• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM

4. BULGULAR

4.1.2.3. Andersen Masalları Adlı Kitapta Yer Alan Korku Unsurları

4.1.2.3.2. Karanlıkla İlgili Bulgular

‘‘Yaban Kuğuları’’ adlı masalda aşağıda yer alan ifadeler, korku ögesi olarak belirtilmiştir:

“… Sonra (Elisa) ormanın en karanlık yerine girdi. Burası öylesine sessizdi ki, ayak seslerinden, üzerine bastığı kuru yaprakların hışırtısından başka hiçbir şey işitmiyordu. Bir tek kuş görünmüyor, uzun ve kalın dallar arasından güneş ışıkları giremiyordu. Ağaçların gövdeleri birbirine öyle yakındı ki, önüne bakınca kocaman direklerden yapılmış binlerce parmaklıkla çevrili olduğunu düşünebilirdi. Aklına bile getirmediği bir yalnızlıktı bu. Gece karanlık mı karanlıktı. Yosunların üstünde bir tek böcek bile parlamıyordu. Yüreği hüzünle dolan Elisa uyumakta gecikmedi…” (s. 17)

“… Sanki kötü bir iş yapacakmış gibi titreyerek ay ışığında bahçeye çıktı. Uzun ve ağaçlı yollardan geçti, mezarlığa geldi. Orada, en büyük taşlardan birinin üstünde ölüleri mezarından çıkarıp etlerini kemiren bir sürü büyücü kadın gördü…” (s. 23)

‘‘Yol Arkadaşı’’ adlı masalda aşağıda yer alan ifadeler, korku ögesi olarak belirtilmiştir:

“… Kapkaranlık bir geceydi, bora çatıların tuğlalarını söküyordu bahçenin iskeletler asılı ağaçları, yel altında kamışlar gibi eğiliyordu; her dakika şimşekler çakıyor, durmadan gök gürlüyordu, sanki bir tek gök gürültüsüydü de bütün gece sürüyordu…” (s. 203)

‘‘Büyük Claus ile Küçük Claus’’ adlı masalda aşağıda yer alan ifadeler, korku ögesi olarak belirtilmiştir:

167

korkunç bir fırtına patladı. Yolunu şaşırdı, doğru yolu buluncaya kadar da gün ilerledi, kente gündüz gözüyle varamayacak, evine de dönemeyecek kadar uzaktaydı…” (s. 209)

4.1.2.3.3. Ani Sert Hareketlerle İlgili Bulgular

‘‘Çirkin Ördek’’ adlı masalda aşağıda yer alan ifadeler, korku ögesi olarak belirtilmiştir:

“… İçlerinden biri havalandı geldi, çirkin yavrucuğun boynunu ısırdı...” (s. 82) “… Kadın hep bağırıyordu; maşayla dövmek istiyordu zavallıyı, çocuklar koşuyor, ördeği yakalayacağım derken her şeyi deviriyorlardı…” (s. 88)

‘‘Kurşun Asker’’ adlı masalda aşağıda yer alan ifadeler, korku ögesi olarak belirtilmiştir:

“… Birden bir küçük çocuk hiç neden yokken tutup ateşe attı zavallıyı. Hiç kuşkusuz, bu da sigara tabakasındaki büyücünün işiydi…” (s. 103)

‘‘Gül Perisi’’ adlı masalda aşağıda yer alan ifadeler, korku ögesi olarak belirtilmiştir:

“… Başka bir adam geldi bu sırada; hem çok korkunç hem çok kızgın bir adamdı, güzel kızın kötü yürekli kardeşiydi bu, delikanlı gülü öperken bu pis adam aniden onu öldürdü, başını kopardı, başını da bedenini de ıhlamur ağacının altındaki yumuşak toprağa gömdü.” (s. 156)

‘‘Yol Arkadaşı’’ adlı masalda aşağıda yer alan ifadeler, korku ögesi olarak belirtilmiştir:

“… Prensesin ardından o da uçtu, değnekleriyle kamçıladı onu. Hem öyle bir uyuyordu ki vurduğu yerlere kanlar birikiyordu…” (s. 200)

“…Güzel prenses havalandı… Ak mantosu kocaman bir gemi yelkeni gibi dönüyordu havada, ama bizim yol arkadaşı üç çubukla onu öyle bir kamçılıyordu ki yere şapır şapır kan damlaları düşüyordu…” (s. 203)

“…cin dönmeye hazırlanırken, uzun, kara sakalından yakalayıverdi onu, o çirkin cin kafasını kılıcıyla omuzlarının dibinden kesiverdi, hem de öyle bir kesiş kesti, öyle bir kesiş kesti ki cin bile anlayamadı onları…” (s. 204)

