• Sonuç bulunamadı

ÜZERİNDEN OKUMAK Dr. Tahsin Emre FIRAT1

2. Kara Mizah

Kara mizah isim olarak modern dönem ile birlikte anılmaya başlamış olsa da tür açısından kökleri antik komedyalara kadar uzanmaktadır. Bu bağlamda kara mizah türünün ilk örneklerine Aristophanes’in komedyalarında rastlamak mümkündür. Antik dönemde teatral sanatında oldukça önemli bir mizahi tür olan hiciv, günümüz kara mizahının temelini oluşturmaktadır. Zaman içerisinde kendini gösteren hümanisttik alegoriler, pikaresk anlatılar ve metafizik hicivler günümüz kara mizahının oluşmasına büyük katkı sağlamıştır (Scholes, 1980: 143).

Günümüz kara mizahının temelinde I. Dünya Savaşı’nın yaşanan fiziksel ve duygusal yıkım ile birlikte ortaya çıkmaya başlayan

80 DİJİTAL ÇAĞDA DEĞİŞEN GAZETE VE GAZETECİLİK

gerçeküstücü hareket vardır. 1900’lü yılların ilk çeyreğinden itibaren dünya toplumunun deneyimlemek zorunda kaldığı savaşlar, acılar, kıtlıklar ve sefaletler sosyal bir eleştirel kültürü doğurmaya başlamıştır. Tam bu ortamda şekillenen düşünce, ilk örneklerini edebiyatta ortaya koymuştur. Kara mizah böyle bir ortamda hayat bulmuş acı, hüzün, çaresizlik ve sevinç gibi duyguların arasında kalmışlığı ifade etmiştir. Ayrıca kara mizah yaşamın insan üzerindeki ağırlığını anlatma noktasında dram yetersiz kalmaya başlayınca daha da önem kazanmıştır (Arık, 2002: 89-90).

Kara mizah topum içerisindeki çirkinliklere ve yozlaşmışlalar odaklanmaktadır. Bu yüzden kara mizah kutsala, güçlüye, başarıya ve mutluluğa şüphe ile yaklaşmaktadır. Modern bireyin düşünsel yapısını yansıtan kara mizah, daha ziyade karamsar bir dünyayı tahayyül etmektedir. Modern dünyanın sunduğu akılcı tüm değerlerin zamanla kan ve gözyaşı getirdiğini gören Batılı insanın, yaşadığı bu hayal kırıklığını anlatması açısından kara mizah en işlevsel araçlardan biridir (Oluk Ersümer, 2014: 140).

Fern Kupfer’e göre kara mizah, nihilizmin bir yansıma biçimidir. Toplumun algıladığı dünya kaotik bir görünüme sahiptir ve en temel insan değerleri anlamsız bir görünümdedir. Bu yüzden de insan eylemlerin de belirgin bir keyfilik söz konusudur. Nitekim kara mizah ile temsil edilen karaktereler, grotesk bir tarz ile resmedilerek gerçeküstü bir kimliğe kavuşturulmaktadır (Aktaran: Feinberg, 1978: 153). Bu bağlamda içerisinde hicvi, ironiyi, groteski, absürdü ve parodiyi tek başına barındırmayı başaran kara mizah; gelenekse,

81

modern ve postmodern mizahi anlatımları özgün bir üslup ile bir arada kullanmaktadır (O’Neil, 1990: 74). Kara mizahın toplumdaki tekinsizliğin altını çizdiği kimyasında; hicvin iğneleyici dili, ironinin gerçeklik ve ideal arasındaki çelişkisi, groteskin abartılı dili, absürdün idealdeki yitimini ve parodinin meta mizahı anlatılmaktadır (Oluk Ersümer, 2014: 141).

Kara mizah, kavramsal açıdan, ilk olarak André Breton tarafından 20. Yüzyılın ikinci çeyreğinde kullanılmaya başlanmıştır. André Breton bu kavramsallaştırmayı Jonathan Swift’in eserlerine borçludur. Jonathan Swift’in metinlerindeki ağır şüphecilik ve ölüm gibi ciddi olayların komedi ve hiciv ile birlikte verilmesi André Breton’a göre kara mizahın ipuçlarını vermektedir (Silva, 2005: 90). Breton’un ifadesiyle (1997: 12), toplumun üzerinde durmaya gerek duymadığı sosyal tabuları ve normları altüst etmeye yarayan bir direniş aracı olan kara mizah gücünü muhalif kültürden almaktadır. Duyarlılık ve duygusallığın kara mizahın düşmanı olduğunu savunan Breton, trajik durumla kendi arasına bir mesafe koyamaya insanın kara mizahın üretimi noktasında çok verimli olamayacağını düşünmektedir. Bu bağlamda olaylara daha duygusuz ve mesafeli yaklaşanların daha üretken olduğunu savunmak yanlış olmayacaktır.

