• Sonuç bulunamadı

UlaşımÇevresel

2.4.3. Karbon Ayak İzi

Hızlı nüfus artışı, kentleşme, ekonomik faaliyetler, çeşitlenen tüketim alışkanlıkları; çevre ve doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Çevre kirliliği, iklim değişikliği, çölleşme, ormansızlaşma, su kıtlığı ve küresel ısınmayla ilgili sorunlar dünya gündemindeki yerini korumaktadır. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için küresel ölçekte yaygınlaşan üretim modeli “yeşil ekonomi” kavramı ile ifade edilmektedir. Bir düşük karbon ekonomisi olan yeşil ekonomik dönüşüm sürecinde, üretim sektörlerinde temiz üretim ve eko-verimlilik ile hem çevrenin korunması hem de rekabetçiliğin artırılması öngörülmektedir (Kalkınma Bakanlığı, 2013).

Mathis Wackernagel ve William Rees tarafından ortaya atılan ekolojik ayak izi, ekolojik sürdürülebilirliği ölçen bir doğal kaynak muhasebe aracıdır. Ekolojik ayak izi, mevcut teknoloji ve kaynak yönetimiyle bir bireyin, topluluğun ya da faaliyetin tükettiği kaynakları üretmek ve yarattığı atığı bertaraf etmek için gereken biyolojik olarak verimli toprak ve su alanı olarak tanımlanmaktadır (Wackernagel ve Rees, 2004).

21 2.4.4. Yeşil Ulaşım

Yeşil ulaşım, yeşil altyapının bir parçasıdır. Doğaya verilen zararı en aza indirerek insanların ideal sürelerde ve konforlu koşullarda erişimini hedefler. Yeşil ulaşım, aynı zamanda sürdürülebilir ulaşımdır. Bilindiği gibi sürdürülebilirlik çevresel, ekonomik ve sosyal faktörleri ile üç faktörlü bir yapıdır. Çeşitli çalışmalarda teknoloji, güvenlik, ulaşım gibi ana başlıklarda bu yapıya dahil edilmiştir. Çevresel olarak sürdürülebilir ulaşım en az emisyon oluşturan, yaygın, otomobil kullanımının azaltıldığı, dağınık kentsel gelişmeyi önleyebilen, kontrollü gelişme sağlayan bir ulaşım sistemidir. EPA (Environmental Protection Agency)’nın tanımıyla çevresel faydalar: karbon emisyonunu azaltmak, hava kalitesini artırmak, ek rekreasyon alanları oluşturmak, verimli arazi kullanımı, insan sağlığını iyileştirmek, taşkınlardan koruma, içme suyu kaynaklarını koruma, yeraltı sularını yenilemek, havzanın sağlığını iyileştirmek, vahşi yaşam alanlarını korumak veya onarmak, kanalizasyon taşması olaylarını azaltmak, bozulmuş suları geri kazandırmak için düzenleyici şartları yerine getirmek olarak sıralanabilir. Ekonomik açıdan sürdürülebilir ulaşım, yakıt kullanımını azaltan, enerji verimliliğini artıran, altyapı yatırımlarının ve kullanımının verimli ve etkin olduğu, kaza ve kaybedilen zaman maliyetlerinin, trafik sıkışıklığının azaltıldığı bir ulaşım sistemidir. Yine EPA’nın tanımında ekonomik faydalar: sabit altyapı inşaat maliyetlerini azaltmak, yaşlanan altyapıyı korumak, arazi değerlerini artırmak, ekonomik kalkınmayı teşvik etmek, enerji tüketimini ve maliyetleri azaltmak, yaşam döngüsü maliyet tasarruflarını artırmak olarak sıralanır. Sosyal açıdan sürdürülebilir ulaşım ise maliyetinin herkes tarafından ödenebilir düzeyde olduğu, herkese erişilebilirlik sağlayan bir ulaşım sistemidir (Sutcliffe, 2012).

EPA sosyal faydaları kentsel yeşil alanlar kurmak, yaya ve bisiklet erişimini sağlamak, yaşanılabilirliği ve kentsel yeşil alanı artıran cazip sokak manzaraları ve çatılar yaratmak, halkı yağmur suyu yönetimi, kentsel ısıyla ısı adalarını azaltma konusundaki rolleri hakkında eğitmek olarak sıralar.

Kentsel yeşil ulaşım sistemi, trafik, ekoloji, doğa kaynakları ve çevre gibi birçok alanla ilgilidir ve çok seviyeli, çok amaçlı ve karmaşık bir sistemdir (Ma vd., 2017). Çok doğaldır

22

ki yeşil ulaşım yaklaşımı, kentin yeşil altyapı çalışmalarından ayrı düşünülemez. Yeşil ulaştırma altyapısı kentlerin doğal yaklaşımların bütünleştirilmesiyle ulaşmaya çalıştığı sürdürülebilirlik hedefleriyle sıkı ilişkilidir.

Ulaştırmadan söz edildiğinde, kentlerin sınırlarının bile belirgin olmadığı bir ağdan söz ediyoruz. Bu nedenle anlayış sürekliliğinin kent dışındaki ulaştırma altyapısında da sürdürülmesi gerekir. AB komisyonu yeşil altyapı projelerinin amacını, ekosistem sağlığını ve direncini arttırmak, biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkıda bulunmak ve doğal kaynakların düzenlenmesi gibi ekosistem hizmetlerini geliştirmek olarak tanımlamaktadır (Naumann vd., 2011).

