• Sonuç bulunamadı

KARAMAN BEYLERBEYLERİ VE BAZI ÖNEMLİ ŞAHISLAR

II. Bayezid’in oğlu olan Şehzade Şehinşah 1464’de doğmuştur. Annesi Karamanoğullarından Nasuh Bey’in kızı Hünişah Hatun’dur.287 Babası tahta çıktıktan sonra

Manisa sancakbeyliği ile görevlendirilmiş ve kardeşi Şehzade Abdullah’ın ölümü üzerine Konya’ya vali olarak gönderilmiştir. 1511 yılında Konya’da vefat eden Şehzade Şehinşah otuz seneye yakın valilik görevini yapmış ve yerine oğlu Şehzade Mehmed Konya’ya tayin edilmiştir.288 Elimizde ki defterde Şehzade Şehinşah adı289 çok sık geçmektedir. Kul kökenli

dirlik sahipleri genellikle Şehzade Şehinşah ve oğlu Şehzade Mehmed’in kullarındandır. Bu kişiler ya Şehzadelerin sağlığında ya da onlar vefat ettikten sonra tımara veya zeamete çıkmışlardır. Sadece Şehinşah adının geçtiği dirlik sayısı 71’dir. Bununla birlikte Şehzade kulu olarak zikredilen dirlikler de mevcuttur. Burada Şehzade olarak bahsedilen kişinin de Şehzade Şehinşah olma ihtimali yüksektir. Bu durumda Şehzade Şehinşah olarak toplamda 112 dirlik bulunmaktadır. Şehzade Şehinşah kulları, dirliklerde genellikle Şehzade kulu veya ulufeli olarak belirtilmiştir. Bazı kişilerde ise görevinin ve mesleğinin adı yazılmıştır. Şehzadeye hizmet eden kişiler veya onun oğulların meslekleri şu şekildedir. Nişancı, Defterdar, Sipahi Oğlanları Ağası, Sipahi Oğlanları Kethudası, Sipahi Kethudası, Kapıcıbaşı, Çavuşbaşı, Çavuş, Silahdarbaşı, Silahdar Kethudası, Sekbanbaşı, Garip Yiğitler Ağası, Divan Katibi, Müteferrika, Mir-alem, Hazine Katibi, Nalband, Ser-hayyatin (terzibaşı), Habbaz (ekmekçi), Tabbah, Odabaşı gibi mesleklerdir. Bunlar Şehzade’ye hem kişisel olarak hem idari açıdan yardım ve hizmet etmiş kullardır.

2.Şehzade Mehmed

II. Bayezid’in torunu ve Şehzade Şehinşah’ın oğludur. Babasının 1511’de ölümü üzerine onun yerine Konya’ya tayin edilmiştir.290 Babası vefat ettiğinde Beyşehir’de görev

yapmaktaydı. 1511 yılında meydana gelen Şahkulu isyanında Şehzade Mehmed, diğer Şehzadeler ile birlikte bu isyanı bastırmakla görevlendirilmiştir. Yavuz Sultan Selim’in tahta çıkmasıyla birlikte saltanat için diğer Şehzadeler ile birlikte Şehzade Mehmed’de Bursa’da boğdurularak öldürülmüştür.291 Defterde Şehzade Mehmed’in kulu olup daha sonra dirlik alan

287 Uzunçarşılı, 1995, s. 237 288 Aköz-Emre, 2016, s. 122 289 TD.392, s. 6 290 Aköz-Emre, 2016, s. 122 291 Uzunçarşılı, 1995, s. 235-250

89

kullar mevcuttur.292 Şehzade Mehmed’in kulu olarak anılan 19 dirlik vardır. Şehzade Mehmed’in hizmetinde olan bu kullar dirliklerde kulu veya ulufeli olarak belirtilmiştir. Şehzade’ye hizmet etmiş kişilerin içinde meslek olarak ise Çavuş, Bazdar(kuş besleyen) gibi görevliler vardır.

