• Sonuç bulunamadı

2.3.2 Etkinlik Turizmi

Turizmin ülkeler için büyük bir ekonomik kazanç alanı olması, ülkelerin turistik bölgelerinden ve şehirlerinden mümkün olan en yüksek seviyede yararlanma arzusunu doğurmaktadır. Bu nedenle de hem ülkenin genel ve yerel yöneticileri hem de turizm sektörü idarecileri bu alanda çeşitli stratejiler geliştirmek zorunda kalmışlardır. Turistik faaliyetlerin belirli bir strateji ile planlanarak, katılımcılarının en yüksek sayıya çıkartılması amacıyla yapılmakta olan etkinliklere de etkinlik turizmi denilmektedir. Spor faaliyetleri, sanatsal etkinlikler, fuarlar ve festivaller, bayramlar, gösteriler bu etkinliklere örnek olarak verilebilmektedir. Bahsedilen Etkinliklerin o bölge ile anılması istenilen hedeflerin başında gelmektedir (Richards ve Palmer, 2010: 2)

İnsanlar çok çeşitli nedenlerle etkinliklere katılmak istemektedirler. Getz (1997) etkinliklere katılma güdülerini üçe ayırmıştır. Birinci grupta, yeme-içme, egzersiz, rahatlama, konfor gibi fiziksel güdüler yer almaktadır. İkinci grup ise aile ve arkadaşlarla sosyalleşme, gruplara dahil olma, kültürel ve etnik kökenlerle bağlantılar, toplumsallık ve milliyetçilik hislerinin dışavurumu, statü kazanma ve tanınma isteği gibi sosyal ve kişilerarası güdülerdir. Üçüncü grupta ise yeni deneyimler arama, bilgi arayışı, anlaşılma isteği, tutkularını gerçekleştirme gibi kişisel güdüler yer almaktadır (Timur vd., 2014: 58).

Kazakistan’da uzun yıllar tüm dünyadan genç yorumcuları toplayan uluslararası “Azya Dausı” (Asya’nın Sesi) festivalinin ana fikri halkın müzik geleneklerine ilgi çekmektir. Tüm bölgenin kültür yaşamında en büyük önemli etkinlik olan festivalin tarihi boyunca 70 dil ve lehçelerde şarkılar seslendirmektedir. 2003 yılında “Azya Dausı” organizatörlerinin yeni projesi: ilk uluslararası Kazak türküleri yarışması “Astana-2003” start almıştır. Program çerçevesinde çeşitli ülkelerden popüler ses sanatçıları anadillerinde Kazak türküleri ve şarkılarını yorumlamaktadır. Kazak toprakları daima yetenekli kişilerle zengin olmuştur. Her yıl ülkenin yetenekli gençlerini toplayan “Jas Kanat”, “Jiger”, “Altın Alma”, “Şabıt” vd. gibi festivaller bunun kanıtıdır. 1999 yılından itibaren Almatı’da “Kızgılt Jal” “Al Yele” uluslar arası modern dans festivali düzenlenmektedir. Festivale Kazakistan’ın tüm bölgelerinden, Rusya, İngiltere, Fransa, Türkiye, Finlandiya, Çek ve Litvanya’dan çeşitli dans tarzlarında profesyonel dansçılar katılmaktadır. Son yılların en büyük olaylarından biri binlerce Kazakistanlı gence vokal yeteneklerini sergileme olanağı tanıyan SuperStar.kz projesi olmuştur.

Tablo 2.22 Kazakistan'da 2015 Yılında Etkinlik Turizminden Elde Edilen Gelir (Milyon)

TENGE USD YTL

Film Festivalleri 14 460,7 43,81 88,49

Konferans ve Fuarların Organizasyonu 12 162,0 36,85 74,437

Tiyatro Etkinlikleri 1987,0 6,02 12,4

Konserler 9499,1 28,78 58,14

Sirk Etkinlikleri 355,7 1,0 2,02

Kütüphane ve Sergi Salonları 190,2 0,57 1,15

Kaynak: Kazakistan Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı Milli Istatistik Komitesi. Turizm, 2016.

