış baskısı yapılmış, bunun yanında iki kiralama markasının satış yapabileceği pazarlar ayrıştırılarak toplam örgüt karlılığının ve iş hacminin korunması amaçlanmıştır.

Araştırmanın araç kiralama firmaları için başka katkıları bulunmaktadır. Kriz döneminde, sadece araç kiralama işini yapan firmalar küçülmüş, talep olmasına karşın talebe yanıt verememeleri, müşterilerinin başka firmalara yönlenmesine neden olmuştur. Sadece araç kiralama işini yapan firmaların kriz döneminde araç satın alamamaları veya araçlarını yenileyememeleri, maliyetlerini düşürememeleri ve bu gibi nedenlerle fiyatlarını arttırmak zorunda kalmaları da bu duruma neden olan unsurlardır. Bunun yanında arkalarında büyük araç satış firmalarının desteğini alan firmalar, araç satın alma ve araç işletme maliyetlerini düşürebildikleri için hem karlılıklarını arttırmışlar, hem de fiyatlarını belirli seviyelerde tutabildikleri için iş hacimlerini korumuşlardır. Ayrıca bu firmalar küçülen diğer firmalardan açılan pazar boşluklarına da nüfuz etme imkânını yakalayarak kriz dönemini büyüyerek tamamlamışlardır. İncelenen örgüt içerisinde faaliyetlerini sürdüren A ve B markaları ile araç kiralama pazarındaki en büyük rakipleri olan firma da arkasında dünya çapında bir markanın desteğini alarak bu imkânlardan yararlanmışlardır.

İncelenen örgütün B markası, büyük şehirlerde ve merkezi bölgelerde kendi ofislerini açarak, orta ve küçük ölçekli yörelerde ise bayilikler vererek büyümeyi seçmiştir. Bu durum kriz döneminde firma için bazı olumsuzlukları da beraberinde getirmiştir. Krizin derinleştiği dönemde, firmanın bayilerinden bazıları, bağlı oldukları şirketlerin finansal güçlükler içine girmesiyle birlikte kapanmıştır. Bu durum firmanın hizmet verdiği bölge sayısını azaltmış, tekrar bayilik vermesini ise zorlaştırmıştır. Kriz olmayan dönemlerde bayilik vererek büyümek hem daha az maliyetli, hem de operasyonu daha kolay olan bir büyüme yöntemidir. Fakat krizde, firmanın şubeleri üzerindeki kontrolünü azaltmış, hatta bu bölgelerden çekilmesine neden olmuştur. Bu dönemde bayi sayısının fazla olmaması firmaya bütünsel anlamda fazla güçlük yaratmasa da, sonraki dönemler için önemli dersler çıkarılmasını sağlamıştır.

Bu konuda araştırma yapmak isteyen kişilerin otomotiv sektöründe birbiri ile benzer yapıda olan birden fazla firma üzerinde inceleme yapmaları bulguları zenginleştirecek, farklı firmaların kriz dönemlerindeki eğilimlerini ortaya çıkarmada daha derin bilgiye ulaşılmasını sağlayacak ve genelleme yapılmasını kolaylaştıracaktır. Ayrıca, araç kiralama ve araç satış sektörlerinin finans sektöründeki değişimlerinden etkilenme biçimlerinin (örneğin faiz oranlarındaki değişimlerin araç maliyetlerini arttırması, kredi bulabilme imkanlarının araç kiralama firmalarının büyümeleri üzerindeki etkileri gibi) araştırılması da ayrı bir inceleme konusu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Otomotiv sektöründeki örgütlerin kriz dönemlerini atlatabilmeleri, kendi yapılarını çok iyi tanımalarına ve bağımlılıklarını hayatta kalmanın zorlaştığı kriz dönemlerinde iyi yönetmelerine bağlıdır. İnceleme konusu örgüt, yapısının sağladığı avantajları kriz döneminde dış çevrede beliren tehlikelere karşı korunmak ve fırsatları da değerlendirmek için ustalıkla kullanmıştır. Ayrıca içyapısında yapmak istediği değişiklikleri (örneğin çalışan sayısının azaltılması, tasarruf politikalarının genişletilmesi ve kaynak maliyetlerinin düşürülmesi, atıl kapasitelerden uzaklaşılarak verimliliğin arttırılması gibi) kriz döneminde yapma imkânı bulmuştur. Kriz sonrasında da bu uygulamaların devam ettirilmesi örgütün aslen bu değişiklikleri yapma eğiliminde olduğunun birer göstergesidir. Kriz dönemlerinde otomotiv şirketleri personel sayılarını azaltarak maliyetlerini düşürme yoluna gidebilmektedirler.

Otomotiv sektöründeki örgütler, sektördeki diğer örgütler ile ne denli güçlü ilişkiler kurarsa kriz dönemlerini atlatabilmeleri de o ölçüde kolaylaşmaktadır. İncelenen örgüt, araç tedarikini sağlamada başka büyük bir örgüt ile işbirliği geliştirmiş, araç kiralama birimlerinin satışlarını arttırmada ise havayolu şirketleri ile işbirlikleri geliştirmiştir. Bunun sonucunda temel satış ürünü olan otomobilin düşük maliyetle bulunabilirliği sağlanırken, satışların geliştirilmesinde havayolu firmaları ile kurulan işbirliklerinin katkısı büyük olmuştur.