3.Lütfi Paşa

Arnavud kökenli bir devşirme olan Lütfi Paşa’nın doğum tarihi belli olmamakla beraber 1488 civarında olduğu tahmin edilmektedir. II.Bayezid döneminde saraya alınmış ve burada iyi bir tahsil görmüştür. Yavuz Sultan Selim’in cülusunda çuhadarlıktan 50 akçe müteferrikalık ile taşraya çıkmıştır. Sonraki yıllarda çaşnirgirlik, kapıcıbaşılık, miralemlik ve Kastamonu sancakbeyliği görevlerini yaptığı rivayet edilir, fakat bu görevlerin tarihleri belli olmadığından dolayı bunun çağdaşı Lütfi Paşa ile karıştırılmış olduğu söylenir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Kastamonu, Aydın sancakbeyliği yapmış ve Rodos seferine katılmıştır. Uzun bir müddet Yanya sancakbeyliği yapan Lütfi Paşa bu sırada Viyana Kuşatması’na katılmış, daha sonra ise Karaman Beylerbeyiliğine getirilmiştir.(1533-34) Bu görevi esnasında da Irakeyn Savaşı’na katılmıştır. Belirli bir süre Anadolu ve Rumeli Beylerbeyiliği de yapan Lütfi Paşa üçüncü vezirliğe ve daha sonra ise ikinci vezirliğe terfi etmiştir. İkinci vezirliği sırasında padişahın yanında Boğdan seferine gitmesi ve Mimar Sinan’ı takdim etmesi Lütfi Paşa’nın başarısının artmasına sebep oldu. 1539’da Ayas Paşa’nın ölümüyle veziriazamlığa getirildi. 1541’e kadar görevini başarıyla ifa eden Paşa bu tarihte azledildi. Azledilme sebebi olarak zina suçlusu bir kadının yargılanmasında şer‘i ve örfi hukuka aykırı bir uygulama yapması ve bu yüzden eşi olan Yavuz Sultan Selim’in kızı Şah Sultan ile tartışma yaşaması gösterilir. Bir başka iddia ise rüşvet, yolsuzluk, siyasi gibi çekişmelerde kendi aleyhine çalışan bir zümreden bahsedilir. Yazdığı eserinde kendi isteğiyle görevini bıraktığını belirtir. Görevinden alınan Lütfi Paşa Dimetoka’daki çiftliğinde yaşar ve geri kalan 20 yıllık hayatını araştırma yaparak ve eser yazarak geçirir. Tevarih-i Al-i Osman ve Asafname adlı eserleri bulunmaktadır. Hacca gidip gelen Lütfi Paşa 1563’de Dimetoka’daki çiftliğinde vefat etmiştir.293

Lütfi Paşa’nın adı incelenen bu defterde Karaman Beylerbeyi olarak geçmektedir.294

Onun dışında herhangi bir bilgi mevcut değildir. Geliri ise 710526 akçedir. Defterde ayrıca Lütfi Paşa’nın iki kardeşine ait zeamet bulunmaktadır. Bunlardan biri Mehmed Bey’dir. Kayseri Sancağı’ndan 21766 akçelik gelir tasarruf etmektedir. Daha önce Rum ilinde zeamet

292 TD.392, s. 84

293 İpşirli, 2003, s. 234-235 294 TD.392, s. 2

90

tasarruf eden Mehmed Bey Karaman’a gelmiş ve zeametini burada tasarruf etmeye devam etmiştir. Lütfi Bey’in zeamet tasarruf eden diğer kardeşi ise Akşehir Sancağı’nda 15000 akçelik zeamet tasarruf eden Ahmed Bey’dir. Bu durum bu iki kardeşin bu Eyalete gelme sebebi olarak Lütfi Paşa’nın olduğunu göstermektedir. Zaten Mehmed Bey’in Rum İlinden buraya geldiği açıkça belirtilmiştir.