Kara mizah hitap ettiği kişinin, akıl ve duygularına doğrudan seslenmektedir. Bunu yaparken karşıtlıkları ön plana çıkararak okuyucunun veya izleyicinin kendi durumunu gözden geçirmesini sağlayarak onu sarsmayı amaçlamaktadır. Böylece kara mizah, okuyucu ya da izleyici üzerindeki etkisini arttırarak gerilimli bir hava

82 DİJİTAL ÇAĞDA DEĞİŞEN GAZETE VE GAZETECİLİK

oluşturmaya çalışmaktadır (Styan, 2005: 262). İroninin ve hicvin mizahi bir formda verilmesi, mevcut durumu gülünçleştirerek varoluşsal çelişkilere üzerindeki vurguyu arttırmaktadır.

Kara mizahın felsefi temelleri Dadaizm ve Gerçeküstü düşünce ile yakından ilişkilidir. Özellikle büyük savaş ve yıkımlar neticesinde yaşanan duygusal çöküntü, kara mizahın çıkış noktasını ortaya koymaktadır. Fransızca “tahta at” anlamına gelen dada hareketinin temel felsefesi, saçmalama, alaya alma, şaka ve oyun gibi birbiriyle çok yakın olmayan unsurların bir arada kullanımıdır. Bu da genel anlamda birbiriyle zıt gibi görünen şeylerin birlikte verilerek toplumsal çarpıklıklara dikkat çekmektir (Erdem, 2019: 128). Dada hareketini benimsemiş sanatçıların amacı, toplum adına tabu olarak kabul edilen otoriteyi ve temel amacının dışına çıkan toplumsal kurumları gülünçleştirerek halkı düşünsel anlamda aydınlatmaktadır. Gerçeküstü akım açısından da mizah, bir tür ahlaksal tutumdur. Her şeyin içerisinde bir nebze de olsa kendini hissettiren gerçek dışılık bu akımın çıkış noktasını oluşturmaktadır. Bu düzlemde benimsenmiş olan mantıksal mekanizmalarını eleştirisi olan mizah, nesneler arasındaki bağın sorgulanmasını sağlayan bir işleve sahiptir. Özetle gerçeküstücü düşünceye göre mizah, toplumsal derinliği olan argümanlardan çıkardığı olguların adeta bir oyunmuş gibi yeniden kurgulayan bir güce sahiptir (Arık, 2002: 91-92). Çıkış noktasını bu düşüncelerin oluşturduğu kara mizah, salt bir yergi olmamakla birlikte taşlama ya da hiciv gibi türlere de sıkıştırılamayacak kadar geniş bir artalana sahiptir. Kara mizahta hicvin nereden başlayıp bittiği ya da nerede direkt bir yergi ve taşlamaya dönüştüğünü belirlemek oldukça güçtür (Batur,

83

1995: 15). Kara mizahta bunların her biri belli bir oranda kullanılarak tekinsiz bir dünyanın vurgusu yapılmaktadır ve böylece onun bünyesinde barındırdığı eleştirel gülüş ile ortaya konan ironik gönderme muhatabını bir yandan gülümsetirken diğer yandan da düşündürmektedir.

Kara mizah normal şartlarda birlikte var olması oldukça zor iki olgu olan dehşet ile mizahı bir arada vererek bunları birbiriyle olan ilişkisini vurgulamaktadır. İnsana acı veren konuları trajik bir biçimde ele alan kara mizah, bunları mizahi bir biçimde yansıtmaktadır. İçerik ve biçim arasındaki uyumsuzluğu kendine referans noktası olarak alan kara mizah, içerikteki hüzün verici olayı ele alırken bunu mizahi bir biçim ile yansıtmaktadır (Oluk Ersümer, 2014: 302). Böylece muhatabını beklentilerini bir yönüyle sekteye uğratan kara mizah, onu duygusal açıdan bir bozguna uğratmaktadır. Bu durum aynı zamanda muhatabında bir kafa karışıklığına yol açarak, onun söz konusu kara mizah unsurundan tek bir anlam çıkarmasını güçleştirmektedir.

Kara mizahın kasvetli doğası, insanın içine düştüğü paradoksları alaycı bir üslupla vurgulamayı amaçlamaktadır. İnsanların üzerinde durmaya bile gerek duymadığı fakat duygusal bir dilemmayı ifade eden olaylar, kara mizah aracılığıyla sarsıcı bir boyut kazanabilmektedir. Sanatın her alanında kendine yer bulan kara mizah karikatür için de oldukça kullanışlı bir yapıya sahiptir. Modern karikatür anlayışı ile daha çok kullanım alanı bulan kara mizah özellikle Turhan Selçuk karikatürlerinde kendini belirgin bir biçimde hissettirmektedir.

84 DİJİTAL ÇAĞDA DEĞİŞEN GAZETE VE GAZETECİLİK