• Sonuç bulunamadı

2.4 Kazakistan’ın UNESCO Mirasları

2.4.4 Kazakistan’da Bulunan Türbeler

2.4.4.1 Hoca Ahmed Yesevi Türbesi

Timur zamanında 1389 yılında Kazakistan’ın güneyinde yapılan Hoca Ahmet Yesevi Türbesi, Türkistan Şehri’nde yer almaktadır. Hoca Ahmet Yesevi babasının vefatının ardından Yesi’ye yerleşmiş ve Arslan Baba adındaki Türk şeyhten dersler almaya başlamıştır.Ahmet Yesevi eserlerini Oğuz-Kıpçak Türk dilinde yazan ilk mümtaz şairdir. Ahmet Yesevi’nin “Divan-i Hikmet”(Hikmetler kitabı) adlı ahlaki tasavvuf şiirler kitabı halk diliyle yazılış tarzıyla çok değerlidir. Şiirlerde, İslam’ın temel kuralları ve normları, obur dünyada saadeti sağlayacak kişisel zevklerden arınmaya, dış dünyadan vazgeçmeye ve sabırlı olmaya çağrı vardır. Hümanist olan Ahmet Yesevi insanları adalet, dürüstlük ve iyiliğe çağırmıştır.Hoca Ahmet Yesevi düşünceleri ve öğretileri ile günümüze kadar ulaşabilmiş büyük bir alimdir. Öyle ki, özellikle Kazaklarda ve Özbeklerde türbe ziyareti ikinci bir hac olarak görülmektedir. “Medine’de Muhammed, Türkistan’da Hoca Ahmet” deyişi bile halk arasında yerleşmiş bir deyiş olmuştur (Yaman, 2005: 29). Kendisi için yapılan türbede günümüze kadar ulaşması bakımından ne derece başarılı bir ustalık eseri olduğunu kanıtlamaktadır. Eser Moğolların Anadolu’dan Asya’nın tamamına kadar büyük bir alanda hakimiyet sağlamış olmasından kaynaklı pek çok kültürün etkisini de üzerinde taşımaktadır. Hoca Ahmet Yesevi’nin İslam dünyası üzerindeki etkisinden kaynaklı eser Türk-İslam dünyasının ortak hazinesi olarak görülmektedir. Son olarak restorasyon işlerini Türkiye Cumhuriyeti üstlenmiştir. Yapı UNESCO tarafından da 2002 yılında dünya tarihi eseri olarak kabul edilmiştir. Hoca Ahmet Yesevi Türbesi, yılda bir milyondan fazla kişi tarafından ziyaret edilmektedir (Nurmuhammedoğlu, 1993: 20).

Şekil 2.11 Hoca Ahmet Yesevi Türbesi

2.4.4.1.1 Hoca Ahmet Yesevi'nin Türk - İslam Tarihindeki Yeri

Büyük Selçuklu Devleti’nin son haşmetli dönemlerinde yaşayan; “Pîr-i Türkistan”, “Hâce-i Türkistan”, “Hazreti Sultan”, “Sultânu’l-Evliyâ” ve “Evliyâlar Serveri” gibi unvanlarla anılan, Anadolu’nun manevî fatihi Ahmet Yesevî, Müslüman-Türk tarih, kültür ve medeniyetinde tesirleri günümüze kadar gelen önemli mutasavvıf, şair, gönül, fikir ve düşünce erenidir. Anadolu’da ve Türkler arasında İslâmiyet ile Türk dilinin var olması ve yayılmasında büyük bir fonksiyon icra etmiştir. Türkler arasında İslâm’ın geniş kitleler halinde kabul edilmesi hadisesinde Ahmet Yesevî’nin rolü büyüktür. Ahmet Yesevî, Türkistan’ın geniş bozkırlarında hayat süren göçebe halk kütlelerine İslâm’ı ve tasavvufu tanıtma yollarını iyi kavramış bir şahsiyettir. XII. yüzyıl Türk boylarının çok iyi anlayacakları sade bir dille hitap ederek halkın çabuk öğrenip hemen tekrarlayabileceği bir vezin ve şekil kullanarak, Orta Asya’da tasavvufî bir halk edebiyatı kurmuştur (Akkuş, 1991: 135).

Ahmet Yesevi İslam dinini aydınlatma adıyla tarikat üstenmiştir ve ona da "Yesevilik Tarikatı" denmektedir. Yesevilik, Adını Nakşibend'îyye tarikâtı şeyhi Hâce Yûsuf el- Hemedânî'nin müritlerinden Hoca Ahmet Yesevî'den alan, İslam'da kadın-erkek denkliğini yaşatan, Anadolu Alevîliği üzerinde bir hayli tesirleri olan, Bektâşî Tarikâtı'nın da beslendiği tasavvufî yol ve Türk tarikatıdır (Ocak, 1993: 583-587). Yeseviyye tarikatı, önce Seyhun nehri havzasında Taşkent ve çevresinde yerleştikten sonra, Aral gölünün güneyindeki Harezm bölgesine yayılmış, aynı zamanda Seyhun ile Ceyhun nehrinin sınırlarını çizdiği Mâveraünnehr'de geniş bir kitleye yayılmıştır. Diğer taraftan Türkistan'ın kuzeybatı bozkırlarından Kıpçak lehçesinin hakim olduğu İdil-Ural bölgesine uzanan Yeseviyye tarikatı, Pir-i Türkistan'ın işareti ile yola çıkan dervişleri tarafından Horasan, Azerbaycan ve Anadolu ya kadar ulaşmıştır (Altıntaş, 1993: 607- 610).