4.Hüsrev Paşa

Hüsrev Paşa Boşnak asıllı bir devşirmedir. Doğum tarihi kesin bilinmemekle beraber 1495’ten önce doğduğu sanılmaktadır. II. Selim zamanı vezirlerinden Lala Mustafa Paşa’nın kardeşidir. Ailenin Sokullu ailesi ile akraba olduğu tahmin edilmektedir. Enderun’da yetişen Hüsrev Paşa kapıkulu süvari bölüklerine girmiş ve işlediği bir suçtan dolayı atıldığı ve Kara Ahmed Paşa ile birlikte hareket ettiği söylenmiştir. Daha sonra bazı vezirler sayesinde affedilip tekrar görev alan Hüsrev Paşa sırayla Çaşnigirlik, Kapıcılar Kethudalığı ve Mir- ahurluk görevlerini ifa etmiştir. Yavuz Sultan Selim zamanında Çaldıran Seferine katılmış 25 Ağustos 1514’te Karaman Beylerbeyiliğine atanmıştır. Yine bu dönemlerde Diyarbekir’e gönderilen orduya katılmış Harput’u almıştır. Daha sonra Mısır seferine katılmış ve Mercidabık Savaşı’nda ordunun sağ kanadında yer almıştır. Bozoklu Celal, Canbirdi Gazali gibi çıkan isyanların bastırılmasında görev almıştır. 1521 yılında Anadolu Beylerbeyiliğine, aynı yılın sonunda ise Bıyıklı Mehmed Paşa’nın ölümüyle boşalan Diyarbekir Beylerbeyiliğine getirilmiştir. 1531 yılında hakkında çıkan suçlamalar ve Safevi Devleti’nin eski Azerbaycan valisi olup Osmanlı’ya geçen Ulama Paşa ile arasının açılmasından dolayı görevinden azledilmiştir. 1532 yılında İstanbul’a gelen Paşa ikinci defa Anadolu Beylerbeyiliğine getirilmiş ve bu dönemde Kanuni Sultan Süleyman’ın Alman seferine katılmıştır. 1532’de Halep Beylerbeyiliğine, 1534’de ise Şam Beylerbeyiliğine getirilmiştir. Bu görevde iken Irakeyn Seferi’ne katıldı ve 1535 yılında Hadım Süleyman Paşa’nın yerine vezaretle Mısır Beylerbeyi oldu. Mısır Beylerbeyiliği sırasında merkeze gönderilen irsaliyenin artması Osmanlı hükümetini şüphelendirdi. Gönderilen özel bir heyet suçsuzluğunu ispat etse de Kanuni Sultan Süleyman ikna olmayarak Hüsrev Paşa’yı azletti. 1537 yılında üçüncü defa Anadolu Beylerbeyiliğine, ertesi yılda Rumeli Beylerbeyiliğine terfi etti. Boğdan Seferine katılması, Budin savunmasında bulunması ve buralarda başarı elde etmesi neticesinde dördüncü vezirliğe yükseldi. O sırada veziriazam olan Hadım Süleyman Paşa ile tartışması ve Rüstem Paşa’nın entrikaları yüzünden Hadım Süleyman Paşa’ya hançer çekmesi görevinden alınmasına sebep oldu. Vezirlikten alındıktan sonra üzüntüye kapılan Paşa’nın 17 gün sonra

91

vefat ettiği söylenir. Kaynaklar korkusuz ve pervasız olduğu için lakabının “deli”,”divane” olduğunu yazar. Medrese cami, han gibi birçok eser yaptırmıştır.295

Defterde Hüsrev Paşa’nın adı birçok yerde geçmektedir. Dirliklerde özellikle tımarlarda “Hüsrev Paşa’dan berü tımar tasarruf eder”, “Hüsrev Paşa’da tımara çıkmıştır” gibi ifadelerle verilme zamanı olarak Hüsrev Paşa belirtilmiştir.296 147’ye yakın dirlikte Hüsrev

Paşa’nın adı geçmektedir. Bu dirlikler ihtimal odur ki Hüsrev Paşa’nın Karaman Beylerbeyiliği zamanında alınan tımarlardır. Ayrıca Hüsrev Paşa zamanında Şam seferine katılan ve terakki alan kişi sayısı da oldukça fazladır. 297Yukarıda da bahsedildiği gibi Hüsrev

Paşa Karaman Beylerbeyiliği sırasında Yavuz Sultan Selim ile birlikte Mercıdabık Savaşı’na katılmıştır. Bu dirlikler bu bilgiyi doğrular niteliktedir. Karaman sipahileri Hüsrev Paşa zamanında onun Karaman Beylerbeyiliği görevi altında Mercıdamık Seferine katılmış ve birçok imtiyaz elde etmişlerdir. Hüsrev Paşa’ya ait defterde birde tımar bulunmaktadır. 5780 akçelik olan bu dirlik Hüsrev Paşa’ya arpalık olarak verilmiştir.298