Kazakistan’ın etkinlik turizminden elde ettiği gelirlere bakılacak olursa 2015 yılında en yüksek geliri film festivallerinden elde ettiği görülmektedir. Tablo 2.22’ye göre bunu konferans ve fuar organizasyonları takip etmektedir. Bir diğer önemli etkinlik geliri de konserlerden sağlanmıştır.

2.3.3 İpek Yolu Turizmi

İpek yolu tarihte doğu ile batı arasında hem ticari hem de kültürel bir köprü görevi görmüştür. Doğu’da Çin topraklarından başlayarak Orta Asya Türk Devletleri’nden, Hindistan’dan, İran ve Anadolu’dan geçerek Avrupa medeniyetlerine kadar uzanmaktadır. Bu yolun güzergahında bulunan medeniyetler gelişmiş, kültürel ve ekonomik açıdan zenginleşmiştir. İpek Yolu’nun önemini kaybetmesi üzerine ise bölgedeki pek çok ülke ve şehir ya yılkım ya da fakirleşmiştir. Günümüzde ise çok farklı ticaret yolları kullanılmasına karşın tarihi İpek Yolu’nun üzerinden geçtiği topraklara hala maddi ve manevi kazançlar sağladığı bir gerçektir. Tarih boyunca bu güzergahı kontrol etmek için birbirleriyle savaşan ülkeler ve imparatorlukların ardında bıraktığı hatıralar insanların hala ilgisini çekmektedir (Mirzayev, 2005: 44).

Kazakistan hükümeti de İpek Yolu turizmini canlandırmak adına 1998 yılında Milli İpek Yolu şirketini kurmuştur. Bu kapsamda yolların yenilenmesi, ipek yolu boyunca konaklama tesisleri inşası, yiyecek ve içecek tesislerinin yapılması (Saprunova, 1997: 58)

İpek Yolu güzergahlarında yeni anayollar ve turistik rotalar planlamaları yapılmıştır. Örneğin anayollar için;

 Taşkent – Şımkent – Taraz – Almatı – Horos;

 Şımkent – Kızılorda – Aktöbe – Oral – Samara;

 Almatı – Karağandı – Astana – Petropavl;

 Astrahan – Atırau – Aktau – Türkmenistan sınırı;

 Omsk – Pavlodar – Semey – Maykapçağay;

rotaları belirlenmiştir. Turistik amaçlı rotalar için de;

 Almatı-Taraz-Şımkent-Taşkent-Samarkand-Ürgenç-Bişkek-Rabiçe-Almatı

 Amlatı-Tegeran

 Almatı-Pekin

güzergahları belirlenmiştir (Ableyeva, 2013: 34-35).

Kazakistan’da İpek Yolu tarihinden kalma 115 unsur bulunmaktadır ve bunlardan 70’i restore edilmiştir. Almatı bölgesinde yapılan arkeolojik araştırmalarda antik köy ve kasabalar ortaya çıkartılmıştır. Bunun yanı sıra Yedisu bölgesindeki tarihi İpek Yolu güzergahları turizme açılmış, Taraz şehrinde de orta çağın göçebe Türk halklarının Türk Hakanlık idari merkezinin oluşturulması üzerine çalışmalar yapılmaktadır (Kobeshova, 2013: 77-78).

İpek Yolu’nun bir turizm merkezi haline getirme projesi sadece Kazakistan’ın üstlendiği bir proje olmaktan çok öte bir projedir. İpek Yolu’nun üzerinden geçtiği Orta Asya Türk Devletleri de İpek Yolu’nu bir cazibe merkezi haline getirmeye çalışmaktadır. Bunlar arasında Kırgızistan, Özbekistan hatta Türkiye de vardır. Hatta Afganistan ve Pakistan gibi Türk olmayan ancak İpek Yolu üzerinde bulunan ülkeler de bu projeyi desteklemektedir (Mirzayev, 2005: 44).

İpek Yolu projesi üzerinden geçtiği ülkeleri sadece turizm açısından geliştirmekle kalmayarak, yeni ve modern ulaşım yolları da kazandıracaktır. Ülkelerin arasında sadece ticari olarak değil kültürel ve bilimsel olarak da alışverişin artması sağlanmış olacaktır. Bu ülkeler arasında serbest dolaşım imkânlarını sağlayacak bir birliğin kurulması dahi planlanmaktadır (Purtaş, 2011: 52).