Türk dünyasının istikbaldeki din, dil ve kültür hayatının ve milli kimliğinin şekillenmesi açısından en önemli sosyo-dini nadiselerden birisidir. İslam'ın Türkler arasında yayılmasın gerçek anlamda sağlayan Yesevi ve ona bağlı kişilerin tebliğ ve irşada yönelik mücadeleleri olmuştur. Kendi doğup büyüdüğü ve Oğuz Devletinin payitahtı, yani Türk dünyasının merkezi olan Yesi'de tarikatını kurup İslam'ı yeterince bilmeyen Türklere İslam'ı öğreterek onun kökleşmesine hizmet etmişlerdir. Yesevi'nin başlattığı bu Müslümanlaştırma faaliyeti zamanla Orta Asya, Kafkaslar, Anadolu ve Balkanlar'a kadar çok geniş bir bölgeye yayılmıştır. Hoca Ahmet Yesevi'nin bir önemli özelliklerinden biri Türk dilinin gelişmesindeki tarihi rolüdür. Zamanında Arapça ve Farsça dillerinin edebiyat dili olmasına ve kendisinin de bu dilleri çok iyi bilmesine rağmen kendi çalışmalarında Türkçe kullanmayı özellikle tercih etmiştir. Tarihteki en büyük misyonundan biri İslam'ı henüz tanımayan veya

yeterince ruhuna sindirememiş olan Türkleri İslam dini ile kavuşturmaktır (Yılmaz, 1993: 10- 14).

2.4.4.1.2 Divani Hikmet

Ahmet Yesevi, Türk tasavvuf edebiyatının ilk büyük ismidir. Divani Hikmet ise Ahmed Yesevi’nin söylediği “hikmet” adlı şiirleri bir araya getiren Türk tasavvuf edebiyatının bilinen en eski örneklerini içeren kitaptır. Onun eseri dinî, tasavvufi ve öğretici şiirlerden oluşmaktadır. XII. yüzyılda Ahmet Yesevi tarafından dörtlüklerle ve hece ölçüsüyle yazılmış dini, tasavvufi, öğretici bir eserdir. Dörtlüklerin her birine "hikmet " adı verilerek Orta Asya ve Anadolu'ya yayılarak halkı derinden etkileyen eserlerdir. Genel olarak dervişlik hakkında övgülerden bu dünyadan şikayetten cennet ve cehennem tasvirlerinden, peygamberin hayatından ve mucizelerinden bahsedilmektedir. Eser Karahanlı Türkçesinin Hakaniye lehçesiyle yazılmıştır. Hoca Ahmet Yesevi’nin Divan-ı Hikmet adlı yapıtı İslamiyet'in Ural-Altay kültürü ile yorumlanmış bir biçimidir. Bu yapıtın ortaya çıkmasından bir süre sonra İslamiyet göçebe Türk toplulukları arasında yayılmaya başlamıştır. Hoca Ahmet Yesevi’nin görüşleri Anadolu gizemciliğinin temelini oluşturmaktadır. Alevi Kültürünün temeli bu yapıttadır. Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş Veli’nin, Pir Sultan Abdal’ın, kaygusuz Abdal’ın düşüncelerinin kaynağı Ahmet Yesevi düşüncelerine dayamaktadır (Çakan, 2005: 203 -205).

Tarihi kitabın ana fikirlerinden biri olarak Allah aşkı Peygamber sevgisi işlenmiştir, dolaysıyla, Hikmetler dini tasavvufi şiirleri olarak ta bilinmektedir. Genel olarak Dİvani Hikmet kitabının özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilmesi mümkündür.

 Kitapta Allah aşkı ve Peygamber sevgisi birlikte ele alınmıştır.

 Eser sade ve yalın bir şekilde yazılmıştır.

 Aruz ve hece ölçüsü kullanılmıştır.

 Şiirler dörtlük ve beyitle yazılmıştır.

 Kitap 144 hikmet ve 1 münacat'tan meydana gelmiştir.

 Şiirler, Karahanlı Türkçesinin hakaniye lehçesiyle kaleme alınmıştır.

 Şiirler, tasavvuf edebiyatına kaynak teşkil eder.

 Kitapta ki şiirlerde Allah’a yakın olma arzusu duyulur.

 Şiirlerde ulusal öğeler ve din ile tasavvuf konuları beraber işlenmiştir

 Eserin kafiye uyumu şöyledir; abcd dddb eeeb.

 Eser didaktik türde bir manzumedir (www.turkedebiyati.org/divani-hikmet-ve- ozellikleri, erişim tarihi: 14.01.2005)