5.Ferruhşad Bey

Osmanlı Devleti’nde büyük bir itibara sahip olan Ferruhşad Bey, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Bey’in amcasının torunu olan Korkmaz Bey’in oğludur. Şah İsmail Akkoyunlu Devleti’ni ortadan kaldırdıktan sonra bu devlete ait birçok boy ve oymağı da dağıtmıştır. Bununla beraber hanedan mensuplarını da takip ederek yakaladıklarını kılıçtan geçirmiştir. Kaçan hanedan mensupları Suriye, Dulkadir, ve Osmanlı Devleti topraklarına sığınmışlardır. Osmanlı Devleti bu sığınan kişilere Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan dirlikler vermiştir.299 Ferruhşad Bey’de bunlardan biridir. Ferruhşad Bey’in torunu Osman Bey’in

ifadesine göre Ferruhşad Bey, Bayburd’a gelmiş ve 1501 yılında Şah İsmail’in saldırısı üzerine Trabzon valisi Şehzade Selim’in yanına sığınmış ve onun hizmetine girmiştir. Kendisine Karaman Eyaleti’nden Akşehir Sancağı has olarak verilmiştir. Yavuz Sultan Selim döneminde Çaldıran Savaşı’na katılmış ve Doğu Anadolu’da Osmanlı hakimiyetinin yerleşmesinde önemli hizmetlerde bulunmuştur. Çaldıran Savaşı dönüşü, Yavuz Sultan Selim Ferruhşad Bey’i takdir ederek ona Bayburd ve Erzincan’dan geniş topraklar vermiştir. Ferruhşad Bey ayrıca Mısır Seferi’ne de katılmıştır. Daha sonra Kanuni Sultan Süleyman döneminde de Padişahın iltifatına mazhar olmuş ve Şehzadelerin düğününde Padişahın sol 295 Özcan, 1999, s. 40-41 296 TD.392, s. 16-29 297 TD.392, s. 31 298 TD.392, s. 25 299 Miroğlu, 1993, s. 183

92

tarafına oturma şerefine nail olmuştur. Ferruhşad Bey’in Bayburd’un Pulur köyünde ikamet ettiği ve burada cami, hamam gibi birçok eserler yaptırdığı söylenir. Hem Yavuz Sultan Selim döneminde hem Kanuni Sultan Süleyman döneminde hacca gitmiş fakat son gidişinde Medine’de vefat etmiştir.300 Ferruhşad Bey’in adı defterde Akşehir sancakbeyi olarak

geçmektedir.301 Bunun dışında hakkında herhangi bir bilgi mevcut değildir. Ferruhşad Bey’in

Yavuz Sultan Selim zamanında Akşehir Sancağı’ndan dirlik sahip olması aynı kişi olduğunu doğrulamaktadır.

6.Kasım Paşa

Devşirme kökenli olan Kasım Paşa’nın doğum tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur. II.Bayezid döneminde Enderun’da yetişmiş ve Yavuz Sultan Selim zamanında dış hizmete çıkmıştır. Rivayete göre Şehzade Süleyman ile birlikte büyümüş ve onun sütkardeşi olmuştur. Yavuz Sultan Selim döneminde ise Mercıdabık Savaşı’na katılan Kasım Paşa bu zaferden sonra Hama ve Trablusşam sancakbeyliğine tayin edildi. 1521’de Halep sancakbeyliğine daha sonra ise Karaman ve Anadolu Beylerbeyiliğine getirildi. Rodos seferine katılan Kasım Paşa ardından Mısır Beylerbeyiliğine getirilse de bu görevi Ahmed Paşa’nın buraya atanması sebebiyle bir ay kadar sürdü. 1524 yılında ikinci defa Mısır valiliğine getirilen Kasım Paşa burada Mısır defterdarı Mehmed Bey’le ihtilafa düştüğü için bu görevi sona erdi ve İstanbul’a döndü. Daha sonra ise Kaptan-ı Derya görevine atandı. 1526 Macaristan seferi esnasında İstanbul muhafızlığında bulundu. Ardından Rumeli Beylerbeyiliğine ve 1529’de de üçüncü vezirliğe getirildi. Avusturya ve Irakeyn seferlerine katılmıştır. Ayas Paşa’nın veziriazam olması üzerine ikinci vezirliğe yükselmiş fakat bir müddet sonra azl edilerek Mora sancakbeyliğine gönderilmiştir. Bir süre sonra 1541’de emekli olmuştur. Bir rivayet Mora’da bir rivayet de Gelibolu’da 1553 yılında vefat ettiğini söylemektedir. Hayırsever olan Kasım Paşa Cami, medrese, imarethane, hamam, çeşme, tekke gibi birçok eserler yaptırmıştır.302

Kasım Paşa’nın adı defterde 4 tımar dirliğinde geçmektedir. Defterde “Kasım Paşa’da tımara çıkmıştır”303 şeklinde ifade edilen dirlikler onun Karaman Beylerbeyiliği döneminde alınan

dirlikleri ifade etmektedir.

7.Dulkadiroğlu Şehsuvar Bey ve Oğlu Ali Bey

Şehsuvar Bey Dulkadiroğlu Beyliği’nin hükümdarlarından biridir. Fatih Sultan Mehmed’in yardımı sayesinde Dulkadir Türkmenlerinin başına gelmiştir. O dönem

300 Miroğlu, 1993, s. 186-187 301 TD.392, s. 160

302 Sümer, 2001, s. 547 303 TD.392, s. 98

93

Memlüklülerin kendisine tabi olma teklifini Şehsuvar Bey reddetmiş, Fakat zaman içinde Osmanlı Devleti’ne yardım etmeyi kesen Şehsuvar Bey, Fatih Sultan Mehmed’in Karaman seferine katılmamıştır. Bu durum Fatih’in kızmasına ve Şehsuvar Bey’i himayesinden mahrum bırakmasına sebep oldu. Şehsuvar Bey sığındığı Zamantı kalesinde Memlük kuvvetleri tarafından kuşatılarak yakalandı ve 1472’de Kahire’de idam edildi.304 Onun yerine

Memlüklüler, Şahbudak’ı Dulkadir Türkmenlerinin başına geçirdi. Daha sonra Fatih’in desteğini alan Alaüddevle Bozkurt Bey 1480’de Şahbudak’ı yenerek tahtı ele geçirdi. Osmanlı Devleti ile akrabalığını da geliştirmek isteyen Alaüddevle Bey kızını II.Bayezid ile evlendirdi ve Memlüklülere karşı Osmanlı Devleti’nin yanında durdu. Yavuz Sultan Selim döneminde ise 1514’de Şah İsmail’e karşı yapılan sefere ise yaşını bahane ederek gitmedi. Bunun üzerine Yavuz, Çaldıran ve Kemah zaferinden sonra Sinan Paşa komutanlığında ordusunu Alaüddevle üzerine gönderdi. Şehsuvaroğlu Ali’de Osmanlı yanında öncülük etti. 1515 yılında yapılan bu savaşta Alaüddevle yenildi ve hayatını kaybetti. Yavuz onun yerine Şehsuvaroğlu Ali’yi Dulkadiroğlu Beyliği başına getirdi. Şehsuvaroğlu Ali Bey babası idam olduktan sonra Osmanlılara sığınmış ve hizmetlerine girmişti.305Yavuz’a bağlı biri olarak

siyasetini sürdüren Şehsuvaroğlu Ali Bey, Diyarbekir fethine, Mercıdabık ve Ridaniye Savaşları’na katıldı. Bu savaşlar sonucunda Memlük Sultanı Tomanbay’ı Kahire’de asarak babasının intikamını aldı. Celali ve Canbirdi Gazali ayaklanmalarının bastırılmasında önemli rol oynadı. Bu durum Ferhat Paşa’nın onu kıskanmasına sebep olup, onun öldürülmesi için Kanuni Sultan Süleyman’dan ferman çıkarttırdı. Ferhat Paşa, İran seferini bahane ederek onu Tokat’a davet etti. 1522’de Artukova’da Şehsuvaroğlu Ali Bey’i ve çocuklarını katlettirdi.306

Şehsuvar Bey ve oğlu Ali Bey’in adı birkaç dirlikte geçmektedir. Bunlardan biri Beyşehir Sancağı’ndan tımar tasarruf eden Bel Çelebi’dir.307 Sancağın Göçi kazasından 21141

akçelik geliri olan Bel Çelebi Dulkadiroğlu Ali Bey’in Kethüdası olarak belirtilmiştir. Ali Bey’e hizmet etmiş bu önemli kişinin Osmanlı’ya ne zaman geldiği hakkında bir tarih yazılmamıştır. Fakat büyük ihtimal Ali Bey’in ölümünden sonra Osmanlı Devleti’nin hizmete girdiği düşünülebilir. Bel Çelebi’nin önemini gösteren başka bir ipucunu da geliri vermektedir. Tımar tasarruf eden Bel Çelebi’nin geliri zeamet değerinde 21141 akçedir. Şehsuvar Bey ve oğlu Ali Bey’in adının geçtiği bir başka dirlikte Sinan Bey bin Laçin Ağa ait

304 Yınanç, 1994, s. 555

305 Uzunçarşılı, 1995, s. 272 306 Yınanç, 1994, s. 556 307 TD.392, s. 136

94

tımar dirliğidir.308 Niğde Sancağı’nda bulunan bu dirlikte adı geçen Delil ve Başköy adlı

köylerin Şehsuvar oğlu Ali Bey’den mahlül kaldığını yazmaktadır. Bu bilgiler bu köylerin daha önce Ali Bey’e ait bir gelir olduğunu göstermektedir. Yavuz Sultan Selim döneminde ona hizmet eden Ali Bey Mercıdabık ve Ridaniye gibi önemli seferlere de katılmıştı. Bu durum Ali Bey’in Osmanlı Devleti’ne yaptığı hizmetlerine karşılık olarak çeşitli yerlerden dirlikler aldığını gösterir. Bir diğer dirlikte Konya Sancağı’nda 9000 akçelik tımar tasarruf eden Sefer’in dirliğidir.309 Bu dirlikte Sefer’in, Şehsuvar oğlu Ali Bey zamanında tımar tasarruf ettiği belirtilmiştir. Ali Bey zamanında, Dulkadir sipahisi olarak mı bu tımarı aldığı bu bilgilerden dolayı net değildir. Bunların dışında Dulkadir sipahisi veya o bölgeden gelen kişilere de defterde rastlanmaktadır. Fakat bu dirliklerde Şehsuvar ve oğlu Ali Bey’e ait herhangi bir atıf bulunmamaktadır.

8.Pir Mehmed Paşa

1473’de Konya’da doğduğu tahmin edilen Pir Mehmed Paşa Selçuklu alimlerinden Fahreddin Er-Razi’nin soyundan gelen Cemaleddin Aksarayi’nin torunlarındandır. Babası Çelebi Halide olarak bilinen Şeyh Cemal Halveti, II.Bayezid döneminde bu tarikatın Cemaliyye kolunun kurucusudur. Pir Mehmed Paşa medrese eğitimini Amasya ve İstanbul’da almıştır. Amasya’da katiplik yapan Pir Mehmed Paşa, II.Bayezid döneminde Sofya, Siroz, Galata kadılıklarında bulundu. II.Bayezid dönemi sonlarında kadılıktan hazine defterdarlığına terfi etti. Yavuz Sultan Selim döneminde ise baş defterdarlığa yükseldi. Çaldıran Seferine Rumeli defterdarı ünvanı ile katıldı. 1514’de Mustafa Paşa’nın azl edilmesi ile onun yerine vezirliğe getirildi. O dönem Amasya’da meydana gelen yeniçeri ayaklanmasında ihmali olduğu düşüncesiyle görevinden azledildi. Fakat bir müddet sonra görevine tekrar getirildi. Birkaç ay sonra Diyabekir’den gelen bazı olumsuz haberler yüzünden Yedikuleye kapatıldı. Fakat Ertesi gün çıkmasına karar verildi ve İstanbul muhafızlığına getirildi. Daha sonra Arap ve Acem Kazaskeri görevini aldı. 1518 yılında Yunus Paşa’nın idamı üzerine Şam’a çağrılmış ve veziriazam olmuştur. Yavuz Sultan Selim döneminde veziriazam olan Pir Mehmed Paşa Kanuni Sultan Süleyman’a da üç yıla yakın görev yapmıştır. Onun döneminde Belgrad ve Rodos Seferlerine katılmıştır. Hem kendisine atfedilen, Mısır’dan gelen Memlüklü ulemadan, zanakatlardan serbest kalmak için rüşvet aldığı iddiası hem de o dönemin vezirlerinden Ahmed’in Padişaha baskısı, görevinden alınmasına sebep oldu. Vefatına (1532) kadar Silivri’deki çiftliğinde kaldı. Hayırseverliği de bilinen Pir Mehmed Paşa cami, medrese gibi imaretler yaptırmış hatta doğduğu zannedilen Konya’da dahi cami, zaviye, hamam

308 TD.392, s. 347 309 TD.392, s. 45

95

yaptırmıştır.310 Kaynaklarda bir başka Pir Mehmed Paşa’dan daha bahsedilir. Hatta Karaman

Beylerbeyiliği görevinde de bulunmuştur. Fakat tarih olarak 1540’lı yıllardan bahsedilir. Bu da elimizdeki defterde bulunan tarihlerle uyum sağlamamaktadır. Bu yüzden yukarıda bahsedilen Piri Mehmed Paşa defterde adı geçen kişi ile daha uygun bulunmaktadır.

Defterde Pir Mehmed Paşa adı bir dirlikte geçmektedir. Aksaray sancağında 3461 akçelik bir eşkincülü tımara sahiptir. Karadepe ve Yuvacıöyüğü köyleri bu tımarın gelirini oluşturmaktadır. Paşa’nın bu dirliği alma sebebine dair herhangi bir ipucu bulunmamaktadır. Konya’da kendisine ait herhangi bir görevden bahsedilmemiştir. Bu bölgenin memleketi olması ya da kendisine verilen gelirlerin bir kısmının bu bölgede bulunması ihtimali düşünülebilir.

9.Gedik Ahmed Paşa

Sırbistan’da doğduğu söylenilen Gedik Ahmed Paşa’nın isminde bulunan Gedik lakabı, Aşıkpaşazade’ye göre Paşa’nın kale açmak, tamir veya inşa etme maharetine dayanmaktadır. Bunun dışında bir başka rivayet ise gedikliler zümresinde yetişmiş olabileceğidir. Hammer’e göre ise bir dişi eksik olduğu için bu lakabı almıştır. Fakat bu ihtimal çok inandırıcı gelmemektedir. II.Murad döneminde iç oğlan olan Gedik Ahmed Paşa, Fatih Sultan Mehmed döneminde askeri rütbe ile çıkıp Rumeli Beylerbeyiliği görevini almıştır. 1462 tarihinden sonra İshak Paşa’nın yerine Anadolu Beylerbeyiliğine getirilmiştir. Karaman topraklarında bulunan Ereğli ve Aksaray’ı fethettikten sonra Mehmed oğlu Şehzade Mustafa’yı Karaman valisi olarak yerleştirmiştir. Daha sonra vezirlik rütbesi alan Gedik Ahmed Paşa, 1471 yılında Alaiye ve ertesi yıl da İçel, Silifke, Gorigos (Kızkalesi), Gülek, Lülye gibi Karaman’a ait yerlerini fethetmiştir. Karamanoğlu Pir Ahmed ve kardeşi Kasım Bey ile yaptığı mücadelede onları yenilgiye uğratmış daha sonra ise 1474’de idam edilen Mahmud Paşa’nın yerine veziriazam olmuştur. Fatih Sultan Mehmed’in onu görevlendirmesi ile Kırıma’a Ceneviz sömürgelerine gitmiş ve Kefe Sudak ve Azak’ı zapt etmiştir. 1477 yılında Arnavutluk’ta İşkodra’ya karşı düzenlenen sefere memur edilen Gedik Ahmed Paşa’nın bu seferden kaçınması onun Rumeli Hisarı’na hapsedilmesine sebep oldu. Hersekzade Ahmed’in aracı olması ile serbest kaldı ve Kaptan-ı derya görevi ile aynı zamanda Avlonya sancakbeyliğine getirildi. Bu görevindeyken Ege’de Kefalonya, Zanta,

Benzer Belgeler