• Sonuç bulunamadı

2. SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM PLANLAMA

2.1. Araç Seçim Problemi

Dünyadaki birçok şehir, nüfusun hızlı büyümesi ve motorlu taşıtlara yüksek düzeyde bağımlılık neticesinde trafik sıkışıklığı ve kentsel ulaşım problemi ile yüz yüze gelmiştir.

Özellikle hava kirliliği insan sağlığı ve çevre için ciddi bir sorun olmuş ve üzerinde özellikle durulması gereken bir konu haline gelmiştir. Ayrıca, ulaşımda yakıtlı araçların yoğun kullanımı nedeniyle de zararlı gaz salınımının, küresel ısınmaya sebebiyet veren faktörler arasındaki payı oldukça yüksektir (Rahimi ve Davoudi, 2018).

Toplu ulaşım alanında planlama ve verimlilik arayışı büyük ölçüde bu alanda yaşanan gelişmeler ve sürdürülebilir bir ulaşım ile ilgilidir. Öyle ki bütün ulaşım otoriteleri toplu

9

ulaşımın kent içi ulaşımda en çok tercih edilen ulaşım modu olması konusunda çalışmalar yapmakta ve bu yolla kaliteli bir ulaşım sistemine ulaşmanın mümkün olabileceği üzerinde durmaktadırlar. Toplu ulaşım alanında dünya trendlerini şu şekilde sıralayabiliriz; Ulaşım planlamasının tek elden yapılması, çeşitli ulaşım modlarının entegresi, dinamik bir süreci içeren kent içi trafik ve yaya hareketlerine uygun, hızlı planlama ve ölçüm sistemleri, bütünleşik bir yönetim, toplu ulaşım bilinci ve kültürünün geliştirilmesi, sürdürülebilir politikalar oluşturulması ve ileri teknoloji kullanımının yaygınlaştırılması.

Dolayısıyla, kentsel çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için etkili çözümler aramak sürdürülebilirliğin sağlanması noktasında önemlidir. Dünya devletleri ve politika yapıcıları, çevre sorunlarını çözmek için birçok çalışma yapmaktadırlar. Bu çalışmalarla hava kirliliğinin ve fosil yakıt kaynaklarının tüketiminin etkisinin azaltılması amaçlanmaktadır (Sims vd., 2010). Dolayısıyla kentsel ulaşım, şehir merkezleri için fosil yakıt kullanımı ve karbondioksit emisyonları azaltılması sürdürülebilir kalkınma için önemli bir sorundur. Bilim adamları, şehir planlamacıları ve politika yapıcılar tüm bu sorunlarla başa çıkmak için farklı seçenekler ve sürdürülebilir çözümler aramaktadırlar.

Bu çözümler arasında tıkanıklığı azaltmak için şehir planlamasının ve altyapının iyileştirilmesi; daha az zararlı emisyona sahip yeni nesil özel motorlu taşıtların geliştirilmesi; aktif ulaşıma yönelik seyahat davranışı geliştirme programlarının oluşturulması ve özel araç kullanımına alternatif ulaşımın sağlanması yer almaktadır (Loukopoulos, 2007). Ayrıca elektrikli taşıtların, hidrojen taşıtlarının, toplu taşıma araçlarının kullanılması veya bisiklet kullanımının teşvik edilmesi de bu seçenekler arasındadır (Mashayekh vd., 2012; Eberle ve von Helmolt, 2010; Offer vd., 2010).

11. Kalkınma Planı’nın öncelikli alanlar hedefleri arasında da yeni nesil araçlar için uygun altyapının oluşturulması, enerji verimliliği ve karbon salınımının azaltılması alternatif temiz yakıtlı teknolojilerin desteklenmesi ve yurt içinde üretilen elektrikli otobüslerin şehir içi ve şehir dışı ulaşımda kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik destek ve

10

düzenlemeler konusunda hedeflere yer verilmiştir. Ayrıca tüm çevresel problemler ve özel araç kaynaklı ulaşım sorunlarının çözümü için de toplu ulaşım sistemlerinin kullanımının özendirilmesi hedeflenmektedir. Dolayısıyla yerel yönetimlerde ulaşım ve çevresel sorunların önüne geçmek amacıyla sürdürülebilir bir çözüm olarak toplu ulaşımı desteklemektedir. Toplu ulaşım genel olarak sürdürülebilir kabul edilir. Ancak geleneksel araç ve otobüslerin kullanımı günümüz teknolojisinde, sürdürülebilir değildir ve çevreye zarar vermektedir. Otobüs pazarı da alternatif yakıtlı araçların üretimi ile çeşitlenmiştir.

Bu kapsamda alternatif yakıtlı otobüsler pazarda yer almakta ve bu alanda bilimsel literatürde alternatif yakıt ve alternatif yakıtlı araçların tercihi noktasında birçok çalışma yapılmıştır. Ancak sürdürülebilirlik standartlarını baz alarak daha sürdürülebilir bir sistem hedefi ile temiz teknolojiler arasından seçim yapılması beraberinde daha yaşanabilir bir şehir oluşturma noktasında önemli bir adım atılması sağlanacaktır. Elektrikli otobüsler arasından yapılabilecek bir seçim de sürdürülebilirlik temellerini sağlayan özel bir alt problem tipi olarak karşımıza çıkmaktadır. Şekil 1.1’de genelden özele doğru kentsel ulaşımda karar verme noktaları gösterilmektedir. Elektrikli araç seçimi problemi de alt-teknoloji seçimi olarak özel bir yere sahiptir.

Şekil 1.1. Ulaşımda karar verme noktaları

Günümüzde yönetim ve karar sürecini etkileyen faktörlerin artması ve daha karmaşık hale gelmesiyle, yöneticiler, sorunlarına çözüm bulmak amacıyla farklı teknolojiler, sistemler,

Ulaşım Modu seçimi Ulaşım Tipi Seçimi Alternatif Yakıt Seçimi

Teknoloji Seçimi

Alt-Teknoloji Seçimi

11

politikalar ve stratejiler arasından bir tercih yapmak zorunda kalmaktadırlar. Sınırlı kaynakların, en fazla faydayı sağlayacak şekilde kullanılabilmesi için ihtiyaçların doğru bir şekilde tespit edilip önceliklendirilmesi, karar verme kavramı içinde değerlendirilmektedir. Özellikle sosyal, çevresel, yapısal, politik vb. somut olmayan faktörlerin göz önüne alındığı ve kısıtlı bütçenin en iyi şekilde kullanılmasının zorunlu olduğu kamu hizmet sektöründe ihtiyaçların önceliklendirilmesi problemiyle sık sık karşılaşılmaktadır. Kamu hizmet sektörlerinden biri olan belediyelerde sürekli karar alma problemleriyle karşılaşmaktadır. Yerel yönetimlerin yürütmekte olduğu birçok kamu hizmetinden biri de toplu taşımadır. Toplu taşıma, büyüme ve gelişme sürecindeki şehirlerin temel meselelerinden biridir. Toplu taşıma hizmetinin iyi yapılabilmesi için bu hizmette kullanılacak araç seçiminin de iyi yapılması gerekir. Araç seçiminde birçok kriter etki etmektedir. Kriter sayısının artması, hedefler ve alternatif sayılarının artışı, alınacak aracın seçimini zorlaştırmaktadır.

Her ne kadar toplu ulaşım desteklenmeye çalışılsa da özel araç kullanımının önüne geçilememektedir. Petrol bazlı araçlar hala birçok şehirde ulaşımın en büyük payını oluşturmaktadır. Bu sorunlarla başa çıkmak için, temiz teknolojiyi desteklemek tüm toplumun fikir birliği haline gelmiştir ve elektrikli araçlar düşük karbon geçişinde etkili bir rol oynamaktadır (Daramy-Williams vd., 2019). Ulaşımda temiz teknolojinin geliştirilmesi ve uygulanması, şehir yöneticilerinin ve araştırmacıların kilit odak alanlarından biri olarak ortaya çıkmıştır. Şekil 1.2’de ulaşımda araç yakıt teknolojileri gelişim süreci gösterilmektedir.

12

Şekil 1.2. Araç yakıt teknolojileri

Dolayısıyla özel araç kullanımında da sürdürülebilir çözümler gerekmektedir. Yine bu noktada temiz enerjili araçlar ön plana çıkmaktadır. Özel araç kullanımında da çevresel endişeler ve hassasiyet nedeniyle kullanıcılar temiz enerjili araçlara yönelmektedir. Araç pazarı da bu yönde ürün portföyünü şekillendirmektedir. Birçok marka, üretimlerini elektrikli araçlar yönünde dönüştürmektedir. Bu durum, tüketici/kullanıcılar için çeşitlenen araç teknolojileri arasından seçim yapmak gibi bir karar verme noktası ortaya çıkmaktadır.

Ulaşım araçlarının seçiminde olduğu kadar ulaşımın kontrolü de o kadar önemli bir faaliyettir. Dolayısıyla bu durum, veri toplama, veri işleme, bilgi keşfi ve görselleştirme, olay tahmini, acil durum tespiti gibi şehirlerin izlenmesi ile ilgili faaliyetlerin daha önemli hale gelmesine neden olmuştur (Garcia-Aunon vd., 2019).

Sürekli artan trafik hacimlerinin ve tıkanıklık seviyelerinin yönetimi birçok şehrin karşı karşıya kaldığı en kritik zorluklardan biridir. Bu sorunlar, özellikle metropol alanlarda daha da önemli hale gelmiştir. Bu nedenle, kentsel ulaşımdaki trafik akışının durumunu

Geleneksel

13

izlemek, veri toplamak, analiz etmek ve gerektiğinde anlık müdahale etmek sürdürülebilirliğin sağlanması noktasında kritik hale gelmiştir. Bununla birlikte, tüm bu durumların kontrolü için manuel sayaçlar, statik video kamera sistemleri, insanlı araçlar ve hava araçları gibi sadece sınırlı uygulanabilir seçenekler vardır. Bu nedenle, ulaşım planlamacıları ve yöneticileri yeni çözümler aramaktadır ve bu çözümlerin trafikte verilerinin doğru, dinamik ve hızlı bir şekilde gerçek zamanlı olarak elde edilmesini sağlamalıdır (Khan vd., 2017).

Kontrol araçları, çok sayıda kurulu sensör veya ekipman gerektirdiğinden pahalı ve zor bir süreçtir. Ayrıca, tüm ağı kapsamak için çok sayıda personele ihtiyaç duyulmaktadır (Coifman vd., 2006) ve tüm ağı sabit sensörler veya konuşlandırılmış personel ile kapsamak neredeyse mümkün değildir (Puri, 2005). Sorumlu çalışan, statik kameralar ve insanlı hava taşıtlarından video akışlarının alınması ve işlenmesi, trafik bilgilerinin görselleştirilmesi ve toplanması için verimli araçlar olarak önerilmekteydi. Ancak, geleneksel kontrol araçları ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan sürdürülebilir değildir.

Dolayısıyla, trafik kontrol ve görüntülemenin sürekliliğini sağlamak, ulaşım sistemlerinin kurulması veya inşa edilmesi kadar temel teşkil eder. Ayrıca, trafik gözetimi ve izlemesi, Ulaştırma Yöneticileri ve Mühendisleri için yıllardır ana araçlardan biri ve trafik yönetimi ve kontrol stratejilerinin ayrılmaz bir parçası olmuştur (Papageorgiou vd., 2008). Bu nedenle, dronlar, sınırlı kaynakların kullanımında sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek için hizmet sağlama noktasında önemli bir rol oynamaktadır. Trafik izleme ve kontrolü, gelecekte kamusal alanların daha iyi kullanılmasına ve çevresel kirliliğin azaltılmasına olanak sağlayan daha akıllı ve daha sürdürülebilir şehirler sağlamak noktasında da önemli faaliyetlerindendir ve dronlar bu faaliyet için en uygun araçlardır (Garcia-Aunon vd., 2019).