Yeşil ulaşım altyapısı çok geniş uygulama alanına sahiptir. Bunlar yağmur suyunun filtrelenmesini ve depolanmasını sağlayan geçirgen yüzey kaplamaları, yeşil sokaklar, yeşil kaldırımlar, yaya yolları, yeşil otoparklar, drenaj kanalları, yeşil çatılar, yeşil duvarlar, parklar, göletler olarak sıralanabilir.

Ulaşım unsurları, yeşil ulaşıma yakınlık derecesine göre yaya, bisiklet, toplu taşıma, taksi-nakil aracı, birden fazla kişinin bindiği otomobil (araç paylaşımı), tek kişilik otomobil ve uçak olarak yeşil ulaşım piramidinde ifade edilmektedir. Yaya olmak en yeşil, diğer bir deyişle en önceliklidir. En düşük öncelikli olan tek kişilik araçların trafikteki kullanımıdır.

Daha sağlıklı olması, daha az gürültü ve kirlilik oluşturması ve daha fazla topluluk duygusu için bisiklet kullanımına ve yaya ulaşımına toplumda ihtiyaç vardır. Bugün her zamankinden daha fazla uçaktan yararlanıyoruz, az yürüyoruz ve bisiklet kullanımımızı desteklemeyen bir topografyaya sahip olan şehrimizde çok azımız bu olanağı kullanmaktayız. Ulaşımın belkemiğini özel araçlarımız oluşturmaktadır.

Genel olarak yeşil ulaşım, “aynı amaca hizmet eden alternatif ulaşım hizmetleriyle karşılaştırıldığında, insan sağlığı ve doğal çevre üzerinde az veya daha az olumsuz etkiye sahip” bir ulaşım hizmeti türü olarak tanımlanmaktadır (Björklund, 2011). Yeşil ulaşım kavramının özü, minimum sosyal maliyetle maksimum trafik verimliliğini sağlamak ve kentsel sürdürülebilir kalkınma gereksinimini karşılama ve aynı zamanda çevreye olan

23

hasarı azaltmak için yaşam ortamının gelişim trendine uyumu sağlayan bir kentsel trafik sistemi oluşturmayı kapsamaktadır (Daning vd., 2011). Yeşil ulaşımda önceliklerimizi;

(1) mevcut araçların karbon emisyonunu azaltmak, elektrikli araçları desteklemek; (2) toplu ulaşıma geçilmesi teşvik edici, yolcu konforunu dikkate alan çözümler geliştirmek, (3) ulaşımda türle arası entegrasyonu sağlamak ve bisiklet ve yaya yolu gibi motorsuz ulaşımlar ile bütünleştirmek. Bu tanıma dayanarak, bu dönemde mevcut olan yeşil ulaşım modları çoğunlukla bisiklet, yayalar, yeşil enerjili toplu taşıma, elektrikli bisikletler / araç / motosiklet, scooter, hibrid otomobil vb. içerir.

2.4.5. Akıllı Ulaşım

Akıllı hareketlilik, akıllı yönetişim, akıllı çevre ve akıllı insanlar gibi akıllı şehrin tanımlanmış bileşenleri vardır. Bu bileşenler, halk sağlığı, enerji ve su hizmetleri, şehir yönetimi ve ekonomik kalkınma, ulaşım, güvenlik ve acil servisler ve atık yönetimi gibi akıllı şehir uygulamalarının oluşturulmasına ve geliştirilmesine yardımcı olmaktadır (Silva vd., 2018). Akıllı şehir tasarımının temel amacı, düşük maliyetlerle verimli altyapı ve hizmetler sunmaktır.

Ulaşım altyapısı ve araçların bilgi ve iletişim teknolojileri ile birleştirilmesi ulaşım alanına farklı bir boyut kazandırmıştır. Yapay zekâ ve ulaşımın kombinasyonu olan Akıllı Ulaşım Sistemleri, kablosuz ve kablolu iletişim tabanlı bilgi ve bilgi işlem, kontrol algoritması, elektronik ve diğer teknolojileri içeren ileri teknolojik uygulamalardır. Akıllı ulaşım, insan-araç altyapı-merkez arasında çok yönlü veri alışverişi sağlanması, trafik güvenliğinin artması, hareketliliğin arttırılması, yolların kapasitesine uygun olarak kullanımı, enerji verimliliği sağlayarak çevreye verilen zararın azaltılması gibi konular üzerinde ulaşım sektörünü ileriye taşımayı hedeflemektedir. Akıllı ulaşımın içeriğinde bireylerin, kurumların ve ulaştırma sektörünün mevcut ve gelecekteki verimliliğinin arttırılması, karayolu ulaşımındaki zaman kayıplarının azaltılması, karayolu ulaştırmasında kişisel hareket kabiliyetinin, uyum ve konforun arttırılması için geliştirilmiş uygulamalar vardır.

24

Akıllı şehir bileşenlerinden akıllı ekonomi, endüstriyi; akıllı insanlar, eğitim; akıllı yönetim, e-demokrasi; akıllı hareketlilik, lojistik ve altyapılar; akıllı çevre verimlilik ve sürdürülebilirlik ve akıllı yaşam, güvenlik ve kalite yönüyle şehir yaşamını etkilemektedir.

Sonuç olarak, sürdürülebilir ulaşım, yeşil ulaşım, ulaşımda düşük karbon ayak izi, akıllı ulaşım ve tüm bu süreçlerde paydaş katılımı birbirinden ayrı düşünülmemesi gereken birbirini destekleyen ve bütünleşik olarak var olan kavramlardır. Dolayısıyla kaynak kullanım etkinliğinin sağlanması, çevre duyarlılığı, yaşam kalitesinde artış hedefi ve temiz teknoloji kullanımı günümüz literatürünün ana hedeflerini oluşturmaktadır.

25