168

‘‘Büyük Claus ile Küçük Claus’’ adlı masalda aşağıda yer alan ifadeler, korku ögesi olarak belirtilmiştir:

“… Çabucak evine döndü, bir balta aldı eline, dört atının dördünün de kafasına birer balta indirdi, derilerini yüzdü, alıp kente götürdü…” (s. 211)

“… Küçük Claus’un yatağının yerini biliyordu, dosdoğru oraya gitti, baltayı ölmüş ninenin alnına indirdi, Küçük Claus sanmıştı nineyi…” (s. 215)

“… Hancı var gücüyle: ‘Duymuyor musun?’ diye bağırdı. ‘Oğlun bir bardak bal şerbeti yolladı, buyur!’ Bir kez daha, bir kez daha söyledi aynı şeyi, ama kadın kımıldamadığı için öfkelendi, suratına fırlattı bardağı…” (s. 216)

“… ‘Beni değil, ninemi öldürdün sen.’ dedi Küçük Claus. ‘Ben de onu sattım, bir kile dolusu para kazandım.’ ‘Çok iyi, çok güzel bir fiyat vermişler.’ dedi Büyük Claus. Evine dönmekte acele etti, bir balta aldı eline, ninesini öldürüverdi.” (s. 217)

‘‘Karlar Kraliçesi’’ adlı masalda aşağıda yer alan ifadeler, korku ögesi olarak belirtilmiştir:

“… ‘Bu ne körpe, ne tombul kız böyle… Onu yemesi ne hoş olacak!’ Keskin bıçağını çekti, bıçak korkunç parlıyordu. Ama birden: ‘Ayy!’ diye haykırdı. Sırtında kendi torunu vardı, kulağını ısırmıştı…” (s. 285)

“… Güvercinler için ‘Hepsi benimdir.’ dedi haydut kızı. En yakındakilerin birini yakaladı, ayaklarından tutup salladı, kuşcağız kanatlarını çırptı. ‘Öp onu.’ diye bağırdı haydut kızı, Gerda’nın suratına attı…” (s. 287)

“… Bir ren geyiğini boynuzlarından tutup çekti, geyiğin boynunda bakırdan bir halka vardı, bağlıydı… Duvardaki yarıktan uzun bir bıçak çıkardı, geyiğin boynu üzerinde kaldırdı bunu; zavallı hayvan çırpınıyor, haydut kızı gülüyordu; sonra Gerda’yı tutup çekti, Gerdacık yatağın üstüne düştü…” (s. 287)

4.1.2.3.4. Esrarengiz Olaylarla İlgili Bulgular

‘‘Yaban Kuğuları’’ adlı masalda aşağıda yer alan ifadeler, korku ögesi olarak belirtilmiştir:

“ Güneş batar batmaz kardeşleri geldiler. Kız kardeşlerini tümden dilsiz bulunca korktular, üvey annelerinin yeni bir büyü yaptığını sandılar…” (s. 23)

169

“… Ama ayaktakımı onunla alay ediyor, ona sövüyordu. ‘Şu büyücüye bakın hele sıçan gibi tıpkı! Elinde bir dua kitabı bile yok! Hala büyücülüğünü sürdürüyor. Elinden alıp parçalayalım şunları!’ iki kötü el zavallıyı yakalayacağı sırada, ani bir ak kuğu belirdi… Kalabalık korkudan geri çekildi.” (s. 27)

‘‘Gül Perisi’’ adlı masalda aşağıda yer alan ifadeler, korku ögesi olarak belirtilmiştir:

“… Sabah olup yatak odası birdenbire açılınca, gül perisi içeriye atıldı, arılar kraliçesiyle tüm bir arı oğlu da arkasından geliyordu, kötü kardeşi öldüreceklerdi. Ama o çoktan ölmüştü… O zaman gül perisi çiçeklerin öç aldığını anladı… Bir adam saksıyı aldı, arılardan biri elini soktu, o zaman adam bıraktı saksıyı, saksı da düşüp kırıldı. Ölünün ak başı göründü o zaman, yatakta yatan ölünün bir katil olduğu anlaşıldı…” (s. 160)

‘‘Yol Arkadaşı’’ adlı masalda aşağıda yer alan ifadeler, korku ögesi olarak belirtilmiştir:

“ ‘Hayır, günüm doldu artık.’ dedi. ‘Ben borcumu ödemekten başka bir şey yapmadım. Kötü insanların kötülük etmek istedikleri bir ölü vardı ya hani, anımsadın mı? Zavallıcık mezarında rahat etsin diye her şeyini vermiştin. O ölü benim işte!’ Bunları söyler söylemez gözden silindi.” (